22 Ağustos 2013 Perşembe

Mısır'dan Tayyip Bey'e "Batı'nın Ajanısın" Suçlaması

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Müselmani:
"Mısır'ın bir Batı ajanından vatanseverlik dersi almaya ihtiyacı yok. Yabancı ajanlar Mısır'ı bölemeyecek"


Tayyip Bey'in "Mısır'daki darbenin arkasında İsrail var, elimizde belgesi var" sözlerine Mısır'ın cevabı bu oldu.


Mısır resmi haber ajansı MENA, Mısırlı Bakanların "Erdoğan'ın açıklamaları nedeniyle Mısır'ın sabrı taştı" dediklerini aktardı.

İsrail Başbakanı'nın danışmanı Reuters'e yaptığı açıklamada Tayyip Bey'in sözleri için "saçmalık" ifadesini kullandı. "Bu, üzerine yorum yapmaya değmeyecek o açıklamalardan biri, saçmalık".

Obama'nın Sözcüsü, Tayyip Bey'i saldırgan olmakla suçladı:
"Erdoğan'ın bugünkü ifadelerini sert bir şekilde kınıyoruz. İsrail'in Mısır'daki son olaylarla ilgisi olduğu yönündeki sözleri saldırgan, temelsiz ve yanlıştır."

Mısır, İsrail ve ABD'den gelen bu hakaretler yenilir yutulur gibi değildi. Tayyip Bey sıradan bir vatandaş olsaydı, bu hakaretler sadece kendisini ilgilendirirdi. Ama şimdi onun nezdinde bu hakaretler Türkiye'ye yapılmış oldu.


Tayyip Bey'in "belge" dediği şey ne imiş, kendisinden dinleyelim:
"Mısır'daki darbenin arkasında İsrail var, elimizde belgesi var. 2011 seçimleri öncesinde Fransa'da yapılan bir oturumda Adalet Bakanıyla Fransa'dan bir entellektiüel, o da Yahudi, orada aynen şu ifadeyi kullanıyorlar: "Mısır'da Müslüman Kardeşler seçimi kazansa da onlar kazanamayacaktır. Çünkü demokrasi seçim değildir."
İşte 2011 yılında Fransız düşünür Bernard Henri-Levy bu sözleri söylemiş. Bu sözler, Sisi'nin arkasında İsrail'in olduğunu gösteren "belge" imiş. Tayyip Bey, inandırıcılığından geriye kalmış olan kırıntıları da böylece kaybetmiştir.


CHP Milletvekili Emine Ülker Tarhan teşhisi koydu: İsrail ve ABD hakaretleri, Tayyip Bey'e "ABD ve İsrail karşıtı" paye kazandırmak için danışıklı dövüş idi, yaklaşan seçimlerde "ABD ve İsrail'e kafa tutan lider" görüntüsü vermek içindi. Ancak, bu, olayın bir yönü. Emine Hanım olayın diğer yönünü, esası teşkil eden yönünü görememiştir.

O yön şudur: Mursi kaybetti. ABD, Mursi'yi desteklemeye devam ederse Mısır'ı kaybetme tehlikesi ile karşılaşacağını görüyor. Geçen hafta Mısır Cumhurbaşkanı Danışmanı, ABD Elçisi'nin ülkeyi terk etmesini istedi. Ayaklanmayı başlatan, Mursi aleyhinde 20 küsür milyon imza toplayan Temerrüd hareketi, şimdi de, Mısır'a yapılmakta olan Amerikan yardımlarının bundan böyle kabul edilmemesi için imza kampanyası başlattı. Her ne kadar Obama yönetimi Mısır ile yapılacak olan askeri tatbikatı iptal etmiş ise de, bir yandan da yeni yönetim ile iyi ilişkiler kurmaya çabalıyor. Çünkü yükselen ABD karşıtı kampanyalar Sisi'yi bu yönde davranmaya zorlayabilir. ABD "İlla Mursi" diye tutturursa Sisi ister istemez Temerrüd Hareketi'nin rotasına girecektir.

ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eşbaşkanı olan Tayyip Bey'in "İlla Mursi" demesi ve yeni Mısır yönetimine düşmanlık göstermesi, ABD için karın ağrısı olmaya başlamıştır. ABD, Tayyip Bey'in bu tutumunun Mısır'ı ABD'den uzaklaştıracağı korkusuna kapılmıştır. Mısır Cumhurbaşkanı'nın Tayyip Bey'i Batı (ABD) ajanı olarak suçlaması, Mısır'ın ABD'den uzaklaşmaya başlamış olması anlamına gelmekte ise, bunun en önemli sebebi Tayyip Bey'in Mursi yanlısı tutumudur. Obama'nın Tayyip Bey'e hakaret anlamına gelen açıklamasının nedeni budur. Obama, Tayyip Bey'e bu hakareti yapmakla Sisi'ye göz kırpmış olmaktadır.

ABD, İsrail'in güvenliğini garanti eden Camp David Anlaşması'nın bozulmaması için Mısır'ın başına geçen her hükümetle iyi ilişkiler kurmak zorundadır.

Mısır hükümetleri Camp David'e bağlı kaldıkları sürece ABD "İlla Mübarek"; "İlla Mursi" demenin saçma olduğunun bilincindedir. Tayyip Bey bunu anlamazsa işi zordur. Obama, ülkemizde yeni bir iktidar seçeneği aramaya bu yüzden başlamıştır.
***********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder