30 Mayıs 2019 Perşembe

Vatan Partisi niçin İBB seçimine katılıyor?

Cep telefonunu yan tutunuz

+++++

"Niçin aday çıkarıyorsunuz? Niçin İmamoğlu'nu desteklemiyorsunuz?
Bizi desteklemeyen AKP'yi destekliyor demektir."

Acayip. Sizin 2 partili sisteminizi desteklemeye mecbur muyuz?
Niçin herkes sizi desteklemek zorunda olsun? 

Ya kırk satır, ya kırk satır. Öyle mi? Peki, kurtuluş yolu yok mu?

+++

Av. Zeynep Küçük soruyor:
"Bir siyasi parti neden seçime girdiğini neden açıklamak zorundadır?
Ve neden bu soru en çok demokrasi, cumhuriyet ve sandık iradesine
sahip çıkma iddiasıyla mangalda kül bırakmayanlar tarafından
soruluyor?

+++

İşte size fotoroman yoluyla açıklama, buyurun seyredin:

Binali Bey, İsmailağa Cemaati'nden oy istiyor 

Ekrem Bey, Güneydoğu mollalarından oy istiyor

İlker Yücel "Cemaatlerin, tarikatların kökünü kazıyacağız" diyor

+++

Binali ve Ekrem Beylerin birbirinden farkı yok. 
İkisi de cemaatlerin dizinin dibinde oturuyorlar.

İsmailağa Cemaati ile Güneydoğulu Mollalardan birini seçmeye mecbur 
muyuz? Laiklik diye bir seçenek yok mu?

Doğu Perinçek yıkılan Silivri duvarları önünde yaptığı konuşmada: 
"Kınından çıkmış kılıç gibiyiz. Cemaatlerin, tarikatların kökünü kazıyacağız"
demişti. Bu, Vatan Partisi'nin programının bir maddesi.

Şimdi bize bu laiklik programından vazgeçmemiz, tarikatlardan tarikat ve
cemaatlerden cemaat beğenmemiz dayatılıyor.

Dayatmaya boyun eğmeyiz.

+++


Binali Yıldırım bey, İsmailağa Camii’ndeydi. Binali Yıldırım ve Mehdi Eker beyefendiler, dün (29 Mayıs 2019 Çarşamba) teravih namazını İsmailağa Camii’nde edâ ettiler. Ayrıntılar: https://www.ismailaga.org.tr/binali-yildirim-bey-ismailaga-camiindeydi-20190529  @BY @BA_Yildirim

+++


Bahçelievler’de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden din adamları ve kanaat önderleriyle sahur programında buluştuk. Ramazan ayında misafir olduğumuz her sofrada olduğu gibi dilekler birliğimiz, beraberliğimiz ve kardeşliğimiz için.

Barzani'nin Rudaw Ajansı bu buluşmayı "Kürt din adamları ile buluşma" olarak
verdi. Buradan, bu sözde din adamlarının Barzanici olduklarını çıkarabiliriz.
İmamoğlu daha önce Rudaw'a verdiği demeçte Erbil'i kardeş şehir ilan etmekten
söz ediyordu. 

+++

Dersim için özür dileyen iktidar
Seyit Rıza müridi sözde ana muhalefet.

Bölücülerden bölücü seçmeye
Atatürk düşmanları arasında tercih  yapmaya
mecbur muyuz?

+++

PKK'ya ilk şehitleri Vatan Partisi verdi.
Bakınız:

Şimdi, Demirtaş'ın çizgisini beğenen bir isme oy verirsek şehitlerimizin kemikleri
sızlamaz mı?

Vatan Partisi'nin çizgisi PKK ile asla yan yana gelmemek, 
PKK ile yan yana gelenlerle de birlikte olmamaktır.

Şimdi bizden programımızdan vazgeçmemiz, PKK tarafından açıkça desteklenen
bir kişiye oy vermemiz isteniyor. Programını paspas gibi çiğneyen ilkesiz, tutarsız,
Pentagon'dan esen rüzgarlara kapılan dönek bir parti olmamız isteniyor.

Böyle yaparsak, ileride çocuklarımızın yüzüne nasıl bakarız?

+++

İşin en ilginç yönü de şu:

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal: "FETÖ'cülerin Amerika'dan, PKK'lıların
Kandil'den, HDP'lilerin de Meclis'ten destek verdiği birine, o birisi kim olursa
olsun DSP kurumsal olarak destek vermez, veremez" dedi.

Açıkça Ekrem İmamoğlu'na oy vermeyeceklerini söylemiş oldu.
Ama bu sözlerine rağmen DSP'ye kimse yüklenmiyor.

Saadet Partisi de seçime katılıyor.
Ona da "Vay sen niye katılıyorsun" diye yüklenen yok.

Niçin daima Vatan Partisi ateş altında? Bunu çok iyi incelemek gerekir.

+++

27 Mayıs 2019 Pazartesi

İdlib harekatının yirminci günü

Cep telefonunu yan tutunuz

+++++

Suriye Arap Ordusu 6 Mayıs 2019 günü İdlib harekatını başlattı.
14 Mayıs akşamına kadar 18 köy - 114 km2 arazi cihatçılardan alındı.

Alınan arazi içinde köylerden başka şunlar var:
Osman Dağı (Tell Othman), Hvaş Dağı (Tell Hwash), Apamiya Barajı
(Apamiya Dam) ve El Şeriye Uçak Pisti (Al Shariah Airstrip) 

9 - 14 Mayıs 2019 arasında kurtarılan bölge kırmızı çerçeve içinde gösterildi.
Pembe: Suriye Arap Ordusu
Yeşil: Cihatçılar
Şehrenaz'ın (haritada Shahranaz) 5 km kuzeyinde TSK kontrol noktası var.

21 Mayıs 2019 Ceyş el-İzze Kefr Nebude yolunda

                       21 Mayıs 2019. HTŞ (El Kaide) Kefr Nebude'yi bombalıyor

21 Mayıs akşamı cihatçı saldırısı nedeniyle ordu Kefr Nebude'den çekildi.
Kefr Nebude (Haritada Kafar Nabuda) 25 Mayıs günü cihatçılardan geri alındı.

                                                          Kefr Nebude 25 Mayıs 2019


                                                            25 Mayıs Han Şeyhun kırsalı

                                            Türkistan İslam Partisi (Uygurlar) cephe hattında

Cihatçıların esir ettiği Albay - Kefr Nebude cephesi

                                               Kaplan Kuvvetleri Komutanı Ali Zekeriya Dibo, 
                                                      Kefr Nebude cephesinde şehit oldu

                      26 Mayıs HTŞ (El Kaide) Kefr Nebude'ye saldırıya devam ediyor
+++

Kürtçe yasal olmalı

Cep telefonunu yan tutunuz

+++++

Kılıçdaroğlu, Hakkı Savunanlar Platformu'nun iftar yemeğine Gürsel Tekin,
Sezgin Tanrıkulu, Mehmet Bekaroğlu, Canan Kaftancıoğlu ve Ekrem İmamoğlu
ile birlikte katıldı.


Bu platformu "Doğulu ve Güneydoğulu genç kanaat önderleri" oluşturuyormuş.
Bakınız:

+++

Kılıçdaroğlu, Platformun ve Kurdistan24 (K24) televizyonunun Kürtçe ile ilgili 
sorularına şu yanıtları verdi:

"Talep varsa kursların açılması da lazım. Bütün yurttaşlarımızın kendi dillerini
öğrenmeleri ve yazabilmeleri haklı bir talep. Ama anadil ile bunun üzerine
geçecek talepler bir uzlaşma ile parlamentoda görüşülmelidir."

"Kürtçenin yasal olarak kullanılması, öğrenilmesi, okutulması konusu tamamen
yasal bir düzenleme ve bu düzenlemenin yapılması gerekiyor. Buna uygun bir
zemin oluşabilirse inanıyorum ki  bütün parlamenterler buna evet diyeceklerdir."

"Kişilerin kendi anadilini öğrenmesi, anadilinde okuması ve yazması en doğal
haklardan birisidir. Kürtçe de bunların içinde yer alıyor. İnsan hakları çerçevesinde
baktığımızda hepimizin en büyük dileği bunun gerçekleşmesidir."

Bu sözlere baktığımızda sanki Kürtçe öğrenmek, okumak, yazmak yasak imiş
gibi bir algı oluşuyor.

Halbuki Kürtçe dil kursu açılması serbest. Kürtçe okumak, yazmak serbest.
Kürtçe kitap, dergi, gazete çıkıyor. 
Kürtçe şarkı, türkü söylemek, kaset çıkarmak, yayın yapmak serbest.
İnternet üzerinden Kürtçe yayın yapmak serbest.
Hatta devlet televizyonu TRT Kürtçe yayın yapıyor.

Yani bütün bunlar yasal değil mi? TRT de mi yasal olmayan yayın yapıyor?
Kılıçdaroğlu "Hepimizin en büyük dileği bunun gerçekleşmesidir" diyor.
Bunlar zaten gerçekleşiyor, O halde Kılıçdaroğlu yasal düzenleme istemekle
başka bir şeyi kastediyor.

O kastını da açık ediyor: "Yasal olarak kullanılması" diyor. Zaten yasal olarak
kullanılıyor. Onu bildiği için "Kendi dillerini öğrenmeleri haklı bir talep. Ama 
anadil ile bunun üzerine geçecek talepler parlamentoda görüşülmeli" diyor.

Kürtçe öğrenilmesinin üzerine geçecek talep, "anadilde eğitim"dir. Yani
okullarda derslerin Türkçe değil, Kürtçe olarak okutulmasıdır. Bu istek ise
Anayasa'ya aykırıdır.

Türkiye'de anadil Türkçedir. Diğer diller yerel dillerdir. Yerel dillerle eğitim
verilemez. Bu istek ülkeyi federasyona, bölünmeye götürmek isteyenlerce
savunulmaktadır. 

+++

Kılıçdaroğlu, Kürt sorununu çözümü ile ilgili soruları da şöyle yanıtladı:

"Cumhuriyet'in temeli eşit yurttaşlıkr. Ama bu lafla olmuyor. Eşit yurttaşlık
somut imkanlarla donatılmalıdır. Nedir bu? İnsanların kendi kimlikleri ile
kendilerini ifade edebileceği siyasal ve toplumsal ortamı yaratarak çözülür.
Eşit yurttaşlık böyle olur. Ama bunun için güven ortamı sağlanması ve
silahın ortadan kalkması gerekiyor. Silahla hiç bir şey elde edilemez."

Kılıçdaroğlu Cumhuriyet'i hiç bir şekilde anlamamış veya işine geldiği için
böyle konuşuyor.

Cumhuriyet, tüm yurttaşların yasalar önünde eşit olması demektir.
Din, dil, ırk farkı gözetilmeksizin tüm yurttaşlar eşittir. Türkiye devletine
vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk olarak nitelenir.
Eşit yurttaşlık ise bunun tam tersidir.

Kılıçdaroğlu ise yasalar önünde eşitlik değil, "Eşit Yurttaşlık" istiyor, 
"İnsanların kendi kimlikleri ile kendilerini ifade edebileceği bir ortam" istiyor. 
Yani toplum dil ve ırklarına göre ayrılacak. Örneğin Kürt Metal İşçileri 
Sendikası, Kürt Memurlar Sendikası, Arnavut İnşaat İşçileri Sendikası, 
Arap Tabipler Birliği, Çerkes Mühendisler Odası kurulabilecek.

Kürtçe eğitim de yapılacağı için Türk çocuklarla Kürt çocuklar ayrı okullara
gidecekler. Toplum küçük yaştan ikiye bölünmeye başlayacak. İnsanlar
birbirinin konuştuğu dili anlamaz hale gelecekler.

Eşit Yurttaşlık işte bu şekilde toplumu parça parça etmek isteyen bölücü
güçlerin talebidir. Ortaçağa geri dönüştür.

+++

İşte bu "Eşit Yurttaşlık" bölücülüğünün bir gereği olarak Kılıçdaroğlu
Anayasa'dan "Türk Milleti" ifadesinin çıkartılıp yerine "Türkiye Cum-
huriyeti Yurttaşlığı" ifadesinin konulmasını talep etmişti.

Bakınız:

Gazı alan Sezgin Tanrıkulu da bu talebi veciz bir şekilde şöyle ifade
etmişti:


+++

Kılıçdaroğlu, kayyım konusundaki soruyu şöyle yanıtladı:

"Daha önce belediyelere kayyım atanmıştı. Şimdi de yeniden kayyım atama
hazırlığındalar. Buna ait duyumlarımız var. Bu asla kabul edilemez."

Yani diyor ki, bırakalım belediyeleri PKK elemanları yönetsin.


+++

Sovyetler Birliği'ni ve sosyalizmi Lenin'in kurduğu SBKP (Sovyetler Birliği
Komünist Partisi) yöneticileri yıkmıştı.

SBKP, kapitalist yolcular tarafından ele geçirilmişti. Ancak onlar, şartlar
olgunlaşana kadar "Leninci, komünist" göründüler. Mao'nun uyarılarına
kulak asmayan parti üyeleri, yöneticilerinin kapitalist yolcular olduklarına
inanmak istemediler.

Öyle ya, arkalarına Lenin resmi asıp "Komünizmi kuracağız" diye gürül
gürül konuşuyorlardı. Nasıl inansınlar bu adamların komünist olmadıklarına?

Günün birinde SBKP Genel Sekreteri Gorbaçov "Sosyalizm bitti, artık
kapitalist bir ülkeyiz. Sovyetler Birliği de dağıtılacak" deyiverdi.

O güne kadar parti yöneticilerinin sosyalizmi kurmak için çalıştıklarını
sanan saf komünist parti üyeleri neye uğradıklarını şaşırdılar.

(Yıllar önce bu durumu gören ve Sovyetler Birliği'nin artık sosyalist değil
kapitalist bir ülke haline dönüştüğünü açıklayan Doğu Perinçek, sosyalizm
düşmanı ilan edilmişti. Yıllar sonra Gorbaçov'un  bu açıklaması sol örgüt-
leri de şaşkına çevirmişti.)

+++

Şimdi aynı yöntem ülkemizde uygulanmak isteniyor.

Sovyetler'i nasıl Lenin'in kurduğu parti yıktı ise, aynı şekilde Türkiye de
Atatürk'ün kurduğu parti eliyle bölünmek isteniyor.

Yine uyarıyoruz: CHP yönetimi Bekaroğlu, Tanrıkulu, Kaftancıoğlu gibi
Atatürk düşmanları, PKK avukatları, PKK yandaşları, Ermeni ve Dersim
Soykırımı savunucuları, ABD ve NATO yandaşları tarafından ele geçiril-
miştir. 

Yıllar önce SBKP yönetiminin kapitalist yolcular tarafından ele geçirildiğini
açıklayanlar "sosyalizm düşmanı" ilan edilmişti. Günümüzde de CHP yöne-
timinin Atatürk karşıtları tarafından ele geçirildiğini açıklayanlar "Tayyip 
yandaşı" ilan ediliyor.

Ancak, gerçeklere gözlerini kapatmakla gerçekler ortadan kaldırılamaz.

SBKP örneği, CHP üyeleri için uyarıcı olmalı. Çok geç kalmadan.


+++