Muğla
ve Zonguldak işçilerinin Ankara yürüyüşünden 4 gün önce AKP Hükumeti, termik
santral ihalelerini Nisan ayına erteledi. 10, 21 ve 30
Nisan'a.
İlk
amaç, Ankara yürüyüşü iradesini kırmaktı. Kıramayınca işçilerin yolunu
zorbalıkla kestiler. İşçiler birbirlerine "AKP eşkıyası yol kesti"
diyorlardı.
İkinci
amaç, oyları etkilemekti. AKP Hükumeti işçilere: "Seçimde oylarınızı bana verin,
seçimden sonra santrallerinizi, madenlerinizi yabancılara da açık olacak şekilde
satacağım, sizi de kapı dışına koyacağım" diyordu açıkça.
Maliye
Bakanı Mehmet Şimşek: "Özelleştirmelerde kararlıyız. Santralları bu yıl bitirmek
istiyoruz" diyordu ertelemelerin ilan edildiği gün. "Sadece 4 santralı (Muğla Yatağan, Yeniköy, Kemerköy ve Zonguldak Çatalağzı)
değil, bütün santralları satmaya kararlıyız. Ertelemeler, seçim öncesi gözünüzü
boyamak için" diyordu Bakan Şimşek açıkça.
İşçinin
cevabı:
"Bize
enayi imişiz gibi davranıyorlar. Bu kadar keriz olduğumuzu sanmaları büyük
gaflet."
"Erteleme değil, iptal istiyoruz."
"Enerjide özelleştirme bağımsızlığımıza saldırıdır,
talandır, yağmadır."
"Yatağan Çanakkale'dir. Çanakkale
geçilmez."
"Özelleştirme İdaresi, Çanakkale'ye gelmiş İngiliz
ordusudur."
"Ankara
yolumuz, ölüm olsa sonumuz."
"Gemileri yaktık, geri dönüş yok."
Haziran
ayaklanmasının bayrağı şimdi işçinin elinde.
Turgut
Özal'ın 24 Ocak 1980 kararları, bağımsız Türk devletini sona erdirme kararları
idi. Bu kararlarla, bağımsız bir devletin tüm temel özellikleri yok
ediliyordu.
Paranın
giriş çıkışına denetim kaldırıldı. Dolarlar, marklar ülkeye serbestçe girip
çıkmaya, iç piyasada serbestçe alınıp satılmaya başlandı.
Malların giriş çıkışına denetim kaldırıldı. Yerli
malların gümrüklerle korunması ilkesi yok edildi.
Özelleştirme kandırmacası altında, milli ekonominin
temel direkleri olan Kamu İktisadi Teşekkülleri (KİT'ler) yabancıların
denetimine açıldı.
Tarıma
destekler kaldırılararak tarım üreticimiz yabancı tarım ürünlerinin rekabeti
karşısında savunmasız bırakıldı. Tarım ve hayvancılığımız büyük darbe
yedi.
İş
güvenliği, sosyal haklar, sendikalar, kamu hizmeti adım adım kaldırılmaya
başlandı. İşçi sayısı kat kat arttı ama tam aksine, sendikalı işçi sayısı kat
kat azaldı.
Topluca
değerlendirecek olursak, 24 Ocak 1980 kararları milli devleti ve milli devletin
ekonomik temelini ortadan kaldırma, Türkiye'yi parçalamak amacıyla Türk ile Kürt
arasına düşmanlık tohumları ekme, dünya sermayesi ile bütünleşme programı
idi.
Bu
program demokrasi kuralları içinde uygulanamazdı. Sopa gerekli idi. 12 Eylül
1980 Amerikancı darbesi, bu programın uygulanabilmesi için yapıldı. Darbeciler,
ekonomiyi Özal'ın ellerine emanet ettiler.
İtiraz
edenler 24 Ocaklarda öldürüldüler. PKK'nın, Barzani'nin ABD - İsrail
ilişkilerini araştıran Uğur Mumcu 24 Ocak 1993'te, Türk ile Kürt arasında gönül
bağı kuran Gaffar Okkan 24 Ocak 2001'de şehit edildiler. Cinayetler için bu
günün seçilmesi tesadüf değildir.
Madımak
ve Başbağlar yangınları, Muammer Aksoy, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Eşref
Bitlis cinayetleri hep 24 Ocak kararları uygulanabilsin
diyedir.
"Dünya
sermayesi ile bütünleşme" programı sonucunda Türkiye borca battı, işçi işini,
köylü tarlasını kaybetti. Tütünü, buğdayı, mercimeği, eti bile dışarıdan alır
hale geldik.
İşte
AKP Hükümeti, bu programın getirdiği sonuçtur. CHP, MHP gibi diğer partiler de
bu programın dışına çıkmadıkları için, AKP'ye alternatif üretemiyorlar. Bunun
için bu partilere düzen partileri diyoruz. Hepsi 24 Ocak partisidir, 12 Eylül
partisidir.
Hiçbiri "Döviz bürolarını kapatacağız, Türk Parasının Kıymetini
Koruma Kanunu'nu yeniden getireceğiz, Avrupa Gümrük Birliği'nden çıkacağız,
tarım ve hayvancılığımıza destek vereceğiz, satılan KİT'leri tekrar
millileştireceğiz, özelleştirmelere son vereceğiz" diyememektedirler. ABD, AB ve
NATO'ya karşı çıkmak ise akıllarının ucundan bile
geçmemektedir.
Özal'ı
gönderen Zonguldak madenci yürüyüşü, Sümerbank, Beykoz, Telekom, SEKA, TEKEL,
Şişe Cam direnişleri hep 24 Ocak kararları uygulamalarına karşı yapıldı. Şimdi sıra enerji işçilerinde. 24 Ocak'a burada dur demek için, enerji
santrallarımızı ve kömür madenlerimizi yabancılara kaptırmamak için 24 Ocak 2014
günü yürüdük.
İhalelerin ertelendiği Nisan ayında da yürüyüşe
kaldığımız yerden devam etmek vatan ve namus görevidir. Bundan sonra her eylem
24 Ocak eylemidir.
34
yılın hesabını görmek için yürüyoruz. İlk hedef AKP Hükumetinin yıkılması.
İleri.
***********
Kaynaklar:
***********
arşiv:
arşiv:
Yatağan işçileri Bakanlığa dava açmaya hazırlanıyor 25 Ocak 2014
24 Ocak Cuma Saat 08
Toros Sokak Sıhhiye Ankara 22 Ocak
2014
***********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder