Faiz lobisini en anlaşılır şekilde açıklayan kişi Yeditepe
Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emrullah Cemil Tarhan oldu.
Açıklamanın tamamını grafiklerle Naci Kaptan'ın sitesinde
bulabilirsiniz.
Bakınız: http://nacikaptan.com/?p=5076 .
Bu çalışma, 2002-2006 arasındaki 4 yılı
kapsıyor.
Emrullah Cemil Tarhan
Özetliyorum:
Aralık 2002'de 130 milyar dolar olan toplam dış borcumuz
(devletin ve özel sektörün dış borçları toplamı), tam 91 milyar dolar artarak
Aralık 2006'da 221 milyar dolara ulaşmış.
(Düşünün: Cumhuriyet döneminde 80
yılda 130 milyar dolara ulaşan borcumuz, AKP döneminde sadece 4
yılda 91 milyar dolar artıyor)
Çizelgeyi büyütmek için üzerine tıklayınız:
91 milyar dolar artış şöyle meydana geliyor:
Özel sektörün Aralık 2002'de 44 milyar dolar olan dış borcu
tam 94 milyar dolar artarak Aralık 2006'da 138 milyar dolara
ulaşıyor.
Devletin dış borcu ise, aynı zaman dilimi içinde 86 milyar
dolardan 84 milyar dolara düşüyor. Yani özel sektör dış borç
alırken, devlet dış borç ödüyor.
Bu şöyle oluyor: Özel
sektör dışarıdan düşük faizle aldığı parayı devlete yüksek faizle veriyor, devlet de yüksek faiz ödeyerek aldığı bu para
ile düşük faizli dış borcunu ödüyor.
İşte faiz lobisi
bu...
"IMF'ye borcumuzu ödedik, faiz lobisi harekete
geçti" aldatmacalı övünmesinin arkasında yatan, işte bu faiz
vurgunu...
2006 yılında devlet
174 milyar dolar iç borcuna karşılık 30 küsur milyar dolar
faiz öder (%17,6 faiz)
191 milyar dolar dış borcuna karşılık 5 milyar dolar faiz öder
(% 2,5 faiz)
Peki, devlet niçin %2,5 faizli dış
borcunu öder de, %17,6 faizle iç borç alır? İşte faiz lobisi
burada.
Özel sektör, "kredi" adı altında dışardan %2,5 faizle aldığı
parayı sanayiye, ticarete yatırmaz. Ya ne yapar? %17,6 faizle devlete borç
olarak verir. Böylece %15 faiz kazancı olur.
Devlet, dışarıdan %2,5 faizle borç
alabilecek iken almaz, faiz lobisinin dışardan %2,5 ile aldığı
parayı %15 fazla faiz ödeyerek %17,6'ya faiz
lobisinden alır.
Buradan anladığımız kadarı ile, devleti 2002-2006 yılları arasında AKP
yönettiğine göre, bu vurgunu da AKP planlamış ve uygulamıştır. Var
mı bunun başka bir izah tarzı? Bu durumda, faiz lobisi Tayyip bey'in
kendisinden başka bir şey değildir. Şimdi, "Faiz lobisi beni devrimeye
çalışıyor" diye feryat ediyor. Yukarıdaki hesabı bilmeyenleri aldatabiliyor
sadece.
Dışarıdan düşük faizle bu kadar yüksek miktarda para alma operasyonu ancak Hükümet ile işbirliği içinde yapılabilir. Adamlar düşük faizle aldıkları parayı yüksek faizle Hükümete kakalayacaklarından o kadar eminler ki, gözlerini kırpmadan o borcun altına giriyorlar.
Şimdi işin püf noktasına gelelim:
Devlet, iç borcu TL olarak almaktadır. Yani faiz lobisi,
dışarıdan dolar olarak aldığı borcu TL'ye çevirerek devlete satar.
Eğer borç süresi içinde doların değeri %15 artarsa, faiz
lobisi devletten geri ödeme olarak aldığı TL'yi dolara çevirince ancak borç
verdiği kadar dolar kalır elinde. Bu durumda hiç kar edemez.
Örnek: faiz lobisi 1,000 doları 1,50TL kurdan bozdurdu, 1,500
TL olarak devlete borç verdi. Borç süresi sonunda dolar 1.50 x %15 = 1.72 oldu.
Lobi devletten 1,500 x %17,6 = 1,764 TL aldı bunu dolara çevirince 1,764 / 1.72
= 1025 dolar olur ki, bunun %2,5'u olan 25 doları faiz olarak dışarıya ödeyince
hiç kar etmemiş olur.
Faiz lobisinin kar etmesi için yani vurgun vurması için,
doların değerinin çok az artması gerekir. Dolar faiz süresi içinde % 2 arttı
diyelim. Yani 1,50 x %2 = 1,53TL oldu. Faiz lobisi 1,764TL'yi dolara çevirince
1,764 / 1.53 = 1,152 dolar geçer eline. 25 doları dışarıya faiz olarak öder,
elinde 1,127 dolar kalır. Yani %12,7 net kazanç elde eder. İşte, dövizin
değerlenmemesinin altında yatan neden de budur. Hükümet doları baskı altında
tutuyor. Niçin? Faiz lobisi bu vurgunu vursun diye. Yani dışardan borç alıp
Hükümete borç veren lobi, doların değerinin artmayacağından emin.
Hatta, AKP döneminde dolar değerlenmediği gibi, değer
kaybediyor. 2002'de 1,54 TL olan dolar, 2006'da 1.27 TL'ye düşüyor.
Hesabı buna göre baştan yapalım: 1,000 doları 2002'de 1.54 TL
kurdan bozdurdu, 1,540 TL olarak devlete borç verdi. 4 sene sonra %17.6 x 4 =
%70.4 faizle 1,540 x %70.4 = 2,624 TL olarak geri aldı ve 1.27 TL kurdan
bozdurdu. 2,556 / 1.27 = 2,066 TL eline geçti. Dışarıya 4 yılda %2,5 tan %10
faiz verdi yani 100 TL. Elinde kalan net para 1,966 TL. Yani kazancı 4 yılda
%96.6. Yılda dolar bazında %24 faiz almış oluyor. Böyle vurgun dünyada görülmüş
mü?
Demek ki, iç piyasada faizlerin düşmesi ve buna bağlı
olarak doların değerlenmemesi, hatta değerinin düşürülmesi hep faiz lobisinin bu
vurgunu yapması için Hükümet tarafından sağlanmaktadır. Faizlerin düşmesi, vatandaşın
bankadaki 3 kuruşuna aldığı faizin azalmasına yol açarken, dışardan borç aldığı parayı devlete yüksen
faizle veren faiz lobisinin vurgun vurmasına neden oluyor.
Vatandaşa düşük faiz, Hükümet
yandaşı faiz lobisine süper faiz. İşte Tayyip Bey'in "Faizleri
düşürdük, faiz lobisi o yüzden bizi düşürmeye çalışıyor." aldatmacasının içyüzü
bu. İnsanlar bu aldatmacaya
inanıyorlar, çünkü milyonlarca hesap sahibi, bankaların verdiği faizlerin
düştüğünü görüyor, ama bir avuç haramzadenin aldığı süper faizden haberleri
yok.
Bu işten devletin zararı, yani faiz lobisine fazladan %12,7
faiz ödemesi toplamı:
2003 : 7 milyar dolar
2004 : 11 milyar dolar
2005 : 17 milyar dolar
2006 : 25 milyar dolar
Toplam: Sadece 4 senede 60 milyar dolar faiz lobisinin cebine
haksız kazanç (vurgun) olarak akmıştır.
Bu operasyonun başında ise Tayyip Bey vardır. Ondan başka kim
olabilir? Devleti yönetenin gözünün içine baka baka, ondan habersiz böyle bir
vurgun nasıl kotarılabilir?
2006'dan bugüne bu vurgun misli ile artmış olmalıdır. 2006'da
138 milyar dolar olan özel sektör dış borcu 2010'da 178 milyar dolara
fırlamıştır. Yani devlete 40 milyar dolar daha borç vermişler. %13 faiz
farkından hesaplayın vurgunun büyüklüğünü.
Şimdi bu tatlı vurgunun sonu geliyor gibi
görünüyor.
Amerikan Merkez Bankası FED sıfır faiz verdiği için, küresel
para, bizim gibi ülkelere %2.5 gibi düşük bir faizle verilebiliyordu. Adam
parasını Amerika'da tutarsa hiç faiz alamayacak. Aptal olmadığına göre, sana
düşük faizle veriyor.
Ancak FED, sıfır faiz uygulamasına son vereceğini açıkladı.
Yavaş yavaş faizleri arttıracak. Bu durumda, bizim gibi geri kalmış ülkelere
risk alarak gelen para, hiç risk olmayan Amerika'ya geri dönmeye başlayacak. Bol
borç para alma dönemi kapanacak gibi.
Bizim gibi sıcak paraya bağımlı olan ülkeler çok zor duruma
düşecekler. Borçlarını taze borç alarak ödemeye alışmış olan ülkeler, bu olanak
ortadan kalkınca vergileri arttırmak, halkın ümüğüne basmak zorunda kalacaklar.
Halkın ümüğüne basan hükümetler ise er geç tekerlenir.
Acaba Amerikan Merkez Bankası, Tayyip Bey'i iktidardan
düşürmek için mi bu kararı aldı? Türkiye taze borç alamasın, krize girsin,
Tayyip Bey tekerlensin. Vallahi bunu da söylerler. Megalomaninin sınırı yok. Ama
FED'in kararı sadece Türkiye'yi değil, tüm geri kalmış ülkeleri etkileyecek. Ama
gel de anlat. Tayyip Bey'i Dünya Lideri olarak gören zihniyet asla laf
anlamaz.
********
İşin özeti: Bu işten devletin zararı, yani faiz lobisine fazladan %12,7 faiz ödemesi toplamı:
YanıtlaSil2003 : 7 milyar dolar
2004 : 11 milyar dolar
2005 : 17 milyar dolar
2006 : 25 milyar dolar
Toplam: Sadece 4 senede 60 milyar dolar faiz lobisinin cebine haksız kazanç (vurgun) olarak akmıştır.
Bu operasyonun başında ise Tayyip Bey vardır. Ondan başka kim olabilir? Devleti yönetenin gözünün içine baka baka, ondan habersiz böyle bir vurgun nasıl kotarılabilir?
2006'dan bugüne bu vurgun misli ile artmış olmalıdır. 2006'da 138 milyar dolar olan özel sektör dış borcu 2010'da 178 milyar dolara fırlamıştır. Yani devlete 40 milyar dolar daha borç vermişler. %13 faiz farkından hesaplayın vurgunun büyüklüğünü.