"Siyaset yalan söyleme sanatıdır" derler. Bu söz, çirkin
politikacılar içindir.
Halk için siyaset yapanlar yalan söylemezler.
Bir parti liderinin cahil olma hakkı yoktur. Ülkesindeki
siyasi gurupları doğru tahlil edemeyen bir parti lideri olamaz.
"Her şeyi nasıl bilsin" diyeceksiniz. Kolayı var.
Danışmanları var. Onlardan konu hakkında dosya hazırlamalarını
ister.
Bay Kemal danışmanlarına diyebilirdi ki: "Bu
Aydınlıkçıların eskiden Maocu oldukları, Atatürk karşıtı oldukları, sonra
birdenbire Atatürkçü oluverdikleri söyleniyor. Konuyu inceleyip bir dosya
hazırlayın"
Danışmanları Aydınlık kolleksiyonlarını araştırınca
şunları göreceklerdi:
29 Ekim 1978, 10 Kasım 1978 ve 11
Ağustos 1979 günlü Aydınlık gazeteleri:
(resmi büyütmek için üzerine tıklayınız)
23 Nisan 1980, 19 Mayıs 1980 ve 30
Ağustos 1980 günlü Aydınlık gazeteleri:
(resmi büyütmek için üzerine tıklayınız)
Bunlar gibi birçok yazı, haber, yorum vesaire
bulacaklardı.
Bay Kemal bunlara bakıp: "Demek ki 1978'den sonra
Maoculuğu bırakıp Atatürkçü olmuşlar. Demek ki Maoculuk dönemleri daha eski.
1978 öncesini de araştırın" diyecekti.
Danışmanlar araştırınca aşağıdaki gibi birçok örnek
bulacaklardı:
11 Kasım 1969 günlü Türk Solu
dergisi:
Ancak, Bay Kemal'in gerçeği aramak gibi bir niyeti
yoktu.
Niyeti, Atatürk'ü savunanları karalamaktı. Maocu demekle
neyi kasdettiğini bile belki bilmiyordu. Gericilerin Atatürk'ü umacı gibi
göstermesi gibi o da Mao'yu umacı gibi göstermek istiyordu.
Ama gayretleri hüsranla sonuçlandı. Seyit Rıza'ya itibar
kazandırıp Atatürk'ü mezara gömme hevesi kursağında kaldı. CHP Parti Gurubu bu
caniyane girişimi reddetti.
Atatürk'ü gömme siyaseti partisi tarafından reddedilen bir
Genel Başkan o makamda kalamaz.
Atatürk'ün koltuğunu derhal terk et.
arşiv:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder