12 Eylül 2012 Çarşamba

Genelkurmay : "Sorumlu Vali"


Aydınlık'ın , "Orduyu felç ettiler" başlıklı haberinde şunları okuyoruz:
                                                          Aydınlık, 9 Eylül 2012
 
"TSK'da zaafiyet mi var?" sorusunu üst düzey komutanlar Aydınlık'a değerlendirdi:
"Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy gibi davalarla Türk Ordusu felç edildi."
 
Bir Eski Genelkurmay Başkanı, 100'e yakın General ve 400'ün üzerinde Subay ve Astsubayın yargılandığını hatırlatan komutanlar, şu tespitleri yapıyor:
"Bu davalar, TSK içinde kararsızlık, tedbirsizlik ve zaafiyet yaratıyor.
Çünkü, bu davalarda, Generaller ve üst rütbeli Subaylar, verdikleri kararlardan dolayı yargılanıyor."
 
********
 
Üst düzey Görevde Subay, ordu içinde emir komuta zincirinin bozulmasını şöyle anlatıyor:
"-Komutanlar, "soruşturma geçiririz" korkusuyla emir veremez oldular. "Kararı ben vermeyeyim, üst versin" diyerek sorumluluk almaktan kaçınıyorlar.
-Sözlü emirlere itaat edilmiyor, her zaman yazılı emir verilmesi isteniyor.
-Üst Komutanlar ise, verilen kararların yargıya taşınmasından endişe ederek sorumluluk almak ve yazılı emir vermek istemiyor.
-Subaylar, "İlerde yargılanırız" diye, sıradan plan seminerlerine dahi katılmaya çekiniyor.
-İç Güvenlik Harekat Bölgelerinde, yani Güneydoğu'da yapılan operasyonlarda kendini savunma noktasında tereddütler oluyor. Asker teröristi karşısında görüyor ancak emir gelmeden ateş edemiyor. Tereddüt yaşadığı için canından oluyor.
-Operasyon komutanları, ilk ateşi açıp soruşturma geçirmemek için üstlerinden emir gelmeden ateş açmıyor.
-TSK Doğu ve Güneydoğu'da Olağanüstü Hal gibi tedbirler almaktan yana, ancak Hükümetin politikası buna ters.
-Sözleşmeli Subaylar, görev süresinin 15 yıldan 10 yıla indirilmesine rağmen, görev süresini doldurmadan istifa yolunuı seçiyor.
-Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in "Konuşmayacağım, her şey ortada" sözleri, ordunun içinde bulunduğu felçli durumu açıkça ortaya koyuyor."
 
********
 
Balyoz ve Ergenekon tutuklusu komutanların yorumu şöyle:
"PKK ile en ön safta mücadele eden komutanların tutuklu olması, terörle mücadele etmenin suç kabul edildiği algısı oluşturuyor.
Asker, terörle mücadele ederek "suç işlemeyi" göze alsa bile, kazanılan mevziler, Hükümetin açılımları ile geri veriliyor.
Asker ve vatan önden düşman kurşunu ile değil, arkadan iktidar mevzilerinden vuruluyor."
 
********
                                                                 Org. Necdet Özel
 
Genelkurmay, Aydınlık'ın bu haberine bir açıklama ile cevap verdi.
15 maddeden oluşan açıklamanın Aydınlık'ın haberi ile ilgili maddesinde şöyle deniliyor:
"Yasaya göre ilin güvenlik ve asayişinden Vali sorumludur. Vali, ilin güvenliğini öncelikle kolluk kuvveti ile sağlar. Bu kuvvetlerin yetersiz kalması durumunda ildeki askeri birlik komutanından yardım talebinde bulunur, ve bu istek hemen yerine getirilir.
Yasa'dan da anlaşılacağı gibi, TSK unsurları teröristle mücadelede kolluk kuvvetlerine destek görevi ile görevlendirilmişlerdir. Bu nedenle, yurt içinde teröristle mücadele faaliyetlerinin kamuoyuna açıklanması sorumluluğu Valilere aittir."
 
Bu açıklamayı, örtülü olarak Aydınlık'ı doğrulayan bir "mazeret beyanı" olarak algıladım.
"İtler salınmış, taşlar bağlanmıştır" anlamında...
 
********
 
Evet, işte böyle sayın seyirciler. Terörle mücadeleden sorumlu kişi, yani Komutan kimmiş? Vali.
Peki, Vali kimmiş? PKK'nin "Düşman" olarak görmeyip şikayet etmediği kişi. PKK'ye "özgürlük alanı" açan kişi. 
Hangi ilin Valisi mi? PKK'nin ve BDP'nin "Kürdistan" ilan ettiği bölgedeki illerin valileri.
İnanmazsanız AKP-PKK arasındaki Oslo Görüşme tutanağına bakınız.
 
********
 
Tayyip Bey'in Özel Temsilcisi olduğunu söyledikten sonra, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, PKK temsilcilerine hitaben sözlerine şöyle devam ediyor:
"Geliştirilen bir özgürlük alanı açıldı. Bu açılan alanda örgütün (PKK'nin) alt birimleri eski alışkanlıklarından hareketle "daha fazla mevzi kazanalım, daha fazla örgütlenelim" mantığı içerisinde. Bir noktaya kadar tolere edebiliyorsunuz; çünkü dediğim gibi, alandaki Valiler, Emniyet Müdürleri bu noktada gerçekten çok değerli insanlar. Yani şu anda sizin spesifik olarak isim vererek şikayet edebileceğiniz "Şu adam düşmandır, bu adam şeydir"...."
 
********
 
Yani neymiş: (Tercüme-i beyanat-ı Fidan):
Alandaki (Güneydoğu illerimizdeki) Valiler ve Emniyet Müdürleri çok değerli insanlarmış, neden?
Çünkü bunlar, PKK'ye bir özgürlük alanı açıp geliştirmişler.
Ve de, PKK'nin daha fazla mevzi kazanma, daha fazla örgütlenme isteklerine göz yumuyorlarmış (Fidan'ın deyişiyle: tolere ediyorlarmış).
Bu kadar değerli kişilermiş yani. Bundan çok emin olan Fidan, PKK temsilcilerine soruyor"Şu anda sizin isim vererek "Şu Vali PKK'ye düşmandır" diye şikayet edebileceğiniz bir kişi var mı?"
PKK'nin şikayetçi olduğu Valiyi, Emniyet Müdürünü acilen değiştirecekler yani. Ama Allahtan böyle kişiler yok. Hakan Fidan bundan çok emin olarak soruyor: "Var mı size düşman olan Vali?"
Yok el-hamd-ül-illah, ilk Müslüman T.C. yöneticileri sayesinde.
 
********
 
PKK'ye düşman olmayan çok değerli Vali yönetiminde PKK'ye karşı savaşan TSK'nin bir şansı var mı sizce?

TSK'ye ait araca PKK bayrağı asılması, bu aracın geçtiği yoldaki Türk bayrağının indirilmesi işte bu değerli (badem) Vali ve Emniyet Müdürlerimizin sayesinde olmuştur.
Kendilerine ve kendilerini oralara tayin eden ilk Müslüman T.C. yöneticilerine şükranlarımızı sunuyoruz.
 
********
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder