22 Ağustos 2012 Çarşamba

Ulusalcıları kafatasçı ve faşist ilan edip CHP'den kovdular


                                                         Aydınlık, 18 Ağustos 2012
 
CHP Milletvekili Hüseyin Aygün, 17 Ağustos günü, CHP içindeki ulusalcıları "kafatasçı" olmakla suçladı. 
"Ulusalcı kafatasçılarla bu iş olmaz" dedi.
 
Pası alan Hikmet Çetinkaya, 18 Ağustos günlü Cumhuriyet gaz tenekesindeki köşesinde:
"Kendilerini ulusalcı gören faşist kafalar CHP'den çekilip gitsin" buyurdu.
 
********
Kılıçdaroğlu, Hüseyin Aygün'ün sözde kaçırılıp bırakılmasından sonra yaptığı açıklamaları sahiplenmişti.

CHP Genel Başkanı'nın kendisini sahiplenmesinden cesaret alan Aygün, bir adım daha ileri giderek şunları söyledi:
"Genel Başkan'ın bu açıklamalarımın arkasında olduğunu söylemesi iyi oldu.
CHP, nasıl yürüyeceğini göstermiş oldu;
ulusalcı, kafatasçı kişilerle, onların yapacağı eleştirilerle yürünemeyeceğini göstermiş oldu.
Bağımsız siyaset yapmayı düşünmüyorum.
CHP, "Yeni CHP" olmazsa, Meclis'te de kalmam. Bırakırım siyaseti."

Aygün yoruma gerek olmadan, açıkça şöyle demektedir:
CHP Genel Başkanı, ulusalcı, kafatasçı kişilerle yürünemeyeceğini göstermiş oldu.

Kılıçdaroğlu "Hayır, ben böyle demek istemedim, partimin içindeki bazı kesimleri ulusalcı, kafatasçı olarak suçlamadım, onlarla yürünemeyeceğini söylemedim. Aygün'ün açıklamalarının arkasında olduğunu söylemekle bunları demek istemedim. Aygün beni yanlış anlamış." demedi.
Hiç bir şey söylemeyerek duruşunu belli etti.
Sükut ikrardan gelir. Türkçesi: Susmak, kabullenmek anlamındadır.
CHP Genel Başkanı Bay Kemal, dolayısıyla CHP, Aygün ve Çetinkaya'nın tarafında, dolayısıyla "ulusalcı kafatasçı ve faşist" Atatürkçülerin tam karşısındadır.
 
********
 
CHP içindeki Atatürkçülerin yaptıkları konuşmaların, CHP yönetimi nezdinde gazoz kapağı kadar bile değeri yoktur.
Bay Kemal, onları oy kaygısı ile Atatürkçü tabana karşı göstermelik olarak kullanmaktadır.
 
Kovuldunuz, artık CHP'yi terk ediniz, Altı Ok'un savunulduğu saflara katılınız değerli Atatürkçüler.
"Nereye gidelim" sorusu anlamsızdır. Nereye gidilmesi gerektiğini çok iyi biliyorsunuz.
 
********
 
Dilek Akagün Yılmaz, Mehmet Şevki Kulkuloğlu gibi CHP Milletvekilleri ve Şahin Mengü gibi eski Milletvekilleri, Aygün'ün açıklamalarını "kabul edilemez" bulduklarını söylemişlerdi.
İşte Aygün, bu Atatürkçü kişileri "kafatasçı" olarak, Cumhuriyet gaz tenekesi yazarı Çetinkaya da "faşist" olarak nitelemektedirler.
 
Hikmet Çetinkaya, kendisine ulusalcılığın faşistlik değil, Atatürk Milliyetçiliği olduğunu hatırlatan Kayhan Kantarlı'ya gönderdiği cevabi e-postada:
"Sözüm ulusalcılık maskesiyle dolaşan, oylarını CHP ye değil MHP'ye veren, ırk, din, mezhep, renk ayrımcılığı yapan sahte ulusalcılara"  
diyerek kıvırmaya çalışsa da, Aygün'e karşı çıkan CHP Milletvekillerinin MHP eğilimli değil, aksine Atatürkçü olduklarını herkes çok iyi bilmektedir.
Dilek Akagün mü, Kulkuloğlu mu, İsa Gök mü, Kemal Anadol mu, Şahin Mengü mü MHP eğilimlidir? Çetinkaya kimseyi kandıramayacaktır.
 
(Kayhan Kantarlı - Hikmet Çetinkaya yazışmasını word dosyası olarak ekte veriyorum)
 
********
 
Aygün, bırakıldıktan sonra ne demişti de ulusalcı CHP'liler eleştirmişlerdi?
Buyurun okuyalım:
 
"Örgüt siyasi propaganda yaptı. Dağdaki saatler boyunca son derece saygılı davrandılar.
Bu eylemi yapan arkadaşlar bu ülkenin genç arkadaşları. Ölen bütün çocukların bu ilkenin çocukları olduğunu, savaşın gereksiz olduğunu söylediler.
"Biz de yürüttüğümüz mücadelenin çok anlamsız olduğunu biliyoruz" dediler.
Bana bağımsız milletvekilliği yapmamı söylediler.
CHP'nin izlediği politikaların, Kürt sorununun çözümü yönünde de olumlu olduğunu, dikkatle izlediklerini ve beğendiklerini, ama bütün partilerin daha fazla çaba harcaması gerektiğini söylediler.
Giderken sarıldılar öptüler. "Burada bulunan kardeşlerini, unutma abi" dediler.
Askeri çözümü asla, başından beri onaylamadığımızı, barışçıl ve siyasi çözümü istediğimizi, bizzat Sayın Genel Başkanımızın "Akil İnsanlar Komitesi" önerisiyle göstermiş olduk.
Önümüzdeki haftalarda CHP, Kürt sorununa dair daha ayrıntılı bir plan açıklayacak."
 
Kılıçdaroğlu, işte bu sözlerin arkasında olduğunu söyledi.
Böylece, Kılıçdaroğlu, Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'nin, yani Büyük Kürdistan Projesi'nin Eşbaşkanı olan Tayyip Bey'in taşeronu olduğunu bir kere daha teyit etmiş oldu.
CHP, başka bir partiye, Yeni CHP'ye dönüşmüştür. Orada artık ulusalcıların, yani Atatürkçülerin sözü geçmeyecektir.
 
********
 
Hüseyin Aygün, CHP'yi "Yeni CHP" yapma yolunda kullanılmak üzere Milletvekili yapılmıştı.
"CHP, yeni CHP olmazsa siyaseti bırakırım" diyerek, bu görevini açıkça ilan etmiştir.
 
Aygün, aday olduğu günlerde şöyle demişti: (3 Mayıs 2011)
"CHP üyesi olmadığım gibi, CHP'ye adaylık başvurusu da yapmamıştım.
Sosyalist soldan gelen bir insan olarak adaylık teklifini Kılıçdaroğlu'ndan aldım.
Sayın Genel Başkanımızdan Alevi, Dersim ve Kürt sorunlarında "yeni bir dönem" açılacağı ve genel olarak ülkedeki siyasal havayı özgürlük ve eşitlik ilkeleri doğrultusunda dönüştürme yönünde işaretler aldığımdan ötürü bu teklifi hiçbir tereddüt göstermeden kabul ettim"
"1938'in katliam olduğu resmen kabul edilmeli,
Dersimliler'den özür dilenmeli, Seyid Rıza'nın itibarı geri verilmeli"
 
Hüseyin Aygün, Atataürk düşmanı ve bölücü fikirleri CHP içinde yayması için Kılıçdaroğlu tarafından bilinçli olarak aday yapılmıştı.
Onun her sözünü itirazsız kabul etmesi ve arkasında durması çok doğal.
 
*******
 
Hikmet Çetinkaya, 18 Ağustos günlü Cumhuriyet gaz tenekesindeki köşesinde, bölücü bir anayasa yapılarak özerklik ve federasyonun yolunun açılması için CHP'nin AKP ve BDP ile anlaşması gerektiğini şu veciz sözlerle ifade etti:
 
"Laik demokratik cumhuriyeti elbet yaşatacağız... Elbet Aydınlanma devriminisavunacağız...
Bunları yaparken, PKK’nin silahı bırakması için duygusal kopuşa, ayrışmaya son vermek gerekir...
Bunun adresi güvenlik güçleri, yargı değil TBMM’dir...
AKP, CHP ve BDP ortak bir çizgide isterlerse buluşabilir.
Kimse kan gölünden rant sağlamaya kalkmasın...
Şu faşist kafalar da CHP’den çekilip gitsin!
Kimse de CHP’nin sosyal demokrat bir parti olduğunu unutmasın!"
 
İhaneti "laiklik ve aydınlanma devrimi" soslarına batırıp Atatürkçülere yutturmaya çalışan Çetinkaya, sosyal demokrasinin ne olduğunu da böylece iyice açıklamış oldu.
CHP içindeki Atatürkçüler umarım artık uyanırlar, "sosyal demokrasi" kefenini yırtıp atarlar, yeniden Kemalizme dönerler.
 
********
 
Çetinkaya,  aynı yazısında:
"Baskıcı Esad rejimi El Kaide ile yıkılmaz. Toplumsal baskı gerekir"
diyerek Amerika'ya akıl vermektedir.
 
Toplumsal baskı her şeye kadir imiş.
Öyle ki, PKK Hüseyin Aygün'ü toplumsal baskı sonucu bırakmışmış. Yersen.
 
Çetinkaya, yazısının başında, Hüseyin Aygün'ü kafatasçılara karşı şöyle savunuyor:
 
CHP içindeki etnik ve mezhepçi damar harekete geçmiş, bağırıp çağırıyor:
Milletvekili Aygün’ün siyasi çizgisi Atatürk’ün partisi CHP’yle örtüşmüyor...
Bunları yapanlar bana hiç yabancı değil.
Irkçı bir kafa taşıyan, özünde faşist, kendilerini “ulusalcı” olarak gören kafalar.
 
Çetinkaya, "etnik ve mezhepçi damar" suçlamasını yaparken belden aşağı vurmaktadır.
Hüseyin Aygün Alevi olduğu için, Çetinkaya, ona karşı çıkan ulusalcıları "Alevi düşmanı" olarak, "mezhepçi" olarak  göstermek istemektedir.
Ulusalcılar mezhepçi değildir, laiktir. Hikmet Çetinkaya'nın bu bel altı vuruşu midemi bulandırdı.
Atatürk'ü Alevi katliamcısı göstermek, bir Aleviye yakışmaz.
Benim gözümde Aygün düşkündür, Aleviler arasında Atatürk düşmanlığı yaymak isteyen bir kişi, Alevi olamaz.
 
********
 
Kemal Anadol'un "Ege'de Son Söz"e açıklaması:
 
"Hüseyin Aygün’ün söylediklerine gelince;
Daha Foça’da 2 Mehmetçiğin şahadetinin üzerinden bir hafta bile geçmeden onları öldüren örgüt mensuplarına ‘arkadaş’ sıfatının yakıştırılmasını kabul etmem mümkün değildir.
Bir milletvekilini kaçırmaya cüret edebilen örgüt militanlarına hem de kaçırılan milletvekilinin ‘arkadaş’ demesi benim ahlak ve siyaset anlayışıma sığmaz.
Militanların barış istemlerine gelince; Bu dileklerini kaçırdıkları milletvekili yerine örgütün yönetim kadrolarına iletmeleri gerekir."
 
Bu sözlerin neresi faşistlik, neresi kafatasçılık, neresi mezhepçilik? İnsanda biraz utanma olur.
 
(Hikmet Çetinkaya'nın 18 Temmuz ve 18 Ağustos 2012 günlü Cumhuriyet gaz tenekesi yazılarını ekte word dosyası olarak veriyorum)
********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder