Başbakan Yardımcısı Bekir
Bozdağ, milletin gözünün içine baka baka şöyle dedi:
“Kimyasal silahın Suriye’de sadece Esad yönetiminde bulunduğu da
açıktır."
Yani, Şam'da 1,100 kişinin öldüğü iddia edilen kimyasal silah saldırısını
teröristlerin yapmış olamayacağını söylemek istiyor.
***********
Bekir Bozdağ unutmuş (!) olabilir,
hatırlatalım:
1
Suriye'nin
tek klorin fabrikası muhaliflerin elinde...
2
29 Mayıs 2013
Suriye Ordusu’nun
muhaliflere karşı kullandığı iddia edilen öldürücü sarin gazı, Adana’da El Kaide
bağlantılı El Nusra örgütüne karşı düzenlenen operasyonda ele
geçirildi.
soL, 30 Mayıs 2013
El
Kaide ve bağlantılı El Nusra Cephesi üyesi olduğu iddia edilen 12 kişi Adana’da
gözaltına alındı. Zanlıların adreslerinde yapılan aramalarda iki kilo sarin
gazının yanı sıra çok sayıda bulunan bilgi, belge ve dijital verilere el
konuldu.
Suriye
yönetiminin isyancılara karşı sarin gazı kullandığını iddia eden Batılı ülkeler
bu iddialarını ciddi kanıtlara dayandıramadı. BM Uluslararası Bağımsız Suriye
Araştırma Komisyonu Başkanı Del Ponte de Mayıs başında yaptığı açıklamada,
Suriye yönetiminin sarin gazı kullandığına dair kanıt olmadığını, buna karşın
kurbanlarla yaptığı görüşmelere göre, muhaliflerin sarin gazı kullandığı yönünde
“somut şüpheler” olduğunu ifade etmişti.
Bununla
birlikte, Suriye’de kimyasal silaha maruz kaldığı iddia edilen kişilerden alınan
kan örnekleri Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki devlet hastanesine gönderilmiş ancak
doktorlar yaptıkları açıklamada, sarin gazına rastlanamadığını belirtmişti.
***********
3 Temmuz 2013: Han el-Esal
Rusya'nın Birleşmiş Milletler (BM) Temsilcisi Vitali
Çurkin, Rus uzmanların yaptığı incelemelerin sonucunu BM Genel Sektreteri'ne
iletti.
Teröristlerin Halep'te Han el-Esal bölgesinde 19 Mart 2013
günü sinir gazı kullanarak düzenlediği saldırı sonunda 26 kişi ölmüştü. Rus
uzmanlar, sinir gazının terörist ÖSO'ya bağlı El-Nasır Tugayları tarafından
üretilen bir füze ile atıldığını kanıtlamışlardı.
Han el Esal katliamının ardından Suriye yönetimi BM'ye
resmen başvurarak uluslararası bir soruşturma istemişti ancak bu soruşturma
İngiltere ve Fransa'nın engeline takıldı. İki ülke, yalnızca Han el-Esal'in
değil, muhaliflerin de gündeme getirdiği iddiaların soruşturulmasını istedi.
Ancak Suriye yönetimi bu iddiaların “Irak senaryosu” hazırlığı olduğunu
belirterek karşı çıktı. Sonunda anlaşma sağlandı ve heyet Şam'a
ulaştı.
22 Ağustos 2013: Doğu Guta
Suriye Hükümeti ile varılan anlaşma sonucunda, bir BM
heyeti, kimyasal silahlar ile ilgili araştırma yapmak üzere Suriye'nin başkenti
Şam'a geldi.
Tam bu sırada, terör gurupları, Şam'ın Doğu Guta
bölgesinde Suriye ordusu tarafından kimyasal silah kullanıldığını ve 1,100
kişinin öldüğünü iddia ettiler.
Teröristlerin amacı BM heyetinin dikkatini dağıtmak ve
düzenleyecekleri raporu etkilemek. Bu amaçla teröristler birtakım fotoğrafları
piyasaya sürdüler. Ancak bunların tam olarak nerede çekildiğini açıklamadılar.
Doğu Guta çok büyük bir bölge. Bu görüntülerin gerçek olup olmadığı belli değil.
Bu arada, bazı fotoğrafların Han el-Esal, bazılarının ise Mısır fotoğrafı olduğu
anlaşıldı.
Esad'ın kimyasal silah kullanmasını olanaksız
kılan nedenler
Esad üstünlüğü ele geçirdi. Kuzeye doğru ilerliyor. Güçlü
ve avantajlı konumda. Suriye ordusu Uteybe'nin alınmasının ardından güneybatıda
Dereya, güneydoğuda Yermük, kuzeybatıda Kabun'da ilerlemeler
kaydetti.
Kimyasal silah kullanmak için bir nedeni yok. Ayrıca, bu,
Esad'ın lehine değil.
1
Tam da BM heyetinin incelemelere başladığı anda kimyasal
silah kullanmak, heyetin hazırlayacağı raporu olumsuz olarak
etkiler.
2
Obama, "ABD için kırmızı çizgi kimyasal silahtır" demişti.
Amerika'ya saldırı davetiyesi çıkarmak için Esad'ın kimyasal silah kullanması
mantık dışıdır.
3
Ayrıca, Rusya ve Çin'in Suriye'ye müdahaleye karşı BM
Güvenlik Konseyi'nde veto kullanma konusunda elleri zayıflar.
4
Suriye'nin toplanmasını istediği, terörist gurupların ayak
dirediği Cenevre 2 toplantısı suya düşer.
***********
Teröristlerin son çırpınışı
Eğer böyle bir saldırı varsa, bunu ancak teröristler
yapmış olabilir. Çünkü onların nedenleri var. Yeniliyorlar. Kuzeye doğru
çekiliyorlar. Emperyalistlerin silahlı müdahalesine acil ihtiyaçları var.
Teröristlerin
amacı, Amerika'nın müdahale etmesini sağlamak. Bunun için kimyasal silah
kullanıp "Esad yaptı" diyorlar.
İnsanları
diri diri yakan, derilerini yüzen, kalplerini ciğerlerini söküp dişleyen,
kurbanlık keser gibi boğazlayan, yüksek binaların tepesinden aşağı atan insanlık
düşmanı şeriat maskeli azılı katillerin kimyasal silahı da gözlerini kırpmadan
kullandıkları şüphesizdir.
Kanıtlanmıştır da.
Teröristlerin yanısıra, Suriye'ye müdahale yapılmasını
isteyen diğer güç İsrail.
İsrail İstihbarat ve Stratejik İşler Bakanı Yuval
Ştaynitz, "Suriye Ordusunun Kimyasal silah kullandığı görüşündeyiz"
dedi.
***********
Obama'yı
kandıramadılar.
Ancak Obama'yı ikna etmek için gösterilen bütün bu çabalar
sonuç vermedi.
Tayyip Bey, son ABD ziyaretinde Obama'nın masasının
üzerine kalın bir dosya koymuştu. Bu dosyada sözde Esad'ın kimyasal silah
kullandığına dair kanıtlar vardı. Ancak, ziyaretin sonunda Obama "kanıt yok"
demişti.
Bu defa da aynı şeyi söyledi. İşte Obama'nın 23 Ağustos 2013 günlü açıklamasındaki
kritik cümle:
"Eğer
ABD, BM kararı olmadan ve yetersiz delillere dayanarak başka bir ülkeye
saldırırsa, bu hareketi uluslararası hukuk bağlamında sorgulanır."
Buna "Irak Sendromu" deniyor. Irak'a müdahale için
"Kimyasal silahlar var" bahanesini kullanmışlar, ancak işgalden sonra Irak'ta
kimyasal silah bulunamamıştı.
***********
ABD Genelkurmay Başkanı Gen. Martin Dempsey'in
görüşü
Dempsey, Temsilciler Meclisi Dış
İlişkiler Komite Üyesi Eliot Engel'e gönderdiği mektubunda, Suriye'ye
askeri müdahaleye karşı olan Obama yönetimini savunma amacı ile şöyle
yazıyor:
"Esad rejiminin hava gücünü yok edebiliriz, ancak bu
durumda ABD savaşın içine sürüklenir. ABD müdahalesi dengeleri değiştiri ancak
çatışmayı körükleyen etnik, dinsel ve mezhepsel sorunları ortadan
kaldırmaz.
Esad güçlerine karşı mücadele eden muhalifler kontrolü ele
geçirmeleri halinde ABD'nin çıkarlarını desteklemeyeceklerdir.
Suriye, bugün iki taraf arasında seçim yapmıyor. Tersine,
bir çok taraf arasında seçim yapıyor... ABD'nin seçmesi gereken taraf ise,
dengeler değşişeceği zaman çıkarlarımızı desteklemeye hazır olmalı. Ancak durum
şu anda bunu göstermiyor.
Birçok mezhebin katıldığı uzun süreli savaş Esad rejimi
sona erene kadar sürecek. Bu bağlamda, kısıtlı bir askeri müdahalenin etkinliği
üzerinde değerlendirme yapmalıyız."
Dempsey, geçen ay senatörlere
gönderdiği mektupta da şöyle diyordu:
"Suriye'de güç kullanmak savaşa girmekten çok farklı
olmaz, ABD'ye milyarlarca dolara mal olur.
Kısıtlı saldırılarda bulunmak, uçuşa yasak bölge
oluşturmak, tampon bölgeler oluşturmak ve kimyasal silahları kontrol etmek ayda
1 milyar dolara mal olur.
Muhalifleri eğitmek ve yardım etmek ise yılda 500 milyon
dolara mal oluyor."
Obama
yönetiminin konumunu savunmak için söylenen bu laf salataları ne anlama
geliyor?
İpucu veriyorum:Kilit cümle:
"Muhalifler kontrolü ele geçirmeleri halinde ABD'nin çıkarlarını
desteklemeyeceklerdir,"
Niçin muhalifler ABD çıkarlarını
desteklemeyecek? Nedir o ABD çıkarları?
Cevap: Büyük Ortadoğu
Projesi, Büyük Kürdistan için Suriye'den parça koparmak.
Muhaliflere son model silah niçin
verilmiyor, Esad ile muhalefetin uzun süre savaşmaları niçin
isteniyor?
Cevap: Taliban
sendromu, Maliki Sendromu
Geniş bilgi için
bakınız:
Bu nedenlerden dolayı, teröristlerin ABD'yi müdahaleye
zorlamak için yapacakları bütün kışkırtmalar boşa gidecektir.
***********
arşiv:
Somali saldırısının
anlamı 31 Temmuz 2013
***********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder