Suriye'ye Türkiye'yi koçbaşı olarak kullanan Amerika - NATO saldırısının sonuçlarından birisi de, Kürt bölgesinin ayrılması olacaktır.
Buradan şu anlaşılır:
"Diktatör Esad", "Katil Esad" vesaire gibi bahanelerle Suriye'deki rejimin devrilmesi için NATO, Amerika ve Avrupa'nın yardakçılığını yapanlar, esas niyetleri ne olursa olsun, aslında Büyük Kürdistan'ın kurulması için çalışıyorlar demektir.
Irak'a müdahale ve işgal, Saddam rejiminin yıkılması, Barzani Devleti'ni yarattı.
Suriye'ye müdahale ve Esad rejiminin yıkılması da,
Suriye'nin Kürt bölgesinin ayrılması
ve Barzani devleti ile birleşmesi sonucunu doğurur.
PKK'nın yayın organı Gündem Gazetesi yazarı Veysi Sarısözen bu durumu çok güzel özetlemiş:
"Şam rejimi devrildiği takdirde, Suriye birliğini muhafaza etmek büyük ölçüde zorlaşacaktır.
"Şam rejimi devrildiği takdirde, Suriye birliğini muhafaza etmek büyük ölçüde zorlaşacaktır.
Mevcut rejimin çöküşünün ardından, en başta
Kürtlerin bağımsızlıklarını veya en azından özerkliklerini
elde edeceklerini beklemek yanlış olmaz"
Başka söze gerek var mı?
İşte bundan dolayı Suriye'yi savunuyoruz.
Güney sınırımızda, Barzani devletinin hemen batısında, bir çıbanbaşı daha oluşmasını istemiyoruz.
Tayyip Erdoğanların 2003'de Irak'a Amerikan saldırısını kolaylaştırmak için Mart tezkeresini niçin getirdikleri, şimdi de Suriye'yi Batı emperyalizmi adına niçin tehdit ettikleri şimdi daha da açık olarak görülüyor.
Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'nin ana hedefi, Türkiye-İran-Irak ve Suriye'den koparılacak topraklar üzerinde Büyük Kürdistan kurmaktır.
Tayyip Erdoğan, tam 35 ayrı yerde kameralar ve mikrofonlar karşısında, Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eşbaşkanı olduğunu açıklamıştır.
Bu projenin Büyük Kürdistan Projesi olduğu açığa çıkınca da inkar etmek istemiş, "İspat edemezlerse alçaktırlar, namussuzdurlar" demiştir.
Buyurun izleyin:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder