"Askeri Casusluk ve
Şantaj" Davası'nda bir Binbaşıyı ve bir
Üsteğmeni "Türk savaş gemisinin seyir bilgilerini
Yunanistan'a satma planı yapmak"la
suçladılar.
Aydınlık, 1 Ağustos
2012
Bu iki sözde casus subay, TCG
GÖKOVA savaş gemimizin 28 Haziran-28 Temmuz 2008 günleri arasındaki seyir
bilgilerini, yani hangi yolu izleyip hangi limanlara uğrayacağı
bilgilerini Yunanistan'a satmak
istemişler.
Vay hainler vay.
Tutuklu yargılanan Dz. Ütğm. Mehmet Irak'ta bulunan
bir dosyada bu gemiye ait seyir bilgileri bulundu.
Kurulan komploya göre, Mehmet Irak bu bilgileri Binbaşı
Kemalettin Yakar'dan Yunanlılara satmak üzere almış.
Dosyanın içinde de şöyle bir not
bulunmuş:
"Kemalettin Yakar'dan Yunanlılara
verilecek gemi seyir çizelgesinin alınması (Dikkat edilecek, yabancı birileri
görmeyecek)"
Her şeyden önce, bu, Üsteğmene yapılan bir hakarettir, onu
geri zekalı yerine koymaktır.
Bu
Üsteğmen öyle geri zekalı olmalı ki, yapacağı casusluğu unutmamak için not
alsın, "Falancadan alıp Yunanlılara vereceğim, aman
kimselere göstermeyeyim" diye yazsın.
Böyle
bir şey olabilir mi? Bu notun tertipçiler tarafından konulduğu
apaçık.
Casusluk
yapacak olan biri, bunu oturup yazar mı? Casusluk zaten gizli yapılan bir iş.
"Aman kimse görmesin" diye not alınır mı?
********
Ayrıca, iddia o kadar aptalca ki, gerçekten
inanılmaz.
Üsteğmen Mehmet Irak, sözkonusu geminin muhabere
(haberleşme) subayı.
Bu görevinden dolayı, geminin seyir çizelgesini bilmek
zorunda, çünkü ona zorunlu olarak veriliyor.
Halbuki iddianamede "Üsteğmen Irak bu bilgileri Binbaşı
Kemalettin Yakar'dan aldı" diye yazıyor.
Binbaşının bu gemi ile hiçbir ilişkisi yok.
Üsteğmen, kendisinin görevi icabı zaten bildiği bilgileri konu ile ilgisiz
birisinden niye alsın?
********
Suçlanan subaylar, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bir
dilekçe yazarak, sözkonusu geminin o günlerde hangi görevde olduğunu
soruyorlar.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan
gelen 18 Temmuz 2011 günlü cevap şöyle:
"İLGİ: 06 Haziran 2011 tarihli
dilekçeniz.
.......
2. Dilekçenizin 2'nci maddesinde sormuş
olduğunuz TCG GÖKOVA'nın faaliyetlerine ilişkin olarak:
a. TCG GÖKOVA, 28 Haziran - 28 Temmuz 2008
tarihleri arasında icra edilen SNMG-2 görevine, Yunanistan Deniz Kuvvetlerinden
HS KOUNTOURIOTIS (F-462), İngiltere Deniz Kuvvetlerinden HMS SOMERSET (F-82),
İtalya Deniz Kuvvetlerinden ITS LUIGI DURAND DE LA PENNE (D-560) ve ABD Deniz
Kuvvetlerinden USS GONZALES 8DD-66) ile katılmıştır.....
......
Yunanistan Deniz Kuvvetleri'ne bağlı seyir
subayı ve radar astsubayı da 21-23 Temmuz tarihleri arasında TCG GÖKOVA
gemisinde bulunmuşlardır.
......."
Yani
"Yunanlılara seyir bilgilerini satacaktınız" denilen gemimiz, söz konusu zaman
aralığında, Yunan gemisi ile birlikte NATO tatbikatına katılmış.
Ayrıca,
bir Yunan seyir subayı ile bir Yunan radar astsubayı da bizim gemide
imiş.
Yunanlıların zaten bildiği bir şey onlara nasıl satılır? Ne aptalca bir tertip.
Bu çokuluslu tatbikata katılan bütün gemilerin seyir
bilgileri, katılan her ülke tarafından biliniyor.
Aksi halde tatbikat yapılamaz.
********
Deniz
Kuvvetleri Komutanlığı'nın bu yazısına rağmen, Savcı Celal Kara, esas hakkındaki
mütalaasında, bu iki subayımızın "Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin
etme" suçundan cezalandırılmasını istedi.
Çünkü, gerçeklerin hiçbir
önemi yoktur. Amaç, belirlenmiş
subaylara ceza vererek ordudan ayılmalarını
sağlamaktır.
"Bu iş, Nazım Hikmet'in Harbiye ve Donanma davalarına
döndü." demiştim. İşte bir kanıt daha.
********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder