Günah çıkarma dönemi başladı.
Geçmişte Fetullahçı çeteyi TSK'nın, İP'in, Atatürkçü aydınların üzerine süren
AKP yöneticileri, çete müridi Savcı ve polislerin kanunsuzluklarını görmezden
gelen, hazırladıkları sahte delilleri gerçekmiş gibi manşetlere taşıyan yandaş
gaz tenekeleri, yandaş yazarlar şimdi sahte delillerden, kumpaslardan söz
etmeye, Fetullah çetesini suçlamaya başladılar.
İşte birkaç örnek:
**********************
Abdülkadir Selvi, 2 Ocak günlü Yeni Şafak'ta diyor ki:
"Yaşanan mağduriyetler ne
olacak?
Üretilen deliller, tapelere sonradan
eklenen suç unsuru konuşmalar, birbiriyle bağlantılı olmayan kişilrden teşekkül
ettirilen örgütsel yapılar...
Bu durumda yapılacak olan, Meclis'te
bir komisyon kurmak ve bu işin gerçek fotoğrafını çekmek olmalı."
...
"2013 yılında üst üste operasyona
maruz kalan AK Parti'nin 2014'te bir çıkış planının olması lazım.
Bu, neden toplumsal barışı yeniden inşa planı
olmasın.
"Def gibi gerildiğimiz" bir aşamada
yeni bir kucaklaşma neden
yaşanmasın?
Hem Ergenekon sanıklarının, hem çözüm
sürecinin yararlanabileceği bir formülün geliştirilmesi zor değil.
Birileri buna genel af
diyebilir.
Ya da bir kısım hukukçunun üzerinde
çalıştığı gibi, kademeli bir denetimli serbestlik getirilebilir"
**********************
İbrahim
Kiras, STAR, 2
Ocak:
"Ergenekon ve Balyoz davaları
konusundaki problem bugünün problemi değil.
Tamam, bugün hükümeti hedef alan
yargı operasyonunun failleriyle, o gün o davaları kotaranlar "aynı ekip" olduğu için, yeni bir durum
oluştu. Bunların geçmişte etkide bulundukları yargısal süreçlerin de meşruiyeti
tartışılıyor şimdi.
Ama bugün böyle bir durum ortaya
çıkmış olmasaydı da, yakın geçmişte "Özel Yetkili Mahkemeler" eliyle yürütülen
Ergenekon, Balyoz ve diğer siyasi içerikli "örgütlü suç" davalarında izlenen yol
ve alınan kararlar toplum vicdanında kabul görmüş
değildi."
...
"Balyoz davasında yargılama konusu
olan plan seminerlerine katılmayan kişilerin bile sırf bazı bilgisayar
dokümanlarında adları geçiyor diye yargılanıp çok yüksek cezalar almalarından
söz ediyorum.... bilgisayar dokümanlarının
kurgulanmış olduğuna dair kuşku ve itirazların hiç
umursanmamasından söz ediyorum."
...
"Peki ne olacak şimdi? Yeniden
yargılamanın çok da pratik olmayacağını düşünüyorum ben. Bunun yerine genel veya
kısmi bir "af" çıkarılarak bu defterin kapatılmasının daha uygun olduğu
kanaatindeyim."
**********************
Abdurrahman Dilipak, akit, 1 Ocak:
"Ergenekon ve Balyoz gibi
davalar, gerçek anlamda bir derin devlet
davası değil, "uluslararası sistemin İslamcıları sisteme entegre
etme planı"na karşı çıkan sistemin söz dinlemeyen çocuklarına karşı yapılan bir
caydırıcı baskı ve tedip
operasyonuydu."
**********************
Görüldüğü gibi, AKP, Fetullahçılar
eliyle vurmuş olduğu yurtseverleri şimdi Fetullah'a karşı yanına çekmek istiyor.
"Toplumsal barış", "Yeni bir kucaklaşma" öneriyor. Siyasetin en önemli kısmı, en
yakın tehlikeye karşı mümkün olan en geniş kesimleri kendi yanına çekmektir. Bu
açıdan, AKP, kendisine göre en doğru taktiği uyguluyor.
Bize yapılan bu çağrıya karşı, bizim
tavrımız ne olmalıdır? Bence, AKP'den şunları talep etmeliyiz:
Tayyip Erdoğan Hükümeti en
kısa zamanda istifa etmelidir.
İstifa edene kadar geçecek olan zaman içinde, Fetullahçı çete üyelerini
devlet kurumları içinden elinden geldiği kadar temizlemelidir. Gerisini biz
hallederiz.
Fetullahçı çetenin yuvalandığı tasfiye halindeki Özel Görevli
Mahkemelerin mevcut davalara bakmaya devam etmelerini sağlayan kanun maddesi
kaldırılarak, vermiş oldukları mahkumiyet kararları görev yönünden bozulmalı,
Ergenekon, Balyoz ve diğer tertip - kumpas esirleri serbest
bırakılmalıdır.
Buna karşılık, biz de söz veriyoruz
ki:
Suça bulaşmış tüm AKP
yöneticileri adil bir şekilde yargılanacaklar ve iyi hal indiriminden
yararlandırılacaklardır.
Ayrıca, yurtseverlere Silivri
ve Hasdal esirevlerinde reva görmüş oldukları uygulamaları biz onlara
uygulamayacağız.
Yani:
-- Yargılama halka açık yapılacak,
herkes duruşmaları takip edebilecek
-- Duruşma salonuna girmek isteyenler
coplanmayacak, gazlanmayacak
-- Avukatlara mahkeme salonunda
robokoplar saldırmayacak
-- Savunma yaparken söyleyecekleri
sözler yüzünden ayrıca ceza verilmeyecek
-- Duruşmalar şehirden 80 kilometre
uzaktaki cezaevi içinde yapılmayacak
-- Duruşmalarda fotoğraf
çekilebilecek, ses ve görüntü kaydı yapılacak
-- Duruşmalar radyo ve
televizyonlardan naklen yayınlanabilecek
-- Görüşe gelen tutuklu eşleri ve
kızları soyunup aranmayacak, eteğini de çıkar denmeyecek
-- Tutukluları gece arkalarından itip
medivenden yuvarlayıp felç etmeyeceğiz.
-- Hastaları doktor raporuna rağmen
koğuşa tıkmayacağız
-- Kanserli olanları ölene kadar
içeride tutmayacağız
-- Diyalize girmesi gereken kişiyi
uçakla Konya'dan Adana'ya, oradan Ankara'ya uçurup ölmesine neden
olmayacağız.
-- Hapishaneden ambulansla hastaneye
giden tutuklunun yolunu başka bir ambulansla kesip fişini çekerek
öldürmeyeceğiz.
-- Hücrelere tıkıp lağım suyu
basmayacağız
-- 24 saat tam tepelerinde lamba
yakmayacağız.
Bu ve bunlar gibi, bizlere reva
gördükleri daha nice insanlık dışı uygulamaları onlara
uygulamayacağız.
Size insanca muamele edeceğiz. Aynı
ile mukabele etmeyeceğiz.
Söz veriyoruz.
***********
Ancak Fetullahçı çete için hiç bir
söz vermiyoruz. Çünkü o F tipi Savcı, Hakim ve polisler "Biz böyle kanunsuz
işler yapamayız, suçsuz insanlara kumpas kuramayız, Allah'tan korkarız"
deselerdi, ne Ergenekon olurdu, ne de Balyoz.
***********
AKP'ye yalakalık etmek uğruna
ambleminden Türk bayrağını çıkararak milliyetçiliğin ayaklar altına alınmasına
katkı sunan sözümona "Türkiye" adlı gaz tenekesinin utanmadan manşetten verdiği
şu habere bakın hele. Askerlerin evlerine bırakılan sahte belgeleri "Bakın
darbe planları bulundu" diye tantana ile verenlerin şimdi düştükleri hale bakın.
Acınacak bir duruma düşmüşlerdir.
***********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder