Aydınlık’ın, 10 gün süren
“İmralı’daki Apo anlatıyor” yazı dizisi ve Paris cinayetiyle birlikte yeniden
gündeme gelen MİT-PKK ilişkisini ortaya koyan yayınları, hem MİT’i hem PKK’yı
rahatsız etti.
PKK’nın yayın organı ANF,
“Aydınlık’tan Kaçanlar” kitabındaki psikolojik savaş malzemelerini yeniden
piyasaya sürdü.
Fethullah Gülen cemaatine
yakınlığıyla bilinen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Erkam Tufan
Aytav’ın imzasını taşıyan ve döneklerin anlatımlarından oluşan "Aydınlık’tan
Kaçanlar" kitabı yaklaşık 3 ay önce yayımlanmıştı. Kitabın üst başlığı
"Ayrılanların gözü ile Maocu Aydınlık hareketi". Dönekleşip Fethullah'a ve
AKP'ye biat eden sözde aydınlar, eskiden içinde oldukları Aydınlık
gurubu hakkında yakası açılmadık iftiraları bu kitapta
anlatıyorlar.
PKK’nın yayın organı ANF, "Perinçek
JİTEM elemanı mı?" başlıklı yazıda, Cengiz Çandar'ın bu kitaptaki iddiasını
tekrarlıyor. Çandar 2004 yılında dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri
Uzun'un kendisine "Perinçek JİTEM'in sözleşmeli personeli" dediğini iddia
ediyor. Sabri Uzun bu iddiayı yalanladı ama duyan kim.
Cengiz Çandar, eskiden Aydınlık
hareketi içinde yer alan, ancak daha sonra dönekleşen ve “Pentagon’a giren ilk
Türk gazeteci” olmakla övünen bir sözde aydın.
Fethullah Cemaati ve PKK saldırır da
MİT durur mu? O da kamuoyunda, yüzlerine Atatürk maskesi tutan ve "Genç Türk"
olarak bilinen guruba ait "Türksolu" dergisini kullanarak saldırdı.
TürkSolu Ocak 2014
İşçi Partisi içinde MİT'e bağlı bir
hücre yapılanması kurma girişimi tespit edilen Gökçe Fırat Çulhaoğlu, 2000
yılında partiden atılmıştı. Daha sonra CHP içinde Deniz Baykal'ın etrafında ve
ADD içinde yuvalanma girişimleri İşçi Partisi'nin uyarıları ile önlenen Gökçe
Fırat gurubu, MİT'in desteği ile Türk Solu dergisini çıkarmaya
başladı.
Varlık gerekçesi İşçi Partisi ve
Perinçek düşmanlığı olan Türksolu adlı dergide Gökçe Fırat, komplo teorisi bile
denemeyecek saçmalıkta “Apo, Tayyip, Perinçek kumpas üçgeni” başlıklı bir yazı
yayımladı.
Bu gurubun en büyük eylemi, 25 Ekim
2003 günü Ankara'da üniversitelerin düzenlediği "Cumhuriyete Saygı"
mitinginde açtıkları "Ordu Göreve" pankartı olmuştu. Dergilerinin kapağına da
"Ordu Göreve" yazmışlardı.
Onbinlerce kişinin katıldığı bu
mitingde yandaş medya sadece bu pankartı öne çıkardı. Sanki onbinler yürümemiş,
sadece bu bir avuç provokatör orduya darbe çağrısı yapmıştı.
Mitingin düzenleyicileri olan
Rektörler Kemal Alemdaroğlu, Ferit Bernay, Mustafa Yurtkuran ve Fatih Hilmioğlu,
bu pankartı açtırmakla suçlandılar ve Ergenekon tertibinde tutuklandılar. Azılı
Atatürkçü ve Kürt düşmanı TürkSolu ekibi, görevini yerine getirmiş
oldu.
TürkSolu Ekim 2003
Bu pankart MİT talimatı ile
açılmıştı. "Cumhuriyet mitinglerinde Ordu Göreve pankartı açarak darbe çağrısı
yaptıkları" gerekçesi ile Ergenekon tertibinden tutuklamalar yapılmış, ancak
kimliği belli olan bu provokatör guruptan hiç kimse yakalanmamıştı. Aydınlık
dergisi pankartı ve pankartı açanların fotoğraflarını "Provokatörün Portresi"
kapağı altında yayımladığı halde, MİT koruması altındaki bu provokatörler
ellerini kolarını sallayarak Amerikan Atatürkçülüğü yapmaya devam
ettiler.
Aydınlık 2 Kasım 2003
Türksolu dergisi, 2013 Ekim sayısında
Gökçe Fırat imzalı "Hakan Fidan: Kimin adamı?" başlıklı bir yazı yayımladı.
Yazıya göre yabancı basın Hakan Fidan'ı hedef alıyordu. AKP, ABD güdümünde
değildi. Hakan Fidan da ABD denetiminde değildi ve onun yönetiminde MİT de ABD
denetiminden çıkmıştı. AKP, MİT ve Hakan Fidan onun için hedefteydi. Tayyip
Erdoğan BOP Eşbaşkanı değildi. BOP'un amacı da Şii Hilali kurmaktı. Dergi, İran
düşmanlığına böylece teorik bir kılıf uydurmuş oluyordu. Suriye konusunda Tayyip
Erdoğan'ın savaş yanlısı politikaları da böylece kolayca desteklenebliyordu.
Derginin Nisan 2012 sayısında Tayyip Bey Napolyon'a benzetiliyordu.
TürkSolu - GençTürk gurubu, 29 Ekim
2012 günü İstiklal Caddesi'ndeki eylemlerinde "Erdoğan Göreve" pankartı açarak
Tayyip Erdoğan'ın Suriye'ye saldırmasını istedi. Rus Ayısı, İran Mollası ve Çin
Emperyalizmine karşı açtıkları mücadelede Suriye'nin ezilmesi bu güruh için
birinci derecede önem taşıyordu.
Son günlerde, sokaklardaki bilbord
denen reklam panolarında görülen "Herkes susar Türksolu susmaz" ilanlarının
parasını kim ödüyor? Cumhuriyet, Sözcü, Milliyet, Akşam ve
Vatan'da çarşaf çarşaf basılan reklamların parasını kim ödüyor?
"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz"
sloganının yaratıcısı Gökçe Fırat imiş. AKŞAM, SÖZCÜ, Cumhuriyet, VATAN ve
Milliyet gaz tenekelerine verdikleri ilanda böyle yazıyorlar. Bu sloganın İP'e
ait olduğunu bütün dünya biliyor.
Kapı kapı dolaşıp "Biz TGB'den
geliyoruz" diyerek bağış topluyorlar, dergi ve kitap satıyorlar. Uyanık olalım,
bu güruha para kaptırmayalım.
Bu güruh "Ulusal Parti" adıyla bir de
parti kurdu. Parti Başkanı Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun özgeçmişi okunduğunda,
yaşamının üç senesi görünmüyor. Ne İşçi Partisi üyesi olmuş, ne de İşçi
Partisi'nin gençlik örgütü olan Öncü Gençlik'in yönetiminde bulunmuş. Bir insan
niçin geçmişini gizler? Çünkü bilinse, partiden niçin ayrıldığı sorgulanabilir
ve MİT ajanı olduğu anlaşıldığı için atıldığı öğrenilebilir. Böylece sahte
Atatürkçü maskesi düşer. Onun için, kedi mokunu gizler gibi geçmişini gizliyor.
Buyrun okuyun, işte o özgeçmiş:
***********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder