Obama Duası
++++++++++++
Atatürkçülere hatırlatma:
Atatürk Devrimi'ni Atlantik'te boğdular. Atlantik demek NATO, ABD, AB demek.
Hem Batıcı (yani Atlantikçi), hem
Atatürkçü olunmaz.
Olunursa da Cumhuriyet gazetesi gibi
olunur.
Yani NATO'da, ABD'de, AB'de
"demokrasi" ve "özgürlükler" olduğunu keşfedersiniz...
.... ve iktidara gelmek için de her onbeş
günde bir Obama Duasına çıkarsınız
Yükselen Asya'da
konumlanma
+++++++++++++++++++++++++++
Kemalist Devrim ancak Asya'da tamamlanır. Demokrasi ve
özgürlüğe ilerlemek ancak Asya'da mümkündür.
Atlantik macerasının sonucu Demokrat Parti'dir, Kenan
Evren'dir, AKP'dir, şeriat ve bölünmedir.
AKP, Türkiye'nin tepesine Türk Devrimini tasfiye etmek
için Atlantik tarafından oturtuldu.
Tayyip Erdoğanlar, memuriyet göreviyle Şanghay
İşbirliği Örgütü'ne yönlendirildiler. Ancak, Truva, bu defa Tahta At'a kapıyı
açmayacaktır.
AKP, Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, İran cephesinde,
Çeçenistan ve Uygur kışkırtmalarında Asya'nın üzerine sürülen
piyondur.
Gerçek cepheleşme bu iken, Tayyibistan'ın Şanghay
İşbirliği Örgütü'ne katılması mümkün değildir.
Türkiye'nin yükselen Asya'da yerini alması bir devrim
meselesidir. Atlantikçiler bu yüzden feryadı basıyorlar.
Şanghay blöfünü bir tek CHP yönetimi
ciddiye aldı
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Ne Atlantik (ABD ve AB) Tayyip Erdoğan'ın "Şanghay"
söylemini ciddiye aldı, ne de Asya.
Sadece Kılıçdaroğlu ciddiye aldı. Çünkü CHP
yöneticilerinin tek umudu, ABD'nin "yeşil ışığı"dır. CHP'de her attan düşen ve
her ata binmek isteyen hemen Atlantik ötesine, ABD'ye bağlılık mesajları
gönderir.
Onların biricik iktidar formülü, Obama'nın gözüne
girmektir. Bundan dolayı Kılıçdaroğlu Şanghay aleyhine veryansın etmiş, NATO ve
AB'ye (yani ABD'ye) bağlılık arz etmiştir.
Vaşington'a bağlılık, CHP'nin amentüsü
olmuştur.
Atlantik
humması
++++++++++++++
CHP
çevrelerinde 2002 yılından beri sık sık "Vaşington AKP'den vazgeçti" veya "ABD Tayyip Erdoğan'ı deliğe
süpürüyor" rivayetleri çıkar. Birden yürekler kabarır, lacivert elbiseler
giyilir.
Bu
rivayetlerin çıkış merkezi hep Cumhuriyet gazetesidir. Obama, her daim CHP'nin iktidar umudu olarak
sunulur. "Onbama Anıtkabir'i ziyaret etti" diye maytaplar yakılır.
"Vaşington Tayyip Erdoğan'ın işine
son verecek" yollu analizler Cumhuriyet'in sayfalarını doldurur. CHP yönetimi
adına ufukta "yeşil ışıklar" görülür. Demokrasi de, özgürlük de Atlantik
ötesinden beklenir.
"Atlantik humması" diyebileceğimiz
bu hastalık, CHP'nin ve Cumhuriyet gazetesinin kanına girmiştir. Ve son
zamanlarda yine ateş nöbetleri tutmuş bulunuyor.
İşte 23
Ocak 2013 günlü Cumhuriyet'te nöbet sayıklaması:
Amerika'nın ipiyle iktidara
tırmanmak
+++++++++++++++++++++++++++++++
19 Mayıs'ta, 29 Ekim'de, 10 Kasım'da, 13 Aralık'ta ayağa
kalkan milyonlar, CHP yönetimini heyecanlandırmadı.
Kılıçdaroğlu, Sosyalist Enternasyonal
toplantısında,
"Türkiye halkı ve kitle örgütleri CHP'yi
desteklemediği için" karamsarlığını dile getiriyor ve "Bir tek Batı CHP'yi destekliyor" diyor.
Türkiye'nin batısı değil, emperyalist Batı. Yani ABD ve
AB.
Türk milletine güvenmeyen, iktidar olma
umudunu ABD emperyalizmine bağlamış ruh hali, sosyaldemokrat çevrelere
sinmiştir.
Ne hazindir ki, Mümtaz
Soysal dahi, Kılıçdaroğlu'na, Amerika'nın ipine sarılarak
iktidara tırmanma öğütleri vermektedir:
Mümtaz Soysal,
Beyaz Saray'ın Tayyip Erdoğan'a buluşma günü vermemesinden hayli
umutlanıyor.
ABD ile AKP arasında Suriye ve Irak konularındaki
ayrılıkları belirtiyor ve şu sonuca varıyor:
"Belli ki, ABD, vaktiyle pek yararlı saydığı bu iktidarı, Türkiye de
dahil bütün Batı'nın çıkarlarına ters düştüğünü fark ettiği için çizmiş ya da
çizmek üzeredir.
Genellikle, iktidarla ilgili böyle durumlarda doğal olan, önce ana
muhalefete yaklaşmaktır. Yaklaşmıyorsa neden?
Asıl neden
-- Washington haberinde
vurgulandığı gibi, CHP'nin ulusalcılığı ver Amerikan karşıtlığı
mıdır,
-- yoksa iktidara
yürümekteki beceriksizliği
-- ya da iktidara geldiğinde gerçek demokrasi ve cumhuriyetçilik açısından başarı
olasılığının düşüklüğü mü?"
(Mümtaz Soysal, "Obama ve RTE" başlıklı köşe yazısı,
Cumhuriyet, 2 Şubat 2013)
Mümtaz Soysal'a göre
Amerika CHP'ye şunun için yaklaşmıyor, AKP'nin yerine CHP'yi şunun için
Türkiye'nin başına geçirmiyormuş:
CHP'nin "gerçek
demokrasi ve cumhuriyatçilik" uygulamakta başarı olasılığını az gördüğü
için.
Yani
Amerika, Türkiye'de "gerçek demokrasi ve
cumhuriyetçilik" uygulanmasını istiyormuş da, CHP'nin bunu başarması
olasılığını az gördüğü için CHP'ye yaklaşmıyormuş.
Bu bir şaka mıdır?
Kemalist Devrimi
tasfiye eden ABD emperyalizminin Türkiye'ye "gerçek demokrasi ve
cumhuriyetçilik" getirmesini beklemek nasıl bir şaşkınlıktır?
Atlantikçi CHP,
bırakalım iktidar olmayı, AKP'nin muhalifi bile
olamaz
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Şanghay İşbirliği Örgütü tartışması, CHP’nin ve çevresindeki düşünürlerin
Batılı emperyalistlere sadakatini bir kez daha sergiledi.
AKP’den daha Atlantikçi olduklarını söyleyenler, AKP iktidarını yıkamaz, AKP iktidarını yeniden ve yeniden üretirler.
İktidar olmak için Amerika’dan “yeşil ışık” dilenenler, Tayyip Erdoğanların iktidarını kuvvetlendirmekten başka bir şey yapamazlar. Bunlar, bırakalım iktidar olmayı, AKP’nin muhalifi bile değiller.
AKP’den daha Atlantikçi olduklarını söyleyenler, AKP iktidarını yıkamaz, AKP iktidarını yeniden ve yeniden üretirler.
İktidar olmak için Amerika’dan “yeşil ışık” dilenenler, Tayyip Erdoğanların iktidarını kuvvetlendirmekten başka bir şey yapamazlar. Bunlar, bırakalım iktidar olmayı, AKP’nin muhalifi bile değiller.
********
Doğu Perinçek'in 8 Şubat 2013 günlü Aydınlık köşe
yazısından kısaltılarak alıntılanmıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder