17 Eylül 2013 Salı

Haluk Tarcan yazdı: "Bir tek Doğu Perinçek"

Ön - Türk tarihi ve uygarlığı araştırmacısı, halkbilimci, ve piyanist Sayın Haluk Tarcan'ın e-posta iletisini veriyorum:

Haluk Tarcan

----- Original Message -----
From: "Haluk TARCAN" <haluktarcan@haluktarcan.com>
To: "Haluk TARCAN" <haluktarcan@haluktarcan.com>
Sent: Monday, September 16, 2013 9:44 AM
Subject: E-posta gönderiliyor: BİR TEK DOĞU PERİNÇEK

Sayın Okurlarım;
Atalarımız ne demişler, geçmişini bilmeyen geleceğini göremez ;
İşte geçmişine bakan ilk parti başkanı Doğu Perinçek..
Saygılar
Halûk Tarcan

***********

BİR TEK DOĞU PERİNÇEK!..
8 Eylül tarihli Aydınlık gazetesinde Doğu Perinçek’in sütununda okuduk:
· İsveç savaş tanrısı ODİN’in Türk kökenli olduğunu CNBC televizyonundan naklen veriyor;
· OD’un ateş demek olduğunu yazıyor

ODİN’e, İskandinav Destanları’nda
· TURKAKONUNG ODİN; Türk Hakanı dendiğini ilâve ediyor

Çok mutluyuz! Nihayet, Atatürk’ün ölümünden beri tanınmış bir siyasetçinin, bir parti başkanının kendi kültürüne, Öz Kültürü’ne ilgi duyduğu ve bu konuda seri hâlinde makaleler yazacak seviyede, kendi kendini yetiştirmiş olduğunu büyük mutlulukla okuduk…
Bir parti başkanı, hele İşçi Partisi Başkanı gibi ayakta durabilmek için en büyük engeller, güçlüklerle mücadele eder, savaş verirken bile, sanki barış içinde koltuğuna yaslanmış, sevgili karısının pişirdiği kahvesini yudumlar, torununun saçlarını okşarken biraz da tarihe göz atayım dermişçesine, peş peşe makaleler yazıyor, hem de her biri birer belge niteliğinde!
Bırakınız böylesini, bizde peş peşe makaleler yazan başka bir parti başkanı yoktur! Acaba parti başkanı oluncaya kadar sayın ve sevgili parti başkanlarımız kaç kitap okumuşlar, başkan olduktan sonra eksikliklerini - eğer farkında iseler - tamamlamak ya da doğrudan okumak zevklerini - eğer mevcutsa- tatmin için köşelerinde biraz kitap karıştırmış olanlar var mıdır?
Hele, görevleri parti başkanıyla hiç orantılı olmayan Millet Vekilleri?...Bu konuya hiç girmeyelim…
Sayın Perinçek’in İsveç’teki Türk kültürü konusunda verdiği bilgilere biz de biraz dokunmak istedik. Amacımız eleştiri değil, bilgi sınırlarını biraz daha derinleştirmek.
ODİN’den başlayalım…OD , ateş anlamına , Osmanlıca’da karşımıza çıkar. Esas hâli, Ön-Türkçedeki ilk damgalardan olan ikisinin, OĞ-AT’ın binlerce yıl kullanılma sonucu sıkışıp OT ‘a dönüşmesinden oluşur; yanma demektir. (K. Mirşan)
Ön-Ata söylencebilimindeki Ön-Türk Kültürü ve Evrensel Kültür’ün hareket noktasını oluşturan üç Kült’ten, İnanış’tan biri ATEŞ KÜLTÜ’dür:
· Halkına, çalmadan çırpmadan(?!) , kul ve köle gibi hizmet etmiş BUĞ(bey)in
· ölümünden sonra halkı tarafından muhakeme edilerek
· Tanrı’ya erişmesi, onunla özdeşleşmesi için vücudunun
· OT’a verilerek kül olması ve Ruhu’nun Tanrı’ya uçup, yeniden dünyaya gelmesi için cennette, Tanrı katında beklemesi…İşte OT kelimesi, Ot kavramı bu Kültten, bu inanıştan oluşan bir kültürü içeriyor

Buradan İsveç savaş tanrısının adı
· ODİN doğuyor, aslında OTİÑ (oting) olmalıdır; OT(ateş), İNG(başarı, Tanrı’ya erişme başarısı, becerisi)… Tanrısal Ateş Olma, Kutsal Ateş Olma Başarısı… ATEŞ KRAL…
İlk Kurulan İsveç Kentlerinin adı; Serig, Sigtuna ve Birka idi. Bu son kentte 600 Kurgan, dolayısiyle “ölü yakma” geleneği yâni, ATEŞ KÜLTÜ mevcuttur (Archéologie Nouvelle No.19)
Turkakonung Odin’e gelelim : Anlamı
· Türk Hakanı Odin diye veriliyor…Burada karşımıza muazzam bir sorun çıkıyor:
Cümlede Hakan kelimesi nerede?…Hakan kelimesi yoksa bunun yerine ne vardır, aslı nedir? Bu sorunun cevabını 1988’den beri verdik, bıkmadan usanmadan vermeğe devam edeceğiz.
Türk’ün ata kültürünü, öz kültürünü, ön kültürünü anlayabilmek, açıklamak için önce
· 39 sayısınca var olan Orta Asya Türkçelerinden bir miktar bilip, bu bilginin açtığı yoldan yürüyerek
· Ön-Türkçe’ye.. Ona da sahip olmak için
· Evrensel uygarlığın Milat’tan milyon yıl önce bugünkü Tacikistan’da bulunan QaraTau’da başladığını bileceğiz (A.Radov).

Verilen bilgilerle, Kutadgu Bilig’ten, araştırmacı Clauson’un verdiği, 13’üncü yüzyıldan aşağı inilememiştir…Kısacası, Orta Çağ’da kalınmıştır.
Bu cümleyi okunur ve anlaşılır halde açalım:
TURKAKONUNG ODİN…
· TURKA…K…ONUNG ODİN
· K, şekil, harf olarak ve (ka) harfi diye okunmuş. Oysa K harf değil, damgadır. ÖK diye okunur; “Tanrı, Gök” anlamlarını verir
· ONUNG…OÑUN..ONGUN olacaktır …”Başarı elde etme becerisi”…Cümleyi toparlayalım:
· TURKA ÖK ONGUN…Tanrı olma başarısını elde eden Türk…, OTİNG… Ateş Kral
· Turka Ök Ongun Oting…K.Mirşan’dan yola çıkarak vardığım sonuçtur

Yalnız bir olasılık daha var:
Eğer ONUNG doğru ise,
· ON(Hun), UNG(başarı)…Bu takdirde, “Başarılı HUN”, Türk, Tanrısal Hun olma başarısını elde etmiş…Odin’i buluruz…Buradan da hemen, Tanrısal Hun olma başarısını elde etmiş Türk, Odin’e geçeriz??? Bu, cümle düzeni bakımından bir zorlama havasına girdiği gibi acaba
· Hunlar Türk olduklarını biliyorlar mı idi?…Ya da Türklerin, içlerindeki bir bölümün Hun olduğu konusunda fikirleri var mı idi?…Sorun buradadır.

Sayın Perinçek’in “perinçek” kelimesinin kökeni konusunda yazdıklarını geçip Prof. Dr. Sven Lagerbring’in, İsveççe’nin Türkçe ile benzerlikleri üzerinde, İsveç kaynaklarına dayanarak duracağız.
Aşağıdaki bilgileri bana İsveç’e yerleşmiş bir üniversite üyesi olan rahmetli Ali Riza Ergüven göndermiştir.
A.R. Ergüven İsveççe ile Türkçe cümle yapısının aynı olduğunu aşağıdaki örnekle göstermiştir:
· İsveççe’de, belirtici son ekler (artikel), Türkçe’deki gibi sona gelir:
· Appna dörr / EN för Mig
· Açınız kapı/ YI için İM ben… (ben-İM)

İsveçli Türk Dili Doçenti Gunnar Jarring, 22.08.1985 tarihinde Svenska Dagbladet gazetesinde, “Rünik yazının kökenini Hazarlar’da aramak gerekir” diye yazmış…
Kâzım Mirşan Gotland adasındaki yazıları, ”On-Uyul” tipi Ön-Türkçe yazı olarak okumuştur. Aynı tip yazı Norveçli Türklerle ABD’ye taşınmış ve Massaschussettes’de M.Ö. 600/300 arası tarihini taşıyarak Kensington kentinde ortaya çıkmıştır.
Sayın Doğu Perinçek’in İsveç’in kökenine açmış olduğu bir pencere, Ön-Türk Kültürü’nün dünyaya yayılmış olduğu konusunda bir parti başkanı tarafından atılan büyük ve çok önemli bir adımdır.
Bu adım yalnız Ön-Türk kültürünün değerini ortaya koymaz , aynı zamanda Türk kültürünün Evrensel kültürün kökeninde olduğuna dayanamayan Emperyalistlerin milyar dolar harcayarak Türk kültürünü yok etme çabalarını da baltalar.
Şöyle ki:
· ABD, kör bir satırla Orta Asya’yı kesip yok etmeye çalışır ve Evrensel uygarlıkları
· Yazının ve konuşulan dilin hiçbir değeri olmadığı Afrika’da başlatmak için kampanya yapmaya kalkışır…
· AB ise, uygarlıkların kökenini Anadolu’ya yerleştirmek için ikinci bir satırla Anadolu’yu Asya’dan koparır.. Ve de biz Anadolulular, zevkten sırıtıp dururuz, bakınız Anadolumuz ne kadar önemli diye…Kökensiz kaldığımızın farkına bile varamayız…
· Ya akademisyenlerimiz? Onlar ise hâlâ Anadolu’ya 1071’de geldik diye direnirler…Etrüsklerin Türk olduğunu okutmazlar, yasaklar vardır…Ve Afrika yutturma tarihini kürsülerinden haykırırlar…
Biraz Perinçek olabilseler?..
Halûk Tarcan (CNRS-Paris)

Not: Sayın Perinçek 15.09.2013 Pazar makalesinde
BÜK kelimesinin Almanca’ya geçtiği olasılığını kaydediyor.
· BÜK kelimesi Fransızca’ya BOUCLER (bukle) fiili halinde geçmiştir. Anlamları aynıdır. Bundan
· Türkçe, Mançuca ve Fransızca’nın aynı dil ailesi grubundan olup,
· Kuramsal Hint Avrupa dillerinin çökmüş olduğunu bildiren
· CNRS Eylül 2000, bülten 386 s.8’de söz edilmektedir.
Saygılar
Halûk Tarcan

***********
Halit Halûk Tarcan, (1931- ) Türk Halkbilimci, bilimsel araştırmacı, yazar, müzikolog, piyanist.
Kabataş Erkek Lisesi nden sonra...Ön Türk kültürü, dili ve tarihi üzerine araştırmalar yapan halkbilimcidir. Fransa'da yaşamakta ve o zamanlar Sorbonne Üniversitesi'nin VI. seksiyonunda bulunan CNRS kısaltmasıylada anılan Centre National de la Recherche Scientifique'te bilimsel araştırmacı olarak çalışmış ve 2005 yılında temelli olarak Türkiye'ye dönmüştür. Zamanın bölünmezliğini, geleneksel Anadolu Türk Halk Müziği'nin karakteristiği olan aksak tartılardan hareketle açıklamış olduğu 'toplam teorisiyle' 1962 yılında buraya 56 kişi arasında tek kişi olarak girmiştir. (http://www.cnrs.fr/)
Babası askerî hekim olduğundan Mustafa Kemal Atatürk tarafından Urfa Askerî Hastanesi'ne yönetici olarak tayin edilmiştir. Halûk Tarcan bu sebeple aslen 1925 yılında Urfa'da doğmuştur, Selim Sırrı Tarcan'ın yeğeni, Mimar Öğr. Gör. Ercüment Rıza Tarcan ile Türkiye'nin ilk beyin cerrahı ve bestekâr Prof. Dr. Bülent Tarcan'ın kardeşidir.
Üçlü bir eğitimden geçmiştir. Piyano, Sanat Tarihi, Etno/Müzikoloji.
Müzik Eğitimi; İstanbul Belediye Konservatuarı piyano bölümünden Ferdi Statzer'in piyano öğrencisi olarak pekiyi derece ile mezundur. Roma ve Siena'da Guido Agosti ile Salzburg'ta Carlo Zecchi, Paris'te Jacques Février ile çalışmıştır.
Sanat Tarihi; İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü'nde, Türk -İslam Sanatı, Bizans Sanatı, Rönesans Sanatı ve Tanzimat Edebiyatı
Eserleri:
Ön-Türk Uygarlığı(taslak 1992),bu kitap 1998'de Kaynak Yayınlarından çıktı
Ön-Türk Tarihi, 1998 Kaynak yay.İstanbul (360 sayfa)
Ön-Türk Uygarlığı 2001,Mustafa Kemal Derneği İstanbul(70 sayfa)
Ön-Türk Uygarlıgı;Resmi Tarihin Çöküşü,2003-2007 5.baskı Töre yay.İstanbul(360 sayfa)(Kaçak baskı)
Evrensel Uygarlıkların Köken Kültürü, Ön-Türk Uygarlığı -1A-
Evrensel Uygarlıkların Köken Kültürü, Ön-Türk Uygarlığı -1B-
Kökenindeki Ön-Türk Kültürünü Bilmeyen Avrupa Birliği -2-
http://tr.wikipedia.org/wiki/Haluk_Tarcan

Ön-Türk Tarihi, Kaynak Yayınları

***********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder