Demokrasilerde olaylara resmi veya sivil giyimli polisler
müdahale eder.
Resmi veya sivil giyimli polisler,
Emniyet'in envanterinde olan silahları kullanabilirler. Muşta, demir sopa, zincir, meşe odunu gibi
envanter dışı silahlar kullanamazlar.
Sivil giyimli polisler, vatandaşı dövmek, sakatlamak, öldürmek için
yasa dışı, sözlü emirle kurulan ve envanter dışı silah kullanan timler
oluşturamazlar.
Toplumsal olaylara müdahale, vatandaşı dövme, yaralama, öldürme amacı
ile polis olmayan sivil kişilerden oluşmuş sopalı, muştalı timler
kurulamaz.
Böyle timlerin kurulduğu, kullanıldığı rejimlere demokrasi değil,
faşizm denir.
Eskişehir'de öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ı
darp eden şahısların mahkemede verdikleri ifadeler ve kamera görüntüleri, AKP
iktidarının polis ve sivillerden oluşmuş faşist timler kurduğunu açıkça ortaya
koymaktadır.
Bundan önce de sivil sopalı faşist timlerin polisle
birlikte görüldüğü kamera kayıtları ortaya çıkmıştı. Şimdi, bu durum mahkeme
kayıtlarına geçmiştir.
Faşizmin, diktanın belgesi olur mu derseniz, işte oldu: Kapı gibi mahkeme
kayıtları.
***********
Ali İsmail Korkmaz
Radikal'den İsmail Saymaz'ın özel haberi:
Eskişehir'de Gezi Parkı direnişi sırasında darp edilen ve beyin
kanaması geçirerek hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'ın
dövülme anındaki görüntüleri yayınlandı.
Ali'nin başına 3-4 tekme atan
polisin ve sopalı faşist tim üyelerinin görüntüleri mahkeme dosyasına
girdi.
2 dakika 18 saniyelik görüntü için tıklayınız:
Aydınlık'ın 9 Ağustos'ta verdiği haberi Radikal 13 gün
sonra "özel haber" olarak veriyor. Yeni, olan tek şey, kamera
kaydı:
Tutuklanan dördüncü sivil kişi
olan Harlar'ın Eskişehir 6. Sulh Ceza Mahkemesi'ne 15 Ağustos'ta
verdiği ifade:
"Bir pide fırınında ocakçı olarak çalışıyorum. Olay günü
Sanayi Sokak'taki Harman Ekmek Fırını'na girip bekledim. O gece fırına polisler
girip çıkıyordu. Normalde fırın o saate kadar açık olmaz. Polisler, Gezi
eylemcileri fırına zarar vermesin, yağma yapmasın diye bekliyorlardı. Saat
23:57'de Ali İsmail Korkmaz sokağa koşarak girdi. Tutuklu sanık polis Mevlüt
Saldoğan "Yakalayın" diye bağırdı. Birinin fırın sahibi olduğunu düşündüğüm,
diğer ikisi ise fırında gördüğüm kişiler Ali İsmail'e hamle yaptılar. Ben de
ayağına çelme takarak düşürdüm, ancak vurmadım. Fırındaki üç kişi elleri ve
ayakları ile vurdular. Bunun üzerine şahıs (Ali İsmail) bir süre yerde yattı.
Hızlı
adımlarla yerde yatan şahsa doğru yürüyen ve üç dört tekme ile şahsın başına
vuran kişi, bize "Yakalayın" diyen sivil giyimli polisti. Polis tekme
atarken "Kimmiş o.ç. şimdi söyle" diye bağırıyordu. Görüntülerdeki eli sopalılar
bildiğim kadarıyla sivil giyimli polis memurlarıydı."
Fırındaki üç sivil Muhammet Vatansever, fırıncı İsmail
Koyuncu ve kuzeni Ramazan Koyuncu "Polislere yardımcı olmak kastıyla yaptık"
dediler. Muhammet: "Polis
olduğunu düşündüğüm şahsın elinde 40-50 cm.lik bir sopa
vardı." dedi.
Terörle Mücadele Şubesi'nde
görevli polis Y.A.'nın ifadesi:
"Yanımda
meşe odunu ile dolaşan ve tutuklanıp serbest bırakılan Serkan Kavak'ı
tanıyorum. Dört sivil kişi eylemcilere müdahale etti ama ben eylemcilerin
dövülmesi veya yakalanması için kimseye emir vermedim"
Sonuç:
Aydınlık'ın haberleştirdiği "Balyoz Timi"nin ve sivillerden
oluşturulmuş faşist AK-kıtaların varlığı resmen tespit edilmiş
oldu.
***********
İşte Balyoz Timi'nin adım adım
keşfi:
Aydınlık, 18 Temmuz 2013
Ali İsmail Korkmaz ile aynı yer ve saatte saldırıya
uğrayan ve saldırı anı kameraya yakalanan Doğukan Bilir:
"Saldıranlar, içlerinden birine "Komiserim" diye hitap
ediyorlardı. Çeneme yumruk attılar. Siviller de, polisler de vurdu.10 gün
pipetle yemek yedim."
Aydınlık, 19 Temmuz 2013
Eskişehir'de Gezi
eylemleri için Emniyet içinde özel bir tim kuruldu.
Görevi eylemci dövmek.
Aydınlık'a konuşan Eskişehir'de görevli bir
polis:
"Bu tim özel ve gayrı resmi bir emirle kuruldu,
görevlilerin çoğu TEM şubelerinden seçildi."
Aydınlık, 9 Ağustos 2013
Tutuklanan TEM polisi Mevlüt Saldoğan'ın ifadesi, polis
içinde kurulan Balyoz Timi'nin gerçekliğini bir kez daha doğruladı.
Jandarmanın kurtardığı görüntüler Balyoz Timi'ni açıkça
tespit ediyor.
Tutuklanan polis Mevlüt
Sağalman (Saldoğan?)'ın ifadesi:
"Sözlü talimat üzerine çevik kuvvet güçlerinin arkasında
bekledik. Biz gerektiğinde yardımcı oluyorduk... Ali İsmail yattığı yerden
"hepiniz o.ç." dedi. Ben de karın bölgesine doğru tekme attım."
Sözlü talimatla sopalı muştalı Balyoz Timi kurulmuş. Yasa
dışı. Faşist yöntem.
Yalan da söylüyor karın bölgesine tekme attım diye. Kamera
kaydında kafasına 3-4 yekme attığı görülüyor, sivil faşist tim üyesi Harlar
ifadesinde görüntüyü teyit ediyor.
Aydınlık, 10 Ağustos 2013
Polis içinde kurulan Balyoz Timi sadece Eskişehir'de
değil, 2006 yılında büyük illerde kuruldu.
Üst düzey Emniyet görevlisi timi şöyle
anlattı:
"Emniyet Müdürü'nün talimatıyla yasa dışı olarak kurulur.
Sivil araçlarla gezerler. Plakaları sahte olur. Polisin kullandığı materyalleri
kullanmazlar. Sopa, muşta, zincir, demir cop ve göz yaşartıcı sprey bulunur. 5
li guruplar halinde dolaşırlar, genellikle iri yapılılardan oluşur. O çevrede
yaşayanlar tarafından bilinmeyen yüzlerden oluşur. Timin amacı gözaltına almak
değil. Sadece şiddet uygular. Yaptığı yasa dışı hiç bir uygulamadan ceza almaz.
1-2 ay sonra yerlerini başka polislere bırakırlar."
"Balyoz Timi adeta sınırsız yetkilere sahip"
Antalya'da otoparkta 3 genci döven 17 polis, Çallı'da
demir çubuk ve sopalarla gösterivcilere vuran polisler kameralara yakalandıkları
halde tespit edilemediler. İzmir'de kameralara yakalanan polis ile birlikte
hareket eden eli sopalılarla ilgili soruşturma kapatıldı. Ethem Sarısülük'ün
katili olan polis korunuyor. Eskişehir Valisi Tuna hala daha "Polis yapmaz,
arkadaşları yaptı" sözünde ısrarlı.
Hanefi Avcı ne
demişti:
"Savcı savcı değil, polis polis
değil, vali vali değil. Hepsi bir örgütün elemenları"
Berkin Elvan'ın kamera kayıtlarına hala ulaşılamadı,
üstelik daha kendine gelmeden hastaneden atmaya kalktılar. 14 yaşındaki bir
çocuk, yoğun bakım servisinde bitkisel hayatta yatarken, ailesini çağırıp: "Alın
götürün, evde bakın" diyorlar.
Demek ki, doktor da doktor değil, hastane de hastane
değil. Hepsi bir örgütün elemanları.
Kaşif
Kozinoğlu, Aydınlık'a gönderdiği mektupta ne
diyordu:
"Öldürmek dahil her şeyi
yaptırabilir"
Yaptırdı ve yaptırıyor.
***********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder