29 Eylül 2021 Çarşamba

"ABD, Suriye ve Irak'tan çıkmalıdır" buyurdu ama sonra bir çuval inciri...

 

Erdoğan'ın Amerikan CBS TV'ye konuşması "Türkiye Cumhurbaşkanı
meydan okuyor" başlığı ile yayınlandı. Konuşmanın aşağıdaki video
kaydında yayınlanan bölümünde Erdoğan şöyle diyor:

"ABD Suriye'den çıkmalıdır, Irak'tan çıkmalıdır. 
Afganistan'dan çıktıkları gibi çıkmalıdır."

"Türkiye'de maalesef terör örgütleri Amerika'dan çok ciddi silah ve
mühimmat desteği aldı. Bu, geçmiş hükümette de aynı şekilde oldu, 
şu anda da aynı şekilde oluyor."

"Bu terör örgütlerine bu tür silah desteklerinin verilmemesi gerekir.
NATO'da birlikte olduğumuz Amerika, Türkiye ile birlikte mi hareket
edecek, yoksa PKK-PYD-YPG terör örgütleri ile mi, bunun kararını
vermesi lazım." 


"S-400 alımı ile ilgili olarak, hangi ülkeden ne alacağımıza biz karar
veririz. Türkiye'nin  kendini savunmasına kimse müdahale edemez."

Video kaydı:

Video kaydında alt yazıyı yazanlar, Erdoğan'ın sözlerini çarpıtarak,
şöyle yazmışlar: "Amerika terör örgütleri ile mi, yoksa NATO'da 
beraber olduğu dostuyla, Türkiye'yle mi beraber hareket edecek."
Videonun 1:50 dakikasından sonrasını dikkatle dinleyiniz. Erdoğan
"dost" falan demiyor. Maalesef ULUSAL KANAL da dikkat etmeyerek
bu tuzağa düşmüş.

+++


Erdoğan, New York'taki Türkevi'nde gazetecileri yanıtladı:

"Biden, terör örgütlerine silah, mühimmat, araç gereç taşımaya başladı.
Biz bunu elimizi kolumuzu sallaya sallaya seyredecek değiliz."

"Amerika 'Kapılar açılsın ve Afgan halkı Türkiye'ye girsin' diyemez. 
Nitekim böyle bir şeye biz, açık da değiliz, müsaade de etmeyiz."

 "Türk-Amerikan ilişkilerinde sağlıklı bir sürecin işlediğini söyleyemem. 
Niye? Bakın biz F-35'ler için1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptık ve 
bu F-35'ler bize teslim edilmedi. Amerika önce bunu bir defa halletmeli. 

S-400 konusunu bahane edip F-35'leri vermemek, devletler arası ilişki-
lerde, diplomasi noktasında ve münasebetler noktasında bir kimlik ortaya
koymaktır."

"Bize sürekli S-400'ü dayatmalarını kabul etmemiz mümkün değil. Bizim 
için S-400 işi bitmiştir. Buradan geri adım atmamız da mümkün değil. 
Biz Türkiye olarak dürüst davranıyoruz, ama Amerika maalesef 
dürüst davranmadı, davranmıyor.

"Sen bana Patriot vermeyeceksin, ondan sonra biz S-400'ü aldığımızda 
'Niye aldın?' diyeceksin. Türkiye, kendi savunması için ne gerekiyorsa onu
 alır. Gerekirse bunları üretmeye de başlar. Zaten şu anda başladık." 

"Temennim odur ki iki NATO ülkesi olarak birbirimize hasmane değil, 
dostane davranalım. Ama iki NATO ülkesi olarak şu andaki gidiş pek 
hayra alamet değil."

"Rusya ile ilişkilerde şu ana kadar herhangi bir yanlış görmedik. 
Suriye'deki gelişmeleri daha iyi bir konuma taşıma noktasında 
zaman zaman bazı sıkıntılar yaşamıyor değiliz. Ama bunu da
attığımız adımlarla hemen telafi edebiliyoruz."

"Sayın Putin, Azerbaycan’da eğer devlet adamlığını tam manasıyla 
ortaya koymamış olsaydı, Azerbaycan'dan bu şekilde çıkılmazdı. 
Ama bunu ortaya isabetli kararlarla koyduğu için Azerbaycan'dan 
çok çok olumlu bir şekilde çıkma şansını yakaladık."

+++



ABD dönüşünde Üsküdar'da Cuma namazı çıkışında Erdoğan:

"Amerika ile  bizim münasebetlerimiz iki NATO ülkesi olarak bu olmamalı.
Amerika şu anda terör örgütlerine beklenenin çok çok üzerinde destek 
veriyor ve onlarla mücadele etmesi gerekirken mücadeleyi bırakın tam 
aksine onlara yüklü miktarda silah, araç, gereç destekleri veriyor." 

Gerek ABD'deki konuşmalarında, gerekse Üsküdar'da buraya kadar 
olumlu yönde mesajlar veren Erdoğan, ani bir çıkışla bir çuval inciri
berbat ediyor. Buyurun:

"Suriye'de rejim maalesef, burada bizim için ülkemizin güneyinde
adeta bir tehdit oluşturuyor. Burada bir dost ülke olarak da Sayın 
Putin'den daha doğrusu Rusya'dan bir dayanışmamızın gereği olarak, 
farklı yaklaşımlar bekliyorum."


Erdoğan'ın "Suriye'de rejim" dediği, Suriye Hükümeti. Halkın oyu ile
iş başına gelmiş olan ve kendisi gibi 4 kez seçimlerden zaferle çıkan
Beşar Esad'ı beğenmiyor, onu tehdit olarak görüyor.

Bakınız: 
Suriye seçimini tanımamak ABD - İsrail mevzisidir

Beşar Esad ile neredeyse ortak bakanlar kurulu toplayacak derecede
samimi olan Erdoğan değil miydi? Davutoğlu Esad'a ABD kışkırtması
ile "Müslüman Kardeşler'den de bir kaç bakan al" baskısı yapıp sonuç
alamayınca, "Kardeşim Esad" birden "Diktatör Esed" oluverdi.

Başar Esad size gelip "Ey Erdoğan, CHP'den de bir kaç bakan al" dese
idi, kabul eder miydiniz? Başka devletlerin iç işlerine karışmayı nasıl
kendinizde hak olarak görüyorsunuz?

Geçmişte Davutoğlu "Şam'da Emevi Camisi'nde namaz kılacağız" diye
ABD-NATO saldırısına destek vermişti. O zaman Türkiye Suriye'ye
tehdit oluşturuyordu. Suriye bize tehdit oluşturmadı. PKK ve sözde
şeriatçı teröristlerin ABD desteğinde Suriye'yi ateşe vermesine yardımcı
olan Davutoğlu değil miydi? Siz de o zaman buna göz yummadınız mı?

"Suriye tehdit oluşturuyor" demek, "Rusya tehdit oluşturuyor" demektir.
Çünkü Suriye ile Rusya müttefik. Putin'e böyle bir şey söylemek, bir
çuval inciri berbat etmek değil de nedir?

Hele bugün Soçi'de Putin'e "Kırım Ukrayna toprağıdır" derseniz, Putin
de karşılık olarak "Siz de Kıbrıs'ta işgalcisiniz" derse (demez ya) ne
yapacaksınız? Türkiye Kıbrıs'ta ne kadar haklı ise, Rusya da Kırım'da
o kadar haklı çünkü.

T.C. Dışişleri Bakanlığı, tam da sizin Putin ile buluşmanızın öncesinde,
"Kırım'daki Duma (Meclis) seçimleri hukuki değil" açıklaması yaptı.
Rusya da "KKTC seçimleri hukuki değil" derse ne yanıt vereceksiniz?

Siz Rusya'nın altını oyun, Rusya da buna karşılık sizi el üstünde tutsun.
Nereye kadar? Neticede Putin de bir fani. Sabır nereye kadar?

Bakınız:
Rusya'dan Türkiye'ye Kırım uyarısı 

Ayrıca, siz "Suriye tehdit", "Kırım Ukrayna toprağı" dedikçe "ABD Suriye
ve Irak'tan çıkmalıdır" sözleriniz hiç bir şey ifade etmez. Sizin Rusya ve
Suriye ile olan çelişkilerinizi kullanan ABD, bölgeden çıkmaz.

Kısacası: Yaptığınız işler, istediğiniz şeylerin olmasını engelliyor.
Yok mu size bunu anlatacak ABD yanlısı olmayan bir danışmanınız?

+++

arşiv:

Abhazya-Vatan ortak bildirisi:
Türkiye Abhazya'yı tanısın, Rusya da KKTC'yi

Karabağ'da Rusya ile işbirliği formülü  

+++


27 Eylül 2021 Pazartesi

Biden tayfasının PKK ve FETÖ'yü kurtarma fotoromanı

Önce CHP yönetimi irade beyanı yaptı.
İYİ, GELECEK, DEVA kervana katıldı.
 
Kılıçdaroğlu:
"KHK'larla görevden alınan, işine son verilen herkesi göreve iade
edeceğim. Yeter ki teröre bulaşmasın."

Kaftancıoğlu bu "herkes"in sayısını verdi: 130 bin.
Yani, PKK ve FETÖ iltisakı konusunda hiç şüphe olmayanlar dahil.

2016 yılında bir gurup öğretim elemanı, özerklik ilan edip hendekler 
kazanPKK'ya karşı mücadele eden Türk Ordusu'nu silah bırakmaya, 
devleti de PKK ile barışmaya çağıran, ordunun katliam yaptığını öne 
süren "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı "Barış Akademisyenleri 
Bildirisi"ni imzaladıkları için KHK ile işten çıkarılmışlardı. CHP'nin tekrar
işe alacağı KHK sözde mağdurlarına bunlar dahil.

Bakınız: 


CHP, sözde KHK mağdurları için etkinlik düzenledi. FETÖ tertiplerinin 
aracı olan Taraf gazetesinin yazarı olan ve kendisi de KHK ile üniver-
sitedeki görevinden alınan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel 
TaşkınKHK'lılarla 35 ilde buluşma planı yaptı.

Meral Akşener, FETÖ tutuklu ve hükümlülerini "gariban, çaycı çorbacı"
diye savundu. Bakınız: 

Ahmet Davutoğlu (GELECEK Partisi):
"KHK'larla ihraç bir beyin kanaması"

Ali Babacan (DEVA Partisi):
"Silahlı terör örgütü suçlamasıyla en az 1,5 milyon soruşturma var.
Bu tablo utanç verici." 

+++

Doğal olarak, PKK ve FETÖ savunuculuğu yapabilmek için, Kemalizm
ile hesaplaşmak gerekiyordu. Bunu da açıkça yapmaya başladılar.

CHP'li Konak Belediyesi, PKK'nın yan kuruluşu olan Halkların 
Demokratik Kongresi'ne panel için yer verdi. Panele Öcalan'ın 
avukatı Cengiz ÇiçekBarış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz ve 
Barış Akademisyenleri Bildirisi'ni imzaladığı için KHK ile işine son 
verildikten sonra Tunç Soyer'in İzmir Belediyesi otelcilik işletmesine
Yönetim Kurulu Üyesi olarak atadığı Melek Göregenli konuşmacı 
olarak katıldılar.

Hakan Tahmaz: "Kurucu ideoloji ile hesaplaşılmadığı sürece darbelerle
hesaplaşılamaz. Daha açık söyleyeyim, Kemalizm ile hesaplaşılabilmiş
değildir." dedi. Bu sözleri hiç bir itiraz almadı.

+++

Anayasa Mahkemesi'nde davası süren HDP'yi kapatılmaktan ve
PKK'yı TSK'nın süngüsünden kurtarma görevini üstlenen CHP,
öteden beri dillendirdiği "Kürt sorununu TBMM'de çözme" söylemini
daha yüksek sesle dillendirmeye başladı. 

Buna göre sözde Kürt sorunu silahla değil, Açılım yaparak çözülecekti.
Tıpkı AKP-FETÖ ittifakının yıllar önce başlattığı ve sonu özerklik ilanı
ve hendeklerle gelen macera gibi. Çözüm şu şekilde olacak:
PKK'ya güneydoğuda özerklik verecekler. Ama bunu açıklamıyorlar
şimdilik, tepki görmemek için.

Kılıçdaroğlu bunu şöyle ifade etti:
"İmralı (PKK demek istiyor) meşru bir organ değil. HDP, parlamentonun
içinde. Dolayısıyla meşru bir organla (HDP ile) bu sorunu çözebiliriz.
HDP'nin halk desteği var."

HDP Eski Eş Genel Başkanı Sezai Temelli hemen yanıt verdi:
"HDP bu sorunun çözümünü kolaylaştıran başlıca aktördür. Demokratik
çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı'dır (PKK'dir demek istiyor)"

1. Kürt sorununun çözümünün yegane muhatabı HDP değil ama bu sorunun çözümü adına bugün demokratik siyaseti var eden ve kolaylaştıran başlıca aktör HDP’dir. Ama asla unutulmaması gereken şey demokratik çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı’dır.
Alıntı Tweet
Malum Medya
@malummedyacom
·
Kemal Kılıçdaroğlu: Kürt sorununu HDP ile çözebiliriz malummedya.com/kemal-kilicdar

Aldı sazı Demirtaş:

1- Benim bildiğim HDP, Kürt sorunu dahil olmak üzere, Türkiye’nin tüm sorunlarının çözümüne taliptir, irade sahibi siyasi bir aktördür ve elbette muhataptır. Çözümün adresi de doğal olarak TBMM’dir.

HDP'nin şu andaki Eş Genel Başkanı Mithat Sancar:
"Çözümün adresi Meclis'tir. İmralı'nın da bu konuda rolü olacaktır.
İmralı ile HDP'nin rolünü karşı karşıya getirmek, Kürt sorununa 
bütünlüklü yaklaşımı zorlaştırıyor"  

HDP Sözcüsü Ebru Günay:
"Sorunun muhatapları bellidir. 'İmkan versinler bu sorunu bir haftada
çözerim' diyen Sayın Öcalan gerçekliğini de görmezden gelme imkanı
yoktur."

Video kaydı: 


Böylece HDP, bu üç açıklama ile "İmralı meşru değil" diyen 
Kılıçdaroğlu'nun gözüne gözüne İmralı'yı yani PKK'yı sokuyor.

Bizzat Eş Genel Başkan, "İmralı (yani PKK) ile HDP'yi karşı karşıya
getirme. PKK da bizim kadar meşrudur." diye Kılıçdaroğlu'nu uyarıyor.

+++

CHP MV Tanrıkulu, terör hükümlüsü Demirtaş'ı ve Abdullah Zeydan'ı 
cezaevinde ziyaret etti. Demirtaş için "Sevgili dostum ve meslektaşım
tamamen siyasi rehin olarak cezaevinde tutuluyor" dedi. Video kaydı

+++

Vatan Partisi bu girişimin iç yüzünü açıkladı:
TBMM'de çözüm” söylemi, PKK'yı kurtarmak içindir  

+++


İYİ Parti
hemen topa girdiGurup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu:

"HDP'li TBMM Başkanvekili oturumları yönetiyor, 
ve hepimiz de onun yönetimine katılıyor muyuz?
Bu, "Meşru mu, gayrı meşru mu' tartışmasına en iyi cevaptır."

Böylece, Türkiye'nin karpuz gibi ikiye bölünüp sözüm ona Kürdistan
kurulmasının "Meşru" olduğunu sözde "Ülkücü" zattan öğrenmiş
olduk, çok sevindik. Asena Akşener de mühürü vurdu: "HDP legal"

Gerçi sözde Asena, 2018'de PKK'ya "Kürt siyasi hareketi"
madalyası takmıştı. 
Bakınız: 


+++

Babacan, bundan sonra FETÖ'yü de can havliyle savundu:
"Hangi kitapta yazıyor ya.  Hangi vicdana sığar ya."
Video kaydı


+++
Bundan sonra işin cılkı çıktı, rezillikler başladı.

CHP MV Aykut Erdoğdu:
"Vallahi Demirtaş Cumhurbaşkanı seçilirse... İnşallah, keşke
ülkemizde renklilikler de olsaydı"

Video kaydı: 

+++

Erdoğdu böylece, HDP'ye 2 Bakanlık vermek isteyen CHP Eski MV
Dursun Çiçek'i ve onu destekleyen CHP MV Gürsel Tekin'i sollamış, 
ülkemizin yönetimini tümden PKK'ya bağışlayıvermişti. 

Video kaydı: 

Ayrıntılar:

+++

halk tv'de konuşan CHP MV Özgür Özel:
"Demirtaş'ın haksızlığa uğradığı ve HDP'yi güçsüzleştirmek için
siyaseten alıkonulduğu noktasında hemfikiriz."

+++

Büyük tesadüf:

Öyle büyük tesadüf ki, inanamazsınız.
Biden tayfasının ülkemizde HDP, PKK ve FETÖ'yü kurtarma hamlesi
başlatması ile aynı anda Avrupa'da "TURKEY TRIBUNAL" kuruldu.
Yani: "TÜRKİYE MAHKEMESİ"

Suçlu: TÜRKİYE
Şikayetçiler: HDP ve FETÖ
Konu: Türkiye Hükûmeti'nin HDP, PKK ve FETÖ'ye uyguladığı zulüm.

Mahkeme Raportörü Eric Sottas:
"Türkiye'de Gülen Hareketi'ne ve Kürt Hareketi'ne karşı
sistematik işkence uygulanıyor."

Sözde mahkemenin yargıçları arasında 3 eski AİHM (Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi) yargıcı da var. 

5 günde 15 tanık dinlenecek.
Mahkeme, Türkiye'den savunma yapmak için bir yetkilinin gönderilmesini
istedi. Tayyip Erdoğan bu isteğe "ittirin gidin" yanıtını verdi.


+++