Özür maskeli şer ittifakı
Öcalan'ın "Genişletilmiş Misak-ı Milli" açıklamasının
ardından gelen İsrail özrü, "Yeni Ortadoğu" için kurulan denklemi
maskeliyor.
Nedir bu denklem?
"İran - Irak - Suriye - Lübnan" birliğine karşı "Türkiye - Kürdistan - İsrail" hattı
inşa etme denklemi. Ürdün de peştemalci olarak bu hatta yer
alacak.
Yani, bir tarafta:
"Biz ülkemizin bölünmesini, Büyük Kürdistan için
ülkemizden toprak kopartılmasını kabul etmiyoruz" diyerek Büyük Ortadoğu Projesi
BOP'a karşı birleşen İran,
Irak ve Suriye ile onları destekleyen Lübnan ,
karşılarında ise:
"Hayır, biz sizi parçalayıp Kürdistan kuracağız"
diyen "Türkiye, ilerde sözde Kürdistan kuracak olan
Öcalan ile Barzani ve İsrail artı peştemalci Ürdün" birlikteliği.
Obama: "Türkiye ile İsrail'in barışması için doğru zaman."
dedi
Neyin doğru zamanı? Niçin barışma şimdi?
Aydınlık, 24 Mart 2013
Çünkü Öcalan Nevruz'da Türkiye - Kürdistan formülünü
açıklamıştı.
İsrail'in de artık perde arkasından çıkıp açıkça bu hatta
yer almasının zamanı gelmişti.
Türkiye - Kürdistan - İsrail hattının açıkça ilan
edilmesine karşı duracak olan güçlerin (onların hesabına göre) sesleri
kesilmişti.
Balyoz'da karar açıklanmıştı.
Ergenekon Davası'nda mütalaa okunmuştu.
Ayrıca:
MİT soruşturması düşürülmüştü.
İstanbul'da SUKO'ya Başkan seçilmişti.
Geçici Suriye Hükümeti'ne Başbakan olarak Amerika'da
yaşamakta olan bir Suriyeli seçilmişti.
Kuzey Suriye'nin PKK tarafından kopartılmasına direnen
Esad'a karşı ortak askeri harekat yapmak için ABD güdümünde Türkiye- Ürdün -
İsrail askeri harekatı için hazırlık yapılıyor. Ancak, Türkiye İsrail ile küs
olduğu için alenen bir araya gelemiyorlar. Özür şart.
İşte bunun için bu zaman özür için doğru
zaman.
"Van Minıt" ile başlayan sürecin en önemli sonucu
şu:
İsrail özür dilediğine göre, artık Tayyip Bey bundan sonra
yalandan bile olsa İsrail'e düşmanlık gösteremeyecek, "van minıt"
diyemeyecek.
AKP - İsrail birlikteliğinde yapılacak işlere yobazlar
artık karşı çıkmayacaklar. Özür diledi ya. Burnu sürtüldü ya. Artık İsrail ile
her türlü işbirliği yapılabilir.
********
Aslında "van minıt" sonrası Tayyip Bey İsrail ile
ilişkileri devam ettirdi. Ama yandaş basın bu konuya hiç değinmedi. Neler oldu
kısaca hatırlayalım:
-- AKP Hükümeti, İsrail'in OECD üyelik başvurusunu veto
etmedi. OECD üyeliği İsrail'de bayram gibi kutlandı.
-- Türkiye'den İsrail limanlarına Suriye'yi devre dışı
bırakan Ro-Ro seferleri başlatıldı
-- Kürecik radarı ve Patriotlar yerleştirildi
-- İsrail ile ticatimiz katlanarak büyüdü
-- AKP Hükümeti Aralık 2012'de İsrail'e NATO vetosunu
kaldırdı.
-- Ceyhan'dan İsrail'e deniz altından döşenecek boru
hatları ile ilgili görüşmelerde ilerleme sağlandı.
Bütün bunlar Tayyip Bey'in İsrail'e "küs" olduğu "van
minıt" zaman diliminde gerçekleşti. Küslük bitince neler yapılır artık hayal
gücünüze kalmış.
Bir de olmayan şey var. Hatırlayalım:
Tayyip Bey'e defalarca çağrı yaptık. Siyonist kuruluşlar
tarafından boynuna asılan "Cesaret Madalyası", "Davut Boynuzu" vesaireyi iade
etmesini talep ettik.
Duymadı.
********
İslamcı bir arkadaş internette şöyle yazıyor:
"Sayın Netenyahu'yu tebrik ederim.
İsrail ve Siyonizm hiç bu kadar
hırpalanmamıştı"
Irak ve Suriye yerle bir ediliyor, Gazze abluka altında
nefes alamıyor, Mavi Marmara talan ediliyor, İsrail yerli yerinde duruyor. Bu
durumda İsrail'in hırpalandığını ancak mezhep kafalı İslamcılar iddia edebilir.
Bravo yani.
Bu arada "Kahrolsun Siyonizm" terfi ederek "Sayın
Netenyahu" halini almış. Yobazların kadim sözde Siyonizm düşmanlığı da, Siyon
madalyalı Eşbaşkan tarafından çaktırmadan böyle sona erdiriliyor.
"Diktatör" Esad'ı Siyonistlerle elbirliği içinde
yıkacaklar çünkü.
********
"Diz çöktürdük" yaygaraları İsrail tarafından 3 atışla
yerle bir edildi.
Önce İsrail'in
istihbarat örgütü MOSSAD'a bağlı internet sitesi DEBKAfile açıklama
yaptı:
Açıklamanın 4. maddesinde şöyle deniyor:
"Suriye'nin kimyasal ve biyolojik silah
kullanması tehdidi karşısında Türkiye, İsrail ve Ürdün aynı gemide kader
ortağıdır.
Bu silahlarla mücadele için 6 ay
önce Türkiye, İsrail ve Ürdün'de kurulan özel birliklerin ABD güdümünde tek bir
komutanlığa dönüştürülmesi planını Obama bu ziyaretinde Kral Hüseyin'e
ve Netenyahu'ya açıkladı.
Birleşik komutanlık, dört ordunun
birliklerinin Vaşington'un talimatı üzerine Suriye'ye kara ve hava harekatı
yapması için hazır
bekleyecekler."
DEBKAfile,
özrün bu ortak komutanlığın oluşturulması için yapıldığını
belirtiyor.
İşte o bölümün İngilizce orijinali:
4. Turkey, Israel and Jordan are all in the same boat as
targets for the approaching large-scale use of Syria’s chemical and biological
weapons.
This topic was high on the agenda of President Obama’s talks with Jordan’s King Hussein Friday, March 21, in Amman, after he had explored the subject with Israel’s prime minister in Jerusalem.Obama presented them with his plan to consolidate into a single US-led Turkish-Israeli-Jordan HQ the separate commands established six months ago in each of those countries to combat the use of unconventional weapons.
This unified command would stand ready to launch units of the four armies into coordinated land and air action inside Syria upon a signal from Washington.
This topic was high on the agenda of President Obama’s talks with Jordan’s King Hussein Friday, March 21, in Amman, after he had explored the subject with Israel’s prime minister in Jerusalem.Obama presented them with his plan to consolidate into a single US-led Turkish-Israeli-Jordan HQ the separate commands established six months ago in each of those countries to combat the use of unconventional weapons.
This unified command would stand ready to launch units of the four armies into coordinated land and air action inside Syria upon a signal from Washington.
Bakınız:
Sonra, İsrail Başbakanı Netenyahu Türkiye'den "Suriye" nedeni ile
özür dilediklerini açıkladı.
Bu açıklamadan bir süre sonra İsrail'in Suriye yönüne doğru asker
sevkiyatı yaptığı bilgisi ajanslara düştü.
Netanyahu'nun Ulusal Güvenlik Danışmanı Yaakov Amidror
ise, özrün bir diğer nedeninin "İsrail'in NATO ile daha yakın çalışmak istemesi"
olduğunu açıkladı.
Yani, Türkiye, İsrail'in NATO ile daha yakın çalışması ve
hatta mümkünse NATO üyeliği için çekinceleri kaldıracaktı.
25 Mart günlü Aydınlık köşe yazısında Mehmet Ali Güller
açıkladı:
2012 Ağustosunda İsrail'in "Jerusalem Center for Public Affairs" kuruluşu
tarafından hazırlanan İsrail İstihbarat Subayı
Jacques Neriah imzalı raporda, "Bölgede kurulacak bir Kürt devleti İsrail'in
jeopolitik çıkarları için yararlı olacaktır" deniliyordu. Raporda devamla Büyük Kürdistan için mücadelenin Irak'tan
sonra şimdi Suriye'de sürdüğü belirtiliyor,
ve, 22 Arap ülkesinin bulunduğu Ortadoğu'da bir
Kürt devleti bulunması gerektiği savunuluyordu.
Kürt devleti kurmak için Suriye'ye
İsrail ile birlikte saldıracaktık. Bütün "van minıt" senaryosu bu amaç üzerine
inşa edilmişti.
İran'dan rol çalmak, yani İran'ın Araplar üzerindeki
etkisini en aza indirmek de diğer bir amaçtı. İran'ın Amerikan karşıtı konumuna
darbe indirmek için aşırı İsrail karşıtı görünmek ve Gazze hamisi kesilmek
gerekliydi.
Amerikalı analist Ian
Lesser, Cumhuriyet'ten Nilgün Cerrahoğlu'na verdiği demeçte,
"van minıt"ın danışıklı dövüş olduğunu şöyle anlatıyordu:
"İsrail'e Ahmedinejad gibi yaşam hakkı tanımayacak ölçüde
Yaudi düşmanlığı yapmadığı sürece, Erdoğan'a, Obama yönetimi tarafından esken
bir hareket alanı sağlanmıştı. Bu esneklik, Erdoğan'a taban desteğinin sürmesi
için verildi."
(Cumhuriyet, 22 Kasım 2012, aktaran M. Ali Güller,
Aydınlık)
Yani, Erdoğan'ın İsrail karşıtlığı Obama'dan
izinliydi.
Nitekim AKP Sözcüsü Hüseyin
Çelik, Milliyet'te çıkan söyleşisinde, "van
minıt" krizine değinirken, "Tayyip
Erdoğan milletin gazını aldı" deyivermişti.
(Milliyet, 14 Haziran 2012)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder