22 Temmuz 2012 Pazar

E. Org. Saygun sinsice öldürülmek isteniyor


Balyoz tutuklusu E. Org. Ergin Saygun, tutuklu olduğu 4 ay içinde tam 11 defa hastaneye sevk edildi.

Adli Tıp, bu sevkiyatlardan birinde rapor düzenledi.

Raporda, "Kontrolleri, tedavisi ve diyeti sağlanabildiği taktirde cezaevinde kalabilir" deniyordu.

Bu rapor üzerine, kontrol, tedavi ve  şartlarının cezaevinde sağlanıp sağlanamayacağına bakılmaksızın cezaevine getirildi.

Halbuki cezaevinde ne kontrolleri zamanında yapacak personel bulunmakta ne de diyet şartları sağlanabilmekteydi.
Cezaevi yönetimi ve cezaevi doktoru resmi bir rapor ile "Tedavi ve diyet şartlarının cezaevinde sağlanamadığını" tespit etmelerine rağmen, Hakimler ve Savcılar bu rapora kulak asmadılar.

Org. Saygun'un kalbi %30, akciğerleri %40 çalışmakta, 18 ayrı hastalığı için her gün 25 çeşit ilaç kullanmaktadır.
Durumu kötüleşince de hastaneye ambulans ile değil, kliması olmayan ve fırın gibi yanan demir yığını cezaevi aracı ile götürülmektedir.

66 yaşındaki Org, Saygun sinsice öldürülmek istenmektedir.
İkinci bir Kuddusi Okkır cinayeti tasarlanmaktadır. Savcı ve Hakimler açıkça cinayete teşebbüs suçu işlemektedirler.

********
Günahım kadar sevmediğim AKP şakşakçısı yandaş liboş Mehmet Ali Birand bile insafa gelmiş.
21 Temmuz 2012 günlü POSTA gazetesindeki yazısına "Adli Tıp korkudan ağzını açamıyor" başlığını atmış.
Kimden korkuyor Adli Tıp? İleri demokrat Hükümetimizin hışmından tabii.

Birand'ın yazısı şöyle:

"Org. Ergin Saygun’ın sağlık durumunu bu köşede defalarca yazdım. 
Cinayet işlenmekte olduğuna dikkat çektim. 
Meğer korku dağları bekliyormuş.
 Adli Tıp bir türlü “Ergin Saygun cezaevinde tedavi edilemez, bundan dolayı şu hastaneye çıkarılmalıdır” diyemiyor.

Saygun’ın kalbi yüzde 30 oranında çalışıyor- Akciğeri yüzde 40 oranında çalışabiliyor. 18 ayrı hastalığı var ve 25 ayrı ilaç alıyor. Her an gözetim altında tutulması gerekiyor.
Adli Tıp ilk raporunda “Cezaevinde bakılabilirse, orada kalabilir…” dedi.
Cezaevi “Ben bakamıyorum…” diye rapor verdi.

Durumu kötüleşince, Akif Ersoy hastanesine kaldırıldı.1 aylık tedavi sonunda, “Revirde tedavi göremez, kliniğe kaldırılmalı” raporu verildi.
Özel Yetkili 10.Ağır Ceza Mahkemesi bunun üzerine yine Adli Tıp’a sordu: "Hastaneye mi çıkaralım, yoksa cezaevinde kalabilir mi ?"
Yaklaşık 30 gün sonra, sanki hiçbir şey olmamış gibi, ilk raporun aynı yollandı: “Cezaevinde tedavi edilebilirse kalabilir, yoksa hastaneye kaldırılsın…”

Bravo doğrusu…Beyler neden korkuyorsunuz ?
Mahkemeye açıkça görüş verememenizin nedeni nedir ?
Şimdi top dönüp dolaşıp yine yargıçların ayağına atıldı.Mahkemenin kararıyla  bir insanın hayatı sona erecek ya da  yaşamasına izin verilecek."

********
Org. Saygun'un suçu neydi? Kanal D'den izleyelim:
Org. Saygun ABD'den konuştu: 26 Mart 2007.
"Zana Kürtleri kışkırtıyor. Bu beyanlar Iraklı Kürtleri Türkiye'ye müdahale etmeye davet ediyor. Çok ciddi ve tehlikeli beyanlar olduğunu düşünüyorum. Herhalde devlet gerekeni yapacaktır"
"Bir siyasi parti lideri Ermeni soykırımı iddiasını kabul etmediği için İsviçre'de yargılanıyor. "Türkler 1,5 milyon Ermeni ile 30 bin Kürdü öldürdü" dediğinizde ise ödül kazanıyorsunuz. Aradaki fark budur."
Sen misin Doğu Perinçek'i destekleyen? Zana'ya karşı çıkan?

********
Oraj Poyraz'ın yorumunu aynen veriyorum:

Cemaat işte böyle cinayet işliyor.
Bir de Erbakan'ı hatırlayın.
Mahkum olmuş, mahkumiyeti onanmış, ve yaşından dolayı cezasını evde geçirmesi uygun görülmüş.
İşte ben böyle adaletin, böyle hukukun taaa içine tükürürüm.
Üstelik gayet de haklı olarak tükürürüm.
General Saygun üstüne atılı bütün suçlardan mahkum bile olsa, normal şartlarda cezaevinde kalmazdı.
Hem yaşı, hem sağlık durumu buna el vermezdi.
Bu halde bu adam idam bile edilemez.
Bunu hala daha kafanız almadı mı?
Cinayet işte böyle işlenir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder