Vladivostok'ta gazetecilerin sorularını cevaplayan Putin şöyle
dedi:
"Suriye ordusunun taarruza geçtiği koşullarda Suriye
hükümetinin kimyasal silah kullandığını söylemek büyük bir ahmaklıktır. Eğer
Suriye yönetiminin kimyasal silah kullandığına dair delil varsa BM Güvenlik
Konseyi'ne ibraz edilmelidir. İbraz edilmiyorsa delil yok
demektir."
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksandr
Lukaşeviç:
"ABD'nin Suriye'ye karşı sınırlı askeri operasyon yapacağı
yönündeki tehditleri kabul edilemez. Her türlü müdahale sınırlı da olsa
uluslararası hukuk kurallarını ihlal anlamına gelir. Olası bir operasyon yeni
çatışmalara ve ölümlere yol açacaktır. Buna müsaade edilemez."
Yeniçağ, 3 Eylül 2013
Putin "Esad
kimyasal kullandı diyen ahmaktır" demiş ve kanıt istemişti.
Obama ahmaklıkla suçlanmayı göze alarak sözde kanıtları Rusya
ve Çin'e gönderdi.
Rusya Dişişleri Bakanı Sergey
Lavrov, Moskova Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nda yaptığı
konuşmada şunları söyledi:
"Bize bazı harita ve isimlerin bulunduğu bir şeyler
gösterdiler. Orada birçok kuşku var ve tutarlı değil. Kanıt olarak sunulanlar
gerçekler değil. Önceden bildiğimiz şeyleri söylüyorlar, daha fazla ayrıntı
sorulduğunda bize gösteremeyeceklerini söylüyorlar. Bu, yeterli kanıt yok
anlamına geliyor."
Çin ise, bu sözde
kanıtlarla ilgili yorum yapmaya bile gerek duymadı. "Konuyu BM incelesin"
cevabını verdi. Çin'in bu tavrı resmen hakaret anlamına geliyor. Obama'ya "Bu
sözde kanıtlar beş para etmez, üzerinde konuşmaya değmez" demiş
oluyor.
Yeni Mesaj, 3 Eylül 2013
Geçen hafta savaş çığırtkanlığı yapan ülkelerin sesi Putin'in
güçlü çıkışıyla birlikte kesildi. İngiltere'nin koalisyondan tümüyle çekilmesi,
Fransa'nın geri adım atması, ABD'nin işi sürüncemeye bırakması, Başbakan
Erdoğan'ın altından toprağı kaydırdı.
Rus İnterfaks Ajansı, Rusya'nın Akdeniz'e denizaltı avcısı ve
kruvazör olmak üzere 2 gemi göndereceğini bildirdi. Rus askeri yetkililer,
Suriye'de yaşanan krizden dolayı bölgedeki donanma gücünün arttırılacağını
söylediler. Üst düzey askeri yetkili, gemilerde bazı düzenlemeler yapılacağını
ve 2 gün içinde gemilerin yola çıkacağını söyledi.
Putin'in Lavrov'u uyardığı belirtiliyor. "Rusya Suriye'ye
askeri bir müdahale olması durumunda bile kimseyle savaşma niyetinde değil"
açıklamasını yapan Lavrov, geçen salı gününden düne kadar kamuoyuna açıklamada
bulunmadı. Bu olağandışı durumun nedeninin Putin'in uyarısı olduğu Rus
yetkililer tarafından el altından yayılıyor.
Putin'in çıkışı üzerine, Arap
Birliği'nde ülkeler seslerini daha bir güvenle yükselttiler.
"Uluslararası Toplum"u müdahaleye çağıran Suudiler yalnız kaldı. Kahire'de
yapılan Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısında Mısır, Cezayir, Irak, Lübnan, Tunus ve Fas
müdahaleye karşı çıktı.
Mısır Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi:
"Herhangi bir askeri müdahaleye karşıyız."
Fas: "Askeri müdahaleye karşıyız. Sorun
görüşmeler yoluyla çözülmeli."
Ürdün: "Hava ve kara sahamızı kapatırız.
Ürdün toprakları Suriye'ye saldırı üssü olarak kullanılamaz."
Bu güçlü çıkışlar üzerine Arap
Birliği Genel Sekreteri Nebil Arabi de eski tavrından dönerek
topu Güvenlik Konseyi'ne attı, 2. Cenevre toplantısına işaret etti. Suriye
karşıtı cephe Arap Birliği içinde tamamen çöktü. Suudiler sap gibi yalnız
kaldılar. Tayyip Bey'e soğuk duş...
Arap ülkelerinin bu toplantı öncesi durumları için bakınız:
Suriye'ye saldırı konusunda ilgili ülkelerin konumları http://aliserdarbolat.blogspot.com/2013/08/suriyeye-saldr-konusunda-ilgili.html
Aydınlık 31 Ağustos 2013
Fransız gazetesi Le
Figaro'nun haberi, 21 Ağustos 2013:
"Amerikalıların komuta ettiği 300 kişilik iki birlik 17 ve 19
Ağustos'ta Ürdün'den Suriye'ye sızarak Şam'a doğru ilerledi. Birliklere
Amerikalıların yanısıra İsrailliler ve Ürdünlüler de komuta ediyordu. Bu
birlikler, Amerikalıların Ürdün'de gerilla eğitimi verdiği Suriyelilerden
oluşuyordu. Kimyasal silah kullanımı, Şam'a doğru ilerleyen bu birliklerle
açıklanabilir."
Aydınlık Dış Haberler Sorumlusu
Şafak Terzi, bu konu hakkında, Şam
Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Dr. Bessam Ebu Abdullah
ile bir söyleşi yaptı.
İşte Dr. Abdullah'ın anlattıkları:
"ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Suriye Dışişleri Bakanı Velid
Muallim'i geçen Perşembe telefonla aradı. "Biz Esad rejimini tanımıyoruz"
bahanesi ile iki yıldır hiçbir Suriyeli yetkili ile temas kurmayan Amerikalılardan gelen bu telefon, çok önemli bir sorunla karşılaştıklarını
gösteriyordu. Kerry, Muallim'den, Guta'da yapılan operasyonu bitirmesini istedi.
Çünkü Suriye Ordusu Guta'da, Amerikalıların Ürdün'de yetiştirip yolladığı 300
kişilik ekibi imha etmek üzereydi. Muallim Suriye Ordusunun operasyonu
durdurmayacağını söyledi. Ayın 20'sini 21'ine bağlayan gece saat 03 dolaylarında
ekip tamamen imha edildi. 21 Ağustos sabahı kimyasal silah yaygarası başladı.
Fransız gazetesi Le Figaro'nun haberinde 19 Ağustos günü başka bir ekibin daha
Şam'a gittiği belirtiliyordu. Kimyasal saldırı bu ekibin de imha edilmesini
önlemek için bir tezgah olabilir. Zaman ve yer çakışıyor. İngiliz İstihbarat
Birliği "Joint Intelligence Committee", 22 ve 29 Ağustos tarihli iki raporunda
Şam yönetiminin kimyasal saldırı düzenlemesinin akılcı olmadığını belirtiyor.
BBC internet sitesinde haberi çıktı. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov Türkiye'den
resmi olarak Adana'da sarin gazı ile yakalanan Nusra teröristleri ile ilgili
bilgi sordu. Ama Türk hükümeti süreklü üzerini örtüyor. Bu kimyasal silahların
Libya'dan geldiği tespit edildi"
Yeniçağ, 2 Eylül 2013
Nusra militanları, AP (Associated Press)
muhabiri Dave Gavlak'a şunları anlattılar:
"Bu bir kaza idi. Suudiler tarafından verilen
kimyasal silah hatalı bir davranış nedeni ile patladı. Bunları nasıl
kullanacağımız bize anlatılmadı, bu konuda eğitim görmedik. Hatta kimyasal silah
oldukları bile bize söylenmedi."
"J" adlı militan: "Bu silahları çok merak
ediyorduk. Ancak bazı savaşçılar uygun olmayan şekilde kurcaladıklarından dolayı
patlama meydana geldi."
"K" adlı kadın militan: "Bize bunları nasıl
kullanacağımızı anlatmadılar. Bunların kimyasal silah olduğunu
bilmiyorduk."
Ebu Abdel-Muneym (Bir teröristin babası): "Oğlum
iki hafta kadar önce bana geldi, taşımaları istenen silahların nasıl silahlar
olabileceğini sordu. Anlattığına göre, şekilleri tüp gibi imiş. Bazıları da
büyük gaz şişelerine benziyormuş. Bu silahlar bir tünelde patladı, 12 isyancı
öldü."
Bu olay, (12 isyancının tünelde ölümü),
isyancı teröristlerin elinde kimyasal silah olduğunu kanıtlıyor.
***********
arşiv:
Suriye'ye saldırı konusunda ilgili ülkelerin konumları
31 Ağustos 2013
Kimyasal bomba
bulgusu yok. Çocukları teröristler öldürdü. 30 Ağustos
2013
Amerika'ya dua ediyorlar 28 Ağustos 2013
Yobazların son çırpınışı: Şam'da
kimyasal silah 24 Ağustos
2013
Somali saldırısının
anlamı 31 Temmuz 2013
***********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder