1 Şubat 2013 Cuma

Balyoz'da imza makinesi sahtekarlığı



Balyoz Darbe Planı Davası'nda mahkumiyet alan 7 general, imza makinesi sahtekarlığını açıkladı.
 
Olayın özeti şu:
Balyoz Davası'nın esasını 11 ve 17 No.'lu CD'ler oluşturuyor.
Tertipçiler bu iki CD'nin içine kendi hazırladıkları sahte belgeleri doldurmuşlar. Bunların hepsinin uydurma ve gerçek dışı oldukları ispatlandı, ama burada konu o değil.
Delil olarak mahkemeye 18 CD sunulmuş. Bunlardan 16 adedinin içinde suç unsuru olmayan gerçek veriler var.
CD'ler 1'den 18'e kadar numaralandırılmış. Tertip CD'lerini arka arkaya numaralandırmamışlar, şüphe çekmesin diye birine 11 diğerine 17 numarayı vermişler.
İçine suç unsurları konulmuş olan 11 ve 17 No.'lu bu 2 CD, "Diğer 16 CD'de gerçek veriler varsa, bu ikisindeki verilerin de gerçek olması gerekir." algısı yaratmak amacı ile diğer 16 CD arasına sokuşturulmuş.
Akıllıca bir tezgah.
 
İftira çetesi, tertibin bu haliyle bile göze batacağını ve inandırıcı olmayacağını düşünmüş olmalı. 16 CD'de hiç suç unsuru yok, 2 CD ise ağzına kadar suç unsuru dolu. Bu husus şüphe çekebilir.
Şüpheyi ortadan kaldırmak için şu sahtekarlığı yapmışlar:
11 ve 17 No.'lu CD'lerin üzerine imza makinesi kullanarak 1. Ordu Komutanlığı'nda Harekat Başkanı olan subayın el yazısını koymuşlar.
Bu subayın el yazısı ile tutmuş olduğu notları içeren kağıtların üzerindeki harfler seçerek imza makinesine yüklemişler ve CD'lerin üzerine "Or.K.na" yazısını yazdırmışlar.
Tabii ki, bu yazıdaki harfler, subayın el yazısındaki harflerin "tıpkısının aynısı" olmuş.
İşte CD'lerin üzerindeki yazı ve  yazıdaki harflerin alındığı el yazısı notlar:
 

Resmi büyütmek için üzerine tıklayınız


Gelgelelim, meşhur cinayet romanı yazarı Agata Kristi'nin dediği gibi, "Kusursuz cinayet yoktur."
Kusursuz tertip de olmaz.
İnsanlar elyazısı yazarken, çizgileri yukarıdan aşağıya çekerler ve harfleri de soldan başlayıp sağa doğru çizerler. Bundan dolayı, dikine çizgilerin alt ucunda ve harflerin sağdaki bitim noktasında mürekkep birikintisi oluşur.
Pek akıllı tertipçilerimiz ise, acemiliklerinden, makineye "çizgileri aşağıdan yukarı çek, harfleri sağdan başlayıp sola doğru çiz" komutu vermişler.
Bu yüzden de boya birikintisi dikine çizgilerin yukarı kısmında ve harflerin soldaki bitiş noktalarında oluşmuş
Ayrıca, kalemin normalin tersi yönde gittiğini gösteren bariz bulgular var.
Buyurun bakın:


Savcılık bu CD'leri İstanbul Kriminal Polis Laboratuarı'na gönderdi ve CD'lerin üzerindeki yazıların 1. Ordu Harekat Başkanı dahil 16 şahsın el yazıları ile karşılaştırmasını istedi.
Laboratuardaki uzmanlar sahtekarlığı anında anladılar ama "Bu yazı makine ile yazılmıştır" diyemedikleri için şöyle üstü kapalı acayip bir rapor verdiler:
".... isimli şahısların ellerinden çıktığını gösterir nitelikte kaligrafik ve grafolojik bulgulara rastlanılmamıştır."
İşte o rapor:




Raporun bu haliyle bile her şeyi alt üst edeceği ve davayı düşüreceği açıktı.
Bu yüzden Mahkeme Heyeti (Hakimler) bu raporu saklamaya karar verdiler.
Balyoz İddianamesi ve Ek Delil Klasörleri 11 Ağustos 2010 günü sanıklara ve avukatlara dağıtılmadan önce, bu raporu 4 nolu klasörden çıkardılar.
Yani sanıklar lehine olan bir delili sakladılar.
 
Ancak, Polis Laboratuvarı'ndan beklenen raporun mahkemeye gelmemesi şüphe uyandırıyordu.İftira çetesi, bu yazının kime ait olduğu hakkında yalan haberler yaymaya başladılar.
Bir avukatın ısrarlı takibi sonunda, raporun mahkemeye  çoktan gönderilmiş olduğu anlaşıldı.
 
Mahkeme heyeti, Ekspertiz Raporu'nu açıklamak durumunda kaldı.
Rapor açığa çıkınca sanıklar ve avukatlar "Bu yazının imza makinesi ile yazılıp yazılmadığının, ve ayrıca CD üzerindeki bariz parmak izlerinin kşime ait olduğunun araştırılması" için talepte bulundular.
Mahkeme Heyeti bu talepleri anında reddetti.
 
Bunun üzerine sanık avukatları yurt içinden ve dışından bilirkişi raporları almayı denediler.
 
ABD'de konuşlu Forensic Document Examination Services Inc. (Adli Belge İnceleme Hizmetleri A.Ş.) adlı kuruluş, 2 Haziran 2010 günlü bilirkişi raporunda "Sanığın el yazılarından seçilmiş harflerden oluşan şablonla, imza makinesi kullanılarak yazının oluşturulduğun tespit edildiği"ni bildirdi.
 
Adli Bilimler ve Adli Belge İnceleme Uzmanı Y. Doç. Dr. Jale Bafra da aynı sonuca ulaştı.
Bafra, raporunda, "11 ve "17 No.'lu CD'ler üzerindeki yazıların .... otomatik yazı ya da imza oluşturmaya uygun bir vasıta ya da aygıtla oluşturuldukları düşünülmektedir" tespitine yer verdi.
 
Bu raporlar Mahkeme'ye sunuldu. "Eğer Mahkeme Heyeti bu raporlardan şüphe duyarsa, oluşturacağı yeni bir bilirkişi heyetine tekrar inceletebilir." talebi yapıldı.
Mahkeme Heyeti bu talebi de duymazdan geldi.
Çünkü, hangi bilirkişi ölursa olsun, "Bu yazılar makine ile yazılmıştır" sonucuna ulaşacağı gün gibi açıktır. Mahkeme Heyeti onun için kafasını kuma gömmüştür.
Bu tutum, Mahkeme Heyetinin tertipçilerle işbirliği içinde olduklarını ve/veya tertipçilerin talimatı ile hareket ettiklerini bir kere daha göstermiştir.
 
Islak imza makinesi şöyle bir şey:
İmzanızı hafızaya alıyor ve kalem kullanarak kağıda geçiriyor. Siz istediğiniz kadar "Bu imzayı ben atmadım" diye feryat edin.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder