Son günlerde ülkemizde ve Ukrayna'da sahneye konulan
tertip 12 Eylül'ün tekrarı. Aynı Gladyo oyunu eski sloganları ile ısıtılıp
önümüze sürülüyor. Modası geçmiş sloganları güncelleştirmeye bile gerek
duymuyorlar.
O kadar çaresiz ve yeteneksizler ki, 40 yıllık sloganı
kullanıyorlar: “TİP TİP tipsizler, Allahsız komünistler”. AKP’ye yakın
“Kasımpaşa 1453” taraftar gurubunu işte böyle bağırtıyorlar. Kanlı Pazar’da
yurtseverlere saldıran eli sopalı, bıçaklı sakallı yobazlar aynı görüntülerle
Okmeydanı’na salıveriliyor.
Oysa, TİP (Türkiye İşçi Partisi) kapanalı on yıllar oldu.
Aydınlık, 14 Mart 2014
Guruptan Burak Can Karamanoğlu başından vurularak
öldürülüyor. Kim vurduya gitmesi için eylemden önce elektrikler kesiliyor.
Burak’ın yanındaki arkadaşı Bilal Gülep “Yaklaşık yarım saat önce elektrikler
kesilmişti. Ortalık karanlıktı. Gelen telefon üzerine dışarı çıktık” diyor.
Gladyo tetikçisi sol maskeli DHKP-C, cinayeti üstleniyor.
Ne zaman bir halk hareketi olsa, bu yöntem uygulanır.
Gladyo, yani NATO’nun (dolayısıyla ABD’nin) NATO üyesi ülkelerdeki gizli
örgütü, sağ ve sol maskeli tetikçilerini kullanarak kargaşa ortamı yaratır ve
bu bahaneyle halk hareketini bastıracak bir darbeye yol açılır.
Gezi isyanı ile başlayan halk hareketini Abdocanları
öldürerek durduramayan Gladyo, son çare olarak sağ-sol çatışması yaratmayı
denedi.
Bu defa Ülkücüler oyuna gelmeyince, Gladyo, “Kasımpaşa
1453” gibi uyduruk bir sözde sağ örgüt kurdu ve onu DHKP-C ile karşı karşıya
getirecek tertibin düğmesine bastı.
Elektrikler niçin kesilmişti? Amerikancı hükümetlerin
özelleştirdiği elektrik hizmetleri bu sorunun cevabını vermeyecek. Ne elektriği
kesen sorumlu bulunacak, ne de Burak’ı öldüren tetiği çeken piyon. Hatta
aranmayacaklar bile. Gladyo tertiplerinin sorumluları ne aranır, ne de bulunur.
Ancak halkımız, Burak’ı Allahsız komünistlerin öldürdüğüne
inanmıyor. Yılların biriktirdiği tecrübe, NATO’yu ve ABD’yi işaret ediyor.
Amerikancı tertipçiler, artık halkımızı kandıramıyorlar.
Aydınlık, 15 Mart 2014
Önce Burak’ın babası Türkiye’ye seslendi: “Berkin ya da
benim oğlum. Benim için farkı yok.” Ardından Berkin’in babası aileyi aradı, başsağlığı
diledi: “Nefret ortamına izin vermeyeceğiz.”
Gladyo bu defa başaramadı. Tayyip Erdoğan kindar nesil
yetiştiremeyecek. İnsanlarımız nefret ortamına izin vermeyecek.
Berkinleri öldüren de Amerikancı iktidardır, Burakları
öldüren de. Polise vur emrini kendisinin verdiğini Tayyip Erdoğan kameralar
karşısında övünerek itiraf etmiştir. Berkin’in cenazesini uğurlayanlara polisi
saldırtan ve yobaz taraftarların sahneye çıkmasını engellemeyen iktidar,
Burak’ın ölümünden de birinci derecede sorumludur. Tayyip Erdoğan’ın,
Gladyo’nun sahneye çıktığını görmemiş olması mümkün değildir. Çünkü onun da bir
kolu Gladyo’nun içindedir. Tayyip Erdoğan, kendi ipini çektiğinin farkında bile
değildir. Çünkü bu kışkırtma, Amerika’nın Türkiye için yeni bir iktidar arayışına
çıktığını gösteren ilk belirtidir.
Ukrayna’da da aynı oyunun oynandığı ortaya çıktı.
Keskin nişancılar, Devlet Başkanı Yanukoviç’in emriyle
Avrupa Birliği taraftarlarının üzerine ateş açarak onlarca kişiyi öldürmüştü.
Bu arada AB karşıtı Devlet Başkanı Yanukoviç taraftarları da AB taraftarı
keskin nişancılar tarafından öldürülmüştü. Daha doğrusu böyle bilinmesi için
yaygara kopartılmıştı. Ama bunun yalan olduğu anlaşıldı.
Hem AB taraftarı muhalifleri, hem de iktidar yanlılarını
Gladyo’ya bağlı keskin nişancılar öldürmüştü, tıpkı 12 Eylül öncesi Türkiye’de
olduğu gibi, tıpkı en son Burak olayında olduğu gibi. 12 Eylül öncesi, sabah
sağcıyı öldüren silahla öğleden sonra solcunun öldürüldüğü ortaya çıkmıştı.
Aynı tertip Kiev’de sahneye konmuş, 94 kişi ölmüş, 900 kişi de yaralanmıştı.
Yanukoviç’e bağlı Ukrayna Güvenlik Servisi SBU, bir
telefon görüşmesinin ses kayıtlarını basına sızdırdı. Konuşma, Estonya
Dışişleri Bakanı Urmas Paet ile AB Dışişleri Temsilcisi Ketrin Eştın (Catherine Ashton) arasında geçiyor, buyurun:
*************
Paet:
“Keskin nişancıların arkasında Yanukoviç’in değil, yeni
koalisyonun (Faşist ağırlıklı muhalefetin) olduğu olduğu çok açık bir şekilde
görülüyor.”
“Tüm deliller, aynı keskin nişancıların her iki taraftan
insanlara, yani hem polise, hem de protestoculara ateş ettiğini gösteriyor.”
"Yeni koalisyonun gerçekte neler olduğunu araştırmak istememesi rahatsızlık verici. Bu da keskin nişancıların arkasında Yanukoviç değil de yeni koalisyondan birilerinin olduğu ihtimalini giderek kuvvetlendiriyor.’‘
Ashton:
“Ah, evet, bu korkunç.”
*************
Estonya Dışişleri Bakanlığı, ses kayıtlarının doğru
olduğunu açıkladı. Tayyip Erdoğan gibi “Montaj, dublaj” vesaire demediler.
Ama, Tayyip Erdoğan'ın emri ile bu konuşma internetten kaldırıldı. Onun için tam bant çözümünü veremiyorum. Ancak bu yasak bile, Gladyo tertibini doğrulamaktadır.
AB yönetimi tarafından kulağı çekilen Paet ise lafı çevirmek istedi: "Etraftaki söylentileri aktardım, söylentilerin doğruluğu hakkında yorum yapmadım."
Estonya Dışişleri Bakanı Paet, muhaliflerin yandaşı bir AB
ülkesinin temsilcisi sıfatıyla, 18 Şubat'tan sonraki 3 gün devam eden Neo-Nazi katliamı sonrası, 25 Şubat’ta Kiev’i
ziyaret ederek incelemelerde bulunmuş, bu tertibi öğrenince de, Avrupa
Birliği’nin bundan haberi olmadığını düşünerek daha Kiev’de iken Ketrın Eştın’ı
arayarak bilgilendirmişti.
Eştın’ın “Ah, evet” cevabı bir itiraftı. AB yönetimi,
Neo-Nazi gurupların arasında olan Gladyo tetikçilerinin her iki taraftan da
insan öldürdüğünü biliyordu. Sırf Yanukoviç’i suçlayıp darbe yapmak için kendi
yandaşlarını bile öldürmekten çekinmemişlerdi.
Eştın’ın Sözcüsü Maya Kocianciç ve ABD Dışişleri Sözcüsü
Jen Psaki, “Bu telefon konuşması üzerine yorum yapamayacaklarını” söylediler.
*************
Türkiye’deki 12 Eylül darbesi ve Ukrayna’daki 28 Şubat
darbesi aynı tertiple kotarılmıştı. Ülkemizde tezgahlanmaya çalışılan yeni bir
Amerikancı darbeye yol açacak tertiplere karşı son derece uyanık olmalıyız.
Urmas Paet
*************
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder