Balyoz tutuklusu E. Org. Ergin Saygun, tutuklu olduğu 4 ay
içinde tam 11 defa hastaneye sevk edildi.
Adli Tıp, bu
sevkiyatlardan birinde rapor düzenledi.
Raporda, "Kontrolleri, tedavisi ve
diyeti sağlanabildiği taktirde cezaevinde kalabilir"
deniyordu.
Bu rapor üzerine, kontrol, tedavi ve şartlarının
cezaevinde sağlanıp sağlanamayacağına bakılmaksızın cezaevine
getirildi.
Halbuki cezaevinde ne kontrolleri zamanında yapacak personel
bulunmakta ne de diyet şartları sağlanabilmekteydi.
Cezaevi yönetimi ve cezaevi
doktoru resmi bir rapor ile "Tedavi
ve diyet şartlarının cezaevinde sağlanamadığını" tespit
etmelerine rağmen, Hakimler ve Savcılar bu rapora kulak
asmadılar.
Org. Saygun'un kalbi %30, akciğerleri %40 çalışmakta, 18 ayrı
hastalığı için her gün 25 çeşit ilaç kullanmaktadır.
Durumu kötüleşince de hastaneye ambulans ile değil, kliması
olmayan ve fırın gibi yanan demir yığını cezaevi aracı ile
götürülmektedir.
66 yaşındaki Org, Saygun sinsice öldürülmek
istenmektedir.
İkinci bir Kuddusi Okkır cinayeti
tasarlanmaktadır. Savcı ve Hakimler açıkça cinayete teşebbüs
suçu işlemektedirler.
********
Günahım kadar sevmediğim AKP şakşakçısı yandaş
liboş Mehmet Ali
Birand bile insafa gelmiş.
21 Temmuz 2012 günlü POSTA gazetesindeki yazısına "Adli Tıp korkudan ağzını açamıyor" başlığını
atmış.
Kimden korkuyor Adli Tıp? İleri demokrat Hükümetimizin
hışmından tabii.
Birand'ın yazısı şöyle:
"Org. Ergin Saygun’ın sağlık durumunu bu köşede
defalarca yazdım.
Cinayet işlenmekte olduğuna dikkat çektim.
Cinayet işlenmekte olduğuna dikkat çektim.
Meğer korku dağları
bekliyormuş.
Adli
Tıp bir türlü “Ergin Saygun cezaevinde tedavi
edilemez, bundan dolayı şu hastaneye çıkarılmalıdır” diyemiyor.
Saygun’ın kalbi yüzde 30
oranında çalışıyor- Akciğeri yüzde 40 oranında çalışabiliyor. 18 ayrı hastalığı
var ve 25 ayrı ilaç alıyor. Her an gözetim altında tutulması
gerekiyor.
Adli Tıp ilk raporunda
“Cezaevinde bakılabilirse, orada
kalabilir…” dedi.
Cezaevi “Ben
bakamıyorum…” diye rapor verdi.
Durumu kötüleşince, Akif Ersoy hastanesine kaldırıldı.1 aylık
tedavi sonunda, “Revirde tedavi göremez, kliniğe kaldırılmalı” raporu
verildi.
Özel Yetkili 10.Ağır Ceza Mahkemesi bunun üzerine yine Adli Tıp’a sordu: "Hastaneye mi çıkaralım, yoksa cezaevinde kalabilir mi ?"
Özel Yetkili 10.Ağır Ceza Mahkemesi bunun üzerine yine Adli Tıp’a sordu: "Hastaneye mi çıkaralım, yoksa cezaevinde kalabilir mi ?"
Yaklaşık 30 gün sonra, sanki hiçbir şey olmamış
gibi, ilk raporun aynı yollandı: “Cezaevinde tedavi edilebilirse kalabilir,
yoksa hastaneye kaldırılsın…”
Bravo doğrusu…Beyler neden korkuyorsunuz
?
Mahkemeye açıkça görüş verememenizin nedeni nedir
?
Şimdi top dönüp dolaşıp yine yargıçların
ayağına atıldı.Mahkemenin kararıyla bir
insanın hayatı sona erecek ya da yaşamasına izin
verilecek."
********
Org. Saygun'un suçu neydi? Kanal D'den izleyelim:
Org. Saygun ABD'den konuştu: 26 Mart 2007.
"Zana Kürtleri kışkırtıyor. Bu beyanlar Iraklı Kürtleri
Türkiye'ye müdahale etmeye davet ediyor. Çok ciddi ve tehlikeli beyanlar
olduğunu düşünüyorum. Herhalde devlet gerekeni yapacaktır"
"Bir siyasi parti lideri Ermeni soykırımı iddiasını kabul
etmediği için İsviçre'de yargılanıyor. "Türkler 1,5 milyon Ermeni ile 30 bin
Kürdü öldürdü" dediğinizde ise ödül kazanıyorsunuz. Aradaki fark
budur."
Sen misin Doğu Perinçek'i destekleyen? Zana'ya karşı çıkan?
********
Oraj Poyraz'ın yorumunu aynen
veriyorum:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder