26 Şubat 2013 Salı

"Esad'ın işbirlikçisi" PKK, "Demokrasi savaşçısı" oluverdi



AKP'nin Suriye siyasetini millete kabul ettirmek amacıyla "Esad PKK ile ortak hareket ediyor" masalını icat ettiler.
Yandaşlara göre, Esad, Suriye ordusunu Türkiye sınırından çekerek bu bölgeyi PKK'nin Suriye kolu olan PYD'ye bırakmıştı. Esad sayesinde oralarda etkin hale geçen PYD ise, burnumuzun dibine PKK bayrakları asmıştı.
22 Temmuz 2012 günlü VATAN gaz tenekesi "Esad çekildi, PKK yerleşti" manşetini atmıştı.
Taraf paçavrasında Emre Uslu "PKK, Esed'in himayesinde devlet kuruyor" diye yazıyordu.

********
Halbuki, gerçek tam tersi idi.
Şam, Halep, Hama gibi büyük şehirlere saldırıya geçen isyancı teröristlerle başa çıkabilmek amacı ile Esad uzak bölgelerdeki askeri birlikleri bu şehirlere çağırmış, meydanı boş bulan PYD ve diğer örgütler istedikleri gibi davranma olanağına kavuşmuşlardı.
6 - 7 ay içinde büyük şehirlerde kontrolü sağlayan Esad, orduyu bu örgütlerin kontrol kurduğu bölgelere gönderdi.
PKK'nın Türkiye'de yasal olarak yayımladığı günlük "Özgür Gündem" gazetesi, Suriye ordusunun kontrolü geri alma harekatını bakın nasıl anlatıyor:
"Esad kana doymuyor.
Esad, çocuk yaşlı demeden katliama devam ediyor. Dün de Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı Haseke'de uçaklar sivillerin üzerine bomba yağdırdı. 50'den fazla sivil hayatını kaybetti."
(Özgür Gündem, 12 Ocak 2013)
"Esad Rojava'ya saldırdı.
Son dönemlerde Kürtleri hedefe koyan Esad, dün yine Kürtlere saldırdı. Gire Ziro köyüne saldıran Esad güçlerine YPG (PKK'nin Suriye'deki silahlı örgütü) sert biçimde yanıt verdi, şiddetli çatışmalar yaşandı. Derika Hemko yakınlarındaki Gunde Gire'de çatışmalar gün boyu devam etti"
(Özgür Gündem, 12 Ocak 2013)


********
Suriye Ordusu ile PKK arasındaki bu çatışmaların başlamasından tam bir ay sonra Milliyet gaz tenekesindeki "Belanın kıyısında" başlıklı köşe yazısında Güneri Civaoğlu hala eski masalı anlatmaya bakın nasıl devam ediyor:
"Türkiye sınırının hemen yanı başında Suriyeli Kürtlerin PKK çizgisindeki yönetime geçmeleri  ve bunun Suriye devlet güçleri tarafından hayata geçirilen bir proje olması..."
(Milliyet, 12 Şubat 2013)         
Şimdi soruyorum: Civaoğlu bir gazeteci midir, Milliyet bir gazete midir? Yazıklar olsun.
Ben bunlara gazete değil de gaz tenekesi derken haksız mı imişim?
********
Civaoğlu'nun bu masalı anlattığı aynı günlerde PKK gazetesinde çıkan haberlere bakalım:
"YPG son bilançoyu açıkladı:
YPG, Halep'in Eşrefiye semtinde Esad güçleriyle yaşanan çatışmaların sonuçlarını açıkladı: 7-8-9 Şubat günlerinde yapılan çatışmalarda en az 35 rejim askerinin yaşamını yitirdiği, 70'i, aşkın askerin ise yaralandığı açıklandı. 2 YPG savaşçısının da yaşamını yitirdiği.... 31 Ocak tarihinde rejim güçlerinin Eşrefiye'ye düzenlediği hava saldırısında 23 sivilin yaşamını yitirdiği..."
(Özgür Gündem, 11 Şubat 2013)
"48 asker öldü, 22'si esir alındı
YPG, Halep'in Eşrefiye ve Şeyh Maksut mahallelerinde Baas rejimi ile yapılan şiddetli çatışmalarda... "
(Özgür Gündem, 13 Şubat 2013)
(YPG: PKK'nın Suriye'de kurduğu sözde Kürt ordusu)



********

Ancak İmralı süreci gelişip RTE - PKK aşkı su yüzüne çıkınca, yandaşlara PKK'yı parlatma görevi düştü.
Onlar da hiç utanmadan dün söylediklerinin tam tersini yazmaya başladılar.
Milliyet: ESAD'A KARŞI BİRLEŞTİLER
ZAMAN: PYD, muhaliflerle ortak hareket edecek.
Neredeyse zil takıp oynayacaklar. İşte utanıp sıkılmadan attıkları manşetler:




Peki, PYD (PKK) ile ÖSO (Özgür Suriye Ordusu denen teröristler) niye şimdiye kadar çatışmışlardı da şimdi birleşiyorlardı?
PYD, Esad'a karşı ortak mücadele etmek için ÖSO'dan "Suriye Kürdistanı'na bağımsızlık " sözü vermesini istiyordu.
ÖSO ise buna yanaşmıyordu.
 
"Özgür Suriye Ordusu" üst düzey komutanlarından Hacı Abdülkadir el-Salih, İngiliz The Times gazetesine verdiği demeçte, "PKK ile görüştük. PKK, bizimle beraber Esad'a karşı silahlı savaşa katılmak için kuzeydoğu Suriye'de bir PKK devleti kurulmasına garanti vermemizi istiyor" demiştir. 
Bundan dolayı, Suriye ordusunun çekilmesi ile yönetim boşluğu meydana gelen Kuzey Suriye şehirlerini ele geçirmek için PYD ve ÖSO kapışıyorlardı.
 
Amerika, da ÖSO'nun bu tutumundan son derece rahatsızdı. Çünkü, Amerika'nın asıl hedefi Kuzey Suriye'de bir Kürt devletçiği kurmaktı. Nasıl Irak'a saldırıp Saddam'ı devirince Kuzey Irak'ta Barzanistan'ı kurdu ise, aynısını Suriye'de yapmak istiyordu.
Çünkü Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi, Türkiye,İran, Irak ve Suriye'den kopartılacak topraklar üzerinde bir Büyük Kürdistan kurulmasını öngörüyordu.
 
ABD Irak'ı işgal etmiş, ama Irak'ın başına Kürdistan kurulmasını kabul edecek bir hükümet geçirememişti. Maliki Hükümeti, Barzani'nin bağımsızlık yolunda attığı adımlara şiddetle karşı çıkıyordu.
İlerde Esad devrilip ÖSO işbaşına geçerse Kuzey Suriye'de bir Kürdistan kurdurmayacaktı demek ki. Ama o zaman Amerika'nın planı gerçekleşmeyecekti.
Obama, Tayyip Erdoğan'dan sorunu çözmesini istedi. Tayyip Bey ÖSO'yu ikna edemedi. Bu yüzden Amerika, ÖSO'yu tanımayı reddetti.
Tayyip Bey devre dışı kalıverdi.
 
Amerika, İstanbul merkezli ÖSO yerine Kürdistan kurulmasını kabul edecek yeni bir muhalefet örgütü kurması için Katar'ı görevlendirdi.
Katar'da teröristlere sıkı markaj ve baskı yapıldı. Suriye'de bir PKK devleti kurulmasını kabul etmezlerse, ABD başta olmak üzere Batı'dan alacakları tüm yardım kesilecekti. SUKO adıyla yeni bir muhalefet örgütü kuruldu. Bu örgüte Kürt temsilciler de katıldı. SUKO görünürde ABD'nin şartını kabul etmişti. Ama ABD hala işkilli idi. İyice emin olana kadar silah yardımını kısma kararı aldı. Teröristler ağlaşmaya başladılar. Gaziantep toplantısında bir teröristbaşı "CIA biz aldattı" diye feryat ediyordu. Silah akımı kesilmişti.
 
Pabucun pahalı olduğunu anlayan teröristler, Yüksek Kürt Konseyi'ni SUKO'ya davet ettiler. Konsey, "Bu davet SUKO'nun bizi Batı Kürdistan'ın temsilcisi olarak kabul ettiği anlamına gelir" açıklaması yaptı. PKK'nın haber ajansı ANF, "Kürt Konseyi SUKO içindeki en örgütlü kuvvet olacaktır" diye yazdı.
 
Ahmet Davutoğlu, bu davetten iki hafta kadar önce PYD'ye çağrı yaparak tutumunu gözden geçirmesini istemişti. AKP "Kürt Açılımı"nı baştan başlatınca Öcalan MİT kuryeleri eliyle Kandil'e gönderdiği mektupta PKK'ya "İran ve Suriye'ye karşı mevziye girin" talimatı verdi. (HaberTürk 10 Ocak 2013). Bunun üzerine PYD, Suriye ordusu ile Halep'te çatışmaya girdi. Daha sonra PKK'nın Suriye kolu olan PYD ile şeriatçı terörist ÖSO örgütü el sıkıştı ve 11 maddelik anlaşma imzaladılar.
 
Anlaşmayı duyan başta ZAMAN ve Milliyet olma üzere bilumum yandaş gaz tenekeleri "PKK ile Esad birlikte hareket ediyor" palavralarını aniden unutarak "Esad'a karşı birleştiler" diye müjde saçtılar.
PKK, Suriye'de Esad'a karşı bir numaralı demokrasi savaşçısı oluvermişti.
Anlaşmanın ayrıntıları bir sonraki yazıda

arşiv:
 
Beşar Esad: PKK'ya destek vermiyoruz     15 Ekim 2012
********
Esad: Akçakale konusunda uyarı yapmıştık      14 Ekim 2011
********
Askeri tugay emrini Öcalan verdi     11 Ekim 2012
Beşar Esad Halep'te     4 Ekim 2012
********
Suriye Kürt Bölgesi ABD koruması altında  6 Ağustos 2012
********
Esad çekildi, PKK yerleşti     25Temmuz 2012
********
Bölücü Kürtlerde ve Amerikancı Iraklılarda dağılma  15 Temmuz 2012
********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder