19 Ekim 2024 Cumartesi

DEVRİM arabasını yok etme kumpası tiyatrosu: "Benzin bitti"

 
Türkiye'nin ilk yerli otomobili DEVRİM 
Devrim Arabaları Müzesi, Eskişehir

+++

27 Aralık 2019

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gebze'de TOGG'un tanıtıldığı toplantıda, oraya getirilmiş olan DEVRİM arabasının direksiyonuna geçti. Özetle şöyle konuştu:

"Türkiye daha önce otomobil üretti. Türkiye daha önce uçak da üretti. Ancak bunun önüne geçtiler. Türkiye silah, motor ve uçak üretememenin sancılarını çekti. Zamanında ilk Türk motor fabrikası Gümüş Motor'u kuran Necmettin Erbakan hocamızı da rahmetle yad ediyorum. Ancak bu sefer yerli otomobil üretiminin önüne geçemeyecekler, buna izin vermeyeceğiz. Zamanında DEVRİM otomobilinin benzini yok diye karalama kampanyaları yapıldı. Aynı güçler şimdi de çalışmalar yapıyor." 


"Türkiye'nin yerli ve milli otomobil arayışı yeni değildir yaklaşık 60 yıldır bu hayalin peşinde koştuk. 'DEVRİM'in hikayesi aynı zamanda bize hayallerimizin nasıl kabusa dönüştürüldüğünün de hikayesi. 'DEVRİM' otomobili için harekete geçildiğinde Türkler otomobil üretemez diye kampanya başlatılıyor."

                    Tayyip Erdoğan DEVRİM'in direksiyonunda

"Kayseri'deki uçak fabrikasına sipariş verilmesine, dışarıdan alınan siparişlerin ihraç edilmesine engel olan zihniyet bugün yine faaliyette. Kaybettiğimiz 65 yılın hesabını sormayı da milletimize bırakıyorum. Bu millet yapar. DEVRİM otomobilinin önünü kesmeyi başardılar ama devrin otomobilinin önünü kesemeyecekler. DEVRİM otomobilinin yolda kalmasını, projeyi boğma kampanyasına çevirenler, aynı şeyi yapmaya çalışacaklardır. Ama izin vermeyeceğiz." 

+++

DEVRİM'e kumpas kurulmuş, bir tiyatro gösterisi yapılarak ülkemizin yerli otomobil üretmesine engel olunmuştu.

Olay özetle şöyle gelişti:

27 Mayıs 1960 Devrimi Önderi Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, ilk Türk otomobilinin prototipinin 4,5 ay içinde yapılıp 29 Ekim 1961 Cumhuriyet Bayramı törenlerine yetiştirilmesini istedi.

Arabaların tasarımı ilk yerli lokomotiflerimizden "Karakurt"un üretildiği Eskişehir Demiryolu Fabrikası'nda yapıldı, çeşitli parçalar Ankara, Sivas, Adapazarı Fabrikaları’nın da katkılarıyla üretildi. 

Motor blokları, Sivas’ta 1939’da kurulduktan sonra, yıllarca kullandığımız, yurt dışına da sattığımız yerli lokomotiflerimizin ilki "Bozkurt"un üretildiği TÜDEMSAŞ Fabrikası’nda döküldü. Motorlar saat gibi çalışıyordu.

İstanbul'daki bir polyester fabrikası bu iş için ülkemizde ilk kez far imal etti. Tümü yerli ilk arabamız meydana çıkıyordu.

Mühendisler, teknisyenler gece gündüz çalışıyordu. 4,5 ay gibi kısa bir sürede hiç yoktan araba imal etmek görülmüş duyulmuş bir şey değildi.

+++

Amerikalı ve Avrupalı araba üreticileri, Ford'lar, Mercedes'ler süreci dehşetle izliyordu. Türkler başarılı olursa yalnızca Türkiye pazarını kaybetmekle kalmayabilir, dış pazarlarda da yeni bir rakiple karşılaşabilirlerdi.

Hemen süreci baltalama planları yapmaya başladılar. İlk olarak bürokrasi içindeki adamlarını kullandılar. Bu vatan haini bürokratlar Cumhuriyet Bayramı’na bir değil dört arabanın yetiştirilmesi emriyle işi iyice yokuşa sürdüler.

Birtakım uzmanlara, prototip gerçekleştirilse bile çok pahalıya mal olacağı için asla ekonomik bir değer taşımayacağını , bunun çocukça bir hevesten başka bir şey olmadığını söylettiler. ABD ve Avrupa en güzel arabaları yapıyordu. Araba yapmak bize mi kalmıştı? Kumpasın el ensesi başlamıştı.

+++

200 mühendis ve işçi tarafından "Siyah", "Beyaz", "Mavi Boncuk" ve "Gecekondu" isimleriyle 4 otomobil üretildi.

Son gün biri bej, biri siyah iki arabanın önlerine parlak madenden "DEVRİM" yazısının harfleri yapıştırıldı. İki araba Eskişehir’den Ankara’ya götürülmek üzere vagonlara yüklendi. Buharlı lokomotiften sıçrayabilecek bir kıvılcımla yolda bir kaza olasılığına karşı, arabalara çok az benzin konuldu. Diğer iki araba Eskişehir'de bırakıldı.


Meclis önüne gelindiğinde önce bej arabaya benzin konuldu. Daha siyah arabaya benzin konulmadan Cemal Gürsel siyah arabaya bindi. Araba 100 metre kadar gidince durdu. Cemal Gürsel'in "Ne oldu?" sorusunu direksiyondaki Yüksek Mühendis Rifat Serdaroğlu "Paşam benzin bitti" diye yanıtladı.

Gürsel siyah arabadan inip bej arabaya binerken "İşte biz böyleyiz! Garp kafasıyla otomobil yaptık; ama şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk!" dedi.

Aydın Köksal "Yaşamın Gizi" adlı kitabında anlatıyor.
Bakınız: 


+++

                                 
Cemal Gürsel DEVRİM'e binerken

Aslında benzin koymak unutulmamıştı. Orada bulunanlar "Paşam siyah arabaya daha benzin konulmadı, lütfen bej arabaya binin" deseler sorun çıkmayacaktı.

Veya direksiyondaki Serdaroğlu "Paşam biraz bekleyelim, şimdi benzin konulacak" deseydi yine sorun çıkmayacaktı.

Serdaroğlu benzin olmadığını,100 metre sonra duracağını bile bile niçin arabayı çalıştırmıştı? Bir Yüksek Mühendis böyle bir hata yapabilir mi?

Burada bir kumpas olduğunu, bir tiyatro oynandığını ilkokul öğrencileri bile anlayabilir.

+++

Ancak kitabın yazarı Aydın Köksal  bunun bir kumpas olduğunu görmüyor, bakın olayı nasıl açıklıyor:

"Burada Cemal Aga’nın 'şark kafası' olarak adlandırdığı doğulu davranış, bence mühendislerin, Cumhurbaşkanı’ndan çekinmeden ona, daha siyah arabaya binerken durumu anlatıp, ya birkaç dakika beklemesini rica edip bu arabaya da benzin koyduktan sonra yola çıkmak ya da doğrudan ikinci arabayla yola çıkmayı önermek yerine Cumhurbaşkanı’nın temsil ettiği yüce makam karşısında duydukları aşırı saygıdan dolayı utanarak bunu yapamamış olmalarıydı."    

Böyle saçma bir açıklama olabilir mi? Saygıdan dolayı "Daha benzin konulmadı bu arabaya" diyememişler. Kim inanır buna?

+++

Benzin konulduktan sonra siyah araba Hipodrom'daki geçit törenine katıldı. Cemal Gürsel de bej arabayla Anıtkabir'e gitti. Arabalar saat gibi çalışıyordu. Hiç bir sorun yoktu.

+++

Ancak ertesi gün gazeteler "DEVRİM yolda kaldı" manşetleri ile çıktı. "İki DEVRİM arabası da Meclis'in önünden hareket ederek kutlama programını başarı ile tamamladı." diyemediler. Tek satırla bile buna yer vermediler. NATO medyası işte bu.

Başta da CHP'nin gazetesi ULUS... 

O zaman Aydınlık gazetesi yoktu ki gerçeği yazsın.

Köşe yazarları veryansın ettiler. Bize mi kalmıştı araba yapmak? Bunların yabancı ülkelerden, yabancı araba üreticilerinden ne kadar hibe aldıkları bilinmiyor. 

+++

Aydın Köksal  kumpası ve kumpasın arkasında olan Amerikalı - Avrupalı araba üreticilerini görmüyor, basının ve sözde aydınların bu ihanetini şöyle açıklamaya çalışıyor: 

"27 Mayıs Devrimi’nin öcü, Devrim Arabası’ndan çıkarılırcasına, Proje, kötü niyetli olmasalar bile yetenekleri ucuz magazin gazeteciliğiyle sınırlı haberciler, kendini iyice karamsarlığa kaptırmış öz güvenden yoksun kişiler ve sözde aydınlarca el birliğiyle alaya alınarak yerden yere vuruldu: "Milyonlarca lira anlamsız bir gösteriş uğruna çarçur edilmişti!"

+++

İhanet ortamı hazırlandıktan sonra öldürücü darbe vuruldu:
NATO işbirlikçileri üç DEVRİM arabasını parçalayarak yok ettiler. Yurtsever mühendisler bej renkli olanı kaçırarak sakladılar.

Aydın Köksal olayı şöyle anlatıyor:

"Bozguncular rahat bir soluk aldılar. Ne olur ne olmaz, bu düşünce ileride yeniden depreşir diye arabaların el çabukluğuyla hurdaya çıkarılması sağlandı. Arabalardan üçü hemen imha edildi. 

Proje takımındaki mühendisler, arabalardan yalnızca birini, bej olan birinci arabayı kaçırıp kurtarmayı ancak başarmışlardı.

Yirmi bir yaşımda içim yandı! Kendimi sanki gece gündüz demeden düşlerimde döktüğüm bunca yıllık alın teriyle tasarlayıp ürettiğim o güzel otomobili bir sabotajla acımasızca yok etmişler de beni de birlikte, el birliğiyle linç etmişler gibi duyumsadım. Sanki beni iyi bir mühendis olduğum için yurttaşlıktan atıp sürgüne göndermişlerdi..."

+++

İyi güzel de, "4,5 ayda araba üretin, Bayrama yetişsin" diye emir vermiş olan Cemal Gürsel bu ihanete neden sessiz kaldı?
İki arabayı imha eden NATO tayfasını neden cezalandırmadı? "Üretime başlayın, fabrika kurun" emrini niye vermedi? Neden derin bir sessizliğe gömüldü? Gazetelerin, sözde aydınların milleti yanıltmasına neden engel olmadı? Neden çıkıp ta "Yalan söylemeyin, DEVRİM yolda kalmadı" diyemedi?

Bej DEVRİM arabası, bugün de, saat gibi çalışıyor.

Bugüne kadar kimselerin sormadığı soru işte bu: Acaba Gürsel de bu kumpasa ikna mı edilmişti? NATO tehdit mi etmişti?

Evet, bir şekilde ikna edildiği kesindir.

+++

Aydın Köksal'ın son sözleri:

"Mustafa Miyasoğlu’nun Devrim Otomobili adlı yapıtından esinlenerek Tolga Örnek’in, olaydan neredeyse yarım yüzyıl sonra çevirdiği "Devrim Arabaları" filminin sonunda, Proje’nin en genç mühendisi Necip Bey’in, şimdi yaşlı bir mühendis olarak, hâlâ saat gibi çalışan bej arabaya binip dolaştığını görmek, yalnızca o eski günlere tanık olmuş benim gibi bir mühendisin değil, filmi sinema salonlarında ve televizyonlarda izleyen her uğraştan genç yaşlı herkesin gözlerini yaşarttı."

+++
arşiv:

Cola Turka nasıl yok edildi
Köfteci Yusuf nasıl yok edilmek isteniyor:
Köfteci Yusuf'a domuz eti kumpası - Yeni Cola Turka olayı 

ASELSAN'ın cep telefonu üretimi nasıl engellendi
ASELSAN cep telefonu ihaneti - İsrail'in patlattığı çağrı cihazları

KAYNAK YAYINLARI 
TÜRK DEVRİMİ'NİN YAYINEVİ
+++

16 Ekim 2024 Çarşamba

ASELSAN cep telefonu ihaneti - İsrail'in patlattığı çağrı cihazları

ASELSAN 1920 modeli

İsrail, uzaktan kumanda ile Lübnan'daki Hizbullah üyeleri ve yakınlarının üzerindeki Tayvan malı çağrı cihazlarını patlatıp başta el kopması olmak üzere ölüm ve yaralanmalara neden oldu. 37 kişi öldü, 4 bine yakın kişi yaralandı.

Teknolojide dışa bağımlı olmanın sonucu böyle oluyor.





 +++

Armoya Yüksek Teknoloji CEO'su ve Kurucu Ortağı 
Tuncay Uludağ, 23 Eylül 2020'de uyarmıştı: 
Cep telefonlarında BMS yani batarya yönetim sistemleri uzaktan güncellenmeyen,sabit bir yapıda olması gerekir. ●FAKAT●Son telefonlarda BMS uzaktan güncelleniyor. ●Bu çok büyük bir tehlike,çünkü istenilen ülkede BMS güncellenerek, bataryalar aşırı yük ile patlatılabilir.

Telefonlarda Li-ion piller kullanılır. Li-ion ise suyla sönmeyen kimyasal özellikler taşır. BMS ise bu pilleri yöneten donanım ve yazılımdır. Yazılımda bilinçli yada bilinçsiz yapılan bir hata, bir ülkedeki tüm telefonları saniyeler içinde, alevlendirmek için yeterlidir.
ios ve Android yeni telefonların neredeyse hepsi için geçerli

🔴2020' de anlattığım ve ülkelerin önlem alması gerektiğini söylediğim tam bu konuydu; Lübnan'da son model çağrı cihazlarının BMS sistemlerine uzaktan müdahale edilerek, Lityum iyon pillerinin bomba gibi patlatılmasından tüm ülkeler ders çıkarmalı ve önlemler almalıdır. 🔽
650,3 B
Görüntülenme

 +++

İsrail bir gün sonra Hizbullah'ın elindeki telsizleri de patlattı.

Türk ordusunda kullanılan İsrail mali Elmo telsizler Aynı telsizler dün Hizbullah mensuplarının elinde patlatıldı Diğer konu bizimkilerin yerli ve milli dedikleri diğer telsizlerin yazılımları İsrail bağlantılı şirketlerin elinden çıkıyor
152,2 B
Görüntülenme


+++

Amerikan emperyalizmi Türkiye'nin yerli markalar üretmesini ve kendi malları ile rekabet etmesini engellemek için elinden geleni yapıyor.

Bugün Mc Donald's benzeri zincirlerle rekabet etmemesi için Köfteci Yusuf'a domuz eti kumpası kuruyor.

2005'te de Coca Cola ve Pepsi Cola ile rekabet etmemesi için ColaTurka'yı Ak Parti Hükûmeti eliyle yok etmişti.

Bakınız: 
Köfteci Yusuf’a domuz eti kumpası – Yeni Cola Turka olayı 

+++

Amerikan emperyalizmi ASELSAN'ın cep telefonu üretmesine de engel olmuştu. Rusya ve Çin, devlet görevlilerinin iphone benzeri Batı üretimi cep telefonlarını kullanmasını yasakladı. Eğer ASELSAN üretime devam edebilseydi, biz de yerli malı kullanarak dinlenme - patlatma gibi konularda güvenliğimizi sağlayabilirdik.

+++

Yerli cep telefonu üretimimiz şöyle engellendi:

ASELSAN 1919 modeli

Yıl 1997

Ağustos ayında ASELSAN 1919 üretilmeye başlandı.

Türkiye, cep telefonu üreten 5 ülkeden birisi oldu. Ayrıca telefon tip onayı alan 4 ülke arasına girdi. Tasarımı ve yazılımı ASELSAN’a ait olan cep telefonu için dönemin büyük firması LG işbirliği teklifleri de sundu.

İspanya, Slovakya, Çekya, Avusturya, Çin ve Malezya bu milli proje için ortak olma adımları attı. İlk bir ay içerisinde 5500 adet üretilen ASELSAN 1919, toplamda 100 bin adet satışa ulaştı. Aynı zamanda 10 farklı ülkeye ihraç edildi

Yıl 1998

ASELSAN 1920 modeli üretime geçti.
Reklam ve pazarlama işleri Çukurova Holding'in kuruluşu olan KVK'ya verildi. 

KVK pazarlama ve reklam konusunda önceliği Finlandiyalı Nokia firmasına verdi. İsveçli Ericsson'u da pazarladı. Ancak ASELSAN'ı dağıtmadı, depoda tuttu. "İlgi yok, satılmıyor" dedi.

Devletimiz göz yumdu. Zarar eden ve satışı engellenen yerli cep telefonumuzun üretimi durduruldu.

KVK halen “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan müebbet hapse çarptırılan Osman Kavala’nın ortak olduğu şirketti.

Kavala, Soros'un Türkiye temsilcisi olarak biliniyor. 15 Temmuz darbe girişiminde ABD'li Henri Barkey ile buluşması dava konusu olmuştu. 

Bu ihanetin arkasında Soros'un yani Amerika'nın olduğu ve NATO bağımlısı hükûmetimizin "Ne yapıyorsun, milli üretimimizi neden baltalıyorsun" diye KVK'ya müdahale etmediği, ihanete örtülü onay verdiği açıktır. (Anavatan-DSP Koalisyonu, Başbakan Mesut Yılmaz)

Milliyet gazetesi, bu ihanet olayını "ASELSAN beklenen ilgiyi görmedi" diye perdeliyor: 

+++

1960'ta DEVRİM otomobilinin üretimi nasıl engellendi ve piyasa yabancı markalara teslim edildi ise, aynı şey yerli cep telefonumuzun da başına gelmişti. 

+++

ASELSAN'ın üretimi durdurulduğundan bugüne kadar 108  milyar dolarlık cep telefonu ithal ettik. O günkü ihracatımız davam etseydi 350 milyar dolar döviz kazanacaktık. Bugün dış borç sorunumuz olmayacaktı.

Daha önemlisi, cebimizde bizi dinleyen bir casus veya her an patlayabilecek bir bomba taşımadığımıza emin olacaktık. 

Gizli ele gelince… Doğrusu, bu bir müşterek suç hikâyesi. Siyasi irade desteklemiyor, yabancı şirketler bastırıyor, 
ipi AB’nin ABD’nin elindeki bürokratlar lobicilik yapıyor, ithalat şirketleri de tabuta son çiviyi çakıyor.

Emperyalizm yerli üretimlerimize engel olarak bizi 500 milyar dolar borç batağına soktu.

"NATO güvenlik şemsiyemiz, AB'ya tam üye olacağız" diye nutuk atan siyasilerimizin kulakları çınlasın.

Ayrıntılı bilgi için: 

+++