soL gazetesi, 1 Şubat günlü haberinde, TKP'nin (Türkiye Komünist Partisi)
Ukrayna konusundaki görüşünü açıkladı: "Bu savaş sermaye kesimleri
arasındadır"
Avrupa'nın komünist partileri, yayımladıkları bir bildiri ile bu
görüşlerini utanmadan açıklamışlar. İşte o sözde komünist partiler:
Yunanistan K.P.,
Macaristan İşçi Partisi, İrlanda İşçi Partisi, Slovakya K.P., Komünist
Parti (İtalya), İspanya Halklarının K.P., İsveç K.P., Türkiye K.P.
soL, 1 Şubat 2014
Bildiriyi TKP de imzalamış.
İşte o bildirinin önemli bölümleri:
"Ukrayna'daki çatışma sermaye kesimleri
arasında"
"Emperyalist güçler de bu çatışmaya
katıldı"
"Ukrayna halkı, bu çatışmanın taraflarından birini
tercih etmeye zorlanıyor."
"Ukrayna işçilerine, çatışan sermaye kesimlerinin
hangi emperyalisti seçeceğine göre değil, sosyalizmin çıkarlarına göre bağımsız
mücadelelerini örgütleme çağrısında bulunuyoruz"
Bu
hatalı görüşlerin üzerini "solculuk" cilası ile kapatmak için de, "Ukrayna'daki
faşist güçlerin faaliyetlerini, anti-komünist saldırıları ve Lenin heykelinin
parçalanmasını" kınadıklarını bildiriye eklemişler.
***********
Hasan
Bögün, 9 Şubat günlü Aydınlık'ta "Teori Yerine Heykel" başlıklı köşe yazısında, bu
durumu "Lenin'in teorisine karşı çıkmanın üzerini Lenin heykelinin
parçalanmasını kınayarak örtmek" olarak açıklıyor. Yani bu sözde
komünist partileri, teori yerine heykeli savunuyorlar. Leninizmi reddet,
Lenin'in heykeline sahip çık.
ABD
ve AB, Ukrayna sanayisini yok etmek, Ukrayna'yı AB'nin pazarı haline getirmek ve
NATO'yu Ukrayna'ya sokmak, böylece bağımsız ve egemen devlet konumunu ortadan
kaldırmak için bastırıyor. Örgütlediği silahlı faşist Neo-NAZİ çetelerini
hükümeti yıkmak için ortalığa salıyor. Suriye'de Esad'a karşı savaşan şeriatçı
ÖSO teröristleri bile bayrakları ve silahları ile gelmişler. Buna karşı, Ukrayna
Komünist Partisi'nin öncülüğünde Anti-Faşist Halk Savunma Birlikleri
oluşturuluyor. Bu saldırıya karşı Rusya, Ukrayna'nın bağımsız ve egemen bir
devlet olarak kalması için faşistlere karşı mücadele eden Ukrayna hükümetinin ve
halkın yanında yer alıyor.
Ama
TKP ve diğer Brüksel solcuları ne diyor? "Ukrayna halkı, bu çatışmanın taraflarından birini
tercih etmeye zorlanıyor." Yani? Taraf tutmayın. Faşistlere karşı mücadele
etmeyin. "Sosyalizm" için çalışın. Nasıl çalışacaklar? Şu anda Ukrayna'da
"sosyalizmi kurmak" gibi bir alternatif var mı? Yok. O halde ne yapılması
öneriliyor? Emperyalist saldırı karşısında eli kolu bağlı oturup seyretmek,
sahile inip kumda oynamak.
Hasan Bögün, "TKP ve diğer Brüksel
partileri bu gerçeği görmüyor." diyor. Bunların bildirisinde "Çatışan sermaye
kesimlerinin hangi emperyalisti seçeceği" sözleri ile kastedilen
emperyalistlerden birinin Rusya olduğu anlaşılıyor.Brüksel
partileri, emperyalizme karşı savunma durumunda olan Rusya'yı emperyalist ilan
ederek, "Ukrayna'daki çatışmanın sermaye kesimleri arasında olduğu" şeklindeki
hatalı tezlerini doğru göstermeye çabalıyorlar. Ukrayna'da bir kısım
sermayenin ABD/AB emperyalizmine, bir kısım sermayenin ise sözde Rusya
emperyalizmine bağlı olduğu, çatışmanın "Ukrayna hangi emperyalizmin denetimine
girsin" çatışması olduğunu öne sürerek, emperyalizm tarafından yapılan saldırıya
karşı Ukrayna devletinin bağımsızlığını koruma mücadelesini karalama gayreti
içine giriyorlar. Onlara göre, solcular, yurtseverler, faşizme karşı olanlar
Rusya emperyalizminin taraftarı imişler. Eskiden "Solcular Sovyet
emperyalizminin ajanıdır" derlerdi, şimdi böyle diyorlar.
Emperyalist olmayan, tam tersine emperyalizmin saldırısına karşı
mücadeleleri destekleyen Rusya, Çin gibi ülkeleri emperyalist ilan etmek,
emperyalizme karşı mücadeleyi karalamanın en etkili
yoludur.Eskiden bu görevi Komünizmle Mücadele Dernekleri ve benzer
örgütler yaparlardı. Günümüzde birçok sözde komünist partisi bu göreve soyunmuş
durumdadır. Eskiden, komünizm düşmanı olduklarını açıkça beyan eden örgütlerin
bu kara propagandasına solcular doğal olarak kanmazdı. Şimdi ise, aynı
propagandayı sözde solcu, sözde komünist partiler yaptığı için, birçok saf solcu
da aldanmaktadır.
Bağımsızlık mücadelesine dudak bükmek, "saf
sosyalist" olmayan her bağımsızlık mücadelesinden uzak durmak, Lenin'in "Dünya
ezen ülkeler ve ezilen ülkeler olmak üzere iki büyük kampa ayrılmıştır"
teorisini anlamamak demektir. Zaten Kurtuluş Savaşımızı ve Kemalizmi de bu
yüzden bir türlü anlayamamışlardır.
Hasan Bögün, şöyle devam
ediyor:
"Ukrayna bağımsız ve egemen bir devlettir. ABD ve Avrupa,
Ukrayna'yı NATO'ya bağlamak için "turuncu devrim" ihraç etti. Soros dolarlarıyla
yapılan "turuncu devrim" çökünce, şimdi terör ve anarşi ihraç ederek Ukrayna'yı
boyun eğmeye zorluyorlar. Kiev'de meydanlara sürülenler, bir araya gelmeleri
asla mümkün olmayan, hatta birbirleriyle çatışan gruplar. Neonaziler, Suriye'de
terör eylemlerinde kullanılmış Tatarlar, zengin mafya babalarının (oligark)
parayla tuttuğu serseriler... Tek ortak noktaları Ukrayna devletinin çökmesi ve
dağılması. Tıpkı Suriye'deki gibi..."
" TKP ve diğer Brüksel partileri bu gerçeği görmüyor,
"emperyalist güçlerin pazar ve enerji kaynakları üzerine amansız rekabetinden"
söz ediyor. Burada kastedilen emperyalistlerden birinin Rusya olduğu
anlaşılıyor. Ukrayna işçileri, Ukrayna'nın Atlantikçiler tarafından
dağıtılmasını engelleyici bir siyaset izleyen Rusya'ya karşı "örgütlenmeye"
çağrılıyor. Lenin'in teorisini inkar, TKP'yi Atlantikçilerin yedeğine
savuruyor.
TKP bu bildiriyi Suriye halkına açıklasın, bakalım ne yanıt
alacak?"
***********
soL gazetesi, imzaladığı bildirinin
yanısıra, eski Sovyetler Birliği topraklarındaki komünist partilerin yayımlamış
olduğu bir bildiriyi de aktarıyor. Bu bildiriyi imzalayan partiler
şunlar:
Rusya Federasyonu K.P., Belarus K.P., Kazakistan
K.P., Azerbaycan K.P., Gürcistan Birleşik K.P., Ermenistan K.P., Moldavya K.P.,
Transnistriya K.P.
İşte o bildirinin önemli bölümleri:
"Ukrayna'da faşist bir darbe senaryosu
sahneleniyor."
"Solu, yurtseverleri ve faşizme karşı olanları görev başına
çağırıyoruz"
"Yaşananlar kendiliğinden gelişmesi. Bu süreçler, daha önce
Yugoslavya'da, Gürcistan'da, Libya'da, Asya ve Latin Amerika ülkelerinde olduğu
gibi, tecrübeli kuklacılar tarafından finanse edilmektedir."
"Mevcut iktidar ise, harekete geçme konusunda eksiklikler
taşımaktadır. Bu eksikliğe, Ukrayna'yı iç savaşa ve AB'ye bağımlılığa sürükleme
hedefi güdenleri yatıştırma çabaları eşlik etmektedir."
İşte, TKP bu gerçek komünist partilerin yanında değil, Brüksel
partilerinin, emperyalizmin solcularının yanında duruyor, onların bildirisini
imzalıyor, bunu da hiç utanmadan sanki marifetmiş gibi soL gazetesinin
sayfalarında yayımlıyor.
***********
Emperyalizmin saldırısı ile saldırıya uğrayan ülke karşısında
"tarafsız" kalmanın geçmişini hatırlayalım: "Ne takke ne postal" zibidiliği ile
başladı bu eğilim.
"Ne takke ne postal": Sözde solcular
Erbakan-Çiller Hükümeti'ne de, 28 Şubat müdahalesine de karşı
idiler.
"Ne Sam ne Saddam" Sam (ABD) kötü imiş ama,
Saddam da diktatörmüş. İkisini de tutmuyorlarmış. ABD'nin Irak saldırısında bu
yüzden tarafsız kalıyorlar, bunların kafasındaki Irak Komünist Partisi de
üyelerine "Aman işgalcilere karşı eylem yapmayın" talimatı veriyordu. Çünkü
"savaşa karşı" idiler. "ABD saldırısına hayır" diyemiyorlar, duvarlara "Savaşa
hayır" afişleri asıp duruyorlardı.
"Ne Mursi ne Sisi" çünkü Sisi darbeci idi.
"Ne Tayyip ne Ergenekon" çünkü egemenler (!)
arası mücadelede taraf tutamazlardı.
Şimdi de "Ne Ukrayna hükümeti ne faşistler"
çünkü bu savaş sermaye kesimleri arasında.
***********
Emperyalizm ile emperyalizmin saldırısına maruz kalanlar
arasında taraf tutmamak için, yani emperyalizmle mücadele etmemek
için geliştirilen formül, saldırıya uğrayanları kötüleyen, onları en azından
emperyalizm kadar kötü gösteren bahaneler icat edip yaymaktır. Ülkemizdeki sözde
sosyalistlerin yıllardır yaptığı budur. Kılıçdaroğlu da bunlardan öğrenmiş,
örneğin Esad'ı "diktatör" ilan edip durmaktadır. Hepsi aynı yolun
yolcusu.
Aydınlık, 12 Şubat 2014
***********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder