17 Ağustos 2022 Çarşamba

Cumhur İttifakında Suriye açılımı süreci başladı

28 Temmuz 2022

Açılımı Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu başlatmış, "(PKK-PYD ile mücadelede) Rejime her türlü siyasi desteği veririz" demişti. Bu açıklamanın eleştirisi için bakınız:

Desteğe "REJİM" demeyi bırakmakla başlayabilirsiniz

AK Parti Hükumeti'nin destek verdiği sözde ILIMLI MUHALEFET, bu açıklamadan hiç memnun kalmamış, Cuma hutbelerlnde Çavuşoğlu'nu protesto etmişti. Bakınız:

Buyurun ILIMLI MUHALEFET'inizi tepe tepe kullanın 

+++

6 Ağustos 2022

Erdoğan Soçi dönüşünde (6 Ağustos) uçakta soruları yanıtlarken Suriye ile ilgili olarak Putin'in 'Mümkün olduğunca bunları rejimle birlikte çözme yolunu tercih ederseniz çok daha isabetli olur' imasında bulunduğunu söylemiş, ancak bunu istihbarat örgütlerinin buluşmasına indirgeyerek topu taca atmaya çalışmıştı. Bakınız:

Suriye konusunda Vatan-Rusya ve Erdoğan-Putin görüşmeleri 

13 Ağustos 2022

Çavuşoğlu, 11 Ağustos günü Belgrad'da yapılan Bağlantısızlar Toplantısı sırasında Suriye Dışişleri Bakanı Mikdat Faysal ile görüştüğünü açıkladı. Özetle:


“Şu anda (Suriye ile diplomatik)  bir temas söz konusu değil. Uzun zamandır Putin ve Rus yetkililer 'Sizi rejimle görüştürelim' (diyorlar)... Esad ile Cumhurbaşkanımızı görüştürmek istediler. 

Bir ara istihbaratlar arasında bir görüşme olmuştu. Şimdi tekrar başladı. Bu görüşmelerde önemli konular ele alınıyor. 

Belgrad'da diğer bakanlarla sohbet ederken Suriye Dışişleri Bakanıyla kısa bir sohbetim oldu. Teröristlerin temizlenmesi lazım. Muhalif olan Suriyelilerle Rejim arasında bir barışın gerekli olduğunu ve Türkiye olarak destek vereceğimizi her zaman söylüyoruz.

Teröristlerin temizlenmesi lazım. Kim olursa olsun, adı ne olursa olsun ama diğer taraftan muhalif olan Suriyelilerle rejim arasında bir barışın olması gerektiğini, Türkiye olarak da böyle bir durumda buna destek olabileceğimizi de söyledik.

Sonuçta bölücü terör örgütlerine karşı verilecek mücadeleyi de biz her zaman destekleriz. 

Önce "rejim" dedi, sonra "Suriye Dışişleri Bakanı" dedi. "Rejimin Dışişleri Bakanı" demedi. Bu da bir gelişme. 

Bu açıklama üzerine, AK Parti'nin desteklediği sözde Suriye Milli Ordusu (SMO) taraftarları Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerindeki Azez, El Bab ve Cerablus kentlerinde gösteriler düzenledi, TSK'ya ait araçları taşladı. Bir yerde Türk Bayrağı yakıldı. Osmanlı Millet Parkı tahrip edildi.

Ayrıntılar için bakınız:


Türkiye'yi protesto gösterileri video kayıtları




+++

15 Ağustos 2022

Hükumetin çarşafa dolaştığını anlayan Devlet Bahçeli, sorunu kökten çözecek öneriyi yaptı: "Suriye ile siyasi diyalog kurulmalı".
Bakınız: 


Çavuşoğlu'nun "Muhaliflerle Şam rejimi arasında uzlaşı sağlanması" sözlerine destek anlamında yaptığı açıklamada Bahçeli şöyle dedi:

"Türkiye'nin Suriye ile görüşme düzeyini siyasi diyalog mertebesine çıkarması, terör örgütlerinin yuvalandıkları her coğrafi alandan işbirliğiyle sökülüp atılması, ciddiyetle ele alınmaya değerdir.

2023'e kadar her alanda her komşumuzla normalleşme atmosferinin hakim olması samimi arzumuz ve umudumuzdur."

+++

Bahçeli'nin açıklamasının önemli noktaları:

1- 
Önce "Esad rejimi" dese de, konuşmasının devamında "Rejim" demedi "Suriye" dedi. 
2-
"Siyasi diyalog" dedi. Erdoğan'a "İstihbarat örgütlerinin buluşması diyerek topu taca atma" uyarısı yaptı.
3- 
"Terörün işbirliği ile sökülüp atılması" diyerek Türk ve Suriye ordularının PKK ile mücadelede işbirliği yapması gerektiğini AK Partiye bildirdi.
4-
Bahçeli, böylece, Suriye konusunda Davutoğlu'na uyarak yapmış olduğu yanlışların tümünden kesin bir geri dönüş yapmış oldu. Bir de rejim demeseydi tam not alacaktı.
5-
Vatan Partisi'nin on bir yıldır yaptığı uyarılar şartların dayatması sonucunda kabul görmektedir.

+++

Bahçeli'nin konuşmasından sonra, 11 yılın ardından, AK Parti içinden ilk kez Suriye hakkında düzgün 2 ses yükseldi:

+++

15 Ağustos 2022

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı:

"Şam ile ilişkiler direkt hale gelebilir, seviyesi de yükselebilir.
İki ülke arasındaki çekişmeleri çözebilecek en önemli adım diyalog."

Bakınız: 

+++

16 Ağustos 2022

AK Parti MKYK Üyesi Metin Külünk: (özetle)

“Temenni ederiz ki Türkiye ve Suriye ilişkileri 2011 Haziran’ından öncesine dönsün”

“11 yıldan bu yana Esad’ın basiretsiz politikalarının sonucunda, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne ve güvenliğine yönelik tehdit olan bir fotoğrafı oraya çıkıyor. Bu fotoğraftan Suriye’nin toprak bütünlüğüne dem vuran Şam da rahatsız. Ancak bundan Batı dünyası mutlu. 

Sınırımız PKK’nın, DEAŞ’in tehditleriyle baş başa kaldı. Şimdi bunun bu şekilde devam etmesi mümkün değil. 

Soçi zirvesinde de ortaya çıktı ki Batı hegemonyasının Suriye üzerinden Rusya’ya kadar uzanan bu tehdidinin sonsuza kadar burada yaşaması mümkün değil. 

Bunun çıkış yolu olarak Sayın Bahçeli ve Sayın Yazıcı’nın destek verdiği gibi bir diplomatik zeminin oluşmuş olması çok önemli.”

“Sayın Putin şunu görüyor; Rusya’nın güvenliği aslında Akdeniz’den başlıyor, Türkiye’nin güvenliği Rusya’yı doğrudan ilgilendiriyor. Türkiye’nin güvenliği İran’ı da ilgilendiriyor. O halde bölge ülkelerinin bu konuda işbirliği yapması gerekiyor.

Türkiye’nin güçlü devlet yapısı İran ve Rusya’nın da varlığını koruma noktasında son derece kritik önemde. Sayın Putin bunu görüyor. Ve Türkiye’ye, Rusya’ya saldırının nereden geldiğini, Suriye’yi kimin istikrarsızlaştırdığını görüyor.

Suriye ile diplomatik ilişkilerin bu noktaya gelmesinden kimin rahatsız olduğunu yine Atlantik’e, FETÖ’ye ve arkasındaki akla baktığımızda çok net görüyoruz. O zaman bu coğrafyanın birliğini beraberliğini isteyenlerin memnun olduğu ancak bu coğrafyanın parçalanmasını isteyenlerin mutsuz olduğu bir sürecin kapısı açıldı."

Konuşmanın tamamı için bakınız:


+++

Önemli nokta:
Gerek Yazıcı, gerekse Külünk rejim sözcüğünü kullanmadılar.
Külünk Esed demedi, Esad dedi.
Son derece olumlu, ileriye doğru atılmış adımlar.

+++

17 Ağustos 2022

SABAH Başyazarı Mehmet Barlas:

"Şimdi artık... Hillary Clinton ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Türkiye'yi soktuğu yanlış Suriye yolundan çıkma vakti geldi de geçiyor."

"Eğer Türkiye'nin Suriye ile ilişkileri normalleşirse, Suriye topraklarında Amerika tarafından silahlandırılıp üslendirilen PKK'lıları tasfiye etmek de mümkün olur.
 
Dahası Suriye'nin meşru rejimi ile işbirliği yaparak Halep şehrini yeniden yaşanılır hale getirebiliriz. Bilindiği gibi Halep, Suriye'nin İstanbul'udur. 

6 milyon nüfuslu Halep eski hâline kavuşturulduğu takdirde Türkiye'deki mülteci Suriyelilerin çoğu bu kente geri döner. Eski zamanlarda, yani Suriye iç savaşından önce Gaziantep Havaalanı, Halepliler tarafından kullanılırdı. Gaziantep'te bir lokantadaki 100 kişinin 60'ı Halepli olurdu ve bundan herkes memnundu." 


+++


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder