25 Ağustos 2012 Cumartesi

Tampon Bölge - Operasyonel Ortaklık ilişkisi


Suriye operasyonunun amacı, ülkenin kuzeyinde bir Kürt Bölgesi yaratmaktı.
Nasıl Irak operasyonunun sonucunda ülkenin kuzeyinde Barzanistan dediğimiz bölge yaratıldı ise, aynı işlem Suriye'ye uygulanacaktı.
 
Başlangıçta Amerika, Türkiye'yi Suriye'ye tek başına müdahale etmesi için sıkıştırdı.
Orduyu ikna edemeyen ve kendi de açıkçası korkan AKP Hükümeti, müdahale edemedi.
ABD yetkili çevreleri bu durumu "Türkiye Amerika'sız tek başına müdahale etmek istemiyor" diye yorumladılar.
A Planı şöyle idi: Türkiye müdahale edecek, Esad yıkılacak, Türk Ordusu geri çekilecek, oluşan otorite boşluğunda Suriye'nin kuzeyinde Kürt bölgesi kurulacaktı.
 
********
 
Bu arada beklenmedik bir olay oldu.
Eşkiya Halep ve Şam'a karşı kapsamlı bir saldırıya geçti ve birçok semti ele geçirdi.
Bu iki şehri savunmak amacıyla, Esad, kuzeydeki ordu birliklerini yardıma çağırdı.
Otorite boşluğu doğunca, bu bölge PKK'nin Suriye kolu olan PYD'nin kontrolüne girdi. Suriye'nin kuzeyinde fiilen Kürt bölgesi oluşmuştu. Dolayısıyla, artık A Planı geçersiz hale gelmişti. Türkiye'nin müdahalesine gerek kalmamıştı.
Amerika Türkiye'ye: "Aman sakin ol" uyarısı yaptı.
Amerika'nın korkusu, Suriye'ye girecek olan Türk Ordusu'nun Kürt bölgesine zarar vermesi ihtimali idi.

Bu konu hakkında ayrıntılı bilgi içeren 6 Ağustos günlü "Suriye Kürt Bölgesi ABD koruması altında" başlıklı yazım için: 
 
********
                                                             Aydınlık, 24 Ağustos 2012
 
Amerika, B Planı hazırladı.
Bu planın bir ayağı "Tampon Bölge", diğer ayağı ise "Operasyonel Ortaklık"
 
Clinton 11 Ağustos'ta bir heyet eşliğinde Türkiye'ye geldi.
Birleşmiş Milletler kararı olmaksızın Suriye topraklarında bir Tampon Bölge kurulması gündeme alındı.
Böyle bir bölge uluslararası hukuka aykırı olacaktır. Onun için buna "Yasadışı Tampon" diyoruz.
 
"Yasadışı Tampon"un görevi:
Şam ve Halep çevresinde baskıyı devam ettirecek şekilde eşkiyayı desteklemek
Bu sayede, Esad  orduyu Şam ve Halep çevresinde tutmak zorunda kalacak, kuzeye gönderemeyecek.
Kuzey Suriye'deki Kürt bölgesi bu süreçte PKK ve Barzani'nin ortak yardımları ile otoritesini yayacak ve güçlenecek.
Türkiye'nin Kuzey Suriye PKK bölgesine müdahale etmesine ABD izin vermeyecek.
Türkiye ve Suriye ordularının müdahale edemediği Kuzey Suriye'de Kürt bölgesi işte bu şekilde tesis edilecek.
Irak ve Türkiye ordularının müdahale edemediği Barzani bölgesi de işte aynen bu şekilde kurulmuştu
 
Bu Tampon Bölge'nin kurulması sürecinde ABD ile Türkiye arasında bir "Ortak Operasyonel Mekanizma" kurulması gündeme geldi.
ABD, bunu "Operasyonel Ortaklık" kılıfı altında AKP Hükümeti'en kabul ettirdi.
Bu amaç için, heyette ABD üst düzey askerleri ve istihbaratçıları da yer almıştı.
"Ortak Operasyonel Mekanizma" için ilk toplantı 23 Ağustos günü Ankara'da yapıldı.
 
********
 
Peki, böyle bir mekanizma niçin gerekiyor?
Yanıtı çok basit. Çünkü Amerika, Türkiye'ye güvenmiyor.
Türkiye'nin başına BOP Eşbaşkanını oturtmasına, muhalefeti de kendine bağlamasına ve Ergenekon - Balyoz operasyonlarına rağmen ABD'nin içi rahat değil.
Ordu içinde Atatürkçü subay tükenmez. AKP içinde bile yurtseverler var.
Her an bir sürpriz olabilir.
 
Onun için, Tampon Bölge kurulması ve yönetilmesi işini tek başına Türkiye'ye bırakmak istemiyorlar.
Evet, bölgeyi tek başına Türk Ordusu kuracak, ama, Türk Ordusu'nun ne yapıp ne yapmayacağına içinde Amerikalı asker ve istihbaratçıların da olduğu "Ortak Operasyonel Mekanizma" karar verecek.
"Tampon Bölge, Kuzey Suriye'deki Kürt oluşumuna zarar vermeksizin kurulacak"
Nokta.
 
********
 
Şimdi de işin teorik kısmı:
"Ortak Operasyonel Mekanizma", Mayıs 2012'de ABD dış politikasında etkili olan Dış İlişkiler Konseyi (CFR) tarafından hazırlanan rapora dayanıyor.
Raporun adı: "Türkiye - ABD İlişkileri : Yeni Ortaklık"
İşte o rapordaki meşhur bölüm:
"Türkiye ile ABD arasında her seviyede ortak stratejiler geliştirmek üzere yoğun şekilde birlikte çalışan, sürprizlere yer vermeyecek şekilde güven duygusunu temel alan bir ilişki kurulması"
Amerika, sürpriz istemiyor. Her kademede alınan her kararda Amerikalılar da söz sahibi olacak.
 
********
 
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Koray, bu ilişki tarzını 24 Ağustos günlü Aydınlık köşe yazısında "Yakın markaj" olarak adlandırıyor.
Yazının önemli bölümleri şöyle:
 
"ABD açısından Türkiye hala güvenilir bir ülke değildir.
ABD, "operasyonel" düzlemde, mutlaka işin başında olup, dümeni elinde tutmak istemektedir.
Hele sorun Kuzey Irak'tan sonra Büyük Kürdistan'a hayat verecek bir Kuzey Suriye yaratmayı da içeriyorsa, o zaman, yönetim BOP Eşbaşkanlığı'nın sınırlı becerisine terk edilemez.
BOP Başkanlığı'nın doğrudan doğruya işin başında olması gerekir."
 
"O zaman, orduların ve istihbarat servislerinin her kademede ortak çalışma gurupları oluşturmalarının Türkçeye çevirisi, ABD'nin sadece tepede değil, her kademede doğrudan denetimi sağlayacak bir mekanizmanın peşinde olduğudur."
 
"ABD'nin ülkemizde böylesine kapsamlı bir yakın markaj gereksinimine yol açan kaygısı, kuşkusuz, Atatürk Devrimi'nin milletimizin derinliklerine kök salmış olmasından kaynaklanmaktadır."
 
 
********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder