Kötü polis Tayyip Bey'e karşı iyi polis olarak Gül Bey
vitrine konuldu.
Yandaş medyanın Gül'ü parlatma kampanyasına Kılıçdaroğlu
ve Bahçeli de katıldı. Meydanlardan yükselen "Hükümet istifa" seslerini
duymazdan geldiler, halkla birleşip "Hükümet istifa" talebine destek olmak,
halka önderlik etmek yerine Gül'e sarıldılar. Her ikisi de, AKP'nin yıkılmaması
için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar.
Ancak, isyan eden kitlelere Tayyip Bey yerine Gül Bey'i
sunmaları boşa gayret olacaktı. Çünkü, İP Genel Başkanvekili Hasan Basri
Özbey'in belirttiği gibi, halkın "Tayyip istifa" talebi "Gül istifa" talebini de
içeriyordu.
Aydınlık, 5 Haziran 2013
Bahçeli Bey,
hükümet karşıtı gösterilere katılmayacaklarını şöyle ilan etti:
"Parti olarak, Taksim'de olayların kıyısında köşesinde olmamız dahi
söz konusu değildir... Milliyetçi Hareket'in hiçbir mensubu olayların içinde yer
almayacaktır"
Sonra, her ihtimale karşı partilileri tehdit etmeyi ihmal etmedi,
Milletvekillerini kastederek: "İstifanı ver, eyleme git" dedi. Arkasından Ülkü Ocakları açıklama
yaptı: "Gösterilerde kurumsal olarak hiçbir mensubumuz
yer almamıştır, almasını da istemiyoruz."
Bahçeli
Bey, tehlikeyi savuşturarak iktidarını
devam ettirebilmesi için Tayyip Bey'e şöyle akıl verdi:
"Başbakan Erdoğan, açtığı gedik büyümeden,
dışarda ve içerde el ovuşturan akbabalar daha fazla meseleyi başka yerlere
çekmeden sorumlu, vicdanlı ve faziletli hareket edecek tavrı
göstermelidir"
Hayrettir.
Görülmemiş bir şeydir. Muhalefetin görevi, açılan gediği büyüterek iktidarı
yıkmak ve yerine geçmeye çalışmaktır. Bu ise koltuk değneği görevi
yapıyor.
Bahçeli
Bey, bakınız, AKP hükümetinin devam etmesini istediğini nasıl
açıkça ifade ediyor:
"AKP'nin devrileceği tek yer
sandıktır."
"Türkiye'yi düzlüğe çıkaracak, toplumsal
yaraları saracak ve işbirliğini tesis edecek siyasi iradeyi kalan iktidar
yıllarında göstermelidir."
Peki,
hani "BOP Eşbaşkanı" diyordu Tayyip Bey'e? Bölücü diyordu? Türkiye'yi bölmeyi
amaçlayan BOP'un Eşbaşkanı olan, Türk Milleti'ni ayaklar altına alan AKP
hükümetinden Türkiye'yi düzlüğe çıkarmasını nasıl bekliyor? Ondan nasıl vicdanlı
ve faziletli olmasını bekliyor? Demek ki, eleştirileri tabanının gazını almak
içindir. Esas görevi AKP'ye destek olmaktır. Sabahattin Önkibar'ın deyişi ile,
Bahçeli Bey MHP'nin müdürüdür. Müdür, yani tayinle gelmiş ve maaşla çalışan
eleman.
Bahçeli Bey, yanıltıcı, gerçek dışı bilgi
vermektedir:
"Daha da ilginç olanı, İmralı canisinin kanlı
posterlerinin sallandığı, PKK paçavralarının taşındığı ve bölücü örgüt
militanlarının da ... meydanlara inmeleridir."
"Bölücü mihrakların da sahneye çıktığı
olaylarla nereye varılmak istenmektedir?"
Açılmak istenen Öcalan posterine tarafımızdan
anında engel olunmuş, bölücü gurup alanı terk etmiştir. PKK bayrağı ise asla
açılmamıştır. Bölücü gurupların alanlarda olduğuna dair tek bir fotoğraf
yoktur.
Bölücü mihraklar sahneye çıkmamıştır, aksine onlar
AKP ile birliktir. Alanlara Türk bayrakları ve Atatürk posterleri, "Mustafa
Kemal'in askerleriyiz" sloganları hakimdir. Bölücü poster, bayrak ve slogan
yoktur. Bahçeli Bey, insafsızca iftira atarak eylemleri karalamak
amacındadır.
Göstericileri karalamak için ağzından zehir
saçılıyor:
"Ormanları yakan, yeşili kapatan, çevreyi
kirleten, insan ve doğa sevgisinden zerre kadar nasiplenmemiş terör guruplarının
Gezi Parkı'na sahip çıkması eşyanın tabiatına aykırıdır."
Göstericiler
içinde böyle guruplar yok, bu sıfatlar AKP'yi tanımlıyor, göstericileri
değil.
Ona göre, AKP
karşıtı gösteri yapmak anarşidir:
"Muhalefet potansiyelini Türkiye'yi anarşiye
ve asayişsizliğe sokmak için kışkırtanların arkasında kimler
vardır?"
Tabii bu iddia bir palavradan ibaret olduğu için,
"kışkırtan"ların kimler, hangi güçler olduğunu söylemiyor.
Bahçeli Bey, Gül'ün
açıklamalarını "Yerinde ve zamanında" olarak niteledi, Gül'e
sarıldı.
********
Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül'ü "sağduyunun sesi"
ilan etti:
"Bir
sağduyulu ses var, Sayın Cumhurbaşkanı"
Sanki
çok övünülecek bir şeymiş gibi, eylemlerin başını CHP'nin çekmediğini
açıkladı:
"Eylemi CHP'liler mi çıkardı, hayır. Taksim'de CHP'liler mi
toplandı, hayır." Halbuki, özeleştiri yaparak, eylemi ana muhalefet
partisi olarak CHP'nin başlatması gerektiği halde gereken uyanıklığı
gösteremediklerini, bundan sonra eylemin başına geçmeye çalışacaklarını
söylemesi ve başta CHP Milletvekilleri olmak üzere tüm CHP'lileri eyleme
katılmaya çağırması gerekirdi.
Aynen
Bahçeli Bey gibi, Kılıçdaroğlu da, eylemi basit bir yeşili koruma kaygısı olarak
görmek istediğinden, halkın "Hükümet istifa" haykırışlarını duymazdan geldi ve
isyanın AKP'ye bir zarar vermeden bastırılması için Gül'e sarıldı. Gül'den randevu istedi. Görüşmede Gül'den gelişmelere müdahale
etmesini istedi. Görüşme sonrasında "Güzel bir görüşme oldu" dedi.
Tayyip
Bey'e akıl verdi: "Başbakan demokrasiyi ve özgürlüğü savunmak zorundadır."
Böylece,
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli Beyler, halkın "Hükümet istifa" haykırışlarını duymamak
için kulaklarını tıkadıklarını ilan etmiş oldular. AKP'nin sağ ve sol koltuk
değnekleri olarak görevlerine devam edeceklerini Atlantik ötesine
duyurdular.
********
BDP Milletvekili Sırrı Süreyya
Önder, Taksim olaylarına müdahil olup bölücü
propaganda yapma umudu ile polis müdahalesi öncesi parka gelmiş, ağaçların
sökülmesine karşı eyleme katılmıştı. Bu katkıyı kullanarak önce BDP bayrakları
ile 40 kişilik bir gurup, polisin çekilmesinden sonra Taksim'e geldi (1
Haziran). Bölücü slogan atmadılar. Tepki ölçtüler. Guruba karşı bir müdahalede
bulunmadık. Bundan cesaret alarak ertesi gün Öcalan posteri açmak istediler.
Derhal engel olduk. Tutunamayacaklarını anlayınca bir daha gelmediler. Sırrı
Süreyya da, Gül'ü parlatma ve eylemi sonlandırma çabasına katıldı.
Süreyya
Bey, önce Bülent Arınç, ardından Köşk'e çıkarak Gül ile görüşme
yaptı. Görüşmenin ardından: "Bundan sonrasını demokratik
mekanizmalarla yürütmek gerekiyor. Bundan sonrası bir şölene dönüşmelidir. Böyle
bir dönüşüme vesile olmuş bir hareketi, şiddete dönüşmüş, kamusal alana zarar
veren bir görüntüye çevirmemeli" diyerek göstericilere Bahçeli Bey ile
aynı çamuru attı. "Yeter artık, eylemi bitirin" çağrısı yaptı.
Süreyya
Bey, düşüncelerini Gül'e de anlattığını, Gül'ün notlar aldığını, Sayın
Başbakan'a da anlatmak istediğini söyledi. Zaten belli olan tarafını bir kere
daha belli etmiş oldu.
********
BDP
ve MHP, eylemlere katılmama konusunda görüş birliği içindeler.
Kılıçdaroğlu
ise, CHP üyelerine bir yasak getirmedi. Zaten getiremezdi. Atatürkçü taban onu
dinlemezdi. Bir kısım MHP'liler bile Bahçeli'yi takmayarak eylemlere
katılıyorlar. Hatta, BDP'ye oy vermiş olanlardan bile katılanlar var.
AKP'ye
karşı demokrasi hareketi, Türk bayrağı ve Atatürk, bir araya gelmeleri
düşünülemeyecek gurupları birleştirdi.
19
Mayıs, 23 Nisan, 10 Kasım etkinliklerine katılmayan, Türk bayrağı taşıdığımız
için 1 Mayıslarda bize saldırmaya yeltenen guruplar bile, Türk bayrağı ve
Atatürk posterleri ile yan yana aynı saflarda olmaktan rahatsızlık duymadıkları
gibi, dayanışma içine bile girdiler.
AKP'ye
isyan, milleti birleştirdi. Milleti bölme çabası geri tepti
********
arşiv
Taksim Cumhuriyetle Hesaplaşma
Projesi
"AKP'ye 8 isyan günü"
fotoromanı
Abdocan elinde Türk bayrağı ile
vuruldu
********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder