25 Ağustos 2013 Pazar

Öldüren Balyoz Timi kamerada ve mahkeme dosyasında

Demokrasilerde olaylara resmi veya sivil giyimli polisler müdahale eder.

Resmi veya sivil giyimli polisler, Emniyet'in envanterinde olan silahları kullanabilirler. Muşta, demir sopa, zincir, meşe odunu gibi envanter dışı silahlar kullanamazlar.

Sivil giyimli polisler, vatandaşı dövmek, sakatlamak, öldürmek için yasa dışı, sözlü emirle kurulan ve envanter dışı silah kullanan timler oluşturamazlar.

Toplumsal olaylara müdahale, vatandaşı dövme, yaralama, öldürme amacı ile polis olmayan sivil kişilerden oluşmuş sopalı, muştalı timler kurulamaz.

Böyle timlerin kurulduğu, kullanıldığı rejimlere demokrasi değil, faşizm denir.

Eskişehir'de öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ı darp eden şahısların mahkemede verdikleri ifadeler ve kamera görüntüleri, AKP iktidarının polis ve sivillerden oluşmuş faşist timler kurduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Bundan önce de sivil sopalı faşist timlerin polisle birlikte görüldüğü kamera kayıtları ortaya çıkmıştı. Şimdi, bu durum mahkeme kayıtlarına geçmiştir.
Faşizmin, diktanın belgesi olur mu derseniz, işte oldu: Kapı gibi mahkeme kayıtları.

***********

Ali İsmail Korkmaz

Radikal'den İsmail Saymaz'ın özel haberi:
Eskişehir'de Gezi Parkı direnişi sırasında darp edilen ve beyin kanaması geçirerek hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'ın dövülme anındaki görüntüleri yayınlandı.
Ali'nin başına 3-4 tekme atan polisin ve sopalı faşist tim üyelerinin görüntüleri mahkeme dosyasına girdi.
2 dakika 18 saniyelik görüntü için tıklayınız:

Aydınlık'ın 9 Ağustos'ta verdiği haberi Radikal 13 gün sonra "özel haber" olarak veriyor. Yeni, olan tek şey, kamera kaydı:

Tutuklanan dördüncü sivil kişi olan Harlar'ın Eskişehir 6. Sulh Ceza Mahkemesi'ne 15 Ağustos'ta verdiği ifade:
"Bir pide fırınında ocakçı olarak çalışıyorum. Olay günü Sanayi Sokak'taki Harman Ekmek Fırını'na girip bekledim. O gece fırına polisler girip çıkıyordu. Normalde fırın o saate kadar açık olmaz. Polisler, Gezi eylemcileri fırına zarar vermesin, yağma yapmasın diye bekliyorlardı. Saat 23:57'de Ali İsmail Korkmaz sokağa koşarak girdi. Tutuklu sanık polis Mevlüt Saldoğan "Yakalayın" diye bağırdı. Birinin fırın sahibi olduğunu düşündüğüm, diğer ikisi ise fırında gördüğüm kişiler Ali İsmail'e hamle yaptılar. Ben de ayağına çelme takarak düşürdüm, ancak vurmadım. Fırındaki üç kişi elleri ve ayakları ile vurdular. Bunun üzerine şahıs (Ali İsmail) bir süre yerde yattı. Hızlı adımlarla yerde yatan şahsa doğru yürüyen ve üç dört tekme ile şahsın başına vuran kişi, bize "Yakalayın" diyen sivil giyimli polisti. Polis tekme atarken "Kimmiş o.ç. şimdi söyle" diye bağırıyordu. Görüntülerdeki eli sopalılar bildiğim kadarıyla sivil giyimli polis memurlarıydı."

Fırındaki üç sivil Muhammet Vatansever, fırıncı İsmail Koyuncu ve kuzeni Ramazan Koyuncu "Polislere yardımcı olmak kastıyla yaptık" dediler. Muhammet: "Polis olduğunu düşündüğüm şahsın elinde 40-50 cm.lik bir sopa vardı." dedi.

Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli polis Y.A.'nın ifadesi:
"Yanımda meşe odunu ile dolaşan ve tutuklanıp serbest bırakılan Serkan Kavak'ı tanıyorum. Dört sivil kişi eylemcilere müdahale etti ama ben eylemcilerin dövülmesi veya yakalanması için kimseye emir vermedim"

Sonuç:
Aydınlık'ın haberleştirdiği "Balyoz Timi"nin ve sivillerden oluşturulmuş faşist AK-kıtaların varlığı resmen tespit edilmiş oldu.

***********

İşte Balyoz Timi'nin adım adım keşfi:

Aydınlık, 18 Temmuz 2013

Ali İsmail Korkmaz ile aynı yer ve saatte saldırıya uğrayan ve saldırı anı kameraya yakalanan Doğukan Bilir:
"Saldıranlar, içlerinden birine "Komiserim" diye hitap ediyorlardı. Çeneme yumruk attılar. Siviller de, polisler de vurdu.10 gün pipetle yemek yedim."

Aydınlık, 19 Temmuz 2013

Eskişehir'de Gezi eylemleri için Emniyet içinde özel bir tim kuruldu. Görevi eylemci dövmek.
Aydınlık'a konuşan Eskişehir'de görevli bir polis:
"Bu tim özel ve gayrı resmi bir emirle kuruldu, görevlilerin çoğu TEM şubelerinden seçildi."

Aydınlık, 9 Ağustos 2013

Tutuklanan TEM polisi Mevlüt Saldoğan'ın ifadesi, polis içinde kurulan Balyoz Timi'nin gerçekliğini bir kez daha doğruladı.
Jandarmanın kurtardığı görüntüler Balyoz Timi'ni açıkça tespit ediyor.

Tutuklanan polis Mevlüt Sağalman (Saldoğan?)'ın ifadesi:
"Sözlü talimat üzerine çevik kuvvet güçlerinin arkasında bekledik. Biz gerektiğinde yardımcı oluyorduk... Ali İsmail yattığı yerden "hepiniz o.ç." dedi. Ben de karın bölgesine doğru tekme attım."

Sözlü talimatla sopalı muştalı Balyoz Timi kurulmuş. Yasa dışı. Faşist yöntem.
Yalan da söylüyor karın bölgesine tekme attım diye. Kamera kaydında kafasına 3-4 yekme attığı görülüyor, sivil faşist tim üyesi Harlar ifadesinde görüntüyü teyit ediyor.

Aydınlık, 10 Ağustos 2013

Polis içinde kurulan Balyoz Timi sadece Eskişehir'de değil, 2006 yılında büyük illerde kuruldu.
Üst düzey Emniyet görevlisi timi şöyle anlattı:
"Emniyet Müdürü'nün talimatıyla yasa dışı olarak kurulur. Sivil araçlarla gezerler. Plakaları sahte olur. Polisin kullandığı materyalleri kullanmazlar. Sopa, muşta, zincir, demir cop ve göz yaşartıcı sprey bulunur. 5 li guruplar halinde dolaşırlar, genellikle iri yapılılardan oluşur. O çevrede yaşayanlar tarafından bilinmeyen yüzlerden oluşur. Timin amacı gözaltına almak değil. Sadece şiddet uygular. Yaptığı yasa dışı hiç bir uygulamadan ceza almaz. 1-2 ay sonra yerlerini başka polislere bırakırlar."
"Balyoz Timi adeta sınırsız yetkilere sahip"

Antalya'da otoparkta 3 genci döven 17 polis, Çallı'da demir çubuk ve sopalarla gösterivcilere vuran polisler kameralara yakalandıkları halde tespit edilemediler. İzmir'de kameralara yakalanan polis ile birlikte hareket eden eli sopalılarla ilgili soruşturma kapatıldı. Ethem Sarısülük'ün katili olan polis korunuyor. Eskişehir Valisi Tuna hala daha "Polis yapmaz, arkadaşları yaptı" sözünde ısrarlı.

Hanefi Avcı ne demişti:
"Savcı savcı değil, polis polis değil, vali vali değil. Hepsi bir örgütün elemenları"

Berkin Elvan'ın kamera kayıtlarına hala ulaşılamadı, üstelik daha kendine gelmeden hastaneden atmaya kalktılar. 14 yaşındaki bir çocuk, yoğun bakım servisinde bitkisel hayatta yatarken, ailesini çağırıp: "Alın götürün, evde bakın" diyorlar.
Demek ki, doktor da doktor değil, hastane de hastane değil. Hepsi bir örgütün elemanları.

Kaşif Kozinoğlu, Aydınlık'a gönderdiği mektupta ne diyordu:
"Öldürmek dahil her şeyi yaptırabilir"

Yaptırdı ve yaptırıyor.

***********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder