30 Nisan 2020 Perşembe

Aleviler kendilerini Türk olarak görmezler, Atatürk'e karşı soğukturlar

Aleviliğin ayrı bir din olarak sunulması fitnesi emperyalizmin Türkiye'yi bölme projesinin bir ayağı olarak FETÖ tarafından piyasaya sürülmüştü.

Fethullahçıların "Dinler Arası Diyalog" projesi ile aynı siyaseti paylaşan Alman Protestan Kilisesi'nin Dinler Arası Diyalog Masası tarafından hazırlanan 1998 tarihli "Alevilik Raporu" şu maddeleri içeriyor:

Madde 3:
"Aleviler, Sünnilerin tersine, kendilerini Türk olarak görmezler.
Türkiye Cumhuriyeti'ne ve özellikle Atatürk'e karşı soğukturlar.
(antipatileri vardır)"

Madde 4:
"Aleviler Türkiye'de ve Almanya'da din üst kimlikli bir etnik azınlık olarak tanınmak istiyorlar. Almanya'nın bu haklı isteği kabul etmesi, Türkiye için de örnek olacaktır."


+++

Lozan'da Türk Heyeti "Türkiye'de azınlık sayılmak için Müslüman olmamak" şartını kabul ettirmeyi başarmıştı. Kürtlerin azınlık sayılmasını isteyen emperyalistler böylece başarısızlığa uğramıştı.

Kürtleri azınlık yapmayı başaramayan emperyalistler şimdi de Alevileri azınlık yapmaya soyundular. Ama bunun için Alevilerin Müslüman olmaması gerekiyor. Çünkü Lozan Anlaşması'na göre Türkiye'de ancak Müslüman olmayanlar azınlık olabilir.

İşte "Dinler Arası Diyalog" tezgahının nedeni bu.

İmamoğlu da bir ABD projesi olarak bu tezgaha söz konusu karikatür ile katkı sağlıyor.


+++

Hüseyin Gazi Türbesi Dedesi ve Ankara Cemevi Yaptırma Derneği Başkanı Hüseyin Öz:

"Aleviliğin İslam'dan ayrı gibi gösterilme çabaları arkasında Almanya var.

Alevilik İslam'ın farklı bir yorumudur. Türk kültürüdür. Ayrı bir din değildir. İslam'ın muhalif kanadını oluşturur. 

Avusturya'da geçtiğimiz aylarda Alevi kurultayı topladılar. Bunu işlediler. Başını Avrupa'daki PKK'nın yönlendirdiği Aleviler çekiyor. Türkiye'de de PKK'nın kuyruğuna takılmış Alevi dernekleri de onların elinde. Ama tabandan kopuklar"

2 dakika süreli video kaydı:

https://twitter.com/yusuftuncer_/status/1255131139632590850


+++

Ali Rıza Selmanpakoğlu'nun CHP'den istifa nedenleri arasında Alevileri İslam dışı gösterme çabaları da vardı. İstifa dilekçesinde şöyle yazıyor: (19.01.2019)

"Türkiye'de 'Aleviler İslam dışı' diyenleri dikkate alıp Lozan'a göre Alevilere azınlık statüsü veren Avrupa Birliği'nin görüşünü kabul etmemeyi..."

1944'te Hacıbektaş'ta doğan Selmanpakoğlu 58. Topçu Tugay Komutanlığı'ndan Tuğgeneral rütbesi ile 2000'de emekli oldu. ADD Genel Merkezi'nde 4 dönem Y.K. Üyeliği yaptı. 2004 ve 2009 seçimlerine bağımsız olarak katılıp Hacıbektaş Belediye Başkanı oldu ve 2011 yılında CHP'ye katıldı.

Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki bazı sözde Alevi-Bektaşi kuruluşlarının desteğini alarak hazırladığı 17 Aralık 2004 tarihli İlerleme Raporu'nda Alevi-Bektaşileri azınlık olarak göstermesine karşı çıktı. Bu konuda Ankara'da Şakir Keçeli ile birlikte basın toplantısı düzenledi. 

4 Temmuz 2017'de bazı Alevi dedeleri ve Devrimci Aleviler Birliği'nin Hacıbektaş'ta yayınladıkları bildiride Alevileri azınlık olarak göstermelerine tepki verdi:
"Alevileri azınlık gibi gösteren bu bildiri, emperyalizme hizmet veriyor. Bu tuzağa Aleviler düşmez."


+++

Ancak "10 Aralık 2005 Hareketi" Bildirisi ile
- Anayasa'nın başlangıç ilkelerinden Türk ve Atatürk isimlerinin kaldırılmasını,
- Bölgesel yönetim ve federasyon uygulanmasını
talep eden gurup, Selmanpakoğlu'nun yeniden aday gösterilmesina karşı çıktı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı bu gurubun önde gelen isimlerindendi.

3 dakika süreli video kaydı:

https://www.youtube.com/watch?v=KKxN4r8B7oY&feature=emb_logo

Ali Rıza Selmanpakoğlu'nun hayatı ve CHP'den istifa nedenleri:

https://www.ulusal.com.tr/gundem/ali-riza-selmanpakoglu-chp-den-istifa-etti-h221299.html

+++

Selmanpakoğlu, İBB'nin 23 Nisan dolayısıyla çocuklara dağıttığı kitapta Aleviliğin ayrı bir din olarak gösterilmesi üzerine şunları söyledi:

"Son derece talihsiz bir karikatür. Aleviliğin İslam'dan farklı bir din gibi gösterilme çabaları 2004'ten beri sürüyor. Bu proje yeni değil.

2003 yılında Irak'ı işgal eden ABD, ülkeyi Şii - Sünni - Kürt bölgeleri olmak üzere üçe böldü. Bunu Türkiye'ye Alevi - Sünni - Kürt olarak dayatmak istediler.

2004'te Almanya'daki Alevi Birlikleri  Konfederasyonu, Ankara'daki Alevi Birlikleri Federasyonu ve Pir Sultan Abdal Derneği bir araya geldiler. Tarih boyunca hiç bir örneği yokken Aleviliği İslam dışı olarak ifade ettiler.

Bir çok katliam olmuştur ama Aleviler hiç bir zaman "İslam dışıyız" dememiştir.

Üç ay sonra 17 Aralık 2004'te Avrupa Birliği yayınladığı Türkiye İlerleme Raporu'nda Aleviler "İslam dışı" lafından esinlenerek azınlık ilan edildi.

O zaman ADD'de basın toplantısı yaparak "Bu, Türkiye'yi bölme projesinin parçasıdır, Aleviler bu tuzağa düşmeyecektir" dedim.

Belediye Başkanlığı yaptığım dönemde anma etkinliklerinde bunlara konuşma fırsatı vermedim."

+++

İlahiyatçı yazar Yümni Sezen:

"Mezarlıklar ayrı değil, ayrı bir dini nikah yok. Bir inancın din olabilmesi için bunlar lazım. Alevilik bir mezhep değil, ayrı bir yorum tarzıdır."

https://aydinlik.com.tr/haber/alevilerden-imamoglu-na-tepki-206472


+++

arşiv:

Alevilik ayrı bir din değildir, İslamdır Sayın İmamoğlu

https://aliserdarbolat.blogspot.com/2020/04/alevilik-bir-din-degildir-sayn-imamoglu.html

+++


y
y

29 Nisan 2020 Çarşamba

Ermeni Soykırımı'nda kimlerle aynı gemidesiniz

Özgür Özel ile kol kola giren Hikmet Çetin'in Atatürk'ü Dersim ve Ermeni Soykırımı konularında suçlaması dolayısıyla bu yazı 10 Mart 2024'te güncellenmiştir.

+++

+++

Bakalım
Atatürk hangi gemide:

Atatürk, CHP 2. Kurultayı'nda 20-25 Ekim 1927'de okuduğu Nutuk'ta şöyle diyor:

"Şüphe etmemek gerekirdi ki, Ermeni kıtali konusundaki sözler, gerçeğe uygun değildir. Aksine, güney bölgelerinde yabancı kuvvetler tarafından silahlandırılan Ermeniler... Müslümanlara saldırmaktaydılar.

İntikam düşüncesiyle her tarafta insafsız bir şekilde öldürme ve yok etme siyaseti gütmekteydiler... top ve ağır makineli tüfeklerle Maraş gibi eski bir Müslüman şehrini yerle bir etmişlerdi. Binlerce suçsuz ana ve çocukları işkenceyle öldürmüşlerdi.

Tarihte bir benzeri görülmemiş olan bu vahşeti yapan Ermenilerdi. Müslümanlar yalnız namuslarını ve canlarını korumak için kendilerini savunmuşlardı.

Yirmi gün süren Maraş katliamında şehirdeki Amerikalıların İstanbul'daki temsilciliklerine çektikleri telgraf, bu faciayı.. yalanlanamayacak şekilde ortaya koymaktaydı.

Adana ili içindeki Müslümanlar, tepeden tırnağa kadar silahlandırılan Ermenilerin süngülerinin baskısı altında her dakika öldürülmek tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyorlardı.

Canlarının ve bağımsızlıklarının korunmasından başka bir şey istemeyen Müslümanlara karşı uygulanan bu zulüm ve yok etme politikası, uygar dünyanın dikkatini çekecek ve onları insafa getirecek nitelikteyken, aksinin yapıldığını iddia ederek ondan vazgeçilmesini isteme gibi bir teklif nasıl ciddi olarak kabul edilebilirdi?”

+++

Atatürk, 26 Şubat 1921’de Amerikalı gazeteci Clarence K. Streit ile yaptığı söyleşide 1915 Ermeni tehciri olaylarına ilişkin görüşlerini açıklamıştı.

KAYNAK YAYINLARI’ndan çıkan “Atatürk’ün Bütün Eserleri” (ATABE) Cilt 11. Sayfa 60-62'de verilen bu söyleşiden bir bölümü bu yazının sonunda okuyabilirsiniz.

+++

Demek ki Atatürk "Ermeni Soykırımı yapıldı" diye yaygara koparanlarla aynı gemide değil. "Ermeniler katliam yaptı, Müslümanlar karşı koydu" diyor.

Buna karşılık başta ABD emperyalizmi olmak üzere Batı Avrupalı emperyalistler bizi Ermeni Soykırımı yapmakla suçluyorlar.

Şimdi bakalım kimler Atatürk'ün gemisinde, kimler emperyalistlerin gemisinde.

+++

ABD'nin kuklası PKK ve yasal uzantısı HDP doğal olarak ABD gemisinde:
+++

Şimdi bakalım CHP yöneticileri hangi gemide:

Sezgin Tanrıkulu, 2010 yılında HDP'li Ahmet Türk'ün önerisi üzerine Genel Başkan Kılıçdaroğlu tarafından CHP'ye davet edildi. Kendisi "Gölge CIA" diye bilinen Stratfor adlı kuruluş tarafından "Türkiye ile ilgili konularda haber kaynağı TR705" olarak kodlanmıştı.

Kılıçdaroğlu 2015 yılında yaptığı açıklamada 1915  olaylarından tıpkı ABD Başkanları gibi "Büyük Felaket" olarak söz etmişti. Ermenicede soykırım değil, Büyük Felaket anlamındaki "Meds Yeghern" deniliyor. Trump da "Meds Yeghern" demişti. 

https://aydinlik.com.tr/haber/chp-li-tanrikulu-ermeni-iddialariyla-yuzlesme-istedi-206471

+++
Kaftancıoğlu'nun PKK'lıları devrimci olarak nitelediği ve PKK ile mücadeleye karşı çıktığı tweet mesajları için bakınız:

https://aliserdarbolat.blogspot.com/2019/07/canan-kaftancoglu-yalnz-degildir.html   

https://aliserdarbolat.blogspot.com/2022/05/canan-kaftancoglu-dosyas-1.html

+++

CHP Eski İzmir MV Canan Arıtman, Tanrıkulu'nun CHP'den ihraç edilmesini istedi.


Sezgin Tanrıkulu derhal kesin ihraç talebiyle yüksek disiplin kuruluna sevk edilerek CHP den ihraç edilmelidir. İşlemediğimiz bir suçun yüzleşmesi de ne oluyor? Tanrıkulu'nun yeri PKK'nın partisi HDP'dir. Yallah yerine.. CHP bu vatan ve millet hainini ihraç etmezse bu suça ortaktır.

İlahi Canan Hanım. O kişi ihraç edilirse CHP temizlenecek mi? En başta Kılıçdaroğlu onunla aynı fikirde. Kaftancıoğlu var, bir zamanlar Selina Doğan vardı, soykırım diye tutturmuştu, kocası da Atatürk'e cellat demişti. Milletvekili bile oldu.
Buyurun:

CHP Türkiye'yi arkadan hançerledi

Selina'nın kocası: Atatürk cellat
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2015/04/selinann-kocas-ataturk-cellat.html

+++

Görüyoruz ki, CHP yönetimi, Ermeni Soykırımı iftirası konusunda ABD ile, HDP (PKK) ile aynı gemidedir.

- Atatürk'e karşı inadına "Ermenileri öldürdük" diyen,
- Atatürk'e isyan eden, Mehmetçiği şehit eden Seyit Rıza ve Şeyh Sait'i kahraman ilan eden,
- Atatürk'ün Tunceli adını koymasına rağmen inadına Dersim diyen, "Ben Dersimli Kemal" diyen,
- Atatürk emperyalizme ve kapitalizme karşı olduğunu söylerken inadına NATO'cu, Avrupa Birlikçi olan
- Atatürk'ün kurduğu tekçi (üniter) Türkiye Cumhuriyeti'ni bölerek ortadan kaldırmak isteyen PKK/HDP ile ittifak yapan,
- "27 Mayıs'ı yapanlar şimdi utanıyor" diyen,
- "Ben de 28 Şubat mağduruyum" diyen
CHP yöneticileri nasıl ve ne hakla Atatürkçü olduklarını iddia edebiliyorlar ve buna CHP seçmeni nasıl inanıyor, anlamak mümkün değildir.

+++

TKP'den başlamak üzere tüm sahte sol da emperyalistlerle birlikte aynı "Ermeni Soykırımı" yalanını sahipleniyor. 
Türkiye Komünist Partisi:
Emek Partisi
Türkiye İşçi Partisi

+++

Bir NATO yapılanması olan LGBT örgütleri de doğal olarak "Soykırım" diyor: 

+++

Şimdi bakalım kim Atatürk ile aynı gemide, 2 dakikamızı ayırıp dikkatle dinleyelim:
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde savunma, yıl 2015:

2 dakika süreli video kaydı: 
https://twitter.com/perincekarsivi/status/1253595764246355969


Kahramanca bir mücadele sonunda AİHM'den "1915 olayları Yahudi Soykırımı ile aynı türden değildir." kararını çıkartan Dr. Doğu Perinçek, Atatürk ile aynı gemidedir.

AİHM Kararı, 1915 olaylarının soykırım olarak nitelenemeyeceğini böylece ilan etmiş oluyor. 

+++


Şimdi bakalım AK Parti hangi gemide

CB Sözcüsü İbrahim Kalın "Soykırım lobisi tarihi gerçekleri çarpıtıyor", "Ortak tarih komisyonu kuralım" gibi yanlış açıklamalarla da olsa Ermeni Soykırımı suçlamasını kabul etmiyor. Yanlış çünkü bu bir tarih sorunu değil, yargı konusudur. Soykırım olup olmadığına karar verecek olan
tarihçiler değil, yetkili mahkemedir.


Perinçek, Kalın'ın yanlış mevzide olduğunu söyledi. Çünkü 1915 olaylarının soykırım olmadığına dair kapı gibi mahkeme kararı (AİHM Kararı) var. Kalın bunu söyleyeceğine çıkmaz yollara dalıyor.


https://www.aydinlik.com.tr/haber/ibrahim-kalin-yanlis-mevzide-206493-1  

https://aliserdarbolat.blogspot.com/2021/05/erdogann-bidena-soykrm-yantndaki.html



Halbuki geçen yıl CB İletişim Başkanı Fahrettin Altun doğru mevzide bir savunma yapmış, AİHM Kararı'nı öne sürmüştü. Bu yıl da böyle yapılmalıydı.


Ancak bu yıl yapılmış olan bu hata AK Parti'nin Ermeni Soykırımı yalanına karşı tavır aldığı gerçeğini değiştirmez.

+++

"Tayyip ile aynı gemidesiniz" diyenlere sesleniyorum:

Pek iyi güzel de, hangi gemide olalım?

Atatürk, Vatan Partisi ve AK Parti 
"Ermeni Soykırımı yoktur" diyor.

HDP (PKK), sahte sol, LGBT ve CHP ise 
"Soykırım yaptınız" diyen ABD'nin gemisinde.

İki ayrı gemi var. Birisi ABD'nin, diğeri Türkiye'nin. 
Siz hangi gemidesiniz?

+++

Okuma önerileri:

+++

Atatürk Streit’in “Harbi Umumi esnasında yapıldığı mütemadiyen ağızlarda dolaşan Ermeni katliam ve tehciri hakkında hükümetinizin resmi görüşü nedir?” sorusuna şöyle yanıt vermişti:

“Rus ordusu 1915’te bize karşı büyük taarruzunu başlattığı bir sırada o zaman Çarlığın hizmetinde bulunan Taşnak Ermeni Komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmişti. Düşmanın sayı ve malzeme üstünlüğü karşısında çekilmeye mecbur kaldığımız için kendimizi daima iki ateş arasında kalmış gibi görüyorduk. İkmal ve yaralı konvoylarımız acımasız şekilde katlediliyor, gerimizdeki köprüler ve yollar tahrip ediliyor ve Türk köylerinde terör hüküm sürdürülüyordu.
Bu cinayetleri işleyen ve saflarına eli silah tutabilen bütün Ermenileri katan çeteler, silah, cephane ve iaşe ikmallerini bazı büyük devletlerin daha barış zamanından beri kendilerine kapitülasyonların bahşettiği dokunulmazlıklardan istifade ederek ve bu maksada yönelik olarak büyük stoklar husule getirmeye muvaffak oldukları Ermeni köylerinden yapıyorlardı.
İngiltere’nin barış zamanında ve harp sahasından uzak olarak İrlanda’ya reva gördüğü muameleye hemen hemen kayıtsız bir şekilde bakan dünya kamuoyu, Ermeni ahalisinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldığımız karar için bize karşı haklı bir ithamda bulunamaz. Bize karşı yapılmış olan iftiraların aksine, tehcir edilmiş olanlar hayattadır ve bunlardan çoğu, şayet İtilaf devletleri bizi tekrar harp etmeye zorlamasa idi, evlerine dönmüş olurlardı.”
Gazeteci Streit’in “Ermeniler ve Rumlar tarafından Türklere karşı vukuu rivayet edilen katliam hakkında ne gibi malumat verebilirsiniz?” sorusuna ise Atatürk şu yanıtı vermişti:
“Gerek Umumi harp sırasında gerek Mütareke’den sonra Ermeniler ve Rumlar tarafından Müslüman ahaliye yapılan zulümler üzerinde durmak uzun bir hikaye olur. Brest-Litovsk Antlaşması’nın yapılmasını müteakip Rusların Doğu vilayetlerimizi tahliyeye başladıkları sırada Ermeni çetelerinin yapmış oldukları katliam ve tahribat kafi derecede herkesin malumudur. Sivas’ta benimle görüşmüş olan, daha sonra bu bölgeleri ziyaret etmiş eden ve buralarda Ermeni çetelerinin davranışları hususunda tafsilatlı gözlemlerde bulunarak daha sonra kendisine bu konuda anlatmış olduğum şeylerin doğru olduğunu Amerikalı General Harbord, Amerikan kamuoyunun kendisinden faydalı malumat temin edebileceği bir şahidimizdir. Taşnaklar daha sonra da Kars ve Oltu bölgelerinde Alexandropol Antlaşması’nın yapılmasına kadar cinayetlerine devam etmişlerdir” 
ATABE (Atatürk'ün Bütün Eserleri), Cilt 11, S. 60-62
KAYNAK YAYINLARI

+++

ABD’li gazeteci Clarence K. Streit, Public Ledger adlı gazete için çalışırken 1921’de Türkiye’ye geldi. Anadolu’yu gezdi, Ankara’da 26 gün kaldı. Yüzlerce fotoğrafla desteklediği notlarını ve Atatürk ile röportajını kitap olarak yayımlamak için bir araya getirdi. Bu kitap yıllar sonra Osmanlı tarihçisi Heath Lowry tarafından ‘Bilinmeyen Türkler’ adıyla yayımlandı.

+++

Tehcir kararı alınmadan önce şunlar olmuştu:

Rus ve İngiliz kışkırtmaları sonucunda meydana gelen isyan ve katliamlar karşısında Osmanlı hükümeti, herhangi bir önleme başvurmadan önce Ermeni Patriği, Ermeni milletvekilleri ve Ermeni cemaatinin ileri gelenlerine "Ermenilerin Müslümanları arkadan vurmaya ve katletmeye devam etmeleri halinde gerekli önlemleri alacağını" bildirmekle yetinmişti. 

Ancak, olaylar durmak yerine giderek yoğunlaşınca, ordunun bir çok cephede savaş halinde bulunması nedeniyle cephe gerisinin emniyete alınması ihtiyacı doğmuştu. Bu maksatla, 24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni Komiteleri kapatılarak, yöneticilerinden 2345 kişi devlet aleyhine faaliyette bulunmak suçundan tutuklanmıştı. 

+++

'ERİVAN'DAKİ MÜSLÜMANLARI KATLEDİYORLAR'

Atatürk’ün, TBMM’de 24 Nisan 1920’de, devam eden Ermeni çetelerinin katliamları hakkındaki açıklamaları özetle şöyle:

“Ermeniler, Erivan Ermeni Hükümeti bölgesi dâhilinde İslam ahaliyi imha etmekle meşguldür. Biz, İngilizleri, Amerikalıları aleyhimizde tahrik etmemek ve her nasılsa Harbi Umumi’de yapılmış olan vakanın tekrarlanmasına dair şüphe vermemek için bu malum bölge dâhilinde bulunan İslam ahalinin sınırımızı geçmek suretiyle alenen yardımlarına dahi koşmakta tereddüt ettik. Fakat oradaki İslam ahali her taraftan hamisiz kalınca kendi hayat ve namuslarını muhafaza ve müdafaada tereddüt etmediler.”

+++
Diğer azınlık faaliyetleri için bakınız: 
Sinan Meydan'ın yazısı: "Atatürk'ün cevabı"
https://www.sozcu.com.tr/ataturkun-cevabi-wp6409710
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ataturk-ve-ermeni-sorunu-98333h.htm

+++

26 Nisan 2020 Pazar

Alevilik ayrı bir din değildir, İslamdır Sayın İmamoğlu

Ekrem İmamoğlu 23 Nisan'da 100 bin çocuğa gönderdiği hediye kolilerinin içine koyduğu kitapçıkta Aleviliği ayrı bir din olarak gösterdi. İşte o sayfa:


Alevilik ile İslamiyet'i yan yana bile göstermemiş. Araya Hristiyanlığı sokmuş.

NOT: 
Kitapçıktaki bu karikatürde kırmızı oklar ve yazılar yok.
Eleştiri yapanlar konunun anlaşılması için eklemiş.

23 Nisan bahanesiyle 
- "PKK ile barış" sokuşturması, 
- HDP ile 23 Nisan toplantısı, 
- 23 Nisan'da çocuklara Miki Fare, Örümcek Adam ve Süpermen ile ABD değerleri şırıngası, 
- Kent Konseyleri eliyle çocukların kafasına cinsellik dürtmesi (LGBT çocuklar vardır yaygarası)
derken işte son CHP marifeti: 23 Nisan bahanesiyle çocuklara dinsel bölücülük kışkırtması.

+++

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek BEYAZ TV'de açıkladı:

"Burada yalnız bir fotoğraf yok, ABD'nin stratejisi var: Ortadoğu'da Sünni - Şii kamplaşması olacak,  ABD de borusunu öttürmeye devam edecek. 

Alevilik ve İslamiyet ayrı dinler değil. Yıllardan beri Batı merkezlerinden 
'Alevilik İslam'dan ayrı bir dindir' telkini yapılıyor. 

Bu fotoğraf da çok ilginç. Alevilik ile İslamiyeti yan yana bile koymuyor, arasına Hristiyanlığı koyuyor. Çok önemli bir psikolojik faktör. Bu karikatürü Amerika yaptırmış. Tam bir Amerikan projesi.

Bunu Almanya da işliyor. Hatta Alevilerin Türk olduğunu bile inkar ediyorlar. Oysa Alevilik Türklüğün hasıdır.

Ortadoğu'daki tüm ülkelerin karşı karşıya olduğu bir proje. Dinlere ve mezheplere bölme, bu arada da bir takım yapay dinler icat etme projesi.

Alevi vatandaşlarımız Aleviliğin İslam dışı başka bir din olarak görülmesini kesinlikle kabul etmezler.



Bizi ne İstiklal Savaşı'nda ne bugün bölemediler, yarın da bölemeyecekler. Burada Türkiye'ye karşı bir kasıt vardır. Aslında bir uyarı vardır hepimiz için.

Bu fotoğrafın hepimizi uyandırması gerekiyor.

Bir kaç yıl önce 'Tayyip Erdoğan ABD'den ödevini alarak dönecek, Sünni - Şii kamplaşması olacak' denilirken o proje çöktü. Türkiye - İran - Katar yan yana ama Suudi Arabistan karşı tarafta, ABD'nin yanında kaldı.

Ortadoğu Sünni - Şii ekseninde değil, ABD emperyalizminin yanında ve karşısında olarak bölündü."

https://aydinlik.com.tr/haber/perincek-ten-ibb-ye-tepki-alevilik-islam-dir-ayri-din-degildir-206445

2 dakika süreli video kaydı:


https://twitter.com/OncuGenclik/status/1254043683554541569


+++

Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Başkanı Özdemir Özdemir:

"Aleviliğin genç zihinlere ayrı bir din gibi anlatılması son derece yanlış.

İmamoğlu terör örgütleri ile iç içe olan sözde Alevi dernek ve vakıflarından akıl alıyorsa, yanlış yapmaktadır.

Bir ay kadar önce PKK'ya yakın sitelerde Aleviliği ayrı bir din gibi göstermeye çalışmalarının akabinde İmamoğlu'nun bastırdığı bu kitap Alevi toplumunu son derece üzmüştür.

Bu ülkenin polisini, askerini, hakimini, savcısını, öğretmenini katleden PKK ile içli dışlı olan bu vakıf ve kuruluşlar Aleviliği temsil edemez.

Nüfusu 13 milyonun üzerinde olan Alevi toplumunu Ramazan günü bu kadar üzmek kimsenin haddi değildir.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na Ekrem İmamoğlu hakkında halkı kin ve nefrete sürüklediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacağız.

İmamoğlu bir din alimi değil, bir Alevi dedesi değil. Bu yapılanlar çok yanlış. Aleviler de bu ülkenin sahipleridir.

CHP yetkililerinden gerekeni yapmalarını, İmamoğlu'nun ise Alevilerden özür dilemesini bekliyoruz."


"Alevilik öz Türklüktür. Alevilik İslamiyet'in özüdür. Aleviliğin ayrı bir din gibi gösterilmesinden Alevi toplumu son derece rahatsızdır.

İmamoğlu belediye başkanlığını yapsın. Alevi toplumunu kendi ucuz şarlatanlık siyasetine alet etmesin.

Kılıçdaroğlu'na da sesleniyorum: Bu belediye başkanını sustur."

http://ilkkursun.site/son-dakika-turkmen-alevi-bektasi-vakfi-ndan-imamoglu-na-suc-duyurusu  

25 Nisan 2020 Cumartesi

23 Nisan'ı Örümcek Adam ile kutlamak

"Ahmet Şık neden hapiste" dediniz, duvarlara yapıştırdınız.
Buyurun laik, demokrat ve dikta karşıtı Ahmet Şık'ınızı tepe tepe kullanın değerli ve şaşkın Atatürkçü CHP'li ve devrimci bilumum arkadaşlarBuna "Her evden bir oy" diyenler... Mutlu oldunuz mu?




+++

Bu da PKK sevdalısı İstanbul İl Başkanınızın 23 Nisan kutlaması:
23 Nisan'dan sonra 1915 Ermeni soykırımı günü olan 24 Nisan geliyormuş.
Alın onu da tepe tepe kullanın


+++

PKK'nın uzantısı HDP'nin 23 Nisan kutlamasını da alın tepe tepe kullanın, önümüzdeki seçimlerde de müttefikiniz olacak nasıl olsa. Kılıçdaroğlu ile birlikte "Demirtaş niçin hapiste" diye nakarata devam edin:

HDP'yi Meclis'te 23 Nisan kutlaması yapmaya ve  Tayyip'e "23 Nisan'da Meclis'i niye kapattın" diye hesap sormaya çağıran Çölaşan da buyursun:



https://twitter.com/HDPgenelmerkezi/status/1253628625573892101

+++

Bu da benden  bonus:


+++


Daha da yetmezse Miki Fare, Örümcek Adam 
ve salıncakta Atatürk koalisyonu:


Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan:
Örümcek Adam'ı değil, Arhavili İsmail'i
Süpermen'i değil, Şoför Ahmet'i
Pikaçu'yu değil Kartallı Kazım'ı
Batman'i değil Karayılan'ı
Minnie'yi değil, Şerife Bacı'yı
Mickey'i değil Seyit Onbaşı'yı anlatacaksınız çocuklara.
Atatürk'ü de bu saçmalığa meze yapmayacaksınız 

https://twitter.com/UtkuReyhan_/status/1253419241564303361

+++

CHP, bilinçaltı Amerikan değerleri algısı veriyor. 

Bu, çocukların eğlenmesi için bir bayram değil. Ulusal egemenlik bilinci aşılama amaçlı bir bayram. 

Siz tam aksine, yabancı ögeler aşılıyorsunuz. 
Haydi diyelim ki 23 Nisan'ı eğlence olarak algılıyorsunuz. Keloğlan var, Nasreddin Hoca var... 
Ama amaç başka.


+++

Bu da Canan Hanım gibi bir PKK sevicisi olan Tunç Soyer'den 23 Nisan şeysi.

Çav Bella (Bella Ciao) eşliğinde. Mussolini faşizmine karşı savaşan İtalyan Partizanlarının şarkısı. Pek iyi, güzel de 23 Nisan'da niçin Çav Bella? Anlamak için sözlerine bakalım:

Elleri bağlanmış yurdumun
Her yanı işgal altında
Sen ey partizan, beni de götür dağlarınıza
Dayanamam tutsaklığa



Bu sözleri bugün Türkiye kimler söyler? Dağa çıkanlar kimler?

"Tayyip faşizmine karşı dağa çıkan PKK" imajını subliminal (bilinçaltı) mesaj olarak şırınga ediyorlar. Hiç "ooo komplo teorisi", "öküz altı buzağı" falan demeyin. Gerçek bu.

+++

Hatırlayalım: 
CHP İzmir Adayı Tunç Soyer'in HDP ve FETÖ aşkı

+++

İşte Tunç Soyer, işte Çav Bella
Video kaydı 1:54 dakika:

+++

Bu da CHP'li Şişli ve Kadıköy Belediyelerini denetimindeki Kent Konseyleri tarafından Lezbiyen, Gay, Biseksüel ve Transgender çocuklar sokuşturması.

23 Nisan'ı eşcinsellik sorunlarına alet etmek de nasıl bir CHP kafası? Bu sorunlarla uğraşacaksan başka ortamlarda paylaş. 23 Nisan'ın bu sorunlarla ne gibi bir ilgisi var?



LGBTİ+ çocuklar diye bir şey olur mu? Yetişkinler evet olabilir, hormonal durum veya siyasi / ideolojik - ekonomik etkenlerle. 

Doğu Perinçek hormonal / doğal olmayan siyasi / ideolojik eşcinselliğin ayrıntılı çözümlemesini yapmıştı yıllar önce:


Ama küçük bir kız çocuğu nasıl lezbiyen olabilir. Akıl var mantık var. ABD ve AB emperyalizminin önümüze sürdüğü her haltı yemek zorunda mıyız?

" .. kişisel kimlikleri konusunda açık olmalarını engellemektedir" ne demek yahu? Yani okulda, sokakta küçük kızlar ve erkekler "ben lezbiyenim, ben eşcinselim" diye açıklama mı yapsınlar? Bu ne saçma bir istek. 

Anne evden çıkarken çocuklara "Uslu oturun sakın burnunuza fasulye tanelerini sokmayın" demiş. Geri döndüğünde ne görsün. Çocukların burun delikleri fasulye dolu tıka basa. Çocukların akıllarına bile getiremeyecekleri bir şeyi yapmalarına neden olmuş bu anne.

LGBTİ+ çocuklar yaygarası da çocukların hiç aklına gelmeyecek şeyleri şırınga ediyor. Bu yaygarayı duyup "Bu da neymiş" diye gogıl amcaya sormaya kalkan çocuklar da burnuna fasulye sokanların durumuna düşme tehlikesiyle karşılaşmaz mı?

TBMM bu konu da bir yasa çıkarıp bu zibidilklere engel olmalı.


+++

Vatan Partisi MYK Üyesi ve Kadıköy İlçe Başkanı Osman Erbil:

Çocuklarımızı "Eşcinsel olan ve olmayan" diye nitelemek, bunu 23 Nisan'da bir kampanyaya dönüştürmek!

Herkesi, Kadıköy Kent Konseyi'ni protesto etmeye çağırıyorum!

Kadıköy Belediyesi Bşk. Sn. @serdildara bu rezaletten haberiniz var mı? @kadikoybelediye

+++
Önce Kadıköy Kent Konseyi Bşk. Saltuk Yüceer'den @kadikoykentkon sonra Kent Konseyini fiilen yöneten belediyeden bir açıklama bekliyoruz.

Aynı rezaleti Şişli Kent Konseyi de yaptı.
CHP'li belediyelerin yönetimindeki Kent Konseylerinde HDP etkisini sorgulama zamanı gelmedi mi?

+++

‼️Aşağıdaki yanıt Kadıköy Kent Konseyi Genel Sekreteri İkbal Polat'tan geldi. ‼️
Olduğu gibi veriyorum.
Kamuoyundan ne bir özür, ne bir tepki var!

"Bu paylaşım konseyin bilgisi dahilinde değildir. LGBTİ'lerin paylaşımıdır. Konsey Yürütme Kurulu, paylaşımından haberi olmayıp...+

İşte o yanıt:
“Bu paylaşım konseyin bilgisi dahilinde değildir. LGBTİ'lerin paylaşımıdır. Konsey Yürütme Kurulu, paylaşımndan haberi olmayıp sizin gibi sosyal medyadan bilgi sahibi oldu. LGBTİ'ler kendi çocukluklarında yaşadıkları zorbalıklar yüzünden bunu yaptıklarını söylüyorlar. Çocukken yaşadıkları, deneyimledikleri istismar ve ayrımcılığa karşı tepki olarak yapmışlar. Bilginize, sevgilerimle”

Konseyin bilgisi dışında bu paylaşımların yapılmış olması mümkün değil.


"Bütün çocuklar aynı değil" ayırımcılığı da ne oluyor, alın CHP'nizi tepe tepe kullanın. Çocuklarınız dersi eğlenceyi bırakıp lezbiyenlik üzerine doktora çalışması yapsınlar.

+++

İçimiz bayıldı. Biraz da ferahlayalım:

Rusya Federasyonu'na bağlı Yakutistan'dan (Saha Cumhuriyeti) Hakas Türkçesi ile 23 Nisan kutlaması geldi:

Püün 23 Hoshar Ulus Ülgüzi paza Pala Payramı izen polzın!

İpucu: Pala (Bala): Çocuk demek.



+++
arşiv: 
Kemalizmin yıldırım okları ile lağvedileceksiniz
+++