14 Ekim 2015 Çarşamba

Haluk Dural Ankara bombalarını yazdı


Milli Merkez yöneticilerinden Sayın Halûk Dural'ın "Ankara'daki kanlı terör ve arkası..." başlıklı yazısının özetini veriyorum.

Bu vahşi cinayeti şiddetle kınayarak yazısına başlayan Dural şöyle devam ediyor:

Düzenledikleri miting ve toplantılarda Türk Bayrağı taşımayan, taşıyanları aralarına sokmayan ve merkez yönetimlerinde ayrılıkçı Kürt hareketine yakın isimlerin toplaştığı DİSK, KESK, TTB ve TMMOB tarafından düzenlenen gösteriler hep "Barış ve Demokrasi" adına olmaktadır.

Bu kuruluşlar, barışın savaşan iki devlet arasında olduğunu bildikleri halde terörle devlet arasında barış çağrısı yapmaktadırlar.

Bu kuruluşlar, bugüne kadar hiç bir zaman PKK'ya silahlarını bırakıp Türk adaletine teslim olmaları için çağrı yapmamışlardır.

Bu kuruluşların yöneticileri tek bir şehit cenazesinde görülmedikleri gibi, PKK'nın kanlı ve alçakça eylemlerini hiç bir zaman kınamamışlardır.

23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 28 Ekim ve 10 Kasımlarda hiç bir zaman törenlerde ve Anıtkabir'de görünmemişlerdir.

Bu kuruluşların 10 Ekim mitingindeki "Barış" istekleri şu amaçlara hizmet etmektedir:

30 yılı aşkındır binlerce asker, polis ve korucumuzu şehit eden, toplam 45 bin dolayında vatandaşımızı öldüren ve öldürmeye devam eden PKK'ya yurt içinde ve Kuzey Irak'ta ağır darbeler vuran Türk ordusunun ve polisin başarılarını halkın gözünde aşağılamak.

PKK'nın halk desteği kaybını frenlemek, oy kaybı görünür hale gelen HDP'yi 1 Kasım seçimlerinde mağdur ve sevimli göstermek. 10 Ekim bombaları da, 5 Haziran'da HDP'nin Diyarbakır mitingine yapılan bombalı saldırı ile bu aynı amaca yöneliktir.

İstedikleri barış Sevr Barışı'dır.

Türk Ordusunun PKK yuvalarını tahrip etmesi ve Rusya'nın Suriye'ye müdahalesi, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesini, "Kürt Koridoru" hayallerini ve BOP Eşbaşkanı'nın Şam'da Cuma namazı kılma düşlerini "stratejik kubura" gömmüştür.

Çaresizlikten PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG'yi kendi kara ordusu ilan eden ve silahlandıran ABD, PKK'nın kravatlı temsilcileri olan HDP'nin 1 Kasım'da baraj altına düşmesini istememektedir. Bu olasılığı engellemek için de IŞİD, PKK ve DHKP-C gibi Batılı ülkelerin istihbarat örgütlerinin tetikçilerini benzer pek çok kanlı eylemde kullanacakları bilinmelidir.

Nitekim, Financial Times gazetesinin 10 Eylül 2015 tarihli "Şiddet tırmanırken Kürt partisi her taraftan kuşatıldı" başlıklı haberine göre, CIA Türkiye Masası görevlisi Henri Barkey "1 Kasım seçimlerinde HDP Meclis'e giremezse şehirler havaya uçacak" tehdidini savurmuştu.

2000'lerin başında neredeyse bitirilmiş olan PKK terörünü "askerin vesayetini kaldırıyoruz, özgürlük alanlarını genişletiyoruz, Açılım yapıyoruz" teraneleriyle PKK'nın ülke içinde yeniden güçlenmesine, silah ve patlayıcı yığmasına izin veren ama PKK'ya karşı operasyon yapılmasına izin vermeyen, ülkemize binlerce casusun yerleşmesine seyirci kalan AKP iktidarı bugün akan kanların tek sorumlusudur.

Cumhuriyet Savcı ve Hakimlerini, Anayasal suçlar işleyen siyasileri ve bu kanunsuz emirleri yerine getiren kamu görevlileri hakkında derhal korkmadan işlem yapmaya çağırıyoruz.


Totaliter dinci faşizan yönetimin defedilmesi için yapılacak mücadele, sağ sol demeden "Atatürk'te Birleştik" diyen bütün Atatürkçülerin, Cumhuriyetçilerin, demokratların ve milliyetçilerin en geniş yelpazede bir "Milli Cephe" de toplanmasıyla başarıya ulaşacaktır.

Halûk Dural




1 yorum:

  1. PKK YI EN İYİ TANIYAN OSMAN PAMUKOĞLU 7 SENE ÖNCE 08.08.2008 DE CEVİZ KABUĞU PROGRAMINDA DEMİŞTİR..SİYASET OY KAYGISIYLA TSK LERİ YETKİLERİNİ KISAR TERÖRİST BAŞINA ADA TAHSİS EDER UZANTILARINADA PİŞMANLIK YASASI CIKARIRSA BU TERÖRDE PKK DA BİTMEZ DEMİŞTİR.. BİLĞİLERİNİZE.. SAYGIYLA..

    YanıtlaSil