16 Temmuz 2012 Pazartesi

Bölücü Kürtlerde ve Amerikancı Iraklılarda dağılma


Dağılmanın nedenleri:
++++++++++++++++++
 
Irak Hükümeti, Barzani'nin bağımsızlık amaçlı davranışlarına direniyor
Rusya, Çin ve İran, emperyalistlerin Suriye'ye müdahale etmesini önlüyor.
Irak, Hizbullah ve Filistin örgütleri Suriye'ye müdahaleye karşı çıkıyorlar.
Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi bu nedenlerle kayaya tosladı.
Büyük Kürdistan için Suriye'den parça koparma saldırısı başarısız oldu.
 
Amerikancı Iraklılarda dağılma:
++++++++++++++++++++++++++
 
Irak Başbakanı Maliki, Barzani'nin yabancılarla petrol arama ve ihracat anlaşması yapmasına karşı çıktı.
Barzani'nin Amerikan Exxon şirketi ile imzaladığı Bağdat'ı devre dışı bırakan petrol anlaşmalarını tanımadığını açıkladı.
Bunun üzerine Tayyip Bey Maliki'yi "Demokrat olmamakla" suçladı.
Amerikancı muhalif Tarık Haşimi önce Barzani'ye sığındı, sonra Türkiye'ye kaçtı.
Barzani, Haşimi, Irakiye İttifakı lideri Allavi ve Tayyip Bey kah Ankara'da kah İstanbul'da bir araya gelerek Maliki Hükümeti'ni yıkmak ve Barzani'nin bağımsızlık çalışmalarına karşı çıkmayacak Amerikancı bir Irak hükümeti kurmak için planlar yapmaya başladılar.
 
Bu arada Barzani bölgesinde üretilen petrolün Türkiye üzerinden Bağdat devre dışı bırakılarak ihraç edilmesi ve bir kısmının da Türkiye'de işlenerek Barzanistan'a geri gönderilmesi yolunda anlaşmalar yapıldı.
Irak Petrol Bakanlığı, yasa dışı bu işleri yapmaması için Türkiye'yi uyardı.
 
Allavi, Talabani, Mukteda Sadr ayrı ayrı Barzanistan'a giderek Maliki Hükümeti'ni güvensizlik oyu ile düşürme konusunu görüştüler.
Bu arada, Allavi'nin Irakiye İttifakı tabanı bu işin Irak'ın bölünmesi ile sonuçlanacağını kavradı ve önemli ölçüde Maliki'nin yanına kaydı.
Bu durumu gören Sadr, Maliki'yi devirme projesinden ayrıldı.
Hem KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği) Partisi lideri hem de Irak Cumhurbaşkanı olan Talabani, Amerika'nın zoru ile gönülsüzce bir araya gelmiş olduğu eski ve geleneksel rakibi Barzani'ye uymadı, Başbakan Maliki'nin düşürülmesi girişimine bürokratik engeller çıkardı.
Böylece Barzani ve Tayyip Beylerin başını çektiği "Maliki'yi güvensizlik oyu ile düşürme" planı yenilgiye uğradı.
 
Amerikancı olmayan Sadr'ı bile "Etrafımda toplanmazsanız bağımsızlık ilan ederim ha" diye tehdit ederek kendi taraflarına çekecek kadar güçlü gözüken Barzani'nin etrafında birleşen Amerikancı muhalefet böylece şimdilik dağıldı.
Ama tekrar toparlanmaları çok zor. Çünkü Amerika ve Batı ülkeleri giderek güç kaybediyor.
Çok güvendikleri AKP Hükümeti de Suriye'de çuvalladı. Bu yüzden moraller bozuk.
 
Kuzey Iraklı Bölücü Kürtlerde dağılma
++++++++++++++++++++++++++++++++
 
Mehmet Ali Güller'in 9 Temmuz 2012 günlü Aydınlık köşe yazısında tespit ettiği gibi, "Güvensizlik Oylaması" hamlesinin bozguna dönüşmesi, Barzani'nin büyük itibar ve hatta iktidar kaybına uğradığını gösteren olayları hızlandırdı:
 
Irak Cumhurbaşkanı Talabani'nin bu tutumu almasında İran faktörü etkin oldu.
Rusya ve Çin ile birleşerek Amerika'nın Büyük Kürdistan Planı'na kafa tutan İran'ın gücünün artması, Talabani'yi Barzani'den uzaklaşmaya teşvik etti.
Talabani, İran ile olan geleneksel dostluk politikasını canlandırmak durumunda kaldı. İran, Talabani'yi Barzani'ye uymaması konusunda ikna etti.
 
Barzani ve Talabani'den sonra Kuzey Irak Kürt Bölgesi'nde etkin olan üçüncü büyük Kürt örgütü olan Goran (Değişim) hareketi de İran ile ilişki kurdu.
Goran lideri Neçirvan Mustafa, Tahran'a giderek İran Dışişleri Bakanı Salihi ile görüştü.
Goran, bugüne kadar dış ilişkiler kurmaktan kaçınan Barzani muhalifi bir örgüt.
 
İsrail faaliyetine darbe
++++++++++++++++++
Barzanistan'daki İsrail faaliyeti de bu dağılmadan zarar gördü.
Barzanistan'ın Başkenti Erbil'de faaliyet gösteren İsrail casusluk örgütü MOSSAD büyük darbe yedi.
MOSSAD denetimindeki "Israel-Kurd" Dergisi'nin Erbil'de siyasi mülteci olarak yaşayan İranlı Kürt Yayın Yönetmeni Mevlud Afand 40 gün önce esrarengiz bir şekilde kayboldu.
Afand'ın kaybolduğunu İsrail-Kürt Enstitütü Kurucusu Davud Bağıstani açıkladı. Enstitünün Halkla İlişkiler Müdürü Şerzad Ömer ise, Afand'ın telefon kayıtlarının incelenmesi amacıyla mahkemeye başvurdu.
Kaybolma olayından kısa bir süre sonra İsrail-Kürt Enstitüsü'nün internet sitesi çökertildi.
 
İran Fars Haber Ajansı, PKK'nın İran kolu olan PJAK militanlarının yakalanması hakkında "Sınırlarımızda bulunan MOSSAD ve teröristlerin üs ve eğitim alanında bir gurup terörist yakalandı" şeklinde haber geçmişti.
Bu açıklama nedeniyle, arkadaşları, Afand'ın İran İstihbarat Örgütü  tarafından kaçırıldığını düşünüyor.
 
İsrail-Kürt Enstitütü Kurucusu ve Başkanı Davud Bağıstani, olaydan Talabani'yi sorumlu tuttu. Çünkü Afand, 8 Haziran günü gittiği Süleymaniye'de kaybolmuştu.
Süleymaniye'nin güvenliği ise, Talabani'nin lideri olduğu KYB Partisi tarafından sağlanıyordu.
 
Afand'ın eski çalışma arkadaşı Havar Bazyan ise, daha önce KYB'den İsrail-Kürt Enstitüsü'nün kapatılmasını isteyen 3 mektup geldiğini, KYB ve İran'dan sürekli tehdit aldıklarını açıkladı.
 
Erbil'in Aynkawa semtinde bulunan Enstitünün Başkanı Bağıstani, PKK-İsrail ilişkilerinin kilit ismi olarak biliniyor.
3 yıldan beri yayınlanan dergi, Yahudi-Kürt işbirliğinin önemini vurguluyor ve PKK propagandası yapıyor.
 
Bağıstani, Eşi Piyanka'nın Yahudi asıllı Alman olduğunu, 1967'de İsrail Başbakanı Golda Meir ve Savunma Bakanı Moşe Dayan ile tanıştığını, şimdiki İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile 34 yıldır dost olduğunu, Murat Karayılan'ın mektubunu Peres'e elden teslim ettiğini anlatıyor.
 
Amerika, Barzanistan'ın "huzurlu ve güvenli" olduğunu söyleyerek övünüyordu.
Afand'ın kaybolması, artık bu bölgenin de ABD ve İsrail için pek de güvenli olmadığını gösterdi.
 
Suriye Kürtleri de birlik oluşturamıyor
Tayyip Bey'den Barzani'ye talimat: "Suriye Kürtlerini birleştir"
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
 
Kuzey Irak Kürt Örgütü Goran sözcüsü Şaho Said açıkladı:
"AKP Hükümeti'nin isteği ile, Barzani, Suriye'deki Kürt gurupları Erbil'de topladı.
Ayrıca, muhalif Suriye Ulusal Konseyi (SUK)'un Kürt asıllı Başkanı Seyda ile de görüştü"
 
Seyda ile Barzani, Irak'tan Suriye'nin Haseke ve Kamışlı kentlerine silah ve terörist sızdırılması için anlaştılar.
 
Barzani, PKK'nın Suriye'deki kolu olan PYD'nin lideri Salih Müslim ile de görüştü.
PYD, böylece, Barzani'nin düzenlediği "Milli Konferans" adlı toplantılara ilk defa katılmış oldu.
Katılış amacı havayı koklamak, bilgi edinmek, fakat asla Barzani'nin şemsiyesi altına girmek değil.
Suriye'deki Kürt Ulusal Konseyi (KUK) ile PYD arasında anlaşmazlık var. İki taraf arasındaki son çatışmada 3 kişi ölmüştü.
PYD, Suriye güvenlik güçleri ile birlikte kontrol noktaları oluşturuyor ve SUK ile birlikte hareket etmek isteyen KUK'un faaliyetlerine engel oluyor.
Bu sayede PYD, Kürt bölgesinde zaten var olan etkinliğini diğer Kürt örgütleri aleyhine genişletmek istiyor. Geçmişte PKK'nın Türkiye'deki diğer Kürt örgütlerini silahla tasfiye etmesi benzeri bir amaç güdüyor.
PKK, İran kolu olan PJAK'ı İran'da tek söz sahibi Kürt örgütü haline getirmişti. Suriye'de de aynı şeyi yapmak istiyor.
Böylece PKK, Türkiye, İran ve Suriye parçalarında tek söz sahibi olacak ve ilerde Büyük Kürdistan kurulması aşamasına gelindiğinde bu devletin yönetimi için Barzani ile hesaplaşmak üzere kuvvet yığmış olacak.
Yani tam "Aç tavuk kendini buğday ambarında görürmüş" misali. 4 parçayı koparmışlar, birleştirmişler de yönetim kimde olacak diye şimdiden hazırlık yapıyorlar.

                                                    Salih Müslim PYD bayrağı önünde
 
Barzani gözetiminde Erbil'de bir araya gelen PYD ve diğer Kürt guruplar sözde barıştı.
PYD, Suriye yönetimine karşı cepheye katılmayı da sözde kabul etti.
Ancak kontrol noktalarını kaldırmadı. Diğer Kürt örgütlerini baskı altında tutma siyasetinden vaz geçmedi.
 
PYD, iki hafta kadar önce Kahire'de yapılan SUK toplantısına katılmış, tekme tokat kavga ederek toplantıyı terk etmişti.
Bunun nedeni, muhalefetin Kürtleri bir "ulus", bir "halk" olarak kabul etmeye yanaşmamış olması idi.
 
Terör eylemlerine katılmayan Suriye muhalefeti SUK ile anlaşamayan PYD, yani PKK, Özgür Suriye Ordusu teröristleri ile müzakereye geçti.
"Özgür Suriye Ordusu" üst düzey komutanlarından Hacı Abdülkadir el-Salih, İngiliz The Times gazetesine verdiği demeçte, "PKK ile görüştük. PKK, bizimle beraber Esad'a karşı silahlı savaşa katılmak için kuzeydoğu Suriye'de bir PKK devleti kurulmasına garanti vermemizi istiyor" demiştir. Buradan da, PKK'nın siyasetini anlayabiliyoruz. PKK, Suriye Kürt bölgesinin tek hakimi olduğunun kabul edilmesini istiyor.
Barzani ise diğer Kürt örgütlerini destekleyerek Suriye Kürt bölgesini PKK'ya kaptırmama derdinde.
Sonuç itibariyle, Suriye Kürtlerinin birlik oluşturması mümkün değil.
 
Barzani'ye yakın Rudaw sitesine konuşan PYD lideri Salih Müslim, "Yalnızca Efrin'de değil, Kobani, Cizre, Derik ve Kamışlı bölgelerinde de kontrol noktalarımız var" dedi.
PYD ikili oynuyor. Esad'ın gitmeme ihtimali yüksek. Durum normale döndüğünde Esad'dan diyet istemeyi, diğer Kürt gurupları Esad'ın yardımıyla tasfiye etmeyi ve Barzani tipi bir özerklik elde etmeyi düşünüyor.
Önünde Barzani örneği olan Esad bu tuzağa düşer mi, kestirmek zor.
 
Esad, şu anda kendisine silah çekmeyen PYD ile çatışmaktan kaçınıyor. Kuvvetlerini bölmek istemiyor.
PYD ise durumu bölgede etkisini arttırmak için kullanıyor.
Şu andaki etkisini ise, Özgür Suriye Ordusu teröristlerinin Esad güçlerine saldırması nedeniyle oluşan otorite boşluğu sayesinde elde etti.
Her iki taraf da, ilerdeki hesaplaşma için hazırlanıyor, şu andaki çatışmazlık durumu bu nedenle devam ediyor.
PYD, kontrolü altındaki bazı köylere PKK bayrağı dikiyor. Sınırımızdan görülecek şekilde.
İsyan başlayıp Suriye Ordusu zor durumda kalmasaydı, PKK'nın buralarda cirit atması, bayrak dikmesi mümkün olamazdı.
 
PKK'nın tek şansı, Esad'ın devrilmesi, ordunun tasfiyesi, kontrol noktalarının tamamen PYD'nin eline geçmesi ve PKK devletinin ilanı.
Bu zaten ABD planı. Kayaya toslayan plan. Dolayısıyla bu şans artık söz konusu değil.
Büyük Kürdistan Projesi burada tıkanmıştır.
 
ZAMAN gaz tenekesinin feryadı
++++++++++++++++++++++++++
 
ZAMAN gaz tenekesi yazarı Ali Bulaç, bu tıkanmayı ah ü vah ile şöyle itiraf etti: (14 Temmuz 2012)
"Türkiye rahat değil.....  Suriye politikası tek kelime ile çöktü.
Hariciye, iç dengeleri ve sosyo-politik dinamikleriyle Suriye'yi; yeni teşekkül eden bölge gerçeğini ve küresel aktörlerin Suriye ve bölge konusunda alacakları pozisyonları doğru okuyamadı.
Bunun ticari ve ekonomik kaybı katlanarak artıyor."
 
Yani, Bulaç efendi der ki:
AKP, İran - Irak - Suriye - Hizbullah  bölge kayasına ve Rusya - Çin küresel kayasına toslamıştır.
Silivri savaşçısı Prof. Yalçın Küçük'ün dediği gibi: Toslamış ve foslamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder