18 Aralık 2013 Çarşamba

Apo taşeronluğa nasıl başladı

Aydınlık, 16 Aralık Pazartesi günü başladığı "Kendi Ağzından Apo" yazı dizisine devam ediyor.
Apo'nun bütün laf kalabalığının özeti şu cümlesidir: "Biz taşeronuz." Apo, Türkiye'ye getirildikten hemen sonra kendisini sorgulayan yurtsever komutanlara bu itirafta bulunmuştu.


Evet, kurulduğu günden bugüne Apo'nun ve PKK'nın kendine özgü bir çizgisi olmadı. Hep başka güçlerin siyasetlerini uyguladı. Daima kendisinden güçlü olan odakların emrindeydi.


Apo, 12 Mart döneminde Doğu Perinçek (Aydınlık) gurubu tarafından gizli olarak basılan Şafak gazetesini dağıtırken yakalandı ve tutuklandı. Aydınlıkçılarla birlikte 3 ay kadar Mamak Cezaevi'nde kaldı. Ve serbest bırakıldı. Oysa, onun durumunda olan diğer Aydınlıkçılar 7,5 yıl hüküm giydi.

Apo'nun Askeri Savcı Baki Tuğ ile ilişkisi dillere destan oldu. Uğur Mumcu, bu konu üzerinde çok durdu.

Apo görevli olarak mı Aydınlıkçıların içine sokulmuştu, yoksa tutukluluğu sırasında mı devşirilmişti, yani taşeronluğa ne zaman başlamıştı, bunun bir önemi yok. Cezaevinden hüküm giymeden salıverildikten sonraki eylemlerinin MİT denetiminde olduğu apaçıktır.

PKK, 1980'e kadar polise ve askere karşı eylem yapmadı. Sol partilere, devrimci örgütlere saldırdı sadece. "Böcek yiyen böcekler" taktiğini uygulayan Kontrgerilla (Gladyo), bu saldırılara göz yummuş, hatta destek vermiştir.

O nedenle, Apoculara o dönem "Doğu'daki MİT" tanısı konmuştu.

Apocular, 1980 öncesinde, Doğu Perinçek gurubunun o zamanki partisi olan Türkiye İşçi Köylü Partisi'nin (TİKP) Güneydoğu'daki 5 önemli önderini pusular kurarak şehit ettiler:
-- Gaziantep İl Başkanı Zeki Ön
-- Tunceli İl Örgütü Yöneticisi Adil Turan
-- Nazımiye İlçe Başkanı Hasan Erkılıç
-- K.Maraş İl Örgütü Yöneticisi Mehmet Ongan
-- Pazarcık Yöneticisi İnan Özdemir

Birçok parti üyesi de pusulardan yara alarak kurtuldu. Güvenlik güçlerinin desteği ile, günlük olarak yayımlanan Aydınlık gazetelerine el koyarak yaktılar.

Sadece Aydınlıkçıları değil, diğer sol örgütlerin ve başta Kawa ve Denge Kawa olmak üzere Kürt örgütlerinin 100'ün üzerinde önderini öldürdüler. Bu cinayetler yalnızca PKK'nın diğer sosyalist örgütlere düşmanlığı ile açıklanamaz. MİT'in, Gladyo'nun bu düşmanlığı kışkırttığı ve cinayetlere destek olduğu ortadadır.

3-4 yıl süresince solu yaygın ölçülerde kıran ve ezen bu cinayetlerin arkasında o zamanki işbirlikçi iktidarların ve ABD'nin bulunduğu apaçıktır. MİT ve polis, Apocuların bu eylemlerini desteklediler. Sonuç olarak, halk milliyet ekseninde bölünme sürecine girdi ve ABD'nin Türkiye'yi bölme (Büyük Ortadoğu Projesi - BOP) planının uygulanabilmesi için gereken ortam yaratılmış oldu.

PKK'nın MİT ile ilişkileri üzerine eski PKK yöneticilerinin açıkladığı somut bilgiler yayımlanmıştır.
1980'li yılların başlarında Suriye'de Apo ile Dev-Yol adına cephe kuran Taner Akçam, bu konuda şu bilgiyi veriyor:

"Apo, eşi Kesire'nin babasının MİT elemanı olduğunu biliyordu. Bana kendisi söyledi. Suriye'de ilk karşılaştığımızda, bana "Bizim Kesire'nin babası MİT'tendir. Bizi kullanmaya kalktılar. Zor attım kendimi Suriye'ye" dedi. Belki ilk başlarda öteki Kürt örgütlerine karşı Apo'yu kullanmaya kalkmışlardır ve o da kendini kullandırtmıştır. Ama sonuçta kusura bakmasınlar, kendi eşekliklerini şimdi marifetmiş gibi söylemeleri anlamlı değil."
(Taraf, 13 Mart 2012)

Apo'nun ve PKK'nın taşeronluğunu yaptığı ilk örgütler MİT ve Gladyo (dolayısıyla ABD ve NATO) idi. Daha sonra Suriye'nin taşeronluğuna soyundu.
(Doğu Perinçek, Türkiye Solu ve PKK, Kaynak Yayınları, sayfa 26-28)


Aydınlık, 4 Temmuz 1979

Aydınlık, 7 Temmuz 1979

Aydınlık, 6 Temmuz ve 12 Eylül 1979

Aydınlık, 8 Temmuz ve 10 Eylül 1979


Aydınlık Dergisi 1 Temmuz 2007
Aydınlık, 16 Aralık 2013
arşiv:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder