Aydınlık gazetesi, "MİT'in
Cemaat Raporu" hakkında 2 gün süren bir haber
yapmıştı.
MİT, bu yayın üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na
suç duyurusunda bulundu.
Aydınlık'ın suçu
şuymuş:
MİT'i aşağılamış, MİT'e iftira
atmış, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmiş.
Aşağıda okuyacaksınız. Aydınlık, Raporun tamamını değil,
ana başlıklarını yazmış sadece.
Hani nerede bu yazılanlar içinde MİT'i aşağılama, halkı
kin ve düşmanlığa tahrik etme gibi şeyler?
MİT, yazdığı raporun ele geçirilmiş
olmasından duyduğu şaşkınlıkla, şaşkınca bir suç duyurusu
yapmış.
Aydınlık, 16 Ağustos 2012
MİT açıklaması: Rapor hayal
ürünü
+++++++++++++++++++++++++++++
MİT, suç duyurusundan ayrı olarak bir
de açıklama yapmış. Buyurun:
"Yayınlanan iddialar tamamıyla hayal
ürünü olup, teşkilatımızca hazırlanan böyle bir rapor
bulunmamaktadır.
Söz konusu haberin.... belirli çevrelerce teşkilatımız aleyhine yürütülen çalışmalar
doğrultusunda kasıtlı olarak hazırlandığı ve servis edildiği..."
Yalanlayın bakalım, çok heyecanlı oluyor.
Bu kadar çok şirket, okul, vakıf
vesaire ve bunların yöneticileri, para hareketleri vesaire hakkında bu kadar
kapsamlı bir raporu MİT dışında hangi kurum hazırlayabilir?
Hangi "belirli çevreler" bu kadar kapsamlı istihbarat
yapabilirler?
Siz MİT değil misiniz arkadaşlar? Yani istihbarat
teşkilatı?
Bulun, ortaya çıkarın ve gösterin bakalım kimlermiş bu raporu
"kasıtlı olarak" MİT başlıklı kağıtlara yazan ve
altına MİT Müsteşarı'nın ıslak imzasını atan "belirli
çevreler" ???
Haydi, Halep orada ise arşın
da burada.
Raporu yayımlayan Aydınlık'ı mahkemeye vereceğinize, bu raporu
yazdığını iddia ettiğiniz "belirli çevreler"i bulup çıkarın
ortaya, onları mahkemeye verin.
Eğer bu "belirli çevreler"i bulamazsanız, şu iki şıktan birisini kabul
etmek zorundasınız:
1- MİT
olarak, böyle bir raporu hazırlayıp MİT başlıklı kağıtlara yazanları bulamayacak
kadar beceriksizsiniz, ki bu durumda istifa ediniz
2- Veya, bu raporu MİT olarak bizzat sizin
hazırladığınızı kabul ediniz.
Sonucu heyecanla bekliyorum değerli
MİT yöneticileri...
********
Olayın aslı, Fettoşçular ile Tayyip Bey arasındaki MİT
konusundaki anlaşmazlık.
Anlaşmazlığın nedeni, Fettoşçuların MİT'i bir türlü ele
geçirememeleri.
Evet, Hakan Fidan sayesinde birçok Fettoşçu sınavsız MİT'e
dolduruldu, ama Fettoş hepsini istiyor, eski elemanlar emekli edilsin, hep
Fettoşçu doldurulsun. Müsteşar dahil MİT küllüm Fettoşçulardan
oluşsun.
"Ergenekon ve Balyoz mahkemelerini, Emniyetin ve devletin
önemli mevkilerini ele geçirdik, ama MİT'i ele geçiremedik" kızgınlığı ile MİT
yönetimine savaş açtılar.
Fettoşçuların MİT'e açtığı bu savaş, aslında Tayyip Bey'e
açılmış bir savaştı.
********
Fettoşçuların ilk hamlesi, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı KCK
dolayısıyla "Terör örgütüne yardım ve yataklık"tan ifadeye çağırmak
olmuştu.
Tayyip Bey de karşı hamle olarak, bu tezgahı düzenleyen
savcıları ve Fettoşçu polisleri dağıtmıştı.
KCK yapılanması ve Suriyeli isyancıların bazı
komutanlarını MİT elemanları ile takas için Suriye'ye verme olayları için
Fidan'ı sıkıştırmışlardı.
********
Fettoşçular, şimdi de, Hakan Fidan'ı İran konusunda
sıkıştırmak için bilgi toplama aşamasındalar.
MİT, Emniyet ve diğer devlet birimlerimden Fidan aleyhine
bilgi toplamaya çalışan Fettoşçular, bu yönde CIA ve MOSSAD ile de işbirliği
yapıyorlar.
Aydınlık, bugünkü sayısında, "Cemaat Fidan'ın
peşinde" başlığı altında konuyu inceledi.
********
İyi Farsça bilen Hakan Fidan, MİT içinde İran ve Hizbullah
masalarının bağlı olduğu bölüme bakmıştı.
Fidan, gerek önceki dönemde gerekse Müsteşar olduktan
sonra birçok kez İran'a gidip geldi.
Tayyip Bey 27 Mayıs 2010 günü Fidan'ı Müsteşar yapınca,
Fettoşçular ve MOSSAD'a yakın siteler "İrancıdır" yaygarası
yapmışlardı.
Dönemin İsrail Savunma Bakanı
Ehud Barak da aynı iddiayı öne sürerek şöyle
demişti:
"MİT ile ortak çalışmalar
yapıyorduk. Şimdi bu bilgiler İran yanlısı bir kişinin eline
geçecek"
Hakan Fidan, MİT Müsteşarı olmadan önce Uluslararası Atom
Enerjisi Kurumu Yönetim Kurulu'nda Türkiye'yi temsil etti.
Nisan 2010'da Vaşington'da yapılan Nükleer Güvenlik
Zirvesi'nde Tayyip Bey'in dosyasını hazırladı.
Türkiye bu süreçte İran'ı destekler bir tutum aldı.
İran'ın barışçı nükleer araştırma yapma hakkını savundu.
İsrail, Türkiye'nin bu tutumu almasına neden olan dosyayı
hazırlayan Fidan'ı o günden hedef tahtasına oturttu.
Aşırı İsrail yanlısı olan Fettoşçuların Fidan'a olan
düşmanlığının bir nedeni de bu.
********
Fettoşçuların kendisini izlediğini bilen Fidan, Tayyip
Bey'e "Size yük olmak istemem, istifa etmeye hazırım" dedi, Tayyip Bey bu
öneriyi reddetti.
Karşı eylem olarak, Tayyip
Bey, Fidan'a "Fethullah Cemaati hakkında bir dosya
hazırla" talimatı verdi.
MİT'in hazırladığı rapor Aydınlık'ın eline geçti, 2 günlük
yazı dizisi oldu.
Raporun eki olarak Tayyip Bey'e sunulan 40 klasör,
çalışmanın boyutları hakkında fikir veriyor.
Hakan Fidan imzasıyla "Başbakanlığa" hitabı ile
başlayan bir sayfalık ön yazıda:
"Başbakan Erdoğan'ın sözlü
emirleri üzerine 1 Ocak 2012 tarihinde özel çalışma
başlatıldığı, ilgili kurum ve Bakanlıklar ile ortak programlar
hazırlanarak araştırmalar yapıldığı" belirtiliyor.
10 Ağustos 2012
11 Ağustos 2012
MİT'in
hazırladığı "Fethullah Gülen Cemaati Raporu"nun ana
başlıkları şunlar:
Cemaatin sermayesi 150 milyar
dolar.
Bu sermayenin büyük bölümü kayıt
dışı.
Cemaat, 65'i büyük olmak üzere 700 şirket tarafından
destekleniyor. (Küçük sempatizan şirketler hariç)
Bu şirketlerin yıllık iş hacmi 7
milyar doları aşıyor.
Cemaat şirketlerinin yönetici
kadrolarından 4800 kişi MİT tarafından takibe alındı
Cemaatin kurmay kadrosunun bileşimi
şöyle:
4 politikacı, 5 TSK mensubu, 173
Emniyet mensubu, 23 MİT mensubu, 47 din adamı, 2314 iş adamı, 171 eski
Ülkücü
Şirketler Gülen'in icazeti (izin vermesi) ile
kuruluyor.
Cemaatin Türkiye genelindeki 210'dan
fazla özel okulu, binlerce ışık evi, 460 dershane ve kursu, 500 öğrenci yurdu
var.
Türkiye dışındaki 134 ülkede toplam 400 özel
okulu, 38 öğrenci yurdu, 13 üniversiteye hazırlık kursu
var.
Raporda bütün bu kuruluşlar tek tek
sayılıyor
Raporda, ayrıca:
--Cemaate bağlı gazete, televizyon, dershane ve finans
kuruluşlarının adları veriliyor.
--Cemaate parasal destek sağlayan şirketler, vakıflar,
eğitim kurumları mercek altına alınıyor.
--Yurt dışında, özellikle de Orta Asya'da bulunan
şirketlerin ve kurumların para hareketleri ve yöneticileri hakkında dosyalar
hazırlandığı belirtiliyor.
--Cemaate bağlı kurumların yöneticileri hakkında
değerlendirmeler yapılıyor
--Şirketlerin kuruluşlarından bugüne kadar elde ettikleri
kar ve sermaye hareketleri rakamlarla veriliyor.
********
Raporun "Giriş" bölümünde şöyle deniyor:
"Devlet kadrolarında görev yapan Fethullah Gülen Cemaati
görevlileri ve bu cemaate çok yakın bazı görevliler hakkındaki tepki ve
tartışmalar, siyasi zeminde de etkili bir şekilde işlenmektedir.
Olaylar giderek kendi boyutlarını aşmaktadır. Bu konular
siyasi, sosyal, güvenlik ve psikolojik açıdan Türkiye gündemindeki en ağırlıklı
konu haline gelmiştir."
Raporda Gülen'in konuşmalarının "Devlete meydan okuma"
olarak nitelendirildiği bölüm şöyle:
"Her an ölüm tehdidi altında olduğunu, bu yüzden ABD'den
ayrılamayacağını, yaptığı mücadelede dava arkadaşlarına danışmadan karar
veremeyeceğini, bahse konu çağrının (yurda dön çağrısı-ASB)
kendisine karşı bir komplo olabileceğini, anlaşılabilir bir üslupla devlete ve
devlet yetkililerine güvenmediğini, devletimizi suçlayarak meydan okuyan
görüşlerini açıkça ifade etmiştir."
Raporda, yöneticilerin takibe alındığını anlatan bölüm
şöyle:
"Kayıt içi olmakla beraber kontrol dışı kalan cemaat
şirketleri, kuruluşları hakkında izleme ve inceleme başlatılmıştır"
Eğitim kurumları ile ilgili bölümden birkaç
seçme:
"Cemaate bağlı bu eğitim kurumlarında 7 binden fazla
öğretmen 1000-3000 dolar karşılığı görev yapıyor.
Okulların mali portresi ise 5 milyar dolar olarak
hesaplanıyor."
Rapor, cemaate bağlı vakıfların gelir, veraset, intikal,
emlak, gümrük vergileri ile harçlardan muaf tutulduklarını
belirtiyor.
********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder