29 Temmuz 2019 Pazartesi

PKK yardakçıları lehine çıkan kararın anatomisi

10 Mart 2014'te Silivri duvarları yıkılmış, zincirlerinden kurtulan Türk Ordusu 
PKK'yı  açtığı hendeklere gömme harekatına 24 Temmuz 2015'te başlamıştı.

Böylece AKP'nin 2009 yılından beri PKK ile yürüttüğü Açılım Süreci sona ermişti.

Çözüm sürecinin AKP Hükumeti gözüyle sunumu için bakınız:
http://hdpgercekleri.com/cozum-sureci-ve-sabotaj/

+++

AKP'nin PKK ile yürüttüğü Açılım Süreci'ni en başından itibaren destekleyen
CHP ve sahte sol, Türk ordusu PKK'yı hendeklere gömme harekatına başla-
yınca feryadı bastı.

CHP ve sahte solcu takımı bu harekatı "Saray Savaşı" olarak nitelediler.
"Barış Bloku" kurarak sözde barış eylemleri yaptılar. Ordumuz ve polisimiz
PKK ile mücadele etmemeli, barış yapılmalıydı.

AKP bu savaşı tekrar iktidar olmak için başlatmıştı. Barış mitingine CHP
ve HDP dahil 80 örgüt katılmıştı. "AKP savaş, halkımız barış istiyor.
Barış hemen şimdi."

Cumhuriyet , YURT ve PKK'nın Özgür Gündem gazeteleri yaygara korosunun 
başını çekiyorlardı. Cumhuriyet, "Saray savunmasını vatan savunması diye
yutturamazsınız" pankartını manşete taşımıştı. PKK ile mücadele vatan savun-
ması değil, Tayyip'in sarayının savunması için yapılıyordu. Cumhuriyet, "AKP
savaşı istiyor, biz barışı inşa edeceğiz" diyordu.

Geniş bilgi için bakınız:

Apo bayrakları altında barış mitingi yapan CHP'liler  11.08.2015

PKK yandaşları ve CHP, Türk Ordusu'nun Suriye'nin kuzeyindeki PKK - PYD
kantonlarına müdahale etmesini önlemek amacıyla bir "Barış Bloku" kurdular.
Sloganları "Suriye'de savaşa son, Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesine son" idi.

Barış Bloku toplantısında konuşan Ertuğrul Kürkçü, "Rojava'ya en ufak bir müda-
hale, 4 parça Kürdistan'da Kürt özgürlük güçlerine ve Kürdistan halkına savaş
ilan etmek anlamına gelir" diyordu.

Geniş bilgi için bakınız:

CHP - HDP (PKK) Barış Bloku   11.08.2015
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2015/08/chp-hdp-pkk-bars-bloku.html

+++

CHP Gençlik Kolları Kobani dedikleri Ayn el-Arab'a giderek sözde PKK devlet-
çiğinin sözde Başbakanı Enver Müslim'e saygılarını sundu.

Bununla da kalmadı, PKK  ve CHP yöneticileri Amerika'da buluşup YPG'ye
yani PKK'nın Suriye kolu PYD'nin sözde ordusuna destek istediler.

Geniş bilgi için bakınız:

Suriye'de CHP - PKK buluşması   4.08.2015
+++

CHP ve HDP liderleri, PKK'ya karşı başlatılan operasyonların durdurulmasını
istediler. Kılıçdaroğlu'na göre PKK'yı hendeklere gömme harekatı "yoksul ço-
cukların birbirini öldürmesi" demekti. Kılıçdaroğlu şöyle dedi:

"Biz çözümün parlamentoda toplumsal uzlaşma ile olabileceğini söyledik.
Bugün yeniden güvenlik önlemleriyle çözüm bulmaya çalışıyorlar. Bunun bedeli
90'lara göre daha ağır olacak. Bunun bedeli, yoksul çocuklar birbirini öldürecekler"

Geniş bilgi için bakınız:

TSK'ya karşı tek ses oldular. CHP - HDP aynı ses    4.08.2015

+++

PKK'ya siper oldular. Hiç utanma kalmadı.

CHP ile Cumhuriyet, YURT ve SÖZCÜ gazeteleri PKK'ya siper oldular.
Buyurun gazete başlıkları:

Kadınlar barış için sokağa çıktı. Silahlar sussun. 14 ilde kadınlar ayakta. 
Yakınlarını kaybedenlerin feryadı, barış isteyenlerin feryadına karışıyor.
Kadınların çığlığı
Türkiye şiddet sarmalının içine çekilirken barış isteyenlerin sesleri de daha güçlü
çıkmaya başladı. DURUN ARTIK. CHP Diyarbakır'a gitti.
Suruçta katliam var. İyi değilim. İyi olmayacağım. İyi olmayın.
Savaş hükumeti istemiyoruz. Çözüm sürecini terk etmeyin.
Barışkes dönemi

Ve daha ne rezillikler. Geniş bilgi için bakınız:

PKK'ya siper oldular. Hiç utanma kalmadı. 2.08.2015
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2015/08/pkkya-siper-oldular-hic-utanma-kalmad.html

Ve ibret-i alem için bakınız:

Tayyip düşmanlığına esir olmak     30.07.2015
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2015/07/tayyip-dusmanlgna-esir-olmak.html


Suriye'ye müdahaleye Saray ve AKP'den başka hevesli yok
Erdoğan'ın savaşı
İktidar koltuğunu bırakmamak için Türkiye'yi ateşin içine atacaklar

SÖZCÜ ve Cumhuriyet'in "PKK'ya vurmayın" feryatları için bakınız:

Tayyip nefretini, kullanarak PKK devletini hazmettirme çabası  3.07.2015
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2015/07/tayyip-nefretini-kullanarak-pkk.html

+++

Bekir Coşkun, Emin Çölaşan, Uğur Dündar, Mehmet Türker, Emre Kongar PKK ile
mücadelenin amacının "Tayyip Erdoğan'a seçim kazandırmak" olduğunu söylediler.

HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hemen bu parlak fikrin üzerine atladı ve
"Bu savaş vatan savaşı değil saray savaşıdır" sloganına dönüştürerek partisinin
Gurup Toplantısı'nda açıkladı.

CHP başta olmak üzere tüm sahte sol bu slogana sarıldı.


Geniş bilgi için bakınız:

Saray savaşı değil, vatan savaşı   2.08.2019


+++

"Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" adı altında toplanan bir gurup PKK
yardakçısı akademisyen, "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bir açıklama
yayınladılar. Özetle şöyle:

"Türk Ordusu ve polisi yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır
silahlarla saldırıyor. Tüm hak ve özgürlükler ihlal ediliyor. Bu kasıtlı ve planlı
kıyım...  Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı ger-
çekleştirdiği katliam ve bilinçli sürgün...

Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının
kurulmasını, hükumetin Kürt siyasi hareketinin taleplerini içeren bir yol haritasını
oluşturmasını talep ediyoruz."

Yani katliam ve kıyım olarak nitelendirdikleri PKK ile mücadelenin durdurulmasını 
istiyorlardı. 

Kılıçdaroğlu ve Tanrıkulu bu akademisyenlere sahip çıktılar.
Tanrıkulu, bu PKK yardakçılarını savunurken bir gerçeğe de parmak bastı:
"Tayyip'in akil adamları dün onun yanında bunları söylüyorlardı. Ama bugün aynı
şeyleri söyledikleri için hain ve müsvedde durumuna düştüler".

Geniş bilgi için bakınız:

Barış İçin Akadamisyenler İnisiyatifi Açıklaması  15.01.2016

+++

Bildiriye imza koyan 1,128 akademisyen KHK ile görevlerinden uzaklaştırılmışlardı.

Anayasa Mahkemesi 27 Temmuz 2019 günü verdiği kararda akademisyenler
için hak ihlali yapıldığına karar verdi. 8 üye "ihlal var" derken 8 üye "yok" dedi.
Bu durumda Başkan'ın oyu 2 sayıldı.

Bu durumda, Türk Ordusu'nun terörle mücadele değil, katliam ve kıyım yaptığını
öne sürmek ve Türk Devleti'nin bölücü PKK örgütünün taleplerini kabul etmesini
istemek "ifade özgürlüğü" sayılıyor. PKK yardakçısı akademisyenlerin cezalandı-
rılması ise onların "ifade özgürlüğü haklarının ihlali" oluyor.

Bunu kabul etmek mümkün değildir. Anayasa Mahkemesi, ülkemizi bölmeyi amaç-
layan terör örgütünün propagandasının yapılmasının, ordumuzun ve polisimizin, 
dolayısıyla devletimizin katliamcı olarak suçlanmasının "ifade özgürlüğü", "ifade
hakkı" olduğu yönünde bir karar veremez. Bu kararı tanımayız.

Ahmet Necdet Sezer'in atadığı 1 üye "ihlal yok" 
Abdullah Gül'ün atadığı 7 üyeden 5'i "ihlal var" 
Tayyip Erdoğan'ın atadığı 5 üyeden 4'ü "ihlal yok"
TBMM tarafından ağırlıklı olarak AKP oylarıyla seçilen 3 üyeden ikisi "ihlal var" dedi.

Karara böylece A. Gül damgası hakim oldu.
Kılıçdaroğlu karara sahip çıktı.



+++

26 Temmuz 2019 Cuma

Çinlilerin öldürdüğü Uygur ozanı evinde ziyaret ettik

Bütün yalanları yerle bir oldu. Ama utanmak var mı? Yok tabii.

Çinlilerin şehit ettiği ozanı Aydınlık gazetesi Urumçi'deki evinde ziyaret etti:


+++

AKP Hükumeti de ülkemizin itibarını yerle bir etti.
Amerika "Çinliler Uygur Ozanı Heyit'i zindanda öldürdü" diye bir yalan attı,
koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri bu yalandan dolayı Çin'i protesto
etti. İyi mi? Yahu bizim Çin'de Büyükelçimiz, Konsolosumuz yok mu? 
Önce onlara bir sormak gerekmez mi? Bu nasıl devlet yönetmek?

Dışişleri Bakanlığı'nın "Vefat haberini teessürle öğrendik" haberi için bakınız:


+++

Meral Akşener'e göre Heyit 8 yıla mahkum olmuş ve hapishanede işkence
ile öldürülmüş. "Yüce Allah mekanını Cennet eylesin" diyor. Bakınız:




+++

Saadetli Karamolla da aynı telden çalıyor:

+++

Çin'in resmi daveti ile 23 ülkeden 27 basın mensubu ile birlikte Uygur bölgesine 
giden Milliyet Gazetesi muhabiri Gökhan Karakaş da Heyit'i ziyaret etti. 


+++

Daha önce de Türkiye'den medya mensupları ve düşünce kuruluşlarından temsil-
ciler Çin'de 10 günlük bir gezi yaptı. Uygur Özerk Bölgesi'nde Terörle Mücadele
Müzesi'ni, camileri ve İslam Enstitüsü'nü ziyaret ettiler.

Geziye katılanlardan İHA (İhlas Haber Ajansı) Genel Yayın Koordinatörü İrfan
Altıkardeş CRI Türk'de (Çin Uluslararası radyosu) katıldığı programda şöyle konuştu:

"Bölgedeki ekonomik kalkınmanın insanları terörizmden ve diğer radikal düşün-
celerden uzaklaştırdığını gördüm. Yüzde 8-9'luk büyüme oranlarının insanların
hayatına yansıdığına şahit oldum. Uygur Türklerinin hem aile yaşantısı hem de 
dini inançlarını yerine getirmede çok büyük sıkıntılarının olmadığını söyleyebilirim.

Sadece, İslam dininde dini vecibeleri yerine getirmek erkek çocuklarda 13-14,
kız çocuklarda 11-12 yaşlarında başlamasına rağmen 18 yaşından küçüklerin
ibadethanelere girmesine izin verilmediğini gördüm. Yadırgadığım tek konu bu
oldu."



STAR Gazetesi Dış haberler Editörü Şerif Egemen Ahmet de aynı programda
şunları söyledi:

"Batı basınında çıkan haberler gerçeği yansıtmıyor. İnsanlar dillerini ve kültürlerini
yaşatabiliyor. Bunu da Çin zaten destekliyor.

1992'den beri bölgede terör saldırıları oluyordu. Terörle mücadele sonrası 48 aydır
terör saldırısı olmuyor. 

Basında çıkan namaz kılmanın yasak olduğu iddiası doğru değil. Devasa bir yapı
olan İslam Enstitüsü'nden mezun olanlar imam ya da din görevlisi oluyor. İnsan-
ların rahat ve sorunsuz ibadet ettiğini gördük. Çin, din alimi olmak isteyenleri
Mısır'a göndererek eğitim almalarını sağlıyor. Ayrıca, Urumçi'deki yöneticiler de
Uygur. Dolayısıyla, basına yansıyan haberler gerçeği yansıtmıyor."



25 Temmuz 2019 Perşembe

Yurtta sulh dedikleri PKK ile sulhtur

Silivri duvarlarının yıkılmasından sonra 24 Temmuz 2015'ten beri 
 "Kürt sorunu" da denilen PKK sorunu silahla çözülüyor.

PKK önce güneydoğumuzda açtıkları hendeklere gömüldü, devamı
Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Pençe Harekatları ile geldi.

Silah esas çözüm aracıdır ama tek araç değildir. Nitekim 1990 sonra-
sında demokratik haklar açısından bütün talepler yerine getirildi.
Kürtçe öğretilmesi, Kürtçe yayın gibi. Şimdi sorun halka iş ve aş
sağlamaktır.

Türkiye'nin çözümü budur.


Diğer çözüm, ABD, AB ve PKK tarafından öne sürülen çözümdür.
Buna göre Kürt sorunu güvenlikçi önlemlerle (silahla) çözülemez.
Barış (!) yapılmalı, PKK ile masaya oturulmalı, AKP'nin önce baş-
latıp sonra bitirmek zorunda kaldığı Açılım - Çözüm Süreci yeniden
başlatılmalıdır. Buna "Demokratik Çözüm" diyorlar.

CHP yönetimi de bu görüşü ısrarla savunmaktadır.
PKK ile mücadeleyi "Saray Savaşı" olarak kötülemesi bu yüzdendi.
Canan Kaftancıoğlu geçen gün HalkTV'de Çözüm Süreci'nin asıl
sahibinin CHP olduğunu bir kez daha vurguladı.

FETÖ'nün "Yurtta Sulh Konseyi"nin 15 Temmuz 2016 bildirisinde
geçen "Yurtta sulh"un anlamı PKK ile sulhtur. PKK ve HDP buna
Onurlu Barış diyor. Anlamı:  PKK, özerklik verilen bölgeleri yönetecek,
buna karşılık ordumuza saldırmayacak. Yani Türkiye PKK'nın talep-
lerini kabul edecek. Demokratik Çözüm bu.

Abdullah Gül, Babacan ve Davutoğlu ekipleri de bu silahsız "Demok-
ratik Çözüm"den yanadır.

Açıkça söylemiyor ama, sınır ötesi harekatların hepsine şu veya bu
bahaneyle karşı çıkan Meral Akşener de aslında bu cephededir.


ABD, PKK'ya 25 bin TIR dolusu silah verdi, Türkiye'nin ve Suriye'nin
üzerine sürdü. PKK, amaçlarına ancak silahlı mücadele ile ulaşabile-
ceği konusunda ısrarlıdır. Silah bırakmayı kabul etmiyor. Zaten silah
bırakmaya kalksa, Amerikalı efendileri buna izin vermez.

PKK için Demokratik Çözüm'ün güvencesi silahlı örgütlenmedir.
Silahı olmazsa, özerkliği nasıl dayatacak?

ABD ve İsrail'den aldığı mayınlarla, silahlarla, füzelerle Mehmetçiğe,
polislerimize ve halka saldıran PKK diğer yandan Demokratik Çözüm
safsatasına başvuruyor. Özerkliği bu kılıf içinde öne sürüyor.

CHP yöneticileri de bu safsatanın sözcüleri olarak sahneye çıkıyorlar.
Amaç: Türkiye'yi silahsızlandırmak ve Kürt sorununu ABD'nin silahı
ile çözmek.

Çünkü: PKK, Amerika'nın verdiği silahları bırakmadığı sürece nasıl bir
"Demokratik Çözüm" olabilir? Bu sorunun yanıtını Kılıçdaroğlu verdi:

"CHP olarak söyledik: Bu sorun (PKK sorunu) güvenlik önlemleriyle (silahla)
çözülemez dedik. Sorunu neyle çözeceğiz: Demokrasi ve özgürlükle."

"Koruculuk sistemi kaldırılsın. Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Özerklik Şartı.
Uygulayın dedik."

Yani: Özerklik talep ediyor.

Bakınız:


ABD - AB - PKK - CHP cephesinin Demokratik Çözüm sürecinin esas ayağı
silahlı mücadeledir. Demokratik talepler ise silahlı mücadelenin güçlenme-
sinin hizmetindedir. CHP, PKK'yı Meclis'e sokmuştur. CHP'nin PKK ile birlik-
te savunduğu Avrupa Özerklik Şartı ve anadilde eğitim, silahlı mücadeleye
yönetim mevzileri kazandırmak içindir. 

Ana hedef ABD patronluğunda Kürdistan kurulmasıdır.

+++

Türkiye'nin neredeyse 100 yıllık tecrübesi var. 1925 Şeyh Sait isyanından
1937 Seyit Rıza isyanına kadar Türk Devrimi'ni ve Türkiye'nin bütünlüğünü
hedef alan bütün hareketler emperyalistlerin emrinde idi ve silahlıydı.
Bütün bu isyanlar silahla bastırılmıştır. Çünkü nasihatle ikna olmadılar.

2010 sonrasındaki ABD'nin dayattığı Açılım - Çözüm Süreci de bize PKK
sorununun ancak silahla çözülebileceğini gösterdi.

+++

ABD ve CHP'nin "Barışçı Çözüm" gibi formüllerle şirinleştirdikleri siyaset-
lerin anlamı PKK'yı Türk Ordusu'nun pençesinden kurtarmaktır.

Hapishanelerden kurtarmaktan tutun da, belediyeleri paylaşmaya kadar
yapılan her şey PKK'nın silahlı bölücülüğüne zemin ve mevzi yaratmaktan
başka bir anlam taşımıyor.

HDP'nin desteklenmesi de, PKK'nın silahlı terör hareketinin desteklenme-
sinden başka bir şey değildir.

Ancak, PKK, Türk Ordusu'nun pençesi altında eziliyor, kurtuluşu yoktur.
ABD'nin, AB'nin, CHP yönetiminin, Gül ve Babacanların çabaları maalesef
PKK'yı kurtaramayacaktır. 

+++

Bu yazı, Doğu Perinçek'in 25 Temmuz 2019 günlü Aydınlık'taki yazısı esas 
alınarak hazırlanmıştır. Bakınız:


+++