29 Nisan 2019 Pazartesi

1 Mayıs'ta gündem kıdem tazminatı

İktidar işçinin kıdem tazminatına göz dikti.
Kıdem tazminatını fona devrederek el koyma peşinde.
Berat Bey Amerika'lara giderek "Ekonomimiz çok iyi" nutukları çekti
Sormazlar mı, ekonomi çok iyi ise işçinin parasına neden el konulacak?

Bu 1 Mayıs'ın belgisi:  KIDEM TAZMİNATIMA DOKUNMA

Türk - İş, 1 Mayıs'ı işçi yatağı Kocaeli'de kutlayacak.


Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın dikkat çektiği noktalar:

"Kıdem tazminatı düzenlemesi çalışanlar ve aileleri ile birlikte
40 milyon kişiyi etkileyecek.

Şu anda işveren işçisini işten çıkarırsa kıdem tazminatını peşin
ödemek zorunda. İş güvenliğini sağlayan bu engel ortadan kal-
karsa işten çıkarmalar kolaylaşacak. İş güvenliği diye bir şey
kalmayacak.

İşyerlerinde huzur kalmadı. İşçinin morali bozuldu, verim düştü.

40 milyonun rahatsız olacağı bir iş kimseye hayır getirmez.
Bu konu her yıl gündeme getiriliyor. Kıdem tazminatı son kale."


Tayyip Erdoğan son günlerde "Türkiye İttifakı" deyip duruyor.

İşçisiz Türkiye İttifakı olur mu? Aileleri ile birlikte Türkiye nüfusunun
neredeyse yarısına yakın bir bölümünü oluşturan işçi sınıfına darbe
vurarak Türkiye İttifakı oluşturulabilir mi?


Vatan Partisi Hükumet'e çağrı yaptı:

KIDEMİ BIRAK, FABRİKA YAPMAYA BAK.

Vatan Partisi Gaziosmanpaşa İşçi Sendika Bürosu Başkanı Erkan
Bakkal'ın açıklaması (Ayıraç içleri bana ait)

2002'de İş Güvencesi Yasası çıktığında OECD, Dünya Bankası ve
IMF gibi emperyalist örgütler kıdem tazminatını kaldırmamızı istemiş-
lerdi. (Kıdeme el koymak Tayyip Erdoğan'ın "üst akıl" dediği emper-
yalistlerin isteği. Eyyyy dediği üst akıl yani.)

Berat Bey'in 10 Nisan'da açıkladığı Yeni Ekonomi Programı'na göre
kıdem tazminatları BES (Bireysel Emeklilik Sistemi) içinde toplanacak
ve her yıl birikecek olan 100 milyar civarındaki para batık şirketlere
ve batırılan ekonomiye kredi olarak kullandırılacak.

BES kapsamında kurtarılacak 17 batık şirketin 10'u yabancılara ait.
Amerikan, İngiliz, Fransız ve Hollanda şirketleri. Dördü yabancı ortaklı.
Sadece üçü kamu bankalarına ait.

Batırdığının ekonomiyi düzeltmenin yolu işçinin alınterine göz koymak
olamaz. Fabrika yapın, üretime destek verin, Yurt içinde üretebilece-
ğimiz malları ithal etmekten vazgeçin. Kendi sanayicimizi, kendi köylü-
müzü destekleyin. Kıdem tazminatına göz dikmekten vazgeçin."


++++

20 Nisan 2019 Cumartesi

Binali Bey'in iç edilen oyları ve İBB veritabanı

Cep telefonundan okuyorsanız telefonu yan tutunuz

Binali Bey  "Oylarım iç edildi" diye feryat etmişti. İstanbul seçimlerine
asılmanın ve itiraz silsilesinin açıklaması "Suç delillerini yok etmek için
zaman kazanmak" olarak yapılmıştı.


İmamoğlu'nun veri tabanı, alt yapı yedekleri ver log kayıtlarının kopyalanıp
kayıt altına alınması talimatının AKP'li Meclis üyeleri tarafından mahkemeye
başvurularak iptal ettirilmesi, bu açıklamanın doğruluğu hakkında bir karine
oluşturmuştur. Öyle ya,eğer İstanbul'da  25 yıllık AKP yönetiminde kanunsuz
işler yapılmamış olsa, veri tabanının kayıt altına alınması, varsa silinmiş dos-
yaların tekrar yüklenmesi niçin panik yaratsın?


AKP'nin seçimde hile yapıldığı iddiası temelsizdir. Bugüne kadar seçimi kaybe-
den taraflar hep hile iddiası yapmış, SEŞSİS'i, YSK'yı suçlamışlardı.

Bu iddiaların da bir dayanağı yoktur. Seçimlerde bir kere bile sandık görevi
yapmış olanlar, hatta müşahitler, hile yapılmasının olanaksız olduğunu bilir.



BİRİNCİ ADIM

Sandık başında YSK'nın atadığı bir başkan ve partilerin atadığı görevliler ve
müşahitler hazır bulunur.

Sandık başkanı zarfları yek tek açar, sandık görevlilerine gösterir. Oy hangi
partiye verilmişse partilerin görevlileri önlerindeki kağıtlara o parti için bir
çarpı işareti koyar. Oy geçersiz ise "geçersiz oy" bölümüne çarpı koyar.

Sandıktaki oyların sayımı bittiğinde hem sandık başkanı, hem de tüm partile-
rin görevlileri ve varsa müşahitleri ayrı ayrı her partiye verilen oyları hesaplar.

Sandık başkanı kendi hesapladığı sayıları tek tek okur
"A partisi X oy almış" der. A, B, C ve D partilerinin görevlileri "Evet, biz de o
kadar hesapladık" derse bu sayı tutanağa A partisinin oyu olarak yazılır.

A partisinin görevlisi "Hayır, ben partim için X değil, XX oy hesapladım" diye
itiraz ederse sayım baştan yapılır.

Aynı şey B partisinin aldığı Y oyu, C partisinin aldığı W oyu ve D partisinin
aldığı Z oyu ile geçersiz Q oyu için tekrarlanır.

Tüm partilerin görevlilerinin onayladığı sayılar tutanağa geçirilir.

Dolayısıyla, Binali bey'in "Oylarım iç edildi" iddiası dayanıksızdır.
Her sandık başında AKP'li görevli ve müşahitler bulunmaktadır.
Bunlar herhangi bir iç etme (yani AKP oyunun CHP'ye yazılması veya geçersiz
sayılması) teşebbüsüne anında itiraz ederler. Eğer böyle yapmadılar ise, o
AKP görevlileri ya CHP'nin,ya FETÖ'nün, ya PKK'nın ya da ABD'nin elemanı
veya satın aldığı kişi olmasıanlamına gelir ki, böyle bir durum tüm AKP İstanbul
İl Başkanlığı'nı töhmet altına alır. Öyle ya, AKP'li görevli ve müşahitlerin onayı
olmadan bir AKP oyu nasıl CHP adına yazılabilir veya geçersiz sayılabilir?

İKİNCİ ADIM

Tutanak hazırlanınca, o sandıkta görevli olan partilerin görevlileri
- Tutanağın fotokopisini alıp partilerinin İlçe Başkanlığı'na ulaştırırlar
- Tutanağın resmini çekip VATSAP ile İlçe Başkanlığı'na anında gönderirler.

Sandık başkanı da tutanağın aslını İlçe Seçimn Kurulu'na gönderir
Resmini de VATSAP ile ayrıca yollar.

Dolayısıyla, her sandıkta tutanak tutulduktan sonra bunların değiştirilmesi
hiç bir şekilde mümkün değildir

Tutanak tutulup her partinin görevlileri tarafından kopyaları alındıktan sonra
ne İlçe, ne İl ne de Yüksek Seçim Kurulu bunları değiştiremez. Neden?
Çünkü kopyalarını her parti almış da ondan.

ÜÇÜNCÜ ADIM

Tutanakların kopyalarını alan her partinin İlçe Başkanlıkları, o ilçede ne kadar
oy aldıklarını hesaplayıp İl başkanlıklarına bildirir.

İlçelerden sayıları alan her partinin İl Başkanlıkları, o ilde ne kadar oy aldık-
larını partilerinin Genel Merkezlerine bildirir.

Yani, her parti paralel YSK - paralel SEÇSİS olarak çalışır.

Eğer toplama çıkarma diye bir matematik kuralı varsa, yani her parti 2+2=4
olduğunu kabul ediyorsa, her parti hem kendi partisinin, hem de diğer parti-
lerin her ilçe ve ilde ne kadar oy aldığını toplama sonucunda bulur.

Diğer partiler de, YSK da aynı sonuçları bulur.
Çünkü A partisine göre, B partisine göre, YSK'ya göre 2+2=4 tür.

Demek ki, SEÇSİS'te oylar kaydırıldı falan gibi saçma bahaneler yalnızca
bu yukarıda listelediğimiz basit gerçeği anlayamayan seçmenlerin kafasını
karıştırmaya ve kaybettikleri gerçeğini perdelemeye yöneliktir.

GEÇERSİZ OYLARIN YENİDEN SAYIMI

AKP'nin itirazı sonunda geçersiz oylar yeniden sayıldı ve AKP oyları arttı.
Yani geçersiz oyların bir kısmı geçerli sayıldı. "Gördünüz mü nasıl hile yapıl-
mış" açıklamaları yapıldı. Peki, bu nasıl oldu?

Yeniden sayımda hakimler aslında geçersiz olan AKP oylarının geçerli olma-
sını istedi. Mühür gereken yere vurulmamışsa, oy geçersiz sayılır. Vatandaş
"Mührü ampule vur" talimatını AKP logosu olan ampulun üzerine vurmak
olarak anlamış ve doğal olarak oy geçersiz sayılmış. Veya mühür yeri olan
daireden başka yere basılmış.

Böyle olunca, bu şekilde geçersiz sayılmış olan CHP oyları da geçerli sayıl-
maya başlandı. Bu şekilde yeniden sayımda geçerli sayılan geçersiz AKP
oyları geçerli sayılan geçersiz CHP oylarından fazla olunca, fark azaldı.
Bunu "hile yapıldı" olarak göstermek kötü niyetten başka bir şey değil.

SONUÇ

Arkadaş, 17 yıldır yönetimdesiniz. YSK yönetimini siz atadınız. sandık başkan-
larını YSK'nin görevlendirdiği İl ve İlçe Seçim Kurulları atadı. AKP'nin sandık
görevlilerini ve müşahitleri AKP İl ve İlçe yöneticileri atadı.

Şimdi bunların tümü AKP aleyhine mi çalıştı? Bu nasıl olabilir?

Özel olarak AKP İl ve İlçe Başkanlıklarının atadığı sandık görevlileri ve müşa-
hitlerin tümü mü FETÖ'cü idi? Söz gelimi, bir sandıkta AKP görevlisi diğer
sandık görevlileri ve sandık başkanı ile işbirliği yaparak AKP oyunu CHP'ye
veya diğer bir partiye yazdı veya o AKP oyunu geçerli olduğu halde geçer-
siz saydı diyelim, peki bu durumda o sandıktaki AKP müşahitinin itiraz etmesi
gerekmez miydi? Hem AKP sandık görevlisi, hem de müşahitlerin hepsinin
birden FETÖ'cü olması mümkün müdür? Haydi, bir sandıkta böyle oldu diye-
lim, sandıkların tümünde veya çoğunda böyle olması mümkün müdür?

Ya diğer partilerin görevlileri ve sandık başkanı? Bütün insanların kötülükte
ittifak etmeleri insan karakterine uygun mudur? Bir tek vicdanlı kişi yok mu
idi bu sandık kurullarında?

Özel olarak İstanbul seçimini ele alırsak, olmaz ya, velev ki böyle olmuş olsun,
bu durumun tek açıklaması tüm AKP İl yönetiminin ve görevlendirdiği sandık
görevli ve müşahitlerinin FETÖ'cü olmasıdır.

Aynı şeyi Ankara için de söyleyebiliriz.
AKP kodamanlarının "Hile var" demeden önce olaya bir de bu yönden bakma-
ları gerekmektedir. Fazla yaygara, FETÖ'cü suçlaması olarak geri dönebilir.

++++

17 Nisan 2019 Çarşamba

Seçim bütçeyi yedi, IMF dayatması geldi

Cep telefonundan okuyorsanız telefonu yan tutunuz

AKP iktidarı, seçim için kamu kaynaklarını har vurup harman savurdu.
Seçimleri kazanmak için 2019 bütçesinin hemen hemen tamamını 3 ay
içinde harcadı. Ek olarak imar affı ve bedelliden gelen paraların da
harcandığını hesaba katarsak, açık çok daha büyük

                                                                  Aydınlık, 17 Nisan 2019

Bütçe açığı 2018 yılı içinde 72,6 milyar lira olmuştu.
Bu yılın ilk 3 ayında bütçe açığı 69 milyar liraya ulaştı.

Bu durumu gizlemek isteyen hükumet açığı 36,2 milyar lira
olarak açıkladı. Halbuki erkene alınıp bütçeye eklenen Merkez
Bankası kârları eklenince açık 69 milyar liraya ulaşıyor

Açık nedeniyle kamu ödemeleri önemli ölçüde durdu.Müteahhit-
lerin ödemeleri yapılamayınca bazı projeler yavaşladı, bazıları ise
tamamen durdu. Bir çok firma zorda. Devletten alacaklarını ala-
mayınca borçlarını ödeyemiyorlar, çoğu temerrüte düşüyor.

                                                       Aydınlık, 15 Nisan 2019

Bütçe açığını düşük gösteren bu açıklamayı kimseler yutmadı. Berat Bey'in
uluslararası finans kuruluşlarını (tefecileri) borç para vermeye ikna etmek için
ABD'ye yaptığı ziyaret tam tersi sonuç doğurdu. ABD kontrolündeki bu tefe-
ciler Türkiye'ye IMF kapısını gösterdiler.

Reuters, Bloomberg, Financial Times gibi bu tefecilerin yayın organları
Berat Bey'in kimseyi ikna edemediğini yazdılar.

IMF dayatması Türkiye'yi yeniden ABD'nin kucağına oturtma çabası.
ABD talepleri ülkelere IMF üzerinden dayatılıyor.

İşte o dayatmalar:


Yıl 2000
ABD Irak'ı işgale hazırlanıyor. Türkiye üzerinden Irak'a girme isteklerini
Ecevit kabul etmiyor. Bağdat ile ilişkileri geliştiriyor, Irak'a ihracatımız
artıyor. Ecevit ikna edilemeyince düğmeye basılıyor. Dolar yükseliyor,
kriz başlıyor. Ecevit devriliyor, yerine Irak'a işgale destek sözü veren
Tayyip Bey getiriliyor.

Geniş bilgi için bakınız:

Berat Bey reform paketini açıkladıktan sonra ABD'ye gitmiş ve orada
tefecilere sunum yapmıştı. Tefeciler "Ankara'da söylenenler burada tek-
rarlandı" diyerek ayrıntı istiyorlar.

İfadeler onur kırıcı.

Reuters, Bloomberg, Financial Times, New York Times...
Türkiye IMF'ye teslim olmaya zorlanıyor.

İsmet Özçelik, 15 Nisan günlü Aydınlık'taki yazısında durumu böyle özetliyor.

+

Ama sen ta Amerika'ya, ayaklarına gidersen, "Vallahi de ekonomimiz çok iyi,
ne olur bize borç para verin, billahi de faizi ile birlikte zamanında ödeyeceğiz"
makamında ezik ezik konuşursan,

bir de aşağıdaki fotoğraftaki gibi poz verirsen...


Trump masada koltukta oturuyor.
Önünde ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Trump'ın damadı Jared
Kushner ve arada Berat Bey sandalyede.

Berat Bey bu şekilde oturmayı kabul etmekle Türkiye Cumhuriyeti'ni küçük
düşürdüğünün farkında değil mi?

Ayrıca, hani Vaşington Büyükelçimiz?
Hani siz Osmanlı idiniz?
Yabancılarla tek başına görüşen bir Padişah, bir Vezir falan filan var mı
Osmanlı'da? Yok. Türkiye Cumhuriyeti'nin uygulamalarında da yok.

Bu kabul edilemez gizli görüşme uygulamasını Tayyip Erdoğan icat etmişti.

Doğu Perinçek'in dediği gibi, bunlarda devlet terbiyesi yok.

++++

arşiv:


Berat Bey'in ekonomi reformu paketinden "maşallah" çıktı
 

++++


16 Nisan 2019 Salı

İşsizler Cumhuriyeti

Cep telefonundan okuyorsanız telefonu yan tutunuz

İşsizlik tavan yaptı. Ülke işsizler cumhuriyetine dönüştü

Aydınlık, 16 Nisan 2019



AKP iktidarının işsizliğe karşı bir çaresi yok.

Kasım ayında 201 bin
Aralık ayında 633 bin
Ocak ayında 872 bin işçi işten çıkarıldı.

Çalışan işçi sayısı 29 milyondan 27 milyona geriledi.

İş arayan işsiz sayısı 4 milyon 700 bine dayandı.
İş bulmaktan ümidini kesip iş aramaktan vaz geçen 2 milyon 300 bin
kişi ile birlikte işsiz sayısı 7 milyona dayandı.

Berat Bey'in Amerika'dan almayı hayal ettiği borç para işsizliğe çare
olmayacak. Bu paranın bir kısmı ile eski borçların taksiti ödenecek,
diğer kısmı ile de ithalat yapılacak.

İthalat yapıldıkça yerli tarım ve sanayi (ithal malla rekabet edemediği
için) gerileyecek, yerli üretim azalacak, daha fazal işçi işinden olacak.

AKP'nin ufku dar. Hem ideolojik konumu, hem de dayandığı ithalatçı,
döviz ve faiz bağımlısı asalak sermaye uzun soluklu plan yapmaya
engel. Berat Bey'in son ekonomik reform paketinden de görüleceği
gibi en fazla 9 ay sonrasını görebiliyor. O görüş de kredilerin dönüşü
ve borçların ödenmesi ile sınırlı.

Üretim Ekonomisi'ne geçme yönünde en ufak bir ışık bile yok.

Borçlanmaya, ithalata devam, yerli tarım ve sanayiye ölüm.

Bu kriz, eski krizlere benzemiyor. Örneğin 2009 krizi bir yıl sürmüş
ve geçmişti. Buna V tipi kriz diyoruz. Düşüş ve kısa zamanda çıkış.

Bir de U tipi kriz var. Düşüş, uzun süre sonra çıkış.

Bugünkü kriz bu iki tipe de benzemiyor. Bu kriz L tipi. Düşüş ve
ufukta görülemeyen çıkış.

Bu durum, AKP'nin bu işi tek başına götüremeyeceğini, tek çözüm
olan Üretim Ekonomisi'ne geçebilmek için tüm partilerin katılacağı
(HDP gibi bölücü partiler hariç) bir Milli Hükumet kurulması gerek-
tiğini gösteriyor.

Başka bir çıkış yolu görünmüyor.



++++
arşiv:

Berat Bey'in ekonomi reformu paketinden "maşallah" çıktı
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2019/04/berat-beyin-ekonomi-reformu-paketinden.html

AKP'de "fabrika ayarlarına dönme" sancıları
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2019/04/akpde-fabrika-ayarlarna-donme-sanclar.html

++++