Prof. Yalçın Küçük'ün adlandırması ile Dersimdaroğlu,
"Tayyip paketimi çaldı" deyu şikayettar oldu.
Gerçekte, paket ne onun, ne de AKP'nin veya
PKK'nin.
Paketin sahibi, BOP haritasını yapan ve Eşbaşkanlık görevi
dağıtan ABD emperyalizmi.
Aydınlık, 2 Ekim 2013
Yeni CHP kurucusu
Dersimdaroğlu "Benim paketim" demekle, Sam Amca'ya "Ben de BOP Eşbaşkanı
olabilirim, Tayyip Bey'i süpürürsen burada ben varım. Gördüğün gibi paketini
destekliyorum. Sen de beni gör"
diyor.Tayyip
Erdoğan: "Bunları PKK istediği için yapmıyoruz, 11 yıllık zincirin bir halkası
olarak gerçekleştiriyoruz. AK Parti kurulduğu gün programında neyi ifade ettiyse
bugün şartlar oluştuğu için onu gerçekleştiriyor" derken doğru söylüyor.
Yeniçağ yazarı
Arslan Bulut, sürecin başından beri
bu konuyu işliyor. 25 Eylül 2013 günlü köşe yazısında yineledi. Bakınız: http://www.yazaroku.com/guncel/arslan-bulut/25-09-2013/erdogan-11-yil-once-kime-ne-soz-verdi/619409.aspx
AKP programı, New
York'tan bir lobi şirketi üzerinden gizlice gönderilmişti.
Gizli
belgede:
“Mister Tayyip Erdoğan; Ankara, yerel yönetimlere otonomi
vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan
çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir”
deniliyordu.
İşte Erdoğan’ın “Milli birlik ve
kardeşlik projesi” dediği proje, bu projedir.
Erdoğan, küresel örgütlerin
taleplerini AKP’nin program ve tüzüğüne yerleştirmiş ve parti programı ile
birlikte yayınlanan Kurucular Kurulu kitabının 8’inci sayfasında “Partimiz
merkeziyetçi devlet anlayışından vazgeçilmesini öngörür” sözünü vermiştir.
Parti programının 35’inci sayfasında
da “Çağımız bir yönüyle küreselleşme çağı, diğer yönüyle yerelleşme ve yerel
yönetimlerin devlet sistemleri içindeki ağırlıklarının arttığı bir çağdır”
denilmektedir.
AKP programındaki bütün bu ifadeler o
gizli belgeden alınmıştır.
Söz, o lobi şirketi üzerinden eski
Ankara Büyükelçisi Abramowitz’e ve onun da bağlı olduğu CFR denilen örgüte
verilmiştir.
CFR, kendisini dünya hükümeti olarak
gören bir kuruluştur. ABD’yi yönetenler, CFR üyesidir.
AKP, böylece, ABD'ye
“yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını
yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak” sözü
vermişti.
Yani söz PKK'ye değil, ABD'ye
verilmiştir. Tayyip Erdoğan "Bunları PKK istediği için yapmıyoruz" demekle
doğruyu söylemekte, fakat "Bunları ABD istediği için yapıyoruz" dememekle de
gerçeği gizlemektedir.
***********
Doğu
Perinçek de, üstüne basarak bu konuyu işliyor:
Amerika'dan geldi bu program,
İmralı'dan değil.
AKP'nin kurululundan 13 gün önce 3
Ağustos 2001 günü Aydınlık'ta başyazı olarak bu gerçeği duyurduk. bakınız.
Tayyip Erdoğan'ın Yüce Divan Dosyası Sayfa 74, Kaynak Yayınları
Bu programın Amerika'dan geldiğini büyük
harflerle yazmak, herkesin gözüne sokmak çok önemli. Belirleyici! Çünkü kaynağını saptayamazsanız,
karanlığa yumruk atarsınız. O da gösteriş için, milleti aldatmak
için.
CHP ve MHP, Cumhuriyeti yıkan, vatanı bölen bu
"projenin" ABD imalatı olduğunu bir türlü söylemediler. Söyleyemezler, o zaman vaziyet almak
zorundalar. Çünkü onların da gözü Washington'da. Bir işaret gelse de, BOP
Eşbaşkanlığı koltuğuna otursalar.
İşte
bu nedenle hıyanetin esas merkezini hep örttüler. MHP'nin İmralı bağırtı ve çağırtıları aslında
cinayetin duyulmasını önleyen bir
gürültüdür.
Sayın CHP yöneticileri
Tunceli'yi Dersim yapan Tunceli halkı
değil. ABD planında "Dersimli" oldunuz. Oyuncak "Dersimli".
Sayın MHP yöneticileri
Türbanı kamunun başına Müslüman kadın
geçirmiyor. Amerikan planında "Koyu Müslüman" oldunuz.
Bu paketi millet, ihanet
paketçilerinin başına geçirecektir.
***********
Kılıçdaroğlu,
Cumhuriyetle
Milletle
Vatanla
Laiklikle
Çağdaşlıkla
Ve Atatürk'ün CHP'si ile bağlarını
koparmış, köprüleri atmıştır.
Yapılan iş yanlışlıklar kapsamında
değildir.
Aymazlık kapsamında da
değildir.
Büyük bir üzüntüyle belirtmek
durumundayım, ihanet kapsamındadır.
Kılıçdaroğlu: "Paketteki birçok
noktayı daha önce biz önerdik" dedi.
-- Seçim barajının düşürülmesi,
-- Siyasette dil yasaklarının
kaldırılması, farklı dil ve lehçelerde siyaset yapılması
-- Partilere hazine
yardımı
-- Nefret suçları
maddelerini CHP'nin önerdiğini, fakat
AKP'nin reddettiğini söyledi.
Ancak Kılıçdaroğlu'nun
-- Kamuda türban yasağının
kaldırılması
-- Tarikatların yardım toplamasının
önünün açılması
-- Andımız'ın
kaldırılması
-- Laikliğin savunulmasının suç
haline getirilmesi
-- Özel okullarda farklı dil ve
lehçelerde eğitime izin verilmesi
-- Yerleşim yerlerinin
değiştirilmesinin önünün açılması
maddelerine itiraz etmek bir yana,
hiç değinmemesi...
Ve:
"Bu paket bizim önerilerimizin kötü
bir taklidi" diyerek "Biz daha hain bir paket isterdik" demeye
getirmesi...
Doğu Perinçek tarafından şöyle
yorumlanıyor:
CHP, AKP'ye "Yetmez, daha hain ol"
eleştirisini yöneltiyor.
"Hançerini daha derinlere batır"
diyor.
"Fırsat bu fırsat, yaralı Cumhuriyeti
bir an önce boğ" diyor.
Bunların hepsi "demokrasi" perdesi
altında. CIA demokrasisi, Sorosgiller için icat edilmiştir.
Kılıçdaroğlu'nun sözde paket
eleştirisinde Türk Milleti'ne umut veren, Cumhuriyet yurttaşını sevindiren,
Atatürk gençliğini aydınlatan, dağa çıkan işçinin elinden tutan hiç bir şey
yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder