12 Kasım 2012 Pazartesi

Sistem dışı güç odağı : Gerçek muhalefet

Aydınlık, 11 Kasım 2012

 
Serhan Bolluk, Aydınlık'ın 12 Kasım günlü başyazısında önemli bir noktaya ışık tutuyor:
 
11 Kasım 2012 günlü gazetelerin birinci sayfaları, 10 Kasım eylemini tanımlıyor.
Nasıl mı?
Bu büyük eylemi ya vermediler, ya da "Nereye saklasak" diye küçülterek bir yerlere sıkıştırdılar.
 
Bir kısmı da, bu milyonluk eylemin yerine, Dolmabahçe'de birkaç bin kişilik eylem yapan Kürt düşmanı gurubu verdiler.
Hani şu "Ordu göreve" pankartı açan, bu pankart yüzünden Silivri'de yurtseverler darbecilikle suçlanırken kendileri ellerini kollarını sallayarak gezen provokatör gurup.
 
SoL, Birgün, Evrensel gibi kendi kendilerine "solcu" madalyası takan gazeteler, birinci sayfalarında bu milyonluk yürüyüşe yer vermediler.
 
Milyonlara arkasını dönen bir "sol" ile karşı karşıyayız.
ZAMAN, Bugün ve Star ile aynı çizgide buluşan tuhaf bir "sol" ile karşı karşıyayız.
Böyle diyor Serhan Bolluk.
 
19 Mayıs, 29 Ekim ve 10 Kasım.
Bu eylemler kendi kendine olmadı. Yerden bitmedi, gökten düşmedi. Hepsinin bir hazırlık dönemi, bir örgütleyicisi vardı.
Aydınlık ve Ulusal Kanal dışında bu çalışmaları yansıtan olmadı.
 
Demek ki, sistem dışı bir güç devreye girmişti. Sisteme bağlı olanlar, sistem dışı bu güç odağını görmek ve göstermek istemiyorlardı.
Meclis çatısı altındaki sahte muhalefet yerine, gerçek muhalefet sahneye çıkmıştı.
2007 Cumhuriyet Mitinglerinde kürsüleri ele geçirenler "Sağcılar MHP'ye solcular CHP'ye" diye devrimci enerjiyi heba etmişlerdi.
Şimdi, önderlik devrimci ellere geçmişti.
Bunu gizlemeye çalışıyorlardı.
 
Emekli Tuğgeneral Dr. Noyan Umruk olayı şöyle açıkladı:
"TGB ve ADD, ülkenin her köşesinde milyonlarca yurttaşın yeniden coşku ve heyecanla hareketlenmesine öncülük etti. Tabii, bu öncülük etkinliğinin sürdürülebilmesinde, çok kısıtlı imkanlarıyla, gönüllü katkıları ile adeta "yoku var eden" ve "görünmeden görünen" İşçi Partisi, Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal'ın, gençlerin ve öncülerin işine müdahale etmeksizin örgütsel imkan ve yetenekleri ile sağladığı büyük manevi destek var"
(Aydınlık köşe yazısı, 11 Kasım 2012)
 
29 Ekim için CHP kılını bile kıpırdatmadı.
Kitlelerin, bu arada CHP'lilerin de devrimci öncünün çağrısı ile harekete geçeceği belli olunca, Bay Kemal, oy deposunu devrimcilere kaptırmamak için Ulus'a gelmek zorunda kaldı.
 
Bahçeli Bey ise bunu hiç dert etmedi. Ulus eylemine katılmasa bile, başka bir alanda 29 Ekim kutlaması düzenleyebilirdi. Buna bile tenezzül etmedi. Hatta eylemi Arap Baharı isyanlarına benzeterek suçladı. Yani Bahçeli Bey, AKP Hükümeti'nin yıkılmasını istemiyordu.
E. Tuğg. Umruk, olayı şöyle yorumluyor.
"MHP yönetimi ise, tabanına rağmen treni kaçırmakta kararlı, en azından kısa vadede umutsuz bir vaka"
 
Hak gelmiş, batıl zail olmuştur. AKP, sahte muhalefeti ile birlikte yolcudur.
 
Aydınlık, 8 Kasım 2012
 
Aydınlık, 10 Kasım 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder