2 Ocak 2013 Çarşamba

Mahkemenin 4 yıl gizlediği Ergenekon Şeması ortaya çıktı


Sahte Haham Tuncay Güney'in beyanları (savcılarla yaptığı mülakat) üzerine MİT bir Ergenekon Şeması yapmıştı.
MİT raporu ve şemasının tarihi 10 Temmuz 2003
Bu şema üzerinde Örgüt Başkanı ve üyeler ile bağlantıları gösteriliyordu. Şemada 69 isim vardı.
 
MİT, bu şemayı Ergenekon Mahkemesi'ne göndermişti. Ancak mahkeme, örgüt başkanı dahil 63 ismin üzerini kapatarak şemayı dosyaya koydu.
Sadece 6 ismin üzeri kapatılmamıştı.
İşte Mahkemenin sanıklara ve avukatlarına verdiği şema:

(Büyütmek için şemanın üzerine tıklayınız)

Ergenekon Mahkemesi, sanıklara "İşte bu örgütün üyesisiniz, sizi bu suçtan yargılıyoruz" diyordu.
 
Sanıklar ve avukatlar bu duruma isyan ettiler.
"Bizi üyesi olmakla suçladığınız bu örgütün başkanı ve yöneticileri kimlerdir, açıklayın ki, biz de ona göre kendimizi savunalım" diyorlardı.
Tarih: Ocak 2009
 
Sanık ve avukatların bu yöndeki ısrarlı talepleri üzerine Mahkeme bir karar verdi.
Kararın ana başlıkları şunlar:
-- MİT tarafından aslı Mahkemeye gönderilmiş olan bu belge, "çok gizli" kaydı taşımaktadır.
-- Bu şemadaki isimlerden çoğunun üzeri, bu gizlilik kaydı uyarınca kapatılmıştır.
-- Üzerleri Savcılık tarafından kapatılan bu isimler hakkında şu ana kadar herhangi bir soruşturma açılmamıştır.
-- Üzerleri açıldığı taktirde CMK 187. Madde'ye göre, bu isimlerin saygınlıklarının ve haklarının zedelenme olasılığı vardır.
-- Mahkeme Heyeti, bu kişilerin hak ve özgürliklerinin dikkate alınması ve korunması gerektiği gibi hususlar göz önüne alındığında, belgelerin orijinal ve açık haliyle açıklanmasının, yargılaması sürdürülen sanıkların savunmasında herhangi bir şekilde kısıtlama getirmeyeceğini dikkate alarak, bu belgelerin orijinal haliyle açıklanmamasını karara bağladı.
 
Siz hiç böyle saçmalık duydunuz mu?
Öyle bir örgüt ki, başkanı ve yöneticilerinin isimleri Savcılar ve Hakimlerce biliniyor.
Ancak, örgütün başkanı ve yöneticilerinin isimleri (Veli Küçük hariç) açıklanmıyor, onlar hakkında soruşturma açılmıyor.
Neden? Çünkü bu terör örgütünün başkanı ve yöneticilerinin saygınlıkları ve hakları zedelenirmiş.
 
Terör örgütünün başkanı ve yöneticilerinin isimleri açıklanmıyor, haklarında soruşturma açılmıyor, ama, örgüt üyeleri yargılanıyor.
Hiç hukuk eğitimi almamış biri bile, bunları anlattığınızda size inanmaz, "Deli saçması, olur mu öyle şey? Uyduruyorsun." der.
 
Mahkeme heyetine göre, "Örgüt başkanı ve yöneticilerinin isimlerinin açıklanmaması, yargılanan örgüt üyelerinin savunmasını kısıtlamaz" imiş.
Nasıl kısıtlamaz? Üyesi olduğu iddia edilen örgütün başkan ve yöneticilerinin isimleri açıklanmaz ise, sanık kendisini nasıl savunacak?
 
Mahkemenin bu konudaki açıklaması şöyle:
-- Üzeri kapalı bu kişiler, isimleri açık ve davanın sanığı olan kişiler hakkında herhangi bir beyanda bulunmamışlardır.
-- Davanın sanıkları, iddianamede açıklanan beyan ve belgelere göre yargılanıyorlar ve açıklanmayan şema içeriğine göre sanıklara herhangi bir suçlama getirilmemiştir.
 
Bu deli saçması açıklamayı yorumlamak bile bir ızdırap.
İsimleri açıklanmayan örgüt başkanı ve yöneticileri, davanın sanığı olan örgüt üyeleri hakkında herhangi bir beyanda bulunmamışlar. E, yani? Ne demek bu?
Sanıklar, örgüt şeması içeriğine göre suçlanmıyorlarmış. Nasıl yani, hani rgüt üyeliği ile suçlanıyorlardı? Ne demek bu?
 
********
 
4 Şubat 2009 günlü yazımda şöyle diyordum:
 
Örgüt üyeliğinden tutuklu olanlar var, ama örgüt lideri ve yöneticileri tutuklanmayacak. Hata isimleri bile bilinmeyecek.
Örgüt üyeleri yargılanacak, belki de mahkum olacaklar, ama örgütün lider ve yöneticileri ellerini kollarını sallayarak gezecekler.
Neden? Çünkü onların toplum içinde saygınlıkları varmış.
Bunu aklınız alıyor mu. Anlayan varsa lütfen anlatsın.
Dünya yüzünde bugüne kadar böyle bir hukuksuzluk olmuş mu acaba.
 
Sadece  bu uygulama nedeni ile bile, Ergenekon Mahkemesi kanunsuzluğun içine yuvarlanmıştır.
 
Örgüt lideri suçsuz, örgüt üyeleri suçlu nasıl olabilir?
Bu yeni bir Kafka romanı mıdır?
 
Bir mahkeme düşünün ki, hakimler, yargıladıkları terör örgütünün lider ve yöneticilerinin SAYGINLIKLARI, HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ  zarar görmesin diye, bunların isimlerini açıklamıyor.
Bir mahkemenin görevi, terör örgütü liderinin ve yöneticilerinin SAYGINLIKLARINI, HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNİ korumak için onları gizlemek midir, yoksa isimlerini açıklayıp tutuklamak ve yargılayıp cezalandırmak mıdır.
TERÖR ÖRGÜTÜ LİDERİ NASIL SAYGIN BİR KİŞİ OLABİLİR? BU NE DEMEKTİR?
 
********
 
MİT, rapor ve şemanın 2003'te Genelkurmay'a gönderildiğini Mahkemeye bildirdi.
Sanıkların talebi üzerine Mahkeme bu şema ve raporu Genelkurmay'dan istedi. Genelkurmay, bunların arşivde olmadığını, MİT tarafından o zamanki Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'e elden verildiğini bildirdi.
Doğu Perinçek, Genelkurmay'a yeniden yazı yazılmasını, Org. Özkök'e elden verildikten sonra MİT tarafından Genelkurmay'a da resmen verilip verilmediğinin sorulmasını istedi.
Mahkeme, bu konuda 2009'dan bugüne, tam 4 yıldır bir açıklama yapmadı.
 
Hukuku katlederek tanıkların dinlenmesi ve delillerin huzurda incelenmesi adımlarını atlayıp Savcıya mütalaa sunması için süre veren Mahkeme Heyeti, mütalaanın okunmaya başlayacağı 13 Aralık 2012 günü, hani halkın Silivri zindanını kuşattığı o isyan günü, 4 yıldır Mahkemeden gizlediği belgeleri sümen altından çıkararak okumaya başladı.
 
Bu belgelerden biri, MİT'in "İşçi Partisi şiddete bulaşmaz, İzmir NATO üssünün İşçi Partisi tarafından basılacağı yönündeki belgeler uydurmadır" yazısı idi.
Mahkeme, İşçi Partisi'nin suçsuz olduğunu gösteren bu MİT belgesini 4 yıl saklamış, MİT'in "dezenformasyon" yani "tertip" dediği belgelere dayanarak Doğu Perinçek ve İşçi Partili diğer sanıkları 4 yıldır suçlamaya devam etmişti.
 
İkinci belge, Genelkurmay'ın 16 Ocak 2009 günlü yazısı idi.
Genelkurmay, bu yazısında, MİT'in Ergenekon Şeması ve raporunu 26 Mayıs 2006'da Genelkurmay'a göndermiş olduğunu açıklıyor, ve yazı ekinde Rapor ve Şemayı gönderiyordu.
Mahkeme, sanıkların savunmalarında kullanabilecekleri bu belgeyi de tam 4 yıldır sümen altında saklamış, Mahkemeden gizlemişti.
 
Avukatlar ve sanıklar ve dinleyiciler isyan ettiler. Hakim dinleyicileri dışarı attı, hakimleri de atmaları için robokopları çağırdı, robokoplar avukatlara biber gazı sıkmak için mahkeme salonuna daldılar.
 
********
 
Tuncay Güney'in polisteki ifadesi bu şekilde 4 yıl sonra dosyaya girince, 13 Aralık 2012 günü, şemadaki isimler de ortaya çıkmış oldu.
İşte Ergenekon Örgütü başkan, yönetici ve üyeleri:

Aydınlık, 25 Aralık 2012

Korg. Engin Alan
Tuğg. Veli Küçük
Doğu Perinçek
Deniz Baykal
Org. Eşref Bitlis
Org. İsmail Hakkı Karadayı
Koray Aydın
Tunca Toskay
Sadettin Tantan
Şevket Sabancı
Ethem Sancak
Cumhur Ersümer
Dinç Bilgin
Ertuğrul Özkök
Bekir Coşkun
Enis Berberoğlu
Hüseyin Gülerce
Hayyam Garipoğlu
böyle devam edip gidiyor.
 
Ancak şemadaki isimlerin açığa çıkmasına rağmen, Mahkeme Heyeti, kapatmış olduğu şemanın üzerini açmamakta direniyor.
Niye? Halk şemayı görünce işin saçmalığını kolayca kavrayabilir, yazıları okumak ise zaman alıcı ve yorucudur.
Maksat saçmalığı kimse anlamasın.
 
İşte MİT Raporu'ndaki Tuncay Güney'in açıklamalarından bölümler:
 
"Ergenekon yapılanmasının ve yapılan bütün işlerin başında Korg. Engin Alan bulunmaktadır.
Amerika ile zıt görüşleri bulunan Veli Küçük Kafkas kökenlidir ve Org. Teoman Koman, Org. Eşref Bitlis, Org. İsmail Hakkı Karadayı, Marmara Bölge Komutanı Engin Koç ve Tümg. Osman Özbek ile aynı gurupta bulunmaktadır.
Veli Küçük'e bağlı, sözünden çıkmayan gazeteciler Bekir Coşkun, Enis Berberoğlu, Doğu Perinçek ve Aydınlık çevresi, Aslan Pekin (Türkiye), Necdet Sevinç (Kurultay), Hüseyin Gülerce (Zaman), Gülçin Telci, Dinç Bilgin, Ertuğrul Özkök yer almaktadır.
Veli Küçük'ün yakın ilişkili olduğu mafya gurupları Sami Hoştan, Ö.L. Topal, Drej Ali, Alaattin Çakıcı, Sedat Peker..."
 
Böyle devam edip gidiyor. Zırva okumak isteyenler için MİT Raporundaki bu bölümün tamamı: http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/17873-iste-4-yil-gizlenen-ergenekon-semasi.html
 
İşte bu deli saçması örgüt şemasına dayanarak yurtseverler yıllardır hapiste.
 
********
 
MİT Müsteşarı Atasagun: “Saçma sapan, ciddiye alınmayacak iddialardı”
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun

 
2001’de “dolandırıcılık ve sahtecilik” iddialarıyla İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü görevlilerince “yakalanan” ve daha sonra Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne “teslim edilen” Tuncay Güney’le o tarihte mülakat yapıldı ve yapılan bu mülakat kamera ile kayıda alındı. 

1972 doğumlu olan Tuncay Güney, mülakat tarihinde 29 yaşında. Ancak Güney, 1976-77’ den bu yana yaşanan tüm olayları sanki kendisi içinde, hatta merkezinde imiş gibi anlatıyor. Yani 5-6 yaşından beri Ergenekon örgütünü biliyor. "Bu nasıl olabilir" diye sorgulamak isteyen sanıklar konuşturulmadı, salon dışına çıkarıldı, duruşmalara alınmama cezası verildi. Mahkeme Heyeti'ne göre, Tuncay Güney'in sözleri kutsaldı ve sorgulanamazdı. 

Mülakatında Türkiye’nin saygın ve yurtsever siyasetçileri, aydın ve komutanları suçlayan Güney’in “Ergenekon demek TSK demektir” suçlamaları üzerine MİT, 69 ismin yer aldığı Ergenekon Şeması’nı oluşturdu.
 
Atasagun şunları söyledi:
“Ergenekon şema ve raporuna dayanak bilgiler geldiğinde komik buldum. Gülüp geçtim. Saçma sapan, ciddiye alınmayacak iddialardı. Ancak teşkilatta rapor olarak hazırlanmıştı, sumen altı edemez, bekletemezdim. İlgili makamlara sunmasam bana da Ergenekoncu derlerdi. Bu bilgiler o zaman da saçma sapandı, şimdi de saçma sapan! Başbakanlık’tan soruşturma izni verilmesini istiyorum. İzin verilmelidir. İzin verildiğinde ben de gider savcılara, mahkemelere bildiklerimi anlatırım.”
 
Ancak, Ergenekon sanıklarının tüm ısrarlı taleplerine rağmen, Mahkeme Heyeti, MİT Müsteşarı Atasagun'u dinlemek istemedi.
Sanıkların dinlenmesini istedikleri diğer tanıklar gibi.
Hakimler ve savcılar, Ergenekon diye bir örgüt olmadığını ortaya koyacak yönde tanıklık edecek kişileri dinlemek istemiyordu.
 



 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder