Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü
Müselmani:
"Mısır'ın bir
Batı ajanından vatanseverlik dersi almaya ihtiyacı yok. Yabancı ajanlar Mısır'ı
bölemeyecek"
Tayyip Bey'in
"Mısır'daki
darbenin arkasında İsrail var, elimizde belgesi var" sözlerine Mısır'ın
cevabı bu oldu.
Mısır resmi haber ajansı
MENA, Mısırlı Bakanların "Erdoğan'ın
açıklamaları nedeniyle Mısır'ın sabrı taştı" dediklerini aktardı.
İsrail Başbakanı'nın
danışmanı Reuters'e yaptığı açıklamada Tayyip Bey'in sözleri
için "saçmalık"
ifadesini kullandı. "Bu, üzerine yorum yapmaya değmeyecek o açıklamalardan biri,
saçmalık".
Obama'nın
Sözcüsü, Tayyip Bey'i saldırgan olmakla suçladı:
"Erdoğan'ın
bugünkü ifadelerini sert bir şekilde kınıyoruz. İsrail'in Mısır'daki son
olaylarla ilgisi olduğu yönündeki sözleri saldırgan, temelsiz ve
yanlıştır."
Mısır, İsrail ve ABD'den gelen bu hakaretler yenilir yutulur gibi değildi. Tayyip Bey sıradan bir
vatandaş olsaydı, bu hakaretler sadece kendisini ilgilendirirdi. Ama şimdi onun
nezdinde bu hakaretler Türkiye'ye yapılmış oldu.
Tayyip Bey'in "belge" dediği
şey ne imiş, kendisinden dinleyelim:
"Mısır'daki darbenin arkasında İsrail var, elimizde
belgesi var. 2011 seçimleri öncesinde Fransa'da yapılan bir oturumda Adalet
Bakanıyla Fransa'dan bir entellektiüel, o da Yahudi, orada aynen şu ifadeyi
kullanıyorlar: "Mısır'da Müslüman Kardeşler seçimi kazansa da onlar
kazanamayacaktır. Çünkü demokrasi seçim değildir."
İşte 2011 yılında Fransız düşünür Bernard Henri-Levy bu
sözleri söylemiş. Bu sözler, Sisi'nin arkasında İsrail'in olduğunu gösteren
"belge" imiş. Tayyip Bey, inandırıcılığından geriye kalmış olan kırıntıları da
böylece kaybetmiştir.
CHP Milletvekili Emine Ülker Tarhan teşhisi koydu:
İsrail ve ABD hakaretleri, Tayyip Bey'e "ABD ve İsrail karşıtı" paye kazandırmak
için danışıklı dövüş idi, yaklaşan seçimlerde "ABD ve İsrail'e kafa tutan lider"
görüntüsü vermek içindi. Ancak, bu, olayın bir yönü. Emine Hanım olayın diğer
yönünü, esası teşkil eden yönünü görememiştir.
O yön şudur: Mursi kaybetti. ABD, Mursi'yi desteklemeye devam
ederse Mısır'ı kaybetme tehlikesi ile karşılaşacağını görüyor. Geçen hafta Mısır
Cumhurbaşkanı Danışmanı, ABD Elçisi'nin ülkeyi terk etmesini istedi. Ayaklanmayı
başlatan, Mursi aleyhinde 20 küsür milyon imza toplayan Temerrüd hareketi, şimdi
de, Mısır'a yapılmakta olan Amerikan yardımlarının bundan böyle kabul edilmemesi
için imza kampanyası başlattı. Her ne kadar Obama yönetimi Mısır ile yapılacak
olan askeri tatbikatı iptal etmiş ise de, bir yandan da yeni yönetim ile iyi
ilişkiler kurmaya çabalıyor. Çünkü yükselen ABD karşıtı kampanyalar Sisi'yi bu
yönde davranmaya zorlayabilir. ABD "İlla Mursi" diye tutturursa Sisi ister
istemez Temerrüd Hareketi'nin rotasına girecektir.
ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eşbaşkanı olan Tayyip
Bey'in "İlla Mursi" demesi ve yeni Mısır yönetimine düşmanlık göstermesi, ABD
için karın ağrısı olmaya başlamıştır. ABD, Tayyip Bey'in bu tutumunun Mısır'ı
ABD'den uzaklaştıracağı korkusuna kapılmıştır. Mısır Cumhurbaşkanı'nın Tayyip
Bey'i Batı (ABD) ajanı olarak suçlaması, Mısır'ın ABD'den uzaklaşmaya başlamış
olması anlamına gelmekte ise, bunun en önemli sebebi Tayyip Bey'in Mursi yanlısı
tutumudur. Obama'nın Tayyip Bey'e hakaret anlamına gelen açıklamasının nedeni
budur. Obama, Tayyip Bey'e bu hakareti yapmakla Sisi'ye göz kırpmış
olmaktadır.
ABD, İsrail'in güvenliğini garanti eden Camp David
Anlaşması'nın bozulmaması için Mısır'ın başına geçen her hükümetle iyi ilişkiler
kurmak zorundadır.
Mısır hükümetleri Camp David'e bağlı kaldıkları sürece ABD "İlla Mübarek";
"İlla Mursi" demenin saçma olduğunun bilincindedir. Tayyip Bey bunu anlamazsa
işi zordur. Obama, ülkemizde yeni bir iktidar seçeneği aramaya bu yüzden
başlamıştır.
***********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder