8 Haziran 2013 Cumartesi

9 Haziran taksim mitingi : Biber gazı fayda etmedi, Öcalan posterini deneyelim

Halkımızı sadece Türk bayrakları taşıyarak Taksim'e gelmeye çağırıyoruz.
12:30'da TGB çadırı önünde Ekrem Ataer konseri için toplanıyoruz. Bu toplanma, 16:00 daki miting için bir ön hazırlıktır.
Alandaki duruma göre mitinge katılıp katılmama konusunda bir karar vereceğiz.
Kırmızı çizgilerimiz şunlardır:
PKK - BDP bayrakları, Öcalan posterleri anlamlı bir oranın üzerine çıkarsa katılmayız.
Çatışma riski varsa katılmayız.
Gerçi Taksim Platformu sözcüsü Ulusal Kanal'a Sırrı Süreyya Önder veya herhangi bir parti yetkilisinin konuşma yapmayacağını söyledi, ancak böyle bir olasılık yine gündeme gelirse katılmayız.
Bizim katılacağımız mitingde alan %95 oranında kırmızı - beyaz olmalıdır. Bölücüler konuşma yapmamalıdır.
 
Tüm halkımızı saat 12:30 dan itibaren Türk bayrakları ile TGB çadırı çevresinde toplanmaya, bizimle birlikte hareket etmeye çağırıyoruz.
AKP - PKK - BDP - MHP cephesinin planını bozalım, "Hükümet istifa" noktasındaki örgütleri PKK çekim alanından kurtaralım.
 
********
 
8 Haziran 2013 günlü Aydınlık

Mitingde bölücülerin konuşma yapması olasılığının ortaya çıkmasından 12 saat önce önce basılmıştır.


********
 
AKP - PKK - BDP - MHP cephesi, isyanı bastırma planını elbirliği ile hazırladı.
Biber gazı, tazyikli su, cop, tekme, cinayet ve gözaltına alma taktikleri ile dağıtamadıkları isyanı PKK bayrakları ve Öcalan posterleri ile dağıtmayı planlıyorlar.
 
Planın ortaya çıkması şu adımlarla gerçekleşti:
 
MHP Müdürü Bahçeli, "Taksim'de olaylara katılmayız. Katılmak isteyen istifa etsin." diyerek MHP üyelerini ve ülkücüleri tehdit etti.
Bahane olarak da, eylemin başını İmralı ulağının (BDP'li Süreyya Önder'in) çektiğini, eylemcilerin PKK bayrakları, Öcalan posterleri taşıdıkları palavrasını öne sürdü.
Milli kuvvetlerin önemli bir bileşeni, bu suretle AKP karşıtı mücadeleden alıkonulmuş oluyordu.
(Bakınız: Halka sırtlarını döndüler, Gül'e sarıldılar   http://aliserdarbolat.blogspot.com/2013/06/halka-srtlarn-donduler-gule-sarldlar.html)
 
PKK - BDP kanadı ise, örgüt propagandası yapmak amacıyla direnişin ilk günlerinde Sırrı Süreyya Önder'i Taksim'e göndermiş, ancak gösteriler yurt çapına yayılıp Atatürk posterleri ve Türk bayrakları, "Hükümet istifa" sloganları belirleyici hale gelince, açılımın tehlikeye girdiğini görüp kenara çekilmişlerdi.
 
Çünkü, hayallerindeki Bağımsız Kürdistan'a giden yolda büyük bir adım olan "açılım", ancak AKP hükümetinin iktidarda kalması ile uygulanabilirdi. Eylemin "üç ağaç, yeşil alan" talebinden çıkıp "Hükümet istifa" aşamasına gelmesi, PKK - BDP cephesi için bir kabustan farksızdı. Devletin çekilerek PKK - BDP'nin hakimiyetine bıraktığı illerimizde destek eylemleri bu yüzden yapılmıyordu. PKK, KCK ve BDP sözcüleri, eylemlerde Türk bayrağı ve Atatürk posterlerinin, Ergenekoncuların hakim olduğunu söyleyerek, hangi nedenlerle olursa olsun bu güçlerle bir arada olamayacaklarını beyan ediyorlardı. PKK etkisindeki vatandaşlarımız da bu suretle AKP karşıtı mücadeleye katılmaktan alıkonuluyorlardı.
(Bakınız: PKK, hükümeti koruma altına aldı  http://aliserdarbolat.blogspot.com/2013/06/pkk-hukumeti-koruma-altna-ald.html)
 
Ancak MHP'nin, BDP tabanının eylemlere katılmasını önlemek yetmezdi. Eylemlerin dağıtılması gerekiyordu.
Bunun için bölücüler alana girecek, yurtseverlerin alanları terk etmesi sağlanacaktı.
 
İlk deneme Ankara'da yapıldı. Mitinge konuşmacı olarak katılan BDP sözcüsü dağa selam yollayınca kalabalık dağıldı. İşin içine PKK girince biber gazına gerek kalmadan halkın dağıtılabileceği anlaşıldı.
İkinci deneme Taksim'de yapıldı. İki gün önce gece yarısından sonra saat 02 sularında, kalabalık büyük ölçüde dağılınca, 40 - 50 kişilik bölücü bir gurup PKK bayrakları ile Taksim'e girdi.
Ertesi gün, Öcalan posterleri açtılar. Bugün ise posterleri bazı yerlere astılar. İki gündür Taksim'e gelenler yüzlerini buruşturarak ayrılmaya veya Ulusal Kanal ile TGB masalarının bulunduğu Gezi Parkı'na yönelmeye başladılar.
Kalabalığı şiddet kullanmadan dağıtma taktiği işe yaramaya başlamıştı.
 
MHP Müdürü Bahçeli de, "Ben dememiş miydim" deme şansına kavuşmuş oldu.
 
Önce Tayyip Erdoğan işareti verdi, BDP'ye hitaben:
"Muhalefet, çözüm sürecine mani olmak gayretinde. Gezi Parkı'ndakilerin bir kısmını da kendilerine çekmek istiyorlar. Çözüm sürecini istemeyenler de bu olayların içinde"
diyerek, çözüm yani açılım sürecine engel olmak isteyenlerin Gezi Parkı eyleminden dışlanması hedefini gösterdi.
"İşçi Partisi'nin, TGB'nin destek verdiğine dair bilgiler var" diyerek de sözlerine açıklık getirdi.
 
Tayyip Bey'in verdiği işaret, Öcalan tarafından anında değerlendirildi.
Öcalan, kendisini ziyaret eden BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş vasıtasıyla "Meydan Ergenekonculara bırakılmamalıdır" talimatı gönderdi.
Talimatın can alıcı bölümü şöyle:
"Direnişi anlamlı buluyor ve selamlıyorum. Ancak hiç kimse, ulusalcı, milliyetçi, darbeci çevrelere kendini kullandırmamalı. Bu hareketin onların denetimine girmesine Türkiyeli demokrat, devrimci, yurtsever ve ilerici çevreler izin vermemelidir. Meydan Ergenekonculara bırakılmamalıdır."
 
Kendi hakimiyetlerindeki Doğu illerimizde direnişe destek eylemi yapılmasına izin vermeyen PKK, kitleyi bölmek amacı ile Taksim'e geliyordu.
Çünkü: Taksim'i bölen, Türkiye'yi böler.
PKK ve Öcalan posterleri yüzünden Taksim'de katılım azalırsa, diğer il ve ilçelerdeki halkın da morali bozulur. Katılım azalır.
Hele İşçi Partisi ve TGB ile PKK arasında bir arbede çıkarsa, eylemin ivmesi azalır, çöküş başlar. Türk bayrakları ve Atatürk posterleri Taksim'i terk eder. Orada yalnızca 15-20 civarınca örgüt ve 3-5 bin kişi kalır. Onlar da kolayca dağıtılır ve eylem biter.
İşte AKP - PKK - BDP - MHP cephesinin planı bu.
 
Planın diğer bileşeni, sol ve sosyalist gurupların, Kürt kökenli vatandaşların İşçi Partisi-TGB tarafından estirilen rüzgara kapılmalarını önlemek.
Mücadele, Türk bayrağına ve Atatürk'e mesafeli veya karşıt olan bu gurupları da en azından Türk bayrağı allerjisinden kurtarmıştı. Türk bayrağı görünce sarımsak görmüş vampir gibi yolunu değiştiren, 1 Mayıslarda Türk bayrağı taşıdığımız için bize saldırmaya yeltenen bu guruplar, Türk bayrağı ile yanyana eylem yapmaktan rahatsız olmamaya başlamışlardı. Hatta bazı gençler "Artık biz de Türk bayrağı taşıyacağız. Halkımız bunu kabul etti" demeye başlamışlardı. Mücadelenin bastırılması, bu gurupların doğru çizgiye yönelmesinin önüne geçilmesi açısından da hayati önem kazanıyordu. Öcalan posterleri görünce alanı terk edenlerin yerini PKK - BDP alacak, sosyalist guruplar tekrar bölücü çekim alanına gireceklerdi.
 
Yalnız bu planın bir açmazı var. Tüm sosyalist guruplar "Hükümet istifa" noktasındadırlar. PKK, bu gurupları "üç ağaç, yeşil alan" noktasına geri çekme gücünde değildir.
 
9 Haziran Cuma günü saat 16'da yapılacak olan Taksim mitingi, AKP - PKK - BDP - MHP cephesinin planının sınanması açısından belirleyici olacaktır.
(MHP derken MHP Müdürü Bahçeli'yi kastediyorum sadece.)
 
Halkımızı sadece Türk bayrakları taşıyarak Taksim'e gelmeye çağırıyoruz.
12:30'da TGB çadırı önünde Ekrem Ataer konseri için toplanıyoruz. Bu toplanma, 16:00 daki miting için bir ön hazırlıktır.
Alandaki duruma göre mitinge katılıp katılmama konusunda bir karar vereceğiz.
Kırmızı çizgilerimiz şunlardır:
PKK - BDP bayrakları, Öcalan posterleri anlamlı bir oranın üzerine çıkarsa katılmayız.
Çatışma riski varsa katılmayız.
Gerçi Taksim Platformu sözcüsü Ulusal Kanal'a Sırrı Süreyya Önder veya herhangi bir parti yetkilisinin konuşma yapmayacağını söyledi, ancak böyle bir olasılık yine gündeme gelirse katılmayız.
Bizim katılacağımız mitingde alan %95 oranında kırmızı - beyaz olmalıdır. Bölücüler konuşma yapmamalıdır.
 
Tüm halkımızı saat 12:30 dan itibaren Türk bayrakları ile TGB çadırı çevresinde toplanmaya, bizimle birlikte hareket etmeye çağırıyoruz.
AKP - PKK - BDP - MHP cephesinin planını bozalım, "Hükümet istifa" noktasındaki örgütleri PKK çekim alanından kurtaralım.
 
********
arşiv
 
Taksim Cumhuriyetle Hesaplaşma Projesi   3 Haziran 2013

"AKP'ye 8 isyan günü" fotoromanı   4 Haziran 2013

Abdocan elinde Türk bayrağı ile vuruldu     5 Haziran 2013
********

2 yorum:

  1. Bu yazınız için teşekkür ediyorum bir vatandaş ve blog yazarı olarak..
    tgb'li bir arkadaşım da Taksim'de pkk bayrakları, katilin posterlerini gördüğünü söylemişti. Zaten facebook'tan biliyorum çoğu kişi tgb ye bu yüzden yoğurdu üfleyerek yiyen misali mesafeli, ürkerek bakıyor, güveneyim mi, güvenmeyeyim mi? takiyye mi yapıyorlar ruh halindeler kendimden biliyorum bazen ben bile yahu bu tgb - İşçi partisi gerçekten güvenilir mi yoksa takiyye mi yapıyorlar diye endişeleniyorum....eğer samimi iseler bunu halka, vatandaşa isptalamaları gerekir, millet bunlar dünkü Sovyet yandaşları, dünkü Marksistler bunlara güvenilmez ruh hali içindeler, güven duygusu çok önemlidir bir kez sarsıldı mı bir daha kolay kolay tamir edilemez...o gezideki herkes bir şeyler yapsın...oraya pkk'lıları bdp'lileri KESİNLİKLE SOKMAMAK için ellerinden gelenin fazlasını yapsınlar...pankartlar açsınlar ki vatandaş görsün buraya pkk lı bdp li giremez diye. Yoksa inanın bir SANİYEDE yılların verdiği güveni silip süpürürler hiçbir şey yapamazsınız. sağlıcakla kalın

    YanıtlaSil
  2. Değerli arkadaş
    PKK'lıları Taksim'e sokmamak mümkün değil, çünkü orayı sadece biz kontrol etmiyoruz. Ama protesto ederek kaçmalarını sağladık. CHP ve MHP yönetimleri hükümeti düşürmeye karar verip de kitlelerini alana yönlendirirlerse, PKK'lılar zaten gelmeye cesaret edemez. Şu andaki gücümüzle biz ancak bu kadarını yapabiliyoruz.
    Selamlar saygılar

    YanıtlaSil