3 Aralık 2013 Salı

AKP'den dünyada bir ilk: "Yok hükmünde hükümet"

Bir bavul içinde aldığı sahte CD ve evrak ile Ergenekon Davası'nı başlatan Taraf gaz tenekesi yazarı Mehmet Baransu, bu defa 2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararını yayımladı.

"Gülen cemaatinin faaliyetlerine karşı eylem planı" konulu belgenin altında kimlerin imzaları var, bakalım:
Başbakan Tayyip Erdoğan
Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül
Adalet Bakanı Cemil Çiçek
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu
Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman
Ergenekon, Balyoz tertiplerinde Atatürkçü komutanları darbecilikle, irticaya karşı eylem planı yapmakla suçlayan bu şahıslar Gülen cemaatine karşı eylem planı yapmışlar. Ergenekon davalarındaki gibi sahte değil, gerçek ıslak imzalar bunlar.

İşte o belge:
(Büyütmek için üzerine tıklayınız)


"28 Şubat Kararları'nın altına imza atmamalı, her ne pahasına olursa olsun direnmeli idi" diye Erbakan'ı suçlayan AKP kodamanları, acaba bu belgenin altına neden imza atmışlar?
O dönemde komutanlar Erbakan'a karşı idiler. Ayrıca Erbakan bir koalisyon hükümetinin başında idi. Bu durum, Erbakan'ın bu konuda mazereti olabilir.

Fakat, Tayyip Erdoğan ve diğer AKP şeflerini acaba kim zorlamış bu kararı imzalamaları için? AKP tek başına hükümet. Ayrıca, Org. Hilmi Özkök ve Org. Aytaç Yalman; yani Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı AKP yandaşı. Bu, ordu AKP tarafında demektir. Tayyip Erdoğan "Komutanların baskısı yüzünden böyle bir karar aldık ve imzaladık" diyemez. Bunun kaçar tarafı yok.

Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan "MGK kararı hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiştir" diye yazdı yandaş gaz tenekesinde.
Peki, seni zorlayacak bir kuvvet olmadığına göre, yok hükmünde sayacağın kararı niçin aldın?

Böylece, dünya tarihinde ilk defa, bir hükümet, attığı imzanın yok hükmünde olduğunu açıklamış oldu. Başbakan Başdanışmanı'nın açıklaması Başbakan'ı, dolayısıyla hükümeti bağlar.
"Yok hükmünde hükümet" demektir bu. Söylediği sözün, attığı imzanın hiç bir değeri olmadığını açıklayan bir hükümet olabilir mi?

Akdoğan devamla "Bu konuda hiç bir Bakanlar Kurulu kararı alınmamış, hiç bir işlem yapılmamıştır" diyor. Baransu, bunun doğru olmadığını, birçok işlem yapıldığını gösteren belgeleri birbiri ardısıra yayımlamaya devam ediyor.

AKP Hükümeti, "Futbolcuların soyunma odasına girmedim" diye inkar ettikten sonra girdiğini gösteren fotoğrafları yayımlanan AKP Aile Bakanı Fatma Şahin'in durumuna düşmüştür.

Aydınlık, 1 Aralık 2013
Tayyip Erdoğan'ın dershaneleri kapatma hamlesi, aslında Fethullahçıların insan ve para kaynaklarını kesmeye yönelik bir hamledir. Çünkü dershanelere giden öğrenciler ve aileleri ile kurulan ilişkiler Fethullahçılara insan kaynağı, dershanelerin gelirleri ise para kaynağı sağlıyor.
MİT'ten, Emniyet'ten ve Özel Yetkili Mahkemelerden Fethullahçıların ayıklanması da düşünüldüğünde, AKP sözcülerinin "Fethullahçılara karşı hiç bir işlem yapılmamıştır" savunmasının doğru olmadığı görülmektedir.
Baransu'nun 2004 MGK Kararı'nı ve buna bağlı olarak AKP Hükümeti tarafından atılan adımları gösteren belgeleri yayımlamaya başlaması, AKP'nin dershaneleri kapatmasının önüne geçmek için atılan adımlardı. Tayyip Erdoğan bu belgelerin yayımlanmaya devam edilmesi durumunda çok zor durumlara düşeceğini görerek geri adım attı ve dershanelerin bir sene daha öğrenci kaydına devam etmesi kararını aldı.
Belge savaşını Fethullahçılar kazanmış, Tayyipçiler bir adım geri atmış oldu.
***********
Mustafa Mutlu, 30 Kasım 2013 günlü Aydınlık gazetesinde çıkan "İmza namustur, yok sayılamaz" başlıklı köşe yazısında şöyle diyor:

***
"İmza atmak, “sorumluluk” almaktır. “Laf olsun” diye imza atılmaz.
Örneğin bir çekin altına imza attıysanız; bu, o çekin üzerinde yazan miktarı ödemeyi kabul ettiğiniz anlamına gelir.
Asla, “Bu imza yok hükmündedir” diyemezsiniz!
Parayı ödemezseniz; yani çekiniz “karşılıksız” çıkarsa, bu ülkede yüz binlerce kişinin başına geldiği gibi, gider paşa paşa hapiste yatarsınız!
***
Çok sayıda subayın, Gülen cemaatiyle ilgili benzer yazıların altına imza attıkları için cezaevinde oldukları bir dönemde, bu belgenin ortaya çıkması çok önemliydi.
Çünkü yakın zamana kadar cemaatin sırtını okşayan iktidarın, aslında cemaatin arkasından “iş çevirdiğini” kanıtlıyordu.
***
Belge ortaya çıkınca, Başbakan’ın Başdanışmanı ve aynı zamanda yandaş bir gazetede yazar olan Yalçın Akdoğan hemen bir yazı yazma ve patronunu zor durumdan kurtarma gereği hissetti:
“2004′teki MGK kararı hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiş, hiçbir Bakanlar Kurulu alınmamış, hiçbir işlem yapılmamıştır…”
***
Olmaz kardeşim!
Gerçek bir hukuk devletinde hiçbir imza “yok hükmünde” olmaz, olamaz!
Bir imza atarsınız; biriyle evlenirsiniz, sonra pişman olursunuz ama “O imza yok hükmündedir” diyemezsiniz.
Attığınız imzayı “yok hükmüne” getirmek için, gider dava açar ve boşanırsınız!
***
Peki; MGK, aldığı o kararı sonradan başka bir karar alarak iptal etmiş mi?
Hayır!
Bu durumda “yok hükmü”nde olan, Başdanışman Bey’in sözleridir!
***
Orada imza atıp, burada yok sayarsan…
Bırak devlet adamı olmayı, bakkal bile olamazsın…
Yazının tamamı için bakınız:
***********
Evet, Mustafa Mutlu haklıdır. "Yok hükmünde" imza olmaz. Attığın imzayı, aldığın kararı beğenmedi isen, yeni bir karar alıp eski kararı iptal edersin. İmza yerinde dururken "imzaladım ama uygulamam" demekten büyük bir ciddiyetsizlik olamaz.

Bir konu daha var:
Ergenekon, Balyoz davaları devam ederken, sanıklar irtica ile mücadele konusunda alınan MGK kararlarının mahkemeye getirtilmesi için başvuru yaparken, AKP Hükümeti bu belgeleri mahkemeye göndermezken, (veya gönderdiği halde Mahkeme Başkanı tarafından sümen altı edilmiş iken); bu belgeden ve bu belgenin uygulanması için AKP Hükümeti tarafından atılan adımlardan haberleri olan
-- Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer
-- Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener
-- Ora. Özden Örnek
-- Org. İbrahim Fırtına
niçin böyle bir belge olduğunu açıklamadılar?
***********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder