Öcalan, 6
Temmuz 2012’de İmralı’da avukatlarına diyor ki:
“Beni ziyaret
eden heyetle, Anayasa Komisyonu kurulması
için anlaştık.
Anlaşmamız
içindeki en önemli konu bu idi”
7 Temmuz
görüşme tutanaklarında ise, daha geniş kapsamlı Anayasa Konseyi anlatılıyor.
Yaklaşık 130 üyeli bu Konseyde BDP 25-30 üye ile temsil edilecek:
“Bu Konsey,
Yeni Anayasa çalışmalarını yürütecek bir konsey olacak.”
“AKP Hükümeti
ile, hatta Cemil Çiçek ile bizzat görüştük”
Bu tutanaklar KCK Davası İddianamesi’nde yer alıyordu.
*********
Demek ki
Öcalan, Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmaya başlamadan 3 ay önce avukatlarına
anlatmış. “Böyle bir Komisyon için Hükümetle anlaştık” demiş.
Tutanakları
yayınlayan Aydınlık gazetesinin muhabiri, CHP ve MHP’li Komisyon üyelerine
soruyor: “İçinde bulunduğunuz Komisyon Öcalan’ın isteği ile kurulmuş. Ne
diyorsunuz?”
CHP’li Atilla
Kart: “Öcalan’ın ne dediği bizi
ilgilendirmiyor”
MHP’li Oktay
Öztürk: “Öcalan’ın fikirlerine ihtiyacımız yok”
Size sorulan
sorunun cevabını vermiş olmadınız.
“Öcalan’ın
isteği ile kurulmuş olan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda ne işiniz var” diye
soruluyor size.
Demek ki ne
yaptığınızı çok iyi biliyorsunuz.
CHP’li Atilla
Kart:
“Öcalan’ın ya
da başka birilerinin bu konuda söylemlerinin bizim için kıymeti yok.
Anayasa
Uzlaşma Komisyonu ile Öcalan’ın sözünü ettiğianayasa çalışması arasında en ufak
bağ yoktur.
Kendi
yolumuzu kendi haritamızı biz kendimiz çiziyoruz.”
Öyle mi Sayın
Kart?
Öcalan ile
AKP anlaşıyorlar, 3 ay sonra anlaşmaya uygun Komisyon kuruluyor, siz de
katılıyorsunuz.
Bu durumda
kendi yolunuzu kendiniz mi çizmiş oluyorsunuz?
*********
CHP ve MHP'li Komisyon üyeleri bu
habere tepki gösteremez.
Çünkü tepki gösterirlerse gereğini
yerine getirip Anayasa Uzlaşma Komisyonu'ndan Parti olarak kalkmak zorunda
kalırlar ki, bu Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin misyonuyla tam ters bir tavırdır.
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli; ne olursa
olsun AKP'nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu'ndan kalkmayacaklarını beyan ve taahhüt
etmişlerdir.
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli "Darbeciler
Temizlensin" diyerek tertiplere destek vermiş, Balyoz kararı
açıklandıktan sonra da karara tepki gösteren açıklamalarla timsah gözyaşları
dökmüşlerdir.
Karara tepki verirken kullandıkları
sert sözler, tabanlarının gerisine düşmemek içindir.
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin misyonu
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda olduğu gibi AKP'ye her türlü örtülü desteği
vermektir.
Böyle muhalefete can kurban...
*********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder