3 Ekim 2013 Perşembe

Paketimi çaldılar

Prof. Yalçın Küçük'ün adlandırması ile Dersimdaroğlu, "Tayyip paketimi çaldı" deyu şikayettar oldu.
Gerçekte, paket ne onun, ne de AKP'nin veya PKK'nin.

Paketin sahibi, BOP haritasını yapan ve Eşbaşkanlık görevi dağıtan ABD emperyalizmi.

Aydınlık, 2 Ekim 2013

Yeni CHP kurucusu Dersimdaroğlu "Benim paketim" demekle, Sam Amca'ya "Ben de BOP Eşbaşkanı olabilirim, Tayyip Bey'i süpürürsen burada ben varım. Gördüğün gibi paketini destekliyorum. Sen de beni gör" diyor.Tayyip Erdoğan: "Bunları PKK istediği için yapmıyoruz, 11 yıllık zincirin bir halkası olarak gerçekleştiriyoruz. AK Parti kurulduğu gün programında neyi ifade ettiyse bugün şartlar oluştuğu için onu gerçekleştiriyor" derken doğru söylüyor.

Yeniçağ yazarı Arslan Bulut, sürecin başından beri bu konuyu işliyor. 25 Eylül 2013 günlü köşe yazısında yineledi. Bakınız: http://www.yazaroku.com/guncel/arslan-bulut/25-09-2013/erdogan-11-yil-once-kime-ne-soz-verdi/619409.aspx

AKP programı, New York'tan bir lobi şirketi üzerinden gizlice gönderilmişti.

Gizli belgede:
“Mister Tayyip Erdoğan; Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir” deniliyordu.

İşte Erdoğan’ın “Milli birlik ve kardeşlik projesi” dediği proje, bu projedir.

Erdoğan, küresel örgütlerin taleplerini AKP’nin program ve tüzüğüne yerleştirmiş ve parti programı ile birlikte yayınlanan Kurucular Kurulu kitabının 8’inci sayfasında “Partimiz merkeziyetçi devlet anlayışından vazgeçilmesini öngörür” sözünü vermiştir.

Parti programının 35’inci sayfasında da “Çağımız bir yönüyle küreselleşme çağı, diğer yönüyle yerelleşme ve yerel yönetimlerin devlet sistemleri içindeki ağırlıklarının arttığı bir çağdır” denilmektedir.

AKP programındaki bütün bu ifadeler o gizli belgeden alınmıştır.

Söz, o lobi şirketi üzerinden eski Ankara Büyükelçisi Abramowitz’e ve onun da bağlı olduğu CFR denilen örgüte verilmiştir.
CFR, kendisini dünya hükümeti olarak gören bir kuruluştur. ABD’yi yönetenler, CFR üyesidir.

AKP, böylece, ABD'ye “yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak” sözü vermişti.

Yani söz PKK'ye değil, ABD'ye verilmiştir. Tayyip Erdoğan "Bunları PKK istediği için yapmıyoruz" demekle doğruyu söylemekte, fakat "Bunları ABD istediği için yapıyoruz" dememekle de gerçeği gizlemektedir.

***********

Doğu Perinçek de, üstüne basarak bu konuyu işliyor:
Amerika'dan geldi bu program, İmralı'dan değil.
AKP'nin kurululundan 13 gün önce 3 Ağustos 2001 günü Aydınlık'ta başyazı olarak bu gerçeği duyurduk. bakınız. Tayyip Erdoğan'ın Yüce Divan Dosyası Sayfa 74, Kaynak Yayınları




Bu programın Amerika'dan geldiğini büyük harflerle yazmak, herkesin gözüne sokmak çok önemli. Belirleyici! Çünkü kaynağını saptayamazsanız, karanlığa yumruk atarsınız. O da gösteriş için, milleti aldatmak için.

CHP ve MHP, Cumhuriyeti yıkan, vatanı bölen bu "projenin" ABD imalatı olduğunu bir türlü söylemediler. Söyleyemezler, o zaman vaziyet almak zorundalar. Çünkü onların da gözü Washington'da. Bir işaret gelse de, BOP Eşbaşkanlığı koltuğuna otursalar.

İşte bu nedenle hıyanetin esas merkezini hep örttüler. MHP'nin İmralı bağırtı ve çağırtıları aslında cinayetin duyulmasını önleyen bir gürültüdür.


Sayın CHP yöneticileri
Tunceli'yi Dersim yapan Tunceli halkı değil. ABD planında "Dersimli" oldunuz. Oyuncak "Dersimli".

Sayın MHP yöneticileri
Türbanı kamunun başına Müslüman kadın geçirmiyor. Amerikan planında "Koyu Müslüman" oldunuz.

Bu paketi millet, ihanet paketçilerinin başına geçirecektir.

***********

Kılıçdaroğlu,
Cumhuriyetle
Milletle
Vatanla
Laiklikle
Çağdaşlıkla
Ve Atatürk'ün CHP'si ile bağlarını koparmış, köprüleri atmıştır.

Yapılan iş yanlışlıklar kapsamında değildir.
Aymazlık kapsamında da değildir.
Büyük bir üzüntüyle belirtmek durumundayım, ihanet kapsamındadır.

Kılıçdaroğlu: "Paketteki birçok noktayı daha önce biz önerdik" dedi.
-- Seçim barajının düşürülmesi,
-- Siyasette dil yasaklarının kaldırılması, farklı dil ve lehçelerde siyaset yapılması
-- Partilere hazine yardımı
-- Nefret suçları
maddelerini CHP'nin önerdiğini, fakat AKP'nin reddettiğini söyledi.

Ancak Kılıçdaroğlu'nun
-- Kamuda türban yasağının kaldırılması
-- Tarikatların yardım toplamasının önünün açılması
-- Andımız'ın kaldırılması
-- Laikliğin savunulmasının suç haline getirilmesi
-- Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitime izin verilmesi
-- Yerleşim yerlerinin değiştirilmesinin önünün açılması
maddelerine itiraz etmek bir yana, hiç değinmemesi...

Ve:
"Bu paket bizim önerilerimizin kötü bir taklidi" diyerek "Biz daha hain bir paket isterdik" demeye getirmesi...

Doğu Perinçek tarafından şöyle yorumlanıyor:

CHP, AKP'ye "Yetmez, daha hain ol" eleştirisini yöneltiyor.
"Hançerini daha derinlere batır" diyor.
"Fırsat bu fırsat, yaralı Cumhuriyeti bir an önce boğ" diyor.

Bunların hepsi "demokrasi" perdesi altında. CIA demokrasisi, Sorosgiller için icat edilmiştir.
Kılıçdaroğlu'nun sözde paket eleştirisinde Türk Milleti'ne umut veren, Cumhuriyet yurttaşını sevindiren, Atatürk gençliğini aydınlatan, dağa çıkan işçinin elinden tutan hiç bir şey yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder