"Demokrasi" yutturmacasının sonu gözüktü.
"Mısır'da demokrasi istiyoruz" diye yaygara koparan
gurupların foyası ortaya çıktı.
Cuma namazı sonrası İstanbul Fatih Camisi'nde eylem yapan
Münafık Kardeşler - Mursi destekçisi bir gurup şu pankartları açtı: (16 Ağustos
2013)
"Kahrolsun Sisi - Kahrolsun Demokrasi - Geliyor Hilafetin
Sesi"
"Ne Demokrasiden ne Darbeden - Biz
Ümmetten ve Hilafetten Yanayız"
"Demokrasi Demokrasi Dediniz Ümmetin Kanını
Emdiniz"
"Demokrasinin Döktüğü Kanların Hesabı
Sorulacak"
"Demokrasi Eşittir Küfür Sistemi"
Kahrolsun Demokrasi - Geliyor Hilafetin
Sesi
Ulusal Kanal, 16 Ağustos 2013
*********
Müslüman
Kardeşler örgütünün en önemli isimlerinden, 1966'da idam edilen
Seyyid Kutub şöyle
demişti:
"Demokrasi, Allah'ın
nizamının gasp edilmesidir"
Şeriatçılar, demokrasiyi kullanarak iktidara
geldikten sonra Allah'ın nizamını kurmak için demokrasiyi ortadan kaldırmak
zorundadırlar. Çünkü, Allah'ın nizamı tektir, kuralları Allah koymuştur ve hiç
kimse bu kurallara karşı gelemez.
Geniş bilgi için bakınız: http://aliserdarbolat.blogspot.com/2013/07/ne-mursi-ne-sisi-sacmalg.html
*********
Aydınlık, 17 Ağustos 2013
(Resmi büyütmek için üzerine tıklayınız)
Mursi'nin diktatörlük macerası şöyle gelişti:
Muhalifleri hiç bir şekilde dikkate almadan Yeni Anayasa çıkarmaya soyundu.
Üyelerini kendisinin belirlediği 100 kişilik bir "Kurucu Meclis" oluşturduğunu ilan etti.
Bir kararname çıkarararak, kendisini "Dokunulmaz" ilan etti.
Diğer bir kararname ile, Anayasa Mahkemesi'nin Kurucu Meclis'i lağvetmesini yasakladı.
Anayasa Mahkemesi, Parlamentonun üst kanadını da lağvedemeyecekti.
Kendi kurduğu Kurucu Meclis, Yeni Anayasa taslağını kısa sürede tamamladı. Mursi, bu Anayasa'ya dayanarak adım adım şeriat rejimini kurabilecek ve "Demokrasi Tramvayı"ndan inebilecekti.
Mursi kendisine o kadar güveniyordu ki, Müslüman Mısır halkının şeriatçı anayasaya karşı çıkabileceğini aklından bile geçirmiyordu. Hatta, "Halk beni protesto ederse koltuğumu bırakırım" diyordu.
Yeni Anayasa'nın 15 Aralık 2012'de referanduma sunulacağı açıklandı. Mursi, muhalefetin tepkisini duymazdan geliyordu. Ancak halk, 40 yıllık Enver Sedat - Hüsnü Mübarek diktasından yılmış, demokrasi isityordu. Şeriat maskesi altında yeni bir diktaya razı olması beklenemezdi. Mursi karşıtı protestolar şiddetlendi. Devlet binaları işgal edildi. Halk, Münafık Kardeşler binasına girdi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı ateşe verildi.Yüksek Yargı da halka destek verdi. Temyiz Mahkemesi ve Yargıtay, çalışmalarını durdurdu.
Yeni Anayasa'ya 51 milyon seçmenin yalnızca 10 milyonu "evet" dedi. Seçmen sandığa gitmeyerek tepki gösterdi. Mursi, buna rağmen, Yeni Anayasa'nın geçerli olduğunu ilan etti.
Bu dayatmadan sonra, halk meydanları terk etmedi. Protestolar tüm kentlere yayıldı. Mursi, Port Said, Süveyş ve İsmailiye kentlerinde olağanüstü hal ilan etti. Ancak halk, sokağa çıkma yasağını tanımadı.
Yalnızca Tahrir Meydanı'nda 15 milyonu bulan kitle,
Mübarek'e karşı toplanan kitlenin 3 katıydı.
Mursi'nin göreve getirdiği Genelkurmay Başkanı ve Savunma
Bakanı Sisi, halk hareketinin önünde duramadı. Ordu, halkın meşru taleplerine
destek vererek yönetime el koydu.
Demokrasiyi kullanarak diktatörlüğü getirme planları
bozuldu. Şeriatın demokrasi düşmanı yüzü bir kere daha ortaya
çıkmıştı.
Ümmet Hilafet istiyormuş. Bu da
Kürtçesi.
Ne Demokrasiden ne darbeden - Biz
Ümmetten ve Hilafetten Yanayız
Demokrasiye ve darbeye
karşıyız.
Burası Türkiye. Pankartlar Arapça ve İngilizce.
Demokrasi = Küfür Sistemi
Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal
Erdoğan "Kahrolsun Demokrasi"
eyleminde
*********
arşiv:
Gericilik ezilmeden demokrasi
kurulamaz 15 Ağustos 2013
Mısır'da Silahlı Kalkışmaya
Müdahale 15 Ağustos
2013
Mursi'nin yediği naneler 13 Temmuz 2013
"Demokratik seçimle gelen Mursi"
safsatası 12 Temmuz 2013
Mısır devriminin niteliği netleşiyor 10 Temmuz 2013
"Ne Mursi ne Sisi" saçmalığı 9 Temmuz 2013
Mursi için ağlayanlar:
Tayyip, Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Öcalan 5 Temmuz
2013
Diktatör Mursi devrildi, sıra
Tayyip ve Gül'de 4 Temmuz 2013
***********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder