30 Ocak 2015 Cuma

Halk TV ekranında Türkiye düşmanlığı

Genel Başkan Yardımcısı dahil 8 CHP Milletvekilinin "Ermeni soykırımı ile yüzleşin" pankartının arkasında yürümesinden sonra, Türkiye'ye bir hançer de Halk TV ekranından saplandı.

"Medya Mahallesi" programında hem sunucu Ayşenur Arslan, hem de CHP Milletvekili Durdu Özpolat'ın sahibi olduğu Yurt gazetesi yazarı Hüsnü Mahalli, Türkiye düşmanlığı yaptılar.

*********
Hüsnü Mahalli'ye göre, Doğu Perinçek'in suçu, soykırımın yargılanmasını yargılamaya kalkışması. Yani dünya kamuoyu Türklerin yaptığı Ermeni soykırımını yargılarken, Perinçek bu yargılamaya karşı çıkmış, bu yargılamayı yargılamaya kalkışmış. "Yargılayamazsınız" demiş.

Hüsnü Mahalli'nin Perinçek'i suçlayan sözleri aynen şöyle:
"Soykırımı yargılamayı yargılamaya kalkışmış"

Halbuki dünyanın her yerinde parlamentolar, uluslararası kamuoyu ve insanlar "Evet, bir soykırım olmuş" diyorlarmış.

*********

Hüsnü Bey "soykırım yaptık" diyor, Ayşenur Hanım da "Hı hı" diye onaylıyor. İşte konuşmanın o bölümü:

Ayşenur Arslan:
"Soykırım deyin demeyin ama yüzbinlerce Ermeni öldürüldü."

Hüsnü Mahalli:
"Sonuçta uluslararası kamuoyu ve karar merkezleri, yani bir çok parlamenter, bir çok parlamento zaten "soykırım" demiş.

Ayşenur:
"Hı hı"

Hüsnü:
"Soykırımı yargılamayı yargılamaya kalkışmış. Yani Fransa Parlamentosu, İtalyası, Rusyası, Amerikan Alt Komitesi, Üst Komitesi... Yani bir tek Kongre kalmış. Daha önemlisi insanların kafa, düşünce kalıplarında evet, bir soykırım olmuş. Dünyanın neresine giderseniz gidin..."

*********
Mahalli'ye göre Türk Milleti'nin "Soykırım yapmadık" demesi, hastalıklı bir yapının göstergesi. Millet sağlıklı düşünebilseydi, soykırım yaptığımızı kabul ederdi. İşte o sözler:

Mahalli:
"Sosyolojik demiyorum, patalojik bir durum var toplumda."

*********



Ayşenur ve Hüsnü'ye göre AKP, yurtdışı yasağını kaldırarak Perinçek'e destek verdi. AKP'nin amacı, İşçi Partisi'nin CHP'den oy tırtıklamasını sağlamak. (Keşke Perinçek, yani Türkiye davayı kaybetse de, İşçi Partisi CHP'den oy tırtıklayamasa.)

Aşnenur Arslan:
"Bağışın gitmesi AKP adına destek"

Hüsnü Mahalli:
"Doğu Perinçek’in yurtdışı yasağının kalkması ilginç. Hükümetin İP’ye göz kırptığı söyleniyordu. Ulusal Kanal, Aydınlık ve İşçi Partisi’nin, CHP konusunda nasıl bir tavır aldığını biliyoruz."

Ayşenur:
"Evet sürekli CHP’ye çatıyorlar. Sürekli CHP ve Cemaat’e çatıyor, AKP’ye neredeyse hiç bakmıyor."

Hüsnü:
"Dolayısıyla hani onun tartışılması gerekir bence. “Bak ben sana buradan izin veriyorum. Git kahraman ol dön. O kahramanlık şeyinde de belki biraz daha CHP’yi sarsarsın, belki biraz daha CHP’den oy alırsın.” taktiği uyguluyorlar.

*********
Bu dava kimsenin umurunda değilmiş. Yerel ve uluslararası medyada haber konusu olmamış. Sadece Perinçek medyası bu olayı işliyormuş. Deniz Baykal ile Egemen Bağış'ın birlikte verdikleri fotoğraf karesi olmasa imiş, ülkemizde de hiç haber olmayacakmış bu mahkeme...

Hüsnü:
"Dün de, bugün de hızlı hızlı baktım. Ben hiç bir uluslararası medyada görmedim bunu. Yani şu mahkeme olayı hiç bir yerde haber değil."

Ayşenur:
"Bizim için önemli, Ermenistan için önemli."

Hüsnü:
"Sizin için önemli, yani bu Perinçek meselesinden kaynak... Yani Türk medyasında da çok öyle fazla şey yok. Sırf Perinçek medyasında...

Ayşenur:
"Hayır, hayır. Açıkça söyleyeyim. Baykal - Bağış karesi olmasaydı...

*********
Perinçek'e duyulan haset ve kıskançlık. Kılıçların Efendisi dururken nasıl olur da Perinçek milli kahraman olur?

Biraz önce "Yerel ve uluslararası medyada görmedim" diyorlardı. Şimdi de "AKP Perinçek'i desteklediği için gazetelerin birinci sayfasında görünüyor" diyorlar. Şaşkınlıktan ne diyeceklerini şaşırdılar.

Ayşenur Hanım, "Perinçek neredeyse bir milli kahraman gibi uğurlanıyor" derken sesi çatallanıyor. Neredeyse üzüntüsünden ağlayacak.

Buyurun:

Ayşegül Arslan:
"Şu var. Senin az önce söylediğin, mesela AKP’den destek meselesi belki de bu olayın iç kamuoyunda bu kadar öne çıkmasına, şimdi bakıyorsunuz gazetelerin birinci sayfasında görüyorsunuz. Perinçek neredeyse bir milli kahraman gibi uğurlanıyor. İşte Egemen Bağış orada vs. vs. Yurtdışı yasağı kaldırılıveriyor bir anda, pek çok kişi için kaldırılmazken. Şimdi bu sadece İP, CHP’den ne kadar oy tırtıklarsa meselesi değil. Aynı zamanda AKP’nin içerideki milliyetçi oylara da göz kırpması meselesi de belki. Çünkü milliyetçi hassasiyet bu konuda kendisini çok fazla gösterir malum."

Programın tümünün bant çözümü:


*********

28 Ocak 2015 Çarşamba

Perinçek’in Strazburg Savunması – Tam Metin

Perinçek'in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi’ndeki konuşması:

4 dakikalık görüntü kaydı:





"Sayın Yargıçlar,
Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Mahkemenize güveniyorum.

1. Avrupa insanının özgürlüğü için buradayız. 

AİHM 2. Dairesi’nin 17 Aralık 2013 günü açıklanan kararı, Avrupa’nın özgürlük mirasını temsil ediyor ve Avrupa’daki özgürlükleri güvence altına alıyor. O kararı aynen tekrar ediyoruz.

Düşünceyi açıklama özgürlüğü, farklı, hatta aykırı görüşe özgürlüktür. Özgürlük, statükoya karşı çıkanlara gereklidir. Iordano Brunolar, yerleşik inançları tartışmaya açtıkları için yakıldılar.

Birinci Dünya Savaşında taraf olan devletlerin ve halkların birbirlerine karşı o tarihlerden kalan belli yargıları var. Bunların geleceğimiz üzerindeki olumsuz etkilerinden kurtulmalıyız. Avrupa insanının bilinci, 1915 olayları konusunda yasaklarla kuşatılmasın. 

2. Daire kararında 1915 olaylarına ilişkin görüşlerin tartışmalı olduğu saptanmıştır. Ermeni Patrik Vekili Ateşyan ve Başpiskopos Nişanyan bu ay yaptıkları konuşmalarda, kimi Ermeni ve kimi Türk çevrelerinin “birbirlerini zalim ve kendilerini mazlum” olarak görmelerindeki olumsuzluğa değindiler ve “dış mihrakların rolünü” vurguladılar (Ateşyan ve Nişanyan’ın konuşmaları dosyaya sunulmuştur). Biz de aynı görüşteyiz. 2. Daire, Ermeni Patriği dahil, herkesin özgürce konuşmasına güven sağlayan bir karar vermiştir.

Biz, 1915 olaylarının ”soykırım” tanımına uymadığını belirttik ve bu savımızı bilimsel usavurmayla öne sürdük. İsviçre Mahkemesine 90 kilo Rus ve Ermeni belgesi verdik. Rus raporlarına ve mahkeme kararlarına, Ermeni devlet adamlarının ve subaylarının resmî rapor ve kitaplarına, Alman generallerinin tanıklığına dayandık. Görüşlerimiz tartışılabilir, ama bizim özgürlüğümüzü korumak, Avrupa hukukunun gereğidir. 

2. Soykırım hukuki bir tanımdır. 

Ankara Hukuk Fakültesinde Devlet Teorisi ve Kamu Hürriyetleri alanında ders vermiş bir bilim insanı olarak yaptığım araştırmalar sonucu vardığım kanaat şudur:

Osmanlı devleti, Ermeni yurttaşlarımıza karşı uygulamalarda, Ermeni toplumunu toptan yok etme amacıyla hareket etmemiştir. Bununla birlikte Birinci Dünya Savaşı sırasında karşılıklı kırım ve zorla göç ettirme (tehcir) olduğunu her zaman belirttim.

Ermeni yurttaşlarımızın acılarını her zaman paylaştım. Ermenilere karşı husumet veya nefret içeren tek sözcüğümü hiç kimse bulamaz. Onların, yani Ermenilerimizin  kültürümüze ve hayatımıza katkılarını her zaman vurguladık. Ermenileri değil, “büyük devletleri” sorumlu tuttuk. Bu söylemimizle de Ermeni yurttaşlarımızı koruduk.

3. Avrupa’da barış ve kardeşliği koruyalım. 

“Ermeni Soykırımı” iddiaları tabulaştırıldı ve Avrupa’da Türkleri aşağılamanın aracı haline getirildi. Türkler ve Müslümanlar, bugün Avrupa’nın karaderilileridir. 

Bırakınız mazlumları savunanlar da konuşsun. Ermeniler de mazlum kavramı içindedir. Onlar da konuşsun.  Mazlumların konuşma hakkı, Avrupa’da hoşgörünün ve kardeşliğin gelişmesi için en sağlam güvencedir. 

AİHM, ifade özgürlüğünü güvence altına alan kararıyla nefret söylemini de mahkum etmiş olacaktır. Biz Avrupa’da barış ve kardeşlik için buradayız.


Doğu Perinçek

27 Ocak 2015 Salı

İncil'e el basmadı

SİRİZA lideri Aleksis Tsipras, parti programındaki "Kilise ile devletin ayrılması" vaadini hayata geçirecek ilk adımı attı.

Başpiskoposu makamında ziyaret eden Tsipras: "Dini yemin etmeyeceğim, yemin töreninde bulunmanıza gerek yok" dedi.

Başbakanlık görevini devir almak için geldiği Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki törende sadece politik yemin etti. İncil'e el basmadı.

Halbuki, yasaya göre, papaz huzurunda İncil'e el basarak yemin etmesi gerekiyordu.

Böylece Yunanistan, Türkiye'den 90 yıl sonra gerçek laikliğe doğru kararlı bir adım atmış oldu.

Tsipras, Yunanistan'ın ateist olduğunu ilan eden ilk başbakanı oldu.
  


149 vekil çıkararak tek başına iktidarı 2 vekillik ile kaçıran SİRİZA, %4,75 oy alarak 13 milletvekili çıkaran ANEL (Bağımsız Yunanlar) partisi ile koalisyon kurdu.

ANEL de, SİRİZA gibi, AB ve IMF'nin kemer sıkma politikalarına karşı. AB karşıtı politika izleyen ANEL, Putin'in lideri olduğu Birleşik Rusya Partisi ile işbirliği yapıyor.

SİRİZA'nın vaadlerinin ne kadarını yerine getirebileceğini bekleyip göreceğiz. AB üyesi olan geri kalmış bir ülkenin bağımsız bir ülke gibi davranabilmesi çok zor. Ancak kuvvetli bir halk desteği ile bazı vaadlerini orta vadede gerçekleştirebilir.

SİRİZA, daha kabine kurulmadan, AB'ye karşı ilk kararını aldı. Kuracağı hükümetin Avrupa Merkez Bankası, IMF ve Avrupa Komisyonu'ndan oluşan Troyka (Üçlü) ile görüşmeyeceğini, Yunanistan'ın borçlarını AB ülkelerinin hükümetleri ile tek tek masaya oturarak konuşacağını açıkladı.

Bu açıklaması ile, AB'ye karşı "Demir Leblebi" mesajı gönderdi.

*********

SİRİZA olayını değerlendiren CHP yöneticileri çok komik durumlara düştüler.

Kılıçdaroğlu "Aynı dünya görüşünü paylaşan bir partinin Yunanistan'da başarı kazanması elbette ki güzel" diyerek herkesi güldürdü.

CHP ile aynı sosyaldemokrasi, NATO köleliği, ABD partnerliği, özelleştirmecilik, AB mandacılığı görüşlerini Yunanistan'da paylaşan PASOK (Panhellenik Sosyalist Hareketi) %4,8 oyla ancak 13 vekil çıkarabildi.

SİRİZA ile CHP arasında hiç bir ortak nokta yok. Zaten Tsipras'a "Yunanistan'ın Doğu Perinçek'i" diyorlar. Temel konularda SİRİZA programı İşçi Partisi'nin Milli Hükümet Programı ile çakışıyor.

CHP Gurup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ise, "Avrupa Birliği'ne hayır, özelleştirilen bütün varlıkları devletleştireceğiz, borçları ödemeyeceğiz diyorlar. Muhalafetteyken bol keseden atmak kolay" diyerek CHP'nin böyle bol keseden atmadığını ima etti. İmaya gerek yok, biliniyor zaten. Ama Hamzaçebi bu sözleri ile Kılıçdaroğlu'nu yalanladığının farkında değildi.

CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı İrfan İnanç Yıldız, Türkiye'de SİRİZA modeli bir sol ittifakın kurulmasına çalışacaklarını söyledi. Arkadaş, sen ne söylediğinin farkında mısın, önce CHP programı ile SİRİZA programını oku, karşılaştır bakalım.

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş da SİRİZA'yı kardeş parti ilan etti. Güler misin ağlar mısın. Arkadaş, senin partin de CHP gibi NATO'cu, Amerikancı, Avrupa Birlikçi. Yani SİRİZA'nın tam tersi. Ayrıca SİRİZA senin gibi ülkesini bölmeye mi çalışıyor. Ne maval okuyorsun.

*********
arşiv:
"NATO'dan çıkalım" programı %37 oy aldı

*********

Merdan Yanardağ'ın PKK yanılgısı

Merdan Yanardağ'ın Aydınlık Eski Genel Yayın Müdürü Deniz Yıldırım ile yaptığı söyleşi 26 Ocak günlü Aydınlık gazetesinde yayımlandı.

Birleşik Haziran Hareketi'nin (BHH) Yürütme Kurulu Üyesi olan Yanardağ, HDP ile ittifak yapmayı düşünmediklerini açıklıyor.

HDP bildiğimiz gibi PKK'nın yasal sözcüsü.
  


HDP ile ittifak yapılmaması elbette olumlu bir tutum. Ancak Yanardağ'ın açıkladığı ittifak yapmama nedeni sorunlu.

*********

Yanardağ'ın HDP değerlendirmesi şöyle:

"HDP Türkiye'nin ilerici, aydınlanmacı, devrimci ve sol birikimine yaslanan bir girişim değil, esas olarak Kürt ulusal hareketinin ihtiyaçlarına göre şekillenmiş bir çatı partisidir."

İşte sorun burada başlıyor.

Birinci olarak, HDP veya PKK Kürt ulusal hareketi olarak tanımlanamaz. PKK, ABD emperyalizminin taşeronu olarak Türkiye'yi, Irak'ı, Suriye'yi ve İran'ı bölmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür. HDP ise o terör örgütünün sözcüsüdür.

İkinci olarak, bir Kürt ulusal hareketinden söz edilemez. Çünkü Türkiye'de bir Kürt ulusu yoktur. Türk Milleti'ni meydana getiren çeşitli milliyetlerden biri de Kürt milliyetidir.

Bir etnik gurup (milliyet) olan Kürtlerin ulus olduğunu, onların bir ulusal hareketi olduğunu öne sürmek, Türkiye içinde Türk milleti yanında ikinci bir millet (ulus) olduğunu kabul etmek demektir ki, bunun mantıki sonucu Türkiye'nin özerk bölgelere bölünmesi, federasyona veya konfederasyona geçmesi, veya Kürt ulusunun ayrılarak bağımsız bir devlet kurması hakkının kabulüdür.

"Kürt ulusal hareketi" tanımı, bilerek veya bilmeyerek bölücülüğe doğru atılan ilk adımdır.

*********

Yanardağ şöyle diyor:

"BHH'nin Kürt ulusal hareketi ile bu aşamada bir ittifak içine girmesi düşünülemez."

Yanardağ, "Kürt ulusal hareketi" olarak nitelediği bölücü terör örgütü ile bu aşamada ittifak yapılmayacağını söylüyor. Yani ileriki aşamalarda ittifak yapılabilir.

Bölücü terör örgütü ile ittifak yapmamak BHH ve Yanardağ için ilkesel bir tutum değil yani.

*******

Peki PKK ne yapıyor ki BHH onunla bu aşamada ittifak yapmayı düşünmüyor?

Merdan Yanardağ açıklıyor:

"Çünkü... Kürt ulusal hareketi Türkiye gericiliği ve AKP ile bir "çözüm süreci" yürütmeye çalışıyor."

Yani PKK (HDP) Türkiye gericiliği ve AKP ile yürüttüğü "çözüm süreci"nden vazgeçerse, o aşamada PKK ile ittifak yapılabilir.

*********

Yanardağ şöyle devam ediyor:

"Oysa Türkiye gericiliği ve İslamcı faşizan bir parti olan AKP ile Kürt sorununun halkların kardeşliği, eşitliği ve birliğine dayalı, adil, demokratik ve onurlu bir çözümünü gerçekleştirmek imkansızdır."

Bu, inanılmaz derecede vahim bir saptamadır.

Birincisi, "halkların kardeşliği" ifadesi, Türkiye'de birden fazla halk olduğu anlamına gelir ki, böyle bir kabul tıpkı "Kürt ulusal hareketi" ifadesinde olduğu gibi, bölücülüğe doğru atılan bir adım anlamına gelir.

Atatürk'ün tanımı ile, Türkiye'de sadece bir Türkiye halkı vardır ki, bu halk Türk Milleti'ni meydana getirir. Ayrı bir Kürt halkı ve Kürt milleti yoktur. Kürt etnik gurubu (Kürt milliyeti), Türkiye halkını ve Türk Milleti'ni meydana getiren etnik ve dinsel guruplardan bir tanesidir sadece.

İkincisi:

Bölücü terör örgütü
Türkiye gericiliği ile sehven mi bir araya gelmiştir?

Bölücü terör örgütü
AKP'nin İslamcı faşizan bir parti olduğunu bilmemekte midir?

Bölücü terör örgütü
Adil, demokratik, onurlu bir çözüm mü istemektedir?
Halkların kardeşliğini, eşitliğini ve birliğini mi istemektedir?

Merdan Yanardağ, gerçekten de bölücü terör örgütünün "halkların kardeşliği, eşitliği ve birliğine dayalı adil, demokratik ve onurlu bir çözüm" için mi mücadele ettiğini zannetmektedir?

Eğer öyle ise, ortada çok büyük bir sorun var demektir.

*********
Notlar:

BHH kuruluş çalışmaları, bazı sol parti ve çevrelerin çağrısı ile 19 Ekim 2014'te ODTÜ Vişnelik'te başladı.

Amacı: Haziran direnişinin amaçlarını gerçekleştirmek, Gezi benzeri yeni bir isyan dalgasına hazırlıklı olmak.

Merdan Yanardağ'ın tarifi ile:

"BHH, önüne partileşme hedefi koymayan, ancak içinde devrimci ve sosyalist partilerin de bulunduğu bir cephe hareketidir."

BHH Kuruluş Metni imzacıları ile destek veren kuruluş ve kişilerin listesi için bakınız:

*********
Söyleşinin tamamı:

*********
Deniz Yıldırım: Eski Aydınlık Genel Yayın Müdürü. Tayyip Erdoğan'ın yolsuzluk konuşma kayıtlarını yayımladığı için Ergenekon kumpası ile Silivri'de 4 yıl 4 ay esir tutuldu. Mart 2014'te tahliye oldu.

Deniz Yıldırım


*********