31 Temmuz 2014 Perşembe

Gözlüğünü fırlattı, yumruğunu vurdu "Tayyip seçilsin" dedi


Günlerden 24 Temmuz 2014
Yer; Lefkoşa, BM denetimindeki ara bölge.
Kıbrıs müzakerelerinin onbinbilmemkaçıncı oturumu...
"Ortak Devletin Yönetimi" tartışılıyor. Aynı konuda bilmemkaçbininci toplantı...




Rum Yönetimi Lideri Anastasiadis, "Devlet Başkanı her zaman Rum olmalı, Başbakan ise bir dönem Rum, bir dönem Türk" deyiverdi.

KKTC Lideri Derviş Eroğlu, Hristofyas ile Talat arasında geçmişte üzerinde anlaşmaya varılan "Bir dönem Türk Devlet Başkanı, bir dönem Rum Devlet Başkanı" formülünü anımsatınca, Anastasiadis birden çıldırdı.

Terbiyesiz Devlet Başkanı Anastasiadis

"Bana ne, benden önceki anlaşmalar beni bağlamaz" diye avazı çıktığı kadar bağırdı.
KKTC Heyetinin ve Birleşmiş Milletler Heyetinin şaşkın bakışları altında yumruğunu masaya indirdi:
"Benim dediğim olacak" diye bağırdı sinirden titreyen bir sesle. "Sadece benim kabul edeceğim konular görüşülmeli."

Ayağa kalktı, gözlüğünü çıkardı, masanın üzerine fırlattı.
Bir sigara yaktı. Sinirli bir şekilde masanın etrafında dolaşmaya başladı. İşte o masa:


Rum ve BM Heyetlerinin terbiyesiz Başkanı sakinleştirme çabaları sonuç vermedi. Sigarasının dumanlarını öteye beriye üfleyerek birkaç defa masanın çevresinde dolaşan Sayın Başkan, Rum Heyetini piç gibi ortada bırakarak salonu terk etti.

***********

Sonra ne oldu dersiniz?

Eğer bu davranışın binde biri bir Türk yetkili tarafından yapılsaydı, bütün dünya "Terbiyesiz, görgüsüz Türkler, Kıbrıs'ı işgal eden, diplomasi geleneği olmayan vahşiler, " gibisinden yaygaralarla ortalığı inletirlerdi.

BM Heyeti toplantıyı terk eder, bir daha böyle bir şey yaşanmaması için Türk tarafına yazılı ve sözlü ihtar çekerdi.

Ama söz konusu Rumlar, Yunanlılar olunca, Batı için gerisi teferruattır.
BM Kıbrıs Misyon Şefi Lisa Buttenheim, Türk ve Rum Heyetlere: "Bu odada olanlar bu odada kalsın, gizli tutalım, bilinmesin." dedi.

BM, daha sonra, Türk ve Rum liderlerin 15 gün arayla buluşmaya devam edeceklerini duyurdu.


***********


O kızgınlıkla toplantıyı terk eden Terbiyesiz Başkan Anastasiadis, sıcağı sıcağına Atina'da yayımlanan "Real News" gazetesine demeç verdi, Türkiye Cumhurbaşkanı adayını açıkladı:

"Türkiye'de kimin cumhurbaşkanı olacağı konusu Türk halkının yetkisinde ancak kendi tercihim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan yana.
Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra Kıbrıs konusu ivme kazanacak.
Kıbrıs'ın kuzeyi işgal altında. Kıbrıs sorunu 40 yıldır sürüncemede. Bu çok uzun bir süre.
İşgal edilen topraklarda doğup büyümüş olan insanlar artık birer birer ölüyor. Bu bölgelerden hatıraları olan Kıbrıslı Rumların sayısı azalıyor. Bu bölgenin yeni Rum nesilleri için yabancı bir ülke olması riski var."


Kıbrıs Rum liderinin bu sözlerinden anliyoruz ki, Tayyip Erdoğan KKTC'yi ortadan kaldırmak, Kıbrıs'ı Rumlara, Avrupa Birliği'ne hediye etmek için ABD'ye söz vermiştir.
Terbiyesiz Anastasiadis, bu söze güvenerek toplantıda "Benim dediğim olacak" diye posta koymuştur.
Rumların umudu Tayyip Erdoğan'dır.

***********




Avrupa İnsan hakları Mahkemesi (AİHM), Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından açılan davada, 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs'ın kuzeyini işgal ettiği için Türkiye'yi 90 Milyon Avro tazminat ödemeye mahkum etti.

Bu karar, müzakereleri etkileyecek, Türk tarafının elini zayıflatacak.
Hariciye Vekili Davutoğlu gaz almak amacıyla kararın bağlayıcı olmadığını savundu, ama kazın ayağı öyle değil.


Bu terbiyesiz insanlarla müzakerelere devam etmenin mantığı yok. Rum-Türk ortak devleti aldatmacası, KKTC'nin ortadan kaldırılması için bir tuzak.

İşçi Partisi'nin hazırlamış ve kabul etmiş olduğu Milli Hükümet Programı, KKTC'nin adım adım Türkiye ile bütünleştirilmesini öngörmektedir. Bu doğrultuda kamuoyu oluşturmak ve KKTC'nin ortadan kaldırılmasını amaçlayan ABD - NATO - AB - AKP planına karşı durmak zorundayız.


***********

1 yorum:

  1. KISACASI ; CUMHUR'U TANIMAYAN RTE'NİN C. BAŞKANLIĞI, TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN SONU OLACAKTIR. ADAYLIKLARI 2 YIL ÖNCESİNDEN BELİRLENMİŞ İHSANOĞLU VE DEMİRTAŞ, RTE'NİN ELİNİ GÜÇLENDİRMEYE YARAYAN BİRER PİYONDUR. ÜLKEMİZİN GELECEĞİ HALKIN ELİNDEDİR VE BU İŞİ BAŞARACAĞIMIZDAN KİMSENİN ( ÖNCELİKLE ABD VE İSRAİL'İN ) ŞÜPHESİ OLMASIN.

    YanıtlaSil