12 Şubat 2013 Salı

ABD'nin ipine sarılarak AKP yıkılabilir mi?


Obama Duası
++++++++++++
 
Atatürkçülere hatırlatma:
Atatürk Devrimi'ni Atlantik'te boğdular. Atlantik demek NATO, ABD, AB demek.
 
Hem Batıcı (yani Atlantikçi), hem Atatürkçü olunmaz.
Olunursa da Cumhuriyet gazetesi gibi olunur.
Yani NATO'da, ABD'de, AB'de "demokrasi" ve "özgürlükler" olduğunu keşfedersiniz...
                           .... ve iktidara gelmek için de her onbeş günde bir Obama Duasına çıkarsınız
 
 
Yükselen Asya'da konumlanma
+++++++++++++++++++++++++++
 
Kemalist Devrim ancak Asya'da tamamlanır. Demokrasi ve özgürlüğe ilerlemek ancak Asya'da mümkündür.
Atlantik macerasının sonucu Demokrat Parti'dir, Kenan Evren'dir, AKP'dir, şeriat ve bölünmedir.
 
AKP, Türkiye'nin tepesine Türk Devrimini tasfiye etmek için Atlantik tarafından oturtuldu.
Tayyip Erdoğanlar, memuriyet göreviyle Şanghay İşbirliği Örgütü'ne yönlendirildiler. Ancak, Truva, bu defa Tahta At'a kapıyı açmayacaktır.
 
AKP, Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, İran cephesinde, Çeçenistan ve Uygur kışkırtmalarında Asya'nın üzerine sürülen piyondur.
Gerçek cepheleşme bu iken, Tayyibistan'ın Şanghay İşbirliği Örgütü'ne katılması mümkün değildir.
 
Türkiye'nin yükselen Asya'da yerini alması bir devrim meselesidir. Atlantikçiler bu yüzden feryadı basıyorlar.
 
 
Şanghay blöfünü bir tek CHP yönetimi ciddiye aldı
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
 
Ne Atlantik (ABD ve AB) Tayyip Erdoğan'ın "Şanghay" söylemini ciddiye aldı, ne de Asya.
Sadece Kılıçdaroğlu ciddiye aldı. Çünkü CHP yöneticilerinin tek umudu, ABD'nin "yeşil ışığı"dır. CHP'de her attan düşen ve her ata binmek isteyen hemen Atlantik ötesine, ABD'ye bağlılık mesajları gönderir.
Onların biricik iktidar formülü, Obama'nın gözüne girmektir. Bundan dolayı Kılıçdaroğlu Şanghay aleyhine veryansın etmiş, NATO ve AB'ye (yani ABD'ye) bağlılık arz etmiştir.
Vaşington'a bağlılık, CHP'nin amentüsü olmuştur.

Atlantik humması
++++++++++++++
 
CHP çevrelerinde 2002 yılından beri sık sık "Vaşington AKP'den vazgeçti" veya "ABD Tayyip Erdoğan'ı deliğe süpürüyor" rivayetleri çıkar. Birden yürekler kabarır, lacivert elbiseler giyilir.
Bu rivayetlerin çıkış merkezi hep Cumhuriyet gazetesidir. Obama, her daim CHP'nin iktidar umudu olarak sunulur. "Onbama Anıtkabir'i ziyaret etti" diye maytaplar yakılır.
"Vaşington Tayyip Erdoğan'ın işine son verecek" yollu analizler Cumhuriyet'in sayfalarını doldurur. CHP yönetimi adına ufukta "yeşil ışıklar" görülür. Demokrasi de, özgürlük de Atlantik ötesinden beklenir.
"Atlantik humması" diyebileceğimiz bu hastalık, CHP'nin ve Cumhuriyet gazetesinin kanına girmiştir. Ve son zamanlarda yine ateş nöbetleri tutmuş bulunuyor.
İşte 23 Ocak 2013 günlü Cumhuriyet'te nöbet sayıklaması: 

Amerika'nın ipiyle iktidara tırmanmak
+++++++++++++++++++++++++++++++
 
19 Mayıs'ta, 29 Ekim'de, 10 Kasım'da, 13 Aralık'ta ayağa kalkan milyonlar, CHP yönetimini heyecanlandırmadı.
Kılıçdaroğlu, Sosyalist Enternasyonal toplantısında, "Türkiye halkı ve kitle örgütleri CHP'yi desteklemediği için" karamsarlığını dile getiriyor ve "Bir tek Batı CHP'yi destekliyor" diyor.
Türkiye'nin batısı değil, emperyalist Batı. Yani ABD ve AB.
 
 Türk milletine güvenmeyen, iktidar olma umudunu ABD emperyalizmine bağlamış ruh hali, sosyaldemokrat çevrelere sinmiştir.
Ne hazindir ki, Mümtaz Soysal dahi, Kılıçdaroğlu'na, Amerika'nın ipine sarılarak iktidara tırmanma öğütleri vermektedir:


 Mümtaz Soysal, Beyaz Saray'ın Tayyip Erdoğan'a buluşma günü vermemesinden hayli umutlanıyor.
ABD ile AKP arasında Suriye ve Irak konularındaki ayrılıkları belirtiyor ve şu sonuca varıyor:
 
"Belli ki, ABD, vaktiyle pek yararlı saydığı bu iktidarı, Türkiye de dahil bütün Batı'nın çıkarlarına ters düştüğünü fark ettiği için çizmiş ya da çizmek üzeredir.
Genellikle, iktidarla ilgili böyle durumlarda doğal olan, önce ana muhalefete yaklaşmaktır. Yaklaşmıyorsa neden?
Asıl neden
-- Washington haberinde vurgulandığı gibi, CHP'nin ulusalcılığı ver Amerikan karşıtlığı  mıdır,
-- yoksa iktidara yürümekteki beceriksizliği
-- ya da iktidara geldiğinde gerçek demokrasi ve cumhuriyetçilik açısından başarı olasılığının düşüklüğü mü?"
(Mümtaz Soysal, "Obama ve RTE" başlıklı köşe yazısı, Cumhuriyet, 2 Şubat 2013)
 
Mümtaz Soysal'a göre Amerika CHP'ye şunun için yaklaşmıyor, AKP'nin yerine CHP'yi şunun için Türkiye'nin başına geçirmiyormuş:
CHP'nin "gerçek demokrasi ve cumhuriyatçilik" uygulamakta başarı olasılığını az gördüğü için.
Yani Amerika, Türkiye'de "gerçek demokrasi ve cumhuriyetçilik" uygulanmasını istiyormuş da, CHP'nin bunu başarması olasılığını az gördüğü için CHP'ye yaklaşmıyormuş.
Bu bir şaka mıdır?
Kemalist Devrimi tasfiye eden ABD emperyalizminin Türkiye'ye "gerçek demokrasi ve cumhuriyetçilik" getirmesini beklemek nasıl bir şaşkınlıktır?

Atlantikçi CHP, bırakalım iktidar olmayı, AKP'nin muhalifi bile olamaz
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
 
Şanghay İşbirliği Örgütü tartışması, CHP’nin ve çevresindeki düşünürlerin Batılı emperyalistlere sadakatini bir kez daha sergiledi. 
AKP’den daha Atlantikçi olduklarını söyleyenler, AKP iktidarını yıkamaz, AKP iktidarını yeniden ve yeniden üretirler.
İktidar olmak için Amerika’dan “yeşil ışık” dilenenler, Tayyip Erdoğanların iktidarını kuvvetlendirmekten başka bir şey yapamazlar
Bunlar, bırakalım iktidar olmayı, AKP’nin muhalifi bile değiller.
 
 
********
Doğu Perinçek'in 8 Şubat 2013 günlü Aydınlık köşe yazısından kısaltılarak alıntılanmıştır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder