AKP, BDP ve CHP Milletvekillerinden oluşan bir heyet 29
Nisan'da Güney Afrika'ya gitti.
Ziyaret, İngiltere merkezli Soros destekli Demokratik
Gelişim Enstitüsü'nün (DPI) daveti ile gerçekleşiyor.
Geziyi, Öcalan'ın avukatı Catriona Vine örgütlüyor.
Catriona yenge, DPI'nın müdür yardımcısı ve program sorumlusu.
Aydınlık, 26 Nisan 2013
Haydi AKP ve BDP'yi anladık, onlar aynı yastığa baş
koyuyorlar.
Peki, CHP'nin bu geziyi düzenleyecek bilgisi, parası,
seyahat acentası yok mudur ki Öcalan'ın avukatına muhtaç oluyor.
Kimler gidiyor CHP'den?
2 kişi: CHP Genel Başkan Yardımcısı PKK avukatı Sezgin
Tanrıkulu ve Levent Gök.
Levent Gök: "Bizi Genel Başkan Kılıçdaroğlu görevlendirdi"
dedi.
Niçin gidiyorlar Güney Afrika'ya?
"Güney Afrika Modeli"ni inceleyeceklermiş.
Sözde "Kürt sorunu"nun çözümünde o modelden
yararalanılabilir mi, araştıracaklarmış.
Kılıçdaroğlu, "Niçin gidiyorsunuz" sorusunu şöyle
yanıtladı:
"Bundan daha doğal ne olabilir ki? O zaman o ülkeler nasıl
çözdü, yöntem neydi diye bakmak lazım. Biz barışın, çözümün karşısında olsak,
başka ülkelerde çözüm sürecini araştırır mıyız?"
Peki, Güney Afrika'da ne sorun varmış, acaba Kılıçdaroğlu
biliyor mu?
Biliyorsa, o sorunun PKK ve Kürt sorunu ile uzaktan
yakından benzerliği olmadığını bilmiyor mu?
Bilmiyorsa niçin CHP Genel Başkanı olmuş? Hadi diyelim
cahildir bilmiyordur, internette gogıl çubuğuna Güney Afrika diye yazıp bilgi
edinmeyi de mi bilmiyor? Vazgeçtim, danışmanlarına sor kardeşim.
Ancak, bunların hiçbiri değil. Biliyor da, bilmezden
geliyor.
Güney Afrika'da sorun şuydu:
Bu bölgeyi işgal eden Hollandalılar ve İngilizler zamanla
karışarak Afrikaans denen bir dil oluşturdular ve kendilerine Afrikaner demeye
başladılar. İşte bu Avrupa kökenli beyaz Afrikanerler, ırkçı bir sistem
kurmuşlardı. Buna Apartheid deniliyordu. Bu sisteme göre beyazlar, zenciler,
renkliler (melezler) ve Asyalılar arasında ayrımcılık yapılıyordu. Esas sorun
çoğunluğu teşkil eden zencilerdi.
1948 yılında kabul edilen yasaya göre, ırkların yerleşim
yerleri ayrılıyordu. Beyazların mahalleleri, zencilerin mahalleleri gibi.
Bazı kırsal bölgelerde sadece zencilerin yaşadığı sözde devletçikler kuruluyor,
zenciler buralara hapsediliyordu. İş bununla da bitmiyordu. Eğitim, sağlık,
eğlence yerleri, plajlar, lokantalar, toplu taşıt araçları hep ayrılmıştı.
Eskiden ABD'de uygulanmış olan ırk ayrımcılığı daha da katı olarak
uygulanıyordu. Beyaz olmayan ırklara daha düşük eğitim, daha kötü sağlık hizmeti
veriliyordu. Devlet hizmetleri ve her türlü yönetim bayazlara mahsustu. Aslında
bu yasadan önce de ırk ayrımcılığı vardı. Yasa, bu ayrımcılık uygulamasını
kurallara bağlıyor ve daha sistemli bir hale getiriyordu.
Zenciler bu bu uygulamaya isyan ettiler. Liderleri Mandela
hapse atıldı. 27 yıl hapiste kaldı. Daha sonra dünyanın bu ırkçı sisteme tepki
göstermesi dolayısıyla beyaz ırkçı yönetim sorunu çözme kararı aldı. Önce
Mandela serbest bırakıldı, ırkçı kanunlar kaldırıldı, serbest seçimler yapıldı,
Mandela Devlet Başkanlığına seçildi. (1990)
Kürt kökenli vatandaşlarımızla Güney Afrika zencileri
arasında ne gibi bir benzerlik vardır?
Kürt kökenli vatandaşlarımız için daha düşük kaliteli
hizmet veren ayrı okullar, ayrı sağlık kurumları, ayrı sinemalar, ayrı
lokantalar mı açılmıştır. Onlar için ayrı mahalleler mi kurulmuştur, "Türklerin
oturduğu mahallelere giremezsiniz, aynı otobüse binemezsiniz, aynı lokantaya
gidemezsiniz" mi denilmiştir. Devlet dairelerinde iş verilmemiş, asker, subay,
memur, milletvekili, başbakan olmaları yasaklanmış mıdır.
Evet, cevap verin lütfen. Ne gibi bir benzerlik var da
"Onlar zenci sorununu nasıl çözmüş, o modeli Kürtler için uygulayabilir miyiz,
yöntemleri neydi" diye oraya heyet gönderip araştırma yapıyorsunuz?
Hiç utanıp sıkılma yok mu.
Öcalan'ın ve PKK'nın programı Mandela modeli. 25 Nisan'da Karayılan işte bu modeli
anlattı.
Onun için AKP, BDP ve CHP Güney Afrika'ya gidiyorlar.
Mandela modeli şöyle işledi:
1- Önce Yeni Anayasa yapıldı.
2 - Sonra "Hakikatleri Araştırma Komisyonu"
kuruldu.
3- Daha sonra Mandela serbest bırakıldı.
Bizde de aynı model uygulamaya kondu.
1- Yeni Anayasa tezgahta. Meclisteki 4 parti de Anayasa
Uzlaşma Komisyonu'na üye verdi.
2 -"Toplumsal Barış Yollarının Araştırılması ve Çözüm
Sürecinin Değerlendirilmesi" amacıyla "Meclis Araştırma Komisyonu" kuruldu. CHP
ve MHP üye vermedi.
3- Mandela'nın avukatı Essa Musa demeci patlattı:
"Öcalan'ın cezaevinden çıkarılması gerekiyor"
Mandela, mücadelesinde haklı idi. Zencilere yapılan
haksızlıklara karşı çıktı.
Öcalan'ı Mandela yapmak isteyenlerde hiç utanıp sıkılma
yok mu?
Bu heyetin Güney Afrika'ya çözüm modeli incelemek için
gittiğini duyan dünya kamuoyu "Vay be, demek ki Türkler Kürtlere eskiden Güney
Afrika'da zencilere uygulandığı gibi baskılar uyguluyormuş" diye düşünmeyecek
midir?
Yaptığınız bu seyahat ülkemizi dünya kamuoyu önünde suçlu
duruma düşürmüştür. Bunun hesabını verebilecek misiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder