Reyhanlı'da patlatılan bombalı araçların sahibinin sözde
şeriatçı yamyam El Nusra olduğu Jandarma raporu ile belgelenince AKP hop oturup
hop kalkmaya başladı.
Aydınlık, 23 Mayıs 2013
Tayyip Bey, Jandarma belgesi konusundaki
soruları yanıtlarken: "Bu konularda "şu örgüt bu örgüt" gibi
yakıştırmaların, nihai neticesi alınmadan açıklanması sadece örgütlerin
propagandasına yarar. Yazılı ve görsel medya olarak bunlara itibar etmeyin. Şu
anda bu belgeler ortaya çıkana kadar bunların lüzumsuz yere propagandasını
yapıyorsunuz." diyerek belgelerin sansürlenmesini istedi. Yandaş basın
belgeyi görmedi.
İçişleri Bakanı Güler, belgenin bir asker
tarafından sızdırıldığını iddia etti. "Bir İl jandarma
Komutanlığındaki bir askerin cep telefonu ile fotoğrafını çekerek e-mail ile o
bilgisayar korsanlarına ulaştırdığı tespit edildi" dedi.
Her iki tepki, belgenin doğru olduğunu gösteren birer
itiraftan başka bir şey değildi. "Bu belge sahte" diyemiyorlardı. Ergenekon
belgeleri gibi sahte değildi bu belge çünkü.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "Reyhanlı
saldırıları, istihbarata rağmen neden durdurulamadı?" sorusuna şu laf salatası
ile karşılık verdi:
"Bizim bu konularda her zaman yaptığımız bir şey
vardır: Bunları ayrıntılı şekilde incelemek. Başbakanlık Teftiş Kurulu
görevlendirildi. Ondan sonra bu konuda bir ihmal var mı göreceğiz."
Daha ne ihmal olsun. Araçların rengi, plakası, modeli, markası
saldırıdan 2 hafta önce Jandarma'ya bildirilmiş. Jandarma da Emniyet'e ve MİT'e
haber vermiş. Haliyle hükümetin de haberi var. Buna rağmen araçlar sınırı geçip
Reyhanlı'ya kadar gelmişler. Burada ihmal değil, teröristlere karşı davranma
zaafı var. Buna ihmal değil, "görmezden gelerek yardımcı olmak"
denir.
Bombaları El Nusra yamyamlarının patlattığını bildikleri,
patlamadan sonra telaşla verdikleri demeçlerden anlaşılıyor.
AKP yönetimi, önce "Çözüm sürecini hazmedemeyenler"i suçladı,
bombaların PKK ile yaptıkları anlaşmayla ilişkili olduğunu ima etti, yani
"Ergenekon"cuları suçladı. Bu tutmayınca "İstihbaratla (yani MİT ile) Emniyet
arasındaki koordinasyon sıkıntısı"ndan söz etti. Arkasından "Esed yaptı"
deyiverdi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu ise, milletin
gözlerinin içine baka baka: "Kimse kafaları bulandırmaya
kalkışmamalı. Reyhanlı saldırısı faili meçhul değil, failleri bellidir,
yakalanmıştır" dedi.
Halbuki, soruşturma devam ediyor. Ortada fail yok. Olay yeri
raporu tam olarak çıkarılmamış iken, "Cumhurbaşkanı geliyor" bahanesi ile iş
makineleri kullanılarak ortalık temizlendi, ne varsa süpürüldü, delil toplama
engellendi.
Aydınlık, 25 Mayıs 2013
Tayyip Bey, El Nusra yamyamlarının suçunu
örtbas etmek için Reyhanlı halkına fırça ile karışık gözdağı verdi, şöyle
dedi:
"Şu anda oradaki Suriye'den gelmiş kardeşlerimiz
eğer evlerinde korku içinde yaşıyorlarsa, dışarı çıkamıyorlarsa, Reyhanlı'daki
kardeşlerim de kendilerini şöyle bir masaya yatırmalıdır"
Evet, yanlış duymadınız. Bombayı patlatanlar mağdur, yakınları
ölen, yaralanan Reyhanlı halkı suçlu.
Tayyip Bey devamla şöyle dedi:
"Esed'in zulmünden kaçan muhacirlere
Reyhanlı'daki kardeşlerim Ensar görevini yapmalıdır. Onları suçlu olarak
görmemeli, onlara evlerini açmalıdır."
Yani demek istiyor ki, Hz. Muhammed ve inananlar hicret edince
Medine'li Ensar nasıl onlara yardımcı oldu ise, Reyhanlı halkı da Ensar gibi
davransın.
Peki de, Hz. Muhammed ve ona inanan muhacirler testere ile
kafa kesiyorlar mıydı, ciğer söküp kalp yiyorlar mıydı, diri diri insan derisi
yüzüyorlar mıydı, Medinelileri öldürüyorlar mıydı, hır çıkarıp dövüyorlar
mıydı.
Eğer Suriye'den gelen muhacirler silahsız, barışçı kimseler
ise doğal olarak geleneksel misafirperverliğimizi gösteririz. Reyhanlı halkı da
önce onları hoş karşıladı. Ama onların arasında silahlı teröristler de var. AKP
hükümeti, sığınmacıların arasına teröristlerin karışmasına engel olsa idi, bu
sorunlar çıkmazdı. Şimdi nasıl onlara evlerimizi açacağız. Normal sığınmacı mı,
terörist mi, nasıl anlayacağız?
Antakya'da kavga çıkaran, etrafı kırıp döken Suriyeliler
yakalandı mı? Hayır.
Apaydın Kampında isyan çıkaran, asker ve polise saldıran
sığınmacılar yakalandı mı? Hayır.
Cilvegözü'nde araç patlatıp vatandaşlarımızın ölmesine,
yaralanmasına yol açan teröristler yakalandı mı? Hayır.
Akçakale'de bir polisimizi şehit edip birçok asker ve
polisimizi yaralayan teröristler yakalandı mı? Hayır.
Gaziantep'te kadınlara, kızlara sarkıntılık eden, evleri,
arabaları taşlayan, gençlere bıçak çeken sığınmacılar yakalandı mı?
Hayır.
Hatay'da Ehl-i Bey Derneği Başkanı'nın evine girip kırıp
döken, "Seni yakacağız" yazılı tehdit mektubu bırakıp giden teröristler
yakalandı mı? Hayır.
Reyhanlı'da bir genci döven, gelen polislere saldıran
Suriyeliler yakalandı mı? Hayır.
Gaziantep Kızılhisar Mahallesi'nde, Hatay'da ve hatırlamadığım
üç yerde daha bomba yaparken kaza ile patlamaya neden olan Suriyeliler
yakalandı mı? Hayır.
Türk seyyar satıcılar zabıta tarafından engelleniyor. Suriyeli
seyyar satıcılara engel olunuyor mu? Hayır.
Bir Türk ruhsatsız tabanca veya silahla yakalanırsa
tutuklanıyor. Suriyelilerin her türlü ruhsatsız silahla gece gündüz caddelerde
devriye gezmelerine engel olunuyor mu? Hayır.
Olunmadığı gibi....
Reyhanlı'ya giden CHP
Milletvekillerini karşılayan Jandarma yetkilileri arasında sakallı, üniformalı,
silahlı tuhaf adamlar da vardı. Bunlar, Esad'a karşı savaşan ÖSO
teröristleri idiler. Teröristler sanki Türkiye'nin yasal güvenlik
güçleri imiş gibi protokole dahil oluyorlar. Durum bu olunca adamlar akıllarına her eseni
yapmazlar mı?
(Bakınız: Yukarıdaki 25 Mayıs günlü Aydınlık kesiğinin sağ alt
köşesindeki fotoğraf)
Ne suç işlerlerse işlesinler, yakalanmıyorlar. Ne yaparlarsa
yanlarına kar kalıyor.
Ne cesaretle bunlara evlerimizi açacağız?
********
arşiv:
Tayyip Bey'in evlatları
Türk polisini öldürdü 2 Mayıs 2013
Yandaş basın Tayyip
Bey'in silahlarını gizledi 3 Mayıs
2013
Tayyip bey'in evlatları
Türkiye'de terörü tırmandırıyor 11 Mayıs
2013
Bombalar,
Reyhanlı halkına teröristlerin gözdağı 12 Mayıs 2013
Reyhanlı "Tayyip istifa"
sesleriyle inledi 12 Mayıs
2013
Reyhanlı'da patlayan
bombaların yapıldığı yer 15 Mayıs
2013
Jandarma istihbaratı:
Reyhanlı bombaları El Nusra'nın 24 Mayıs
2013
********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder