24 Eylül 2012 Pazartesi

Komutanların yanılgısı, Komutanlara öneri


Hüküm giyen 250 tutuklu komutan, duruşma salonunda yazdıkları bildiride şöyle yakınıyorlar:
"Devletimizin bu düzmece davada, TSK'ya karşı emperyalist ve Cumhuriyet düşmanlarının kurduğu hain komployu görmemiş olması kabul edilemez bir zafiyettir."
 
Sayın Komutanlar,
Tespitiniz doğru değildir.
"Devletin bu hain komployu görmemiş olması" tespitiniz gerçek dışıdır.
Çünkü, sizlere ve diğer yurtseverlere, Atatürkçülere bu hain komployu yapan zaten devlettir.
"Devletin kendi yaptığı komployu görmemiş olması" diye bir şey olabilir mi?
"Cumhuriyet düşmanları" dediğiniz güç devlettir. Sözünü ettiğiniz emperyalist güçlerle birlik halinde bu hain komployu kuran bu "Cumhuriyet düşmanları" devletten başka bir şey değildir.
Dolayısıyla, devlet "zafiyet" içinde değildir, bilinçli olarak Amerika ile işbirliği halinde bu komployu hazırlamış ve uygulamıştır.
Devleti oluşturan unsurlar Yasama (Meclis), Yürütme (Hükümet) ve Yargı (Mahkeme) ayaklarından oluşur. Son yapılan Anayasa referandumu ile, bu üç ayak da AKP Hükümeti'ne bağlanmıştır. Hain komployu yapan da, uyum içinde çalışan bu üç ayaktır, yani devlettir.
Bu devlet, Atatürk'ün kurduğu milli devlet değildir, Atatürk'ün kurmuş olduğu milli devlet yıkılmış, yerine mafya tarikat devleti kurulmuştur.
Siz bu devlete "devletimiz" diyorsanız, zafiyet içinde olan siz olursunuz.
 
AKP Hükümeti ve denetimindeki Mahkemelerin oluşturduğu devlet dışında var olduğunu hayal ettiğiniz o "devletimiz" nerededir? Kimlerden oluşur? Gösterebilir misiniz? Gösteremezsiniz. Çünkü böyle bir "devletimiz" yoktur. Bir ülkede iki devlet olmaz.
 
Yasama, Yürütme ve Yargı dışında hayali, farazi bir devlet yoktur.
Atatürkçüleri denetim altında tutmak isteyen güçler, "Evet, hükümet Atatürk düşmanlarının elinde, ama devletimiz Atatürkçüdür, müsterih olun" palavrasını uydurmuşlar ve günümüze kadar bu palavra ile Atatürkçüleri uyutmayı başarmışlardır.
AKP Hükümeti ve onun denetiminde olan Mahkemelerin oluşturduğu Atatürk düşmanı, ABD ve AB işbirlikçisi mafya tarikat devleti dışında bir "Atatürkçü devlet" yoktur.
O hayali, farazi, gerçekte olmayan Atatürkçü devlete itaat edenler, aslında Atatürk devriminin, Atatürk Cumhuriyetinin yıkılmasına itaat etmişlerdir ve etmektedirler.
 
ABD-AB  işbirlikçisi mafya tarikat devleti, Silivri Divanı kararı ile Türk Ordusu'nu yasadışı ilan etmiştir.
Balyoz tiyatrosunun ve mahkumiyet kararlarının anlamı budur.
Milli devleti yıkan bu mafya tarikat devleti, Milli Ordu'yu da tasfiye etmek zorundadır ve ediyor. Çünkü Mustafa Kemal'in ordusu mafya tarikat devletinin ordusu olamaz. O halde bu ordu tasfiye edilmeli, ve mafya tarikat devletine uygun bir ordu kurulmalıdır.
 
Balyoz Mahkemesi delillerin sahte olduğunu göremediği için değil, bu tasfiyeyi uygulamak için o kararı vermiştir. Karşıdevrim hukuku uygulanmaktadır. Nitekim, Atatürk büstünü elektrik direğine asmışlardır.
O karşıdevrim hukukuna göre, Cumhuriyet Ordusu yerine mafya tarikat ordusu kurulacaktır, kurulmaktadır.
Şu anda Amerikan Ordusu'na dayanmaktadırlar. Henüz kendi ordularını kuramamışlardır. Teslimiyetçi bazı komutanlara dayanarak bu süreci götüremeyeceklerini biliyorlar.
ABD kodamanı Barkey'in "AKP ile işbirliği içinde Türk Ordusu'nu kafese kapattık" sözleri süreci en iyi şekilde açıklamaktadır.
 
Bu gerçekleri cesaretle saptamak gerekir. Saptayınca ufkumuz açılır ve içimiz ferahlar. Karşımızda düşmanın bulunduğunu görür ve gafletten kurtuluruz. O zaman Mustafa Kemal Paşa'nın konumuna yerleşiriz. O büyük devrimci, Padişah'ın köhnemiş devletini yıkma görevini saptadığı için bir devrimle çıkışa önderlik etmiştir. Zihinlerimiz berrak olmalıdır ki, kararlı ve cesur olalım. 
 
Komutanlara ve yakınlarına öneri
++++++++++++++++++++++++++++
 
Milletçe yaşadığımız haksızlıklara Yargıtay kararlarıyla falan değil, milletin devrimiyle son verilecektir.
Bu tarihsel sürecin eşiğinde komutanlara ve yakınlarına önerim şudur: Yargıtay dilekçesi yazmadan önce İşçi Partisi üyelik bildirimini doldurunuz.
Köklü ve sonuç alıcı çözüm Yargıtay'da değil, İşçi Partisi'ndedir.
 
 

Halk devrimi ile karşıdevrim alt edilecek, Türkiye yeniden Atatürk rotasına girecektir.
Bu devrim sürecinde Cumhuriyet'in yarattığı öncü birikimi toparlayacak olan örgüt, İşçi Partisi'dir.
İşçi Partisi, bu tarihsel görev için hazırdır. Başka bir örgütlenme yok ve gökten inmesi de beklenemez.
Programı, siyasi çizgisi, kadroları, yarattığı araçlar, süreci okuyan uzak görüşlülüğü ve cesareti, İşçi Partisi'nin bütün öncüleri birleştirebileceğini göstermektedir.
 
Doğu Perinçek'in açık mektubu
++++++++++++++++++++++++++
 
Doğu Perinçek, komutanlara ve yakınlarına hitaben yukarıdaki konuları içeren açık mektup yayımladı.
Ana fikir aynı kalmak üzere değişik cümlelerle, eklemeler de yaparak ve özetleyerek verdim.
 
Efendileri Amerika güçlükler içindedir. Suriye'de Asya kayasına çarpmışlardır. Ancak hiçbir rejim, güçlü bir muhalefet odağı olmadan yıkılmaz.
Gayrımilli AKP rejimi de, güçlü bir Milli Merkez olmadan yıkılmaz.
Komutanlara ve yakınlarına Doğu Perinçek tarafından yapılan çağrı, bu Milli Merkezi kuvvetlendirme ve büyütme amacına yöneliktir.
 
********
Doğu Perinçek'in orijinal yazısı: 
********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder