Tutuklu Komutanlarımızın Aydınlık aracılığı ile Silivri'den gönderdikleri
mesajlar şöyle:
(Büyütmek için fotoğrafların üzerine tıklayınız)
***********
Davut Arslantürk'ün yazısı: http://groups.yahoo.com/group/cumhuriyetimizicin/message/93011
26 Ağustos 1922 sabahı
06.30'da Afyon Kocatepe'den başlayan Büyük Taarruz, 30 Ağustos 1922 akşamı saat
19.30'da Başkomutanlık diğer adı Dumlupınar Meydan Muharebesi ile son
bulmuştur.
Meydan savaşından sonra, çevreyi gezen Gazi Mustafa Kemal Paşa, düşmanın
ağır yenilgisini, savaş alanında bıraktığı silah, cephane ve savaş malzemesini,
100 bini aşkın ölülerini, sürü sürü esirin kafilelerle geriye götürülmesini gördükten sonra çok duygulanmış ve
yanındaki silah arkadaşlarına:
"Bu manzara insanlık için utanç vericidir. Ama biz burada vatanımızı savunuyoruz. Sorumluluk bize ait değildir" demiştir.İşte Türkiye Cumhuriyeti böyle bir ecdadın eseridir.
Savaştan hemen sonra, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Ordulara şu ünlü emri vermiştir:
"Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!"
Bu emir doğrultusunda üç koldan İzmir'e ilerleyen Türk Ordusu;
* 1 Eylül'de Uşak'ı
* 2 Eylül'de Eskişehir'i
* 6 Eylül'de Balıkesir ve Bilecik'i
* 7 Eylül'de Aydın'ı
* 8 Eylül'de Manisa'yı geri almış,
* 9 Eylül'de İzmir'e girmiştir.
Sonuç;Gazi Mustafa Kemal Paşa komutasında yeniden toparlanan Türk Milletinin bu kadar kısa süre içerisinde kendisinden kat kat üstünlüğe ve desteğe sahip Yunan ordusunu hezimete uğratmasını hala çekemeyenler var.Bunların başında hilafeti geri getirmek isteyen, milli mücadeleye katılmayan, Yunanla, İngilizle işbirliği yapan bağnaz hainler vardı.
Bugün onların torunlarını ülkemizin yönetim kadrolarında kaygıyla, esefle izlemekteyiz. Ve bunun sebebi ne yazık ki bizleriz. Atatürk'ün kurup, bizlere emanet ettiği Cumhuriyeti sarsılmaz sandık, rehavete kapıldık. Tehlike anında Atatürk'ün askerleri var diyerek, tüm sorumluluğu orduya yükledik. Siyasete girip, ülke kalkınmasında yer almak yerine yazlıklarımızda keyif sürdük, kışlıklarımızda eğlenmekten geri kalmadık.
Zaferin yıldönümlerini bizlere yaşatmamaya, unutturmaya çalışanların yaptığı tüm engellemelere lanet yağdırıyoruz.Onlar kendilerine göre inandıkları görevlerini tamamlamak üzereler. Peki, bizler neler yaptık, nerede hata yaptık diye kendimizi sorgulayabiliyor muyuz?
***********
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil