Bu yazının başlığı "ABD'nin
kucağında tevkifatsız komünistçilik oynamak" da
olabilirdi.
ÖDP, EMEP, ESP ve kendilerini "sosyalist" olarak
adlandıran irili ufaklı parti ve örgütler yakalarını PKK'ya kaptırmışlar, adeta
kendilerine kılavuz olarak bölücüleri seçmişlerdir.
Büyük Ortadoğu (Büyük Kürdistan) Projesi'nin (BOP) sahibi
ABD olduğundan, aslında Amerika'ya yakalarını kaptırmışlardır. Amerika'ya,
emperyalizme sözde veryansın etmelerine rağmen, Amerika'nın projesine yardımcı
olduklarının farkında bile değildirler.
ÖDP ve EMEP'in Genel Başkanları PKK listelerinden
Milletvekili seçilmişlerdir. PKK'yı bölücü örgüt değil, Kürtlerin hakkını
savunan örgüt olarak görmektedirler. BDP'ye ilerici, devrimci madalyaları
takmışlardır.
PKK'nın Suriye kolu olan PYD'nin Suriye'nin kuzeyinde
"Rojava" adlı özerk bölge kurma çalışmalarını "devrim" olarak adlandırıp
selamlıyorlar:
ÖDP, EMEP, ESP: Rojava Devrimi'ni selamlıyoruz
Rojava’daki devrimin
Kuzey Kürdistan’daki çözüm sürecinden ayrı değerlendirilemeyeceğini ifade eden
EMEP Genel Başkanı Selma
Gürkan: “Bu
topraklarda Kürdistan’ın demokratik çözümü için çaba sarf etmeye devam ettiğimiz
gibi; Rojava’yı bundan bağımsız düşünemeyiz. Kürt
toprakları Irak, İran, Suriye, Türkiye olarak düşünülmeli.
Birindeki gelişme hepsini bağlar”
EMEP lideri, "Kürt toprakları İran, Irak, Suriye, Türkiye
olarak düşünülmeli" diyor. Ama bunu düşünen, haritasını yapan, ordu dergisinde
yayımlayanın Amerikan emperyalizmi olduğunu söylemiyor.
ABD projesini "demokratik çözüm" diye önümüze sürüyorlar.
Konuşan EMEP mi, ÖDP mi, ESP mi, PKK mı ayırt etmek olanaksız. Aynı şeyleri
söylüyorlar çünkü.
İşte ABD ordu dergisinde çıkan "Büyük Kürdistan" (BOP)
haritası. Ne tesadüf (!) ki, Amerikan emperyalizmi de Kürdistan'ı aynen EMEP ve
diğer sözde solcuların düşündüğü gibi "İran, Irak, Suriye ve Türkiye"den
kopardığı topraklar üzerinde kurmayı planlıyor.
Haritanın aslı ve tercümesi:
(Büyütmek için üzerilerine tıklayınız)
***********
ÖDP'nin gazetesi BirGün'de 24 Temmuz 2013 günü çıkan
yazısına Berkant Gültekin şu başlığı atmış:
"Ulusalcılar aslına döndü. 'Gezi ruhu'na El
Fatiha"
Ulusalcılar ne yapmış: "PKK üzerinden Kürt halkı
düşmanlığı" yapmış. Bölücü örgüte, Türkiye'nin bölünmesine karşı çıkınca "Kürt
düşmanı" oluyorsunuz.
Halbuki, "AKP'yi düşürmeye çalışıyorlar, bunlar ırkçı,
ulusalcı" diyerek Gezi isyanına karşı çıkan ve AKP'yi koruma altına alan BDP
(PKK) değil miydi?
Bakınız:
***********
En aklıbaşında sol parti olarak bildiğimiz TKP de bir türlü bölücüye bölücü
diyememektedir.
20 Eylül 2013 günlü 18 maddelik TKP bildirisinin 5.
maddesi şöyle:
5. Farklı toplumsal kesim ve dinamiklerin duyarlılıklarının ortak bir
potada eritilebilmesi, Haziran Direnişi’nin önemli bir avantajı oldu. Ancak
farklı unsurların her birinin kendisini daha belirgin hale getirme yönündeki
zorlamaları, toplumsal direnci sağlamlaştırmamakta, aksine dağıtmaktadır.
Örneğin, Kürt
siyasetinin “direnişe olumlu bakıyoruz, ama Kürt halkının kimlik
ve özgürlük sorunlarının daha fazla altının çizilmesi ve öne çıkartılması
gerekir” yönündeki zorlaması, “Kürt düşmanı”
damar nedeniyle değil, direnişin siyasi doğrultusunun bu tür parçalı
yaklaşımlara izin vermemesi nedeniyle bir sorun oluşturmaktadır. Kürt siyaseti yalnızca bir örnek.
Benzer zorlamalar nereden gelirse gelsin aynı olumsuz sonucu
yaratır.
PKK'ya bölücü örgüt diyemiyor. "Kürt siyaseti" diyor.
Böylece, PKK'nın bütün Kürtleri temsil ettiği gibi saçma bir görüşe geliyor.
Buna göre TKP de Kürtlerin değil, Kürtler dışındaki vatandaşların "siyaseti"
oluyor. PKK'ya "Kürt siyaseti" payesi vermek, Kürt kökenli vatandaşlarımızı
bölücülere hediye etmekten başka bir şey değildir.
***********
Bölücüye bölücü diyemezseniz, kendinizin de bölücü
olmasına engel olamazsınız.
Dahası, AKP ile de gereği gibi mücadele edemezsiniz. Mursi
ile ilgili tutumunuz bunu gösteriyor. Mısır'ın AKP'si olan Müslüman Kardeşler
iktidarına son veren devrimi "darbe" diye karalarsanız, "Ordu gitsin, hemen
serbest seçimler yapılsın" derseniz... Nerede kaldı sizin devrimciliğiniz? Hani
siz parlamentarizme karşı idiniz, devrimci idiniz, ne oldu size?
Şu oldu: Kılavuzu PKK olanın burnu Mursi'den kurtulamaz.
Çünkü: Bir Amerikancı ile dost olursanız, diğer Amerikancı ile de dost olmak
zorundasınız. Bölücüye bölücü diyememek, sizi ABD'nin yedek askeri durumuna
sokar.
Mısır'da Mursi'yi korumakla Türkiye'de AKP'yi korumak eş
anlamlıdır. PKK'ya el vermekle nasıl ABD'ye el vermiş oluyorsanız, Mursi'ye el
vermekle de AKP'ye el vermiş olursunuz.
Amerikan emperyalizmi karşıtlığınız da, AKP karşıtlığınız
da sözde kalır, "Van Minıt" gibi palavra olur gider.
Hatta, kendinize sosyalist payesi verdiğiniz halde,
silahlı örgüt olduğu bütün dünyaca bilinen Müslüman Kardeşler'e "silahsız"
payesi, karşı-devrimcilere, şeriatçılara yani halk düşmanlarına da "halk" payesi
verirsiniz. En temel marksist terminolojiyi de böylece paspas gibi çiğnemiş
olursunuz. Aşağıdaki EMEP açıklamasında olduğu gibi. Ya...
Böylece, Doğu Perinçek'in deyimi ile, "Tevkifatsız
Komünistçilik" icat edilmiş ve yürürlüğe konulmuş olmaktadır.
Sen
-- PKK'nın bölücü eylemlerini destekleyip ABD'nin Büyük Kürdistan
projesine yardımcı olursan,
-- Türk bayrağını "ırkçı" ilan edip eline almazsan, Türk bayrağı
taşıyan devrimcileri ulusalcılıkla, faşistlikle suçlarsan.
-- Atatürk düşmanlığı
yaparsan,
-- Türk ordusu düşmanlığı yaparsan,
-- "Ne takke ne postal" deyip 28 Şubat
karşısında sözde "tarafsız" kalırsan,
-- Ergenekon, Balyoz tertiplerine karşı
çıkmayıp, tam aksine desteklersen, "Ne ordu, ne Tayyip" dersen,
-- Irak saldırısı sırasında "Ne Sam ne Saddam", Suriye saldırısı
sırasında "Ne Sam ne Şam" deyip Sam'ın mahcup hizmetkarlığına
soyunursan,
-- Mısır'da ABD'nin 1
numaralı işbirlikçisi Müslüman Kardeşler'i yıkan devrimi "darbe" diye karalayıp
karşı çıkarsan,
-- Emperyalizmin Suriye'yi
parçalamasını "Yaşasın Rojava Devrimi" diye göklere
çıkarırsan,
-- Aile boyu İşçi Partisi düşmanlığı yaparsan,
seni niye tevkif etsinler,
Sana istediğin kadar "Kahrolsun ABD emperyalizmi,
kahrolsun AKP" diye bağırma izni verirler. Sabahın köründe evine, işyerine,
örgütüne baskın yapılmaz, öteye beriye sahte evrak ve CD yerleştirilmez.
Ergenekoncu olup içeri girmez, yıllarca yatmazsın. Türkiye'de sosyalizmin ortaya
çıkmasından beri, 100 yıldır ilk defa "Tevkifatsız komünistçilik" oynamayı da
işte böyle başarırsın.
***********
***********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder