31 Ağustos 2012 Cuma

Hatay terör örgütü merkezi, ana üssü ve kayıt bürosu


                                                         Aydınlık, 30 Ağustos 2012
 
Kendilerine "Özgür Suriye Ordusu" (El-Ceyş el-Suriye el-Hurre = Free Syrian Army) adını veren teröristler internet sayfası açtı.
Bu sayfada, dünyanın her yerindeki Suriyeliler Esad'a karşı savaşmak için çağırılıyor.
Başvuranların önce eğitilip sonra Suriye'ye gönderileceği bildiriliyor.

"Bizimle temasa geçin" (Contact Us) bölümünde örgütün merkezi açıklanıyor.
Main Base (Ana üs, yani merkez) : Hatay, Turkey
 
Yani ülkemizde terörist yetiştirip terör yapmak için komşu ülkelere yollayan bir terör örgütü komuta merkezi ve ana üssü var.
Ne farkı kaldı Türkiye'nin PKK merkezini topraklarında barındıran Barzani yönetiminden?
Telefon numarası 0536 ile başlayan bir Türk cep telefonu operatörü.
 
Posta gazetesi yazarı Candaş Tolga Işık anlatıyor:
"Bu numara arandığında İsmail adında Türkçe bilmeyen, İngilizcesi çok kötü bir kişi çıkıyor.
Arapça bilen arkadaşımız konuştu. İsmail Suriyeli imiş, Hatay'da yaşıyormuş, 1 yıl önce Türkiye'ye gelmiş.
Esad'a karşı savaşa katılmak isteyen Suriyelileri örgütlüyorlarmış.
"Hatay'da tam olarak neredesiniz, kaç kişisiniz" diye sorduk. "Niye soruyorsunuz" dedi.
Baltalık edip "Gazeteciyiz" dedik, telefonu kapadı. Bir daha da açmadı"
 
********
 
Evet, ülkemizde ikinci bir Kandil var.
Bildiğiniz Kandil, Amerika'nın koruması altındaki Kuzey Irak Barzani bölgesinde bulunuyor.
PKK teröristlerinin ana üssü olan Kandil'de Türk Ordusu ile savaşmak isteyenler eğitiliyor ve buradanülkemize saldırılar düzenleniyor.
 
Hatay ikinci bir Kandil oldu.
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) teröristlerinin ana üssü Hatay'da kuruldu, Amerikan koruması altında.
Burası da aynen Kandil gibi çalışıyor, adam eğitip Suriye'ye saldırılar düzenliyorlar.
Yani, mülteci kampı değil, terörist komuta merkezi.
 
Hem PKK'nın Kandil üssü, hem de ÖSO'nun Hatay üssü uluslararası hukuka aykırı.
Hiçbir ülke, topraklarında başka bir ülkeye saldırılar yapan silahlı örgütleri barındıramaz.
 
Dolayısıyla, Barzani'nin sözde Bölgesel Hükümeti de, AKP Hükümeti de hukuka aykırı konumdadırlar.
Barzani bölgesindeki PKK Amerika'nın desteği ile Türkiye'ye saldırırken, Türkiye'deki ÖSO da yine Amerika'nın desteği ile Suriye'ye saldırmaktadır.
Böylesine akıl dışı bir olay şimdiye kadar dünyanın hiçbir yerinde görülmedi.
 
********
 
CHP Milletvekili Refik Eryılmaz'ın sorusu üzerine Bülent Arınç şu açıklamayı yapmıştı:
"BM mevzuatında kadın ve çocukların kaldığı kamplar ile asker kişilerin kaldığı kampların statüsü ayrıdır"
 
Hürriyet gazetesi yazarı Mehmet Yılmaz, bu sözlerin doğru olmadığını açıkladı:
"Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği sitesine girdim www.unhcr.org.tr
Kadın ve çocukların kaldığı kamplar ve asker kişilerin kaldığı kamplar diye bir ayrım yok.
Sitede, "Bir asker mülteci olabilir mi" sorusuna verilen cevap şöyle:
"Mülteci, sivil bir kişidir. Sığındığı ülkeden, kaçtığı ülkesine karşı silahlı faaliyete devam eden kişiler mülteci olarak kabul edilemezler."
 
Demek ki, "Asker kişilerin kaldığı mülteci kampı" diye bir kavram yok.
Dolayısıyla, Hatay'daki bu kamplar mülteci kampı değil, terör örgütü ana üssü.
Bülent Arınç'ın dediğine inanırsak, Kandil'deki PKK'lileri de mülteci olarak görebiliriz.
Barzani "Bunlar mülteci" dese, Bülent Arınç ne cevap verecek?
 
********
 
Hatay Valisi Celalettin Lekesiz "Apaydın Kampı'nda askeri kıyafetli yok, konaklama merkezlerinde yaşayanların askeri kıyafet giymesine izin yok" dedi.
CHP Milletvekillerinin içeri alınmadığı, AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'in "AKP Milletvekilleri bile giremez" dediği kampın yöneticisi olduğunu söyleyen asker kıyafetli bu kişi ne peki?
                                                      Aydınlık, 29 Ağustos 2012
 
Bu fotoğraf, 4 gün önce, CHP Milletvekillerinin içeri girmek istedikleri zaman kampın kapısında çekildi.
Jandarma Komutanı, Aydınlık muhabirine "Sizin basın kanunlarınız burada geçmez" dedi.
Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu, CHP Milletvekillerinden 15 dakika kadar önce kampa vardı. Türkçe bilmeyen kişilerce yolu kesildi. "Buraya giremezsiniz" dediler.
 
Kenanoğlu anlatıyor:
"Daha sonra Milletvekilleri geldi, onlar basın açıklaması yaparken üniformalı bir kişinin 3 kişiyle sohbet ettiğini gördük. Yanımıza geldi, ancak Türkçe bilmiyordu. Ardından Türkçe bilen ve kendisini "doktor" olarak tanıtan biri geldi ve "Komutan bu" dedi.
Komutan, adının Abu Hüseyin Naimi olduğunu söyledi. Ben yalan söylediğini hissettim. Sakallı idi. Fotoğraflarını çektik"
 
"Gündüzleri Suriye'ye çatışmaya gittiklerini, gece kampa döndüklerini, burada istirahat edip tedavi olduklarını, silahları sınırın öte tarafındaki birliklerinde bıraktıklarını, Türkiye'ye silah sokmadıklarını, Türk Hükümetinin kendilerini sivil kıyafetle Türkiye tarafına geçmeleri, dikkat çekmemeleri için uyardığını söyledi."
 
Ama ne garipti ki, kendisi asker kıyafeti içinde idi.
Adam çekinmeden "Buranın komutanı benim, 200 silahlı adamım var, hepsini keseceğiz" diyor.
Ali Kenanoğlu komutan bozuntusunun fotoğrafını çekti, Aydınlık yayımladı.
Vali Bey, bu ne. Hani kampta asker kıyafetli kimse yoktu.
Vali Bey "Kampta bu isimde kimse yok" diyor. Adı bu olmayabilir, ama asker kıyafetli, önemli olan da bu, adı neyse ne.
Sadece kampta değil, şehir ve kasabalarda da asker kıyafeti ile silahlı olarak dolaşıyorlar. Polisleri tartaklıyorlar. Olaytar örtbas ediliyor.
CHP Milletvekili Refik EryılmazSuriyeli teröristlerin bıçakladığı polisi ziyaret etti. Polis konuşmuyor. Yanındaki kişi "Düştü, bıçak battı" diyor.
 
Askeri kıyafetli onlarca teröristin sokaklarda dolaşırken fotoğrafları yayımlandı.
Reyhanlı Tekel binası önünde kendilerini Suriye'ye götürecek aracı bekleyenlerde bile askeri kamuflaj elbiseleri var. Hiç çekinmeden hareket ediyorlar. Bölge halkı herşeyi biliyor. Vali Bey inkar ediyor.
 
Sivil giyimli bir komutanımız işgüzarlık edip askeri elbiseli sakallı teröriste "Neden böyle giyindin" diye soracak oluyor, adam komutanı tersliyor, komutan kimliğini gösterince "Kim olduğun beni ilgilendirmez, istediğimi giyerim" diyor.
Nasıl böyle konuşabiliyor?
CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz açıkladı:
"Bu kampı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yönetmediğini herkes biliyor"
Evet, bu kampları Amerikalılar yönetiyor. Bu teröristler de bir nevi Amerikan askeri sayılıyor. Onun için rahatlar. Kendilerine kimsenin dokunamayacağını biliyorlar. 
 
Hatta Yayladağı'nın Topraktutan Köyü'nde bir askerimiz 4 gün önce sırtından kurşunlandı. Türkiye'yi Suriye'ye karşı kışkırtmak isteyen teröristlerin vurduğundan şüpheleniliyor. Aynı gün, Orman İl Müdürlüğü'ne ait araçlar da kurşunlandı. CHP Milletvekili Refik Eryılmaz, vurulan askeri hastanede ziyaret etti.
 
Polis ve asker bile bunlarla başa çıkamadığına göre, halkın resmi şikayet yapamaması doğal değil mi?
Vali Bey gidip halka sormuş mu?
 
********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder